Perşembe, Ağustos 30, 2007

Avrupa Parlementosu önünde ITC Bayrağı Şahlandı


29 Ağustos 2007, Çarşamba Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Türkmenler Belçika'nın başkenti Bürüksel'de avrupa birliği konseyi binası önünde toplanarak, Irak'ta Türkmenlere yapılan tüm haksızlıkları protesto etti ve avrupa birliği dışilişkiler başkanlığına bir dosya verildi..


Bürüksel Avrupa Birliği (AB) Konsey ve Komisyon binasının önünde toplanan yüzlerce Türkmenler grup ellerinde İTC bayrakları ve pankartlarla Irak'ta Türkmenlere yapılan tüm haksızlıkları protesto etti. yapılan protestonun amacı Irak'taki Türkmenlerin uğradıkları haksızlıklara ve yeni Irak anayasasının 140. maddesinin sebep olduğu sıkıntılara dikkat çekmek. Bugün hazırladığımız raporu Avrupa Parlamentosu ve komisyonunda ilgili kişilere verildi.
Amacımız Bir an evvel Birleşmiş Milletler'den Kerkük'e müdahale etmesini ve Kerkük'e özerk bir statü verilmesini istiyoruz. Kerkük'ün yüzde 80′i Türkmen zira bütün belediyeler ve karakolların müdürleri, başkanları Kürt'lerin elinde. Türkmenlerin hiçbir söz hakkı yok.
Ayrıca 600 bin Kürt getirmişler ve Kerkük'ün Türkmen şehri olduğunu inkar ediyorlar. Nerden ve niye geldiler? Kerkük ne zaman Kürtlerin oldu? Bu haksızlıkları dünyaya yaymamız için bu mitiğ düzenlendi.


kerkuk.net

Salı, Ağustos 28, 2007

Maliki Kerkük sözünden dönmek zorunda kalacak

"Sünni blokunun hükümetten ayrılması sonrası Kürtlerle koalisyon yapan Maliki, Kerkük referandumunu engellememe sözü verdi. Başbakan, Kerkük'ün tek bir millet veya mezhebe ait olmadığını anlamalı"
28/08/2007
ABDUZZEHRA ERREKABİ
(Arşivi)Irak işgalinin mezhepçiliği ve faşizmi derinleştirdiği doğru. Ayrıca işgalle birlikte gelen veya zaten içeride bulunan bazı gruplar, işgalin yapılandırdığı siyasi etkinliklere katılmaları sonrası hukuki ve ahlaki açıdan meşruiyet kazanmadı. Bu durumun, iç savaşa giren Irak toplumunun çözülmesine önemli katkısı oldu. Ne var ki mezhepçilik ve faşizm, Maliki hükümetinde zirveye çıktı. Bu yönetim, başka grupları alçaltıcı hükümetinden uzaklaştırdı; sonrasında işgalin çirkin hedeflerine boyun eğilerek, mezhepçi Şii partileri Davet ve Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi'yle, Barzani ve Talabani'nin gruplarının faşist ve ayrılıkçı Kürt partileri arasında, mezhep temelli ve faşist bir koalisyon kuruldu. Bazı gözlemciler Kürtleri bu iki Şii partisiyle koalisyona götüren etkenleri sorguluyor. Bu partiler Şiilerin çoğunluğunu temsil etmiyor; zira, Sadr akımı, Fazilet Partisi ve bazı küçük ve bağımsız Şii grupların yanı sıra, İyad Allavi'nin grubuyla bağlantılı Şiiler de var. Maliki'yse bir yandan parlamentodaki çoğunluğunu korumak için Kürtlerle koalisyon yaparak ablukadan kurtulmaya, diğer yandan Sünni Uzlaşı Cephesi'ne alternatif olacak ancak hiçbir varlığı bulunmayan Sünni güçlerle ilişki kurmaya çalışıyor. Bu bağlamda Maliki'nin Kürtlerle, Sünni Uzlaşı Cephesi ve diğer Sünni gruplara karşı kendisiyle koalisyon kurmaları karşılığında yaptığı 'anlaşma'yı dile getirmek istiyoruz. Maliki, Kerkük'ün Kuzey Irak'taki Kürt oluşumunun kapsamına alınmasına yol açacak 140. maddenin hayata geçirilmesini engellemeyecek. Kentin Kürt Yönetimi'ne katılması Kürtlerin stratejik hedefi; Kürtler, bu petrol zengini kenti almaya çalışıyor. Böylelikle kuzeydeki Kürt oluşumu, kendisine ekonomik güç verecek büyük bir üssü ele geçirecek. Genelde Irak'ta ve özel olarak da Kerkük'teki şartların, durumu Kürtler lehine değiştirdiği şüphesiz. İşgalden bu yana büyük bir demografik değişim yaşanıyor. Kürtler Saddam döneminde tehcir edildikleri gerekçesiyle, Kerkük'e korkunç sayıda Kürt çekiyor. Önceki dönemin istatistikleri, kentin Türkmen çoğunluğa sahip olduğunu, Kürt, Arap, Asuri ve Keldanilerin sonradan geldiğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla Kerkük, Saddam'ın Araplaştırma hamlesine rağmen Türkmen olarak kaldı. Kürtler zulme uğradı ama Türkmenler de öldürme ve tehcir gibi uygulamalara maruz kaldı; milletlerini değiştirmeye zorlandı. Bir Türkmen ancak, 'Araplığa geçince' kentinde ev sahibi olabiliyordu. Türkmenler kültürel ve siyasi haklardan da mahrum bırakıldı. Hiç kuşkusuz Kürtler Maliki'yle kara kaşı kara gözü için koalisyon yapmadı. Bu koalisyon. Maliki'nin kısa vadede 140. maddenin uygulanmasını engellememesini öngörüyor. Kürtlerin böyle bir anlaşmayı, Maliki'nin devirdiği İbrahim Caferi hükümetiyle imzalayamadığı söylebilir. Caferi ikinci kez başbakan adayı olduğunda, bu anlaşmayı reddetmişti. Kürtler de Caferi'nin adaylığına karşı çıkmıştı. Kürtlerin bu vetosu, Caferi'nin 140. maddenin uygulanmasını engellemesine misillemeydi. Fakat Kürtlerle bu tür bir anlaşma, iç ve bölgesel birçok sebepten ötürü başarı sağlayamaz. Ayrıca, Kerkük Türkmen kimlikli olsa bile, hiçbir Türkmen bu kentin sadece Türkmen kenti olduğunu söylemeye cesaret edemez. Araplar, Türkmenler, ve Asuriler Kerkük'ün bir Irak kenti olduğunda hemfikir. Siyasete giren dinci Şii gruplar da dahil Şiiler, ihanet sayılacak tarihi ve stratejik bir ahmaklık yapamaz. Bunun en basit örneği Sadr akımı ve Fazilet Partisi gibi dinci Şiilerin, siyasete katılmalarına rağmen 140. maddenin uygulanmasını reddetmesi.
(Katar gazetesi Raye, 23 Ağustos 2007)

Salı, Ağustos 21, 2007

Türkmen Cüneyt Hamit Avrupa'nin Olimpiat Umudu

Danimarka Ulusal Taekwando Takımının Olimpiyat favorisi Türkmen Cüneyt Hamit.

Dünya Spor Olimpiyatlarında Avrupayı temsil edecek Taekwandocular başarı için önce İngiltere sonra da İstanbulda ülkeleri adına elemelere katılacaklar.

Avrupa ikinciliği ve bir çok uluslararası turnuvaralardan birincilik kazanan Türkmen sporcu son yılların tartışmasız Danimarka şampiyonu ve olimpiyat umudu.

Cüneyt'in hedefi Olimiyatlarda dereceye girerek Türkmen Bayrağını dünyaya göstermek.

Röportaj

Erbil Vakfı Sitesi tarafından yapılan Dr. Saadettin Ergeç röportajını yayınlıyoruz:
Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Türkmen Milletvekili Dr. Sadettin Ergeç, Irak'ın en son fotoğrafını çekerek, Türkmenlerin çilesini anlattı. Lider ve parlamenter olarak yaşanan zorlukları dile getirdi... Ergeç, Kerkük ile ilgili bir gerçeği, tek cümlede özetledi: “Kerkük Ateşten gömlek” .

Erbil Vakfı: IRAK'TA 2007 SONUNDA YAPILMASI BEKLENEN REFERANDUM KONUSUNDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
ERGEÇ:Kerkük’te normalleştirme olmadığı takdirde, Iraklı Türkmenler olarak 2007’de yapılması planlanan referanduma katılmayız. Mevcut Anayasa'ya göre, 2007 yılında Kerkük'te referandum yapılmaması gerekiyor. Ama anayasa referandumdan önce bir normalleştirme ve bir sayım öngörüyor. Normalleştirme öyle kolay bir iş değil. Nüfus ve mal rejiminin yeniden düzenlenmesi daha doğrusu işgal öncesindeki hale getirilmesi gerekiyor. Peşmergenin tapu ve nüfus dairesini talan ettiği Kerkük'te bunu sağlamak çok zor.. Dolayısıyla şartlar oluşmadığı takdirde referandumun gerçekleşmemesi için elimizden geleni yaparız. Bildiğiniz gibi, Kerkük’te demografik yapı Kürtler lehine bozulmuştur. Birleşmiş Milletler kayıtlarında, Saddam döneminde Kerkük’ten göçe zorlanan Kürtlerin sayısı 11 bin 700, Irak resmi kayıtlarında ise bu rakam 11 bin 885'tir. Hâlbuki Kerkük’e işgalden sonra getirilerek seçim kütüğüne kaydettirilen Kürtlerin sayısı 227 bin civarındadır. Bu bize göre 500–600 bin nüfusa tekabül eder. Üstelik bunların çoğunluğu Kerküklü değildir.. Çoğunluğu Irak'a komşu ülkelerden getirilmişlerdir.
Dolayısıyla Kerkük’ün demografik yapısı bozulmuştur. Bu nedenle normalleştirme bizim için büyük önem arz etmektedir. Bu haksızlıklar giderilir şartlar düzeltilir ve normalleşme sağlanırsa referandumdan niye korkalım. Biz normalleştirme sürecini takipçisi olacağız.. Zaten sağlıklı bir sayım yapıldığında her şey ortaya çıkar. Demografik yapı düzeltilmezse, yapılacak bir referandum kimseyi mutlu etmez... Şu anda Irak’ın sorunları çok büyük... Kerkük ise mihenk taşı.. Biz her zaman diyoruz ki öncelikle Kerkük üzerinde uzlaşalım.. Ama 2003’ün şartlarına göre anlaşalım. Bize ait olan arazileri teslim edin. Yani benim sende neyim varsa ver, senin neyin varsa al. Ancak, bugünün şartlarına göre değil. Bize ait araziler geri verilmedikçe bu sürecin içinde olmayacağız. “Kürt nüfusu ile doldurulmuş Kuzey Irak’ta yapılacak referandumu meşru saymıyoruz... Türkmen ve Arap grupların sayımda ve referandumda yer almayacaklarını söyledi.Normalleştirme sağlanmazsa Türkmenler de Araplar da, sayıma ve referanduma katılmaz. Böyle bir prensip anlaşmamız var. Zaten, bu koşullarda, referandum 2007 yılında yetişmez. Kerkük’te 'normalleştirme' olmadığı takdirde sayıma ve referanduma katılmayız ya da bunu yaptırmayız..
Erbil Vakfı: , ABD’NİN BİR BÖLGE POLİTİKASI VAR MI?
ERGEÇ: Amerika'nın başına Irak çorabını Beyaz Saray'daki şahinler ördü... Amerika çok büyük itibar kaybetti. İşgal ve sonrasındaki süreç, Bush'un siyasi kariyeri bile etkilemiştir... Biz, ABD’nin yanlış hesabının Bağdat’tan döndüğünü düşünüyoruz... ABD'nin ve Irak'ın kaderinin, 7 Kasım seçimleriyle birlikte zaman içinde değişeceğine inanıyoruz. ABD'nin yaptığı en akıllıca işlerden biri, Demokrat ve Cumhuriyetçi partinin önde gelen iki eski politikacının başkanlığında bir çalışma grubu oluşturmasıdır. 6 Aralık'ta açıklanan rapor, ABD'nin sadece Irak'ta değil Ortadoğu'daki geleceği için, milli bir stratejik belgesi olarak kabul edilebilir.. Bu rapora göre ABD'nin Irak'ta izlediği politikada değişiklikler beklenmektedir. 2008 yılı içinde bölgeden çekilmeye başlayabilirler. Yanlışlarını gördüler şimdi onları ortadan kaldırmak zorundalar. Köklü değişiklikler olacaktır.. ABD hatanın neresinden dönse kardır..
Erbil Vakfı: IRAK ÇALIŞMA GRUBUNUN RAPORU HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİZ?ERGEÇ:Irak Çalışma Grubu Eşbaşkanları Mr. James Baker ve Mr Lee Hamil ton’a mektup yazdım. Kendilerinin, Irak Çalışma Grubu'nda yer almasını dünya barışı için bir şans olduğunu, hazırlayacakları raporunda, Ortadoğu’nun ve özellikte de Irak'ın huzura ve istikrara kavuşmasında büyük katkısı olacağını düşündüğümü söyledim. Mektubumda, tezlerimizi dile getirdim... Görüşlerimiz rapora yansıdığını, çoğu tespitlerimizin raporla örtüştüğünü gördüm.. Bu da bizi umutlandırdı... İki deneyimli politikacı tarafından hazırlanan raporu akılcı ve gerçekçi buluyorum. Irak Çalışma Grubu'nun raporu, 142 sayfa ve 79 tavsiye içeriyor. Tavsiyelerin 30. maddesinde, Türkmenlerin de savunduğu gibi, Kerkük'te yapılacak referandumun ertelenmesi öneriliyor. Irak Çalışma Raporu'nun diplomatik çabalar bölümünde; Kerkük konusunda tarafların mutabık kalacağı bir anlaşmaya varılmasının önemi vurgulanırken, tavsiyelerin 30. maddesinde ise aynen şöyle söyleniyor: "Kerkük'te yaşanan vahim duruma karşın, etnik şiddeti durdurmak için uluslararası bir tahkime gidilmesi, bir barut fıçısı olan Kerkük'te Irak Anayasası'nın öngördüğü referandumun yapılmasının patlamaya neden olacağı ve dolayısıyla ertelenmelidir. Bu sorunun uluslararası Irak'a destek grubunun diplomatik çalışmalarının gündemine alınması gerekir." Bildiğiniz gibi, Irak Çalışma Grubu raporu Bush yönetimine, "Irak stratejisini derhal değiştirmesi" çağrısında bulunuyor. Bush bu çağrıya uyar mı uymaz mı zaman gösterecek. Bu çağrıya uyulması da işgali mazur göstermez ama hem ABD'ye hem de Ortadoğu'ya büyük hizmet edilmiş olur..

Erbil Vakfı: TÜRKİYE’NİN IRAK POLİTİKASI NEDİR?
ERGEÇ:Türkiye'nin Irak Türklerini birleştirip, bütünleştirmek için çabaları var. Bu amaçla, toplantılar düzenliyor. Türkmen milletvekilleri, önde gelen siyasi oluşumlar ve kişiler çağrılıyor. Bu toplantıların olumlu ve umut verici bulduğumu söyleyebilirim. Dikkat ederseniz, Irak Çalışma Grubu'nun raporun bir bölümünde, Türkiye'nin önemli bir Sünni Müslüman ülke olarak Irak'taki uzlaşma sürecine katkıda bulunabileceğine işaret ediliyor. 'Türkiye'nin Irak'ın bütünlüğünü koruması ve ülkenin PKK için bir barınak olmasının önlenmesindeki çıkarı dikkate alındığında, Ankara'nın çabalarının bilhassa yardımcı olabileceğinin' altı çiziliyor. Bu arada hemen belirteyim, Türkiye sadece Türkmen gruplarıyla değil, Irak'taki bütün gruplara görüşüyor ve eşit mesafede duruyor..
Erbil Vakfı: TÜRKMEN SİYASİ VARLIĞI VE POLİTİKASINI AÇIKLAR MISINIZ?ERGEÇ:Türkmenlerin sağduyusunun ve öngörüsü, Hükümete bir bakan ve Irak Ulusal Meclisi’ne de sekiz milletvekiliyle yansıyor. Demokratik mücadelelerinde artık her kesimden taraftar bulabiliyoruz. Irak’ta yalnız olmadığımızı, en azından bizim gibi düşünenlerin her geçen gün arttığını söyleyebilirim. Zamanın bizi haklı çıkardı ve bütün tezlerimiz bugün kabul gördüğünü söyleyebilirim. Biz Irak’tan koparıldığımız anda Irak’ta her şey biter. Biz, gücümüzü Irak’ın toprak bütünlüğünde gördüğümüz için bu yönde mücadele veriyoruz. Musul, Kerkük, Tikrit, Diyala bölgelerinden milletvekilleri ile bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda da Irak’ın birliği ve varlığını koruma kararlılığı çıktı.. Biz, başından beri Irak’ın toprak bütünlüğünden yanayız. “Türk-Kürt, Sünni-Şii ayrımına kesinlikle karşıyız. Kim kendini nasıl nitelerse nitelesin, hepsinin birleştiği ortak bir nokta olsun. Bu da Irak üst kimliğidir. Biz bunu istiyoruz. Irak'ın istikrarının olmazsa olmaz koşulu, Irak’ın toprak bütünlüğü ve Irak üst kimliğinde birleşilmesidir. Ayrıca Türkmenler, Anayasa'da 3. asli unsur olarak tadat edilmeli ve Kerkük özel statüye kavuşturulmalıdır.
Erbil Vakfı: KERKÜK GERÇEĞİNİ BİR DE SİZDEN DİNLEYELİM...
ERGEÇ: Kerkük, bugün işgal altındadır. Kürtler bugün Kerkük’teki bütün resmi daireleri işgal etmişlerdir. Vali, vali yardımcısı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığının hepsi Kürtlerdendir. Kerkük’te bütün önemli noktalara Kürtler yerleştirilmiştir. Benim bir Eğitim Genel Müdürümü öldürdüler. Bir genel müdür yardımcımız vardı. Bunu bile problem yaptılar. Ayrıca Türkmenleri kaçırılıyor. Fidye için de, siyasi nedenlerle de bu kaçırmalar gerçekleşiyor. İntihar bombacıları arttı, faili meçhul cinayetler ve suikastlar çoğaldı. Son zamanlarda Irak Türkmen Cephesi mensuplarına yöneldiler... Irak’taki Türkmenler üzerindeki baskının her geçen gün artmaktadır. Türkmenler Kerkük’ten göçe zorlanmaktadır. Şehirdeki bu can pazarı halkı göçe zorluyor. Bizim insanımızın göç etmesinden kimler istifade eder? Bu işi yapanlar kimler? Elimizde biri olmadığı için kimseyi suçlayamıyoruz... Kerkük ateşten bir gömlek oldu... Kerkük'te yaşamak yürek işi oldu...

Erbil Vakfı: KÜRT LİDERLERLE TEMASINIZ VAR MI, GÖRÜŞÜR MÜSÜNÜZ?
ERGEÇ:Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile iki defa görüştüm Bize yardım etmek istemiyor, daha doğrusu yardım etmek istiyormuş gibi yapıyor. Talabani’nin verdiği sözleri tutmuyor. İlk görüşmemde düşüncelerimizi sordu, anlattık. ‘Türkmenlere karşı hatalı hareketler yapıldığının farkındayız’ dedi. İkinci defa Kerkük valiliğinde yapılan toplantıda görüştüm. Bu görüşmede bana ‘11-12 yıldır Kürtler iktidar oldu. Biz iktidara doyduk. 80 yıldır Araplar hükmediyorlardı, artık sıra size geldi. Türkmenler de iktidar olsun. Onlar da görev yapsın’ diye konuştu. Ben de Türkmenlerin hakkının verilmesi için eski duruma dönülmesini istedim. Oturur konuşuruz dedim. Talabani Türkmen davasına Barzani’ye göre daha yakınmış gibi görünüyor. Ancak verilen sözler hiçbir zaman yerine getirilmedi. Biz hazırız her şey normale dönsün oturup o zaman kozlarımızı paylaşırız... Irak'ta bir “Kürt devleti” kurulmasını mümkün görmüyorum. Zaten, Iraklı Kürt vatandaşlarla bir problemimiz yok. Problem, aşırı istekleri olan siyasi lider ve kadrolardan kaynaklanıyor. Türkmenler, Kürt karşıtı değildir. Ancak bu şartlarda Türkmenlerin, Kürtlerin izledikleri politikaları onaylamaları düşünülemez.. Türkiye kabul etse bile...
Erbil Vakfı:TÜRK MİLLETİNE BİR MESAJINIZ OLACAK MI?
ERGEÇ:Türkmenler, Irak'ta sürekli baskı ve zulme maruz kalmaktadır. Nihai hedef, Türkmenleri yok etmek, yok edilemeseler bile, Türkiye'den, Türk milletinden ve hatta Türk dünyasından koparmaktır. Bu nedenle Türkmenler, haklarını kazanabilmek için siyasi mücadelelerini yoğunlaştırmalıdır. Türkiye'de de Türkmen propagandası ve siyasi bilinçlendirme kampanyası hızlandırılmalıdır.. Türkmen sevdalısı bütün sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir...

Cumartesi, Ağustos 18, 2007

AÇIKLAMA

18 Ağustos 2007


Irak sorunu, dünya siyasi arenasının en karmaşık örneğini teşkil etmektedir. Farklı etnik ve mezhep guruplarının çatışmaları, dış müdahalelerin de desteğiyle hergün biraz daha şiddet kazanmaktadır.

Silah ve savunma gücü olmadan sözkonusu çatışmalar karşısında can ve mal güvenliğimiz tehlikede oldğu gibi, diğer grupların Türkmeneli üzerindeki siyasi hedefleri de birliğimizi ve siyasi varlığımızı tehdit etmektedir.

Özellikle bu şartlar göz önünde bulundurularak Türkmen toplumunun kenetlenmesi hayatî önem taşıdığı bir dönemde başta Irak Türkmen Cephesi ve lideri, dış temsilcileri ve bünyesindeki kurum ve yöneticilerine karşı başlatılan sistematik haksız suçlama ve saldırıları toplumsal birliğimizi ve siyasi varlığımızı hedef alan girişimler olarak görmekteyiz. Her kurum ve yönetici veya şahsiyetine karşı özellikle yabancı mihrakların bilgisine servis yapan bireysel elektronik medya araçlarıyla her türlü saldırıyı bütün Türkmenlere karşı yapılmış addederiz.
Bu haksız girişimlere ve müsebbiplerine karşı olduğumuzu, ITC ve Türkmen toplumunun birliğini hedef alan hertürlü saldırıyı kınadığımızı beyan ederiz.


Saygılarımızla

Kurum ve Şahsiyetler :

Aydın Tayfur – Yöteborg Türkmen Kültür Derneği
Halit Sarıkahya – London Türkmen Merkezi
Fazıl Abdullah – Detroit Türkmen Center
Jamal Kerim – Norveç IRAQIYOON
Ümit Köprülü – Finlanda, Araştırmacı/Yazar
Amir Karanaz – Danimarka, yazar
Shokor Salih – Almanya, Irak Türkmen Fed.
M. Saleh Fuad – Danimarka Arhus Irak Türkmen Derneği
Remzi Jasım _ Almanya, Hamburg Irak Türkmen Derneği
Nurettin Hamit – Türkmen Mücadelesi Türkmeneli
Nejmettin Vali – Kanada Türkmen Merkezi
Sabah Kazancı – Kanada, windsor Türkmen Der.
Kasim Kazancı – Kanada, Ottowa Türkmen Der.
Nihat Bayatlı – Fransa, Irak Türkmen Derneği
Ömer Terzi – Hollanda, Irak Türkmen Eğitime yardım derneği
Halil Merden – Hollanda, Irak Tanış Türkmen Der.
Halil Halil – kanada, Hamilton Gürgür Baba Türkmen derneği
Ahmet Rauf – İsveç, Malmö Irak Türkmenleri Derneği
Necmettin Mustafa Rauf – Almanya, Stuttgart Irak Türkmen Derneği
Mahmut Rauf – Danimarka, IRAQIYOON
İbrahim Rauf – Danimarka Türkmen Radyosu
Ali Ali Hakkı - Yöteborg IHD
Muhammed Hurşit – İsveç, Malmö ITIHÖ
Savaş Nurettin Hamit – Danimarka, Kopenhag
Sinan Ali Sait – İtalya, bir ocak Türkmen der.
Ali S. Yılmaz – ABD Chicago Bir Ocak Türkmen Kül. Der.
Dr. Mehmet Fahri – İsveç, Vasteros Kerkük Kült.
Der.Kubilay Leylanlı – Stockholm, ITKD
İsam Demirci, Münih Türkmen Eğitim Derneği
Mehmet Bayatlı-Isveç, YANARKENT
Fuat TİGİN- Türkmeneli Aydınlar Derneği-Türkiye
Mahmut Kasap- Irak Türkleri KYD, Türkiye
Kasım Zeynelabdin- IRAQIYOON, Isveç



“Bir toplum, kendi içinden parçalanmadıkça fethedilemez.”
W. DURANT

Salı, Ağustos 14, 2007

Türkmenlerden Barzani'ye insanlık suçu davası


Türkmenlerden Barzani'ye insanlık suçu davası
14 Ağustos 2007, Salı
Irak Türkmen Cephesi'nin Türkiye temsilcisi Ahmet Muratlı tarafından da doğrulandı. Muratlı, "Barzani'nin Saddam'la bu işbirliğinde Türkmenler, Araplar ve Kürtler çok önemli isimlerini yitirdiler. 34 Türkmen'in hala nerede olduğuna dair hiçbir bilgimiz yok.
Iraklı Türkmenler, Barzani hakkında "Saddam Hüseyin gibi insanlık suçu işlediği" iddasıyla dava açtılar
Iraklı Türkmenler, son dönemde Türkiye'ye yönelik tehditkar açıklamalarda bulunan ve terör örgütü PKK'ya her türlü desteği sağlayan Irak Kürdistan Demokratik Partisi (IKDP) lideri Mesud Barzani hakkında "Saddam Hüseyin gibi insanlık suçu işlediği" iddasıyla dava açtılar.
Irak Türkmen Milliyetçi Hareketi (ITMH) tarafından 20 Haziran 2007'de Bağdat'taki Irak Merkez Savcılığı'na yapılan resmi başvuruda, Barzani'nin, Irak'ın idam edilen devrik lideri Saddam Hüseyin ile birlikte 1996 yılında Erbil'de ortak katliam gerçekleştirdiği, bundan dolayı da Saddam gibi yargılanması istendi.
BM RAPORU RESMİ KANIT
Türkmenlerin başvurusunda 31 Ağutos 1996'da Erbil'de yüzlerce Türkmen, Arap ve Kürt'ün öldürülmesi ile aralarında ITMH'nin o dönem önemli isimlerinden Aydın Iraklı'nın da bulunduğu 34 Türkmen ileri geleninin Barzani tarafından Saddam'a bizzat teslim edilip, Bağdat'ta katledildiklerini kanıtlayan BM İnsan Hakları Komisyonu'nun 18 Kasım 1996 tarihli A-51-496 dosya numaralı raporu da Irak Merkez Savcılığı'na kanıt olarak sunuldu. Başvuruda, çok sayıda Türkmen'in yanı sıra Arap ve Kürt ailesinin de Barzani hakkında dava açılması talebi yer aldı.
CESETLER BULUNAMADI
ITMH'nin bu girişimi, Irak Türkmen Cephesi'nin Türkiye temsilcisi Ahmet Muratlı tarafından da doğrulandı. Muratlı, "Barzani'nin Saddam'la bu işbirliğinde Türkmenler, Araplar ve Kürtler çok önemli isimlerini yitirdiler. 34 Türkmen'in hala nerede olduğuna dair hiçbir bilgimiz yok. Öldürüldükten sonra, parçalara ayrılıp Irak çöllerine atıldıklarını tahmin ediyoruz" dedi.
TALABANİ'YE KARŞI SADDAM'LA İŞBİRLİĞİ
Birinci Körfez Savaşı sonrası Erbil, 1991'de güvenli bölge ilan edildi ve şimdiki Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin liderliğini yaptığı Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (IKYB) denetiminde yer aldı. Bu duruma karşı çıkan Barzani, Saddam'a, "Birlikte Erbil'i Talabani'nin elinden alalım teklifi" götürdü. Saddam bu teklifi kabul etti ve 31 Ağustos 1996'da Barzani'ye bağlı Peşmergeler ile Saddam güçleri ortaklaşa harekat başlatarak, Talabani güçlerini 10 gün içinde Erbil'den uzaklaştırdı. Barzani'nin tek tek verdiği adreslere düzenlenen baskınlarda Türkmenlerin 34 ileri geleni evlerinden alınarak Bağdat'a götürülüp öldürüldü. ITC Türkiye Temsilcisi Muratlı, "Her şey BM raporlarında kayıtlı. Irak Merkez Savcılığı'na yapılan başvurunun kısa sürede sonuçlanmasını ümit ediyoruz" dedi. Vatan

Perşembe, Ağustos 09, 2007

Maliki'yi ITC TT sn. Muratli Karsiladi

Başbakan Maliki'yi Esenboğa Havalimanında Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Çelikkol, Irak Türkmen Cephesi Ankara Temsilcisi Ahmet Muratlı, Irak Hükümet Sözcüsü Ali Debbağ ve diğer yetkililer karşıladı.

Pazartesi, Ağustos 06, 2007

Telafer ve Bağdat'ta Şiddet


Meydana gelen şiddet olaylarında Telafer'de 25, Bağdat'ta 5 kişi öldü

Irak'ta Türkmen kenti Telafer ve başkent Bağdat'ta meydana gelen şiddet olaylarında 30 kişi öldü.
Irak'ın kuzeyindeki Türkmen kenti Telafer'de bir intihar komandosunun bomba yüklü araçla düzenlediği saldırıda 25 kişi hayatını kaybetti.
Saldırıda, 22 kişinin de yaralandığı haber veriliyor.
İntihar eylemcisinin, kamyondaki inşaat malzemelerinin altına gizlediği patlayıcıları, Telafer'de, kalabalığın arasında havaya uçurduğu bildiriliyor.
Saldırının ardından, kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Başkent Bağdat'ta da Şiilerin yaşadığı Diyala bölgesinde yola yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 5 kişi öldü.
Saldırıda, 8 kişinin de yaralandığı bildiriliyor.

Maliki'nin Kritik Türkiye Ziyareti

Washington Post: Türkiye, Maliki'yi terör konusunda son kez uyarmalı

Amerika Birleşik Devletleri'nde yayımlanan The Washington Post gazetesi, Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin yarın (07.08.2007) başlayacak Ankara ziyareti sırasında Türkiye'nin, terör örgütüne karşı harekete geçilmesi konusunda Irak'ı son defa uyarmasının beklendiğini yazdı.
Gazetenin haberinde, buna karşın Irak'ın terör örgütü PKK'ya karşı harekete geçmemesi durumunda Türkiye'nin sınır ötesi harekata girişebileceği kaydedildi.
The Washington Post'a konuşan uzmanlar da, Türkiye'nin yakın zamanda Irak'ın kuzeyine askeri operasyon gerçekleştirmesinin olası olduğunu belirttiler.
Amerika Birleşik Devletleri'nin eski Ankara büyükelçisi Morton Abramowitz de Washington'dan, terör örgütüne karşı harekete geçmeleri için Iraklı Kürtlere baskı yapmasını istedi.
Abramowitz, Iraklı Kürt grupların buna yanaşmaması durumunda Washington'un kendisinin harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Gazetenin haberinde, Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'tan sorumlu Merkez Komutanlığı'nın, bölgede yeni bir cephe açılmaması için Türkiye'nin "terör örgütüne karşı harekete geçilmesi çağrılarına" aylardır direndiği anlatıldı.

Çarşamba, Ağustos 01, 2007

Takvim işlemiyor, Kerkük referandumu ertelenebilir

01 Ağustos 2007, Çarşamba
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Ankara Temsilcisi Ahmet Muratlı, ortaya çıkan durumu Zaman'a değerlendirirken, "Normalleştirme yapılamadı, nüfus sayımı da gerçekleştirilemiyor.
Gelecekteki statüsüne ilişkin büyük tartışmalar yaşanan Kerkük'te nüfus sayımının gerçekleştirilememesi, yıl sonunda yapılması öngörülen referandumu tehlikeye soktu. Nüfus sayımı gerçekleştirilmeden referandumun yapılamayacağına dikkat çeken Türkmenler, referandumun tümüyle gündemden çıkarılmasından yana. Kerkük'ü, "Kürdistan'ın Kudüs'ü" olarak gören Kürtler ise nüfus sayımı takviminin kaçırılmasına tepkili. Bağdat merkezli El-Hurra Televizyonu'na konuşan Irak'ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetiminin başkanı Mesud Barzani, referandumun ertelenmesi ya da uygulanmadan kaldırılmasını kabul etmeyeceklerini yinelerken, "Yasal ve anayasal yolların tıkandığından umudumuz kesilirse, başka yollara başvurmamız da doğal hakkımızdır." tehdidinde bulundu. Irak hükümetinin referandum yapılmasını sürüncemede bıraktığını öne süren Barzani, "Anayasanın referandum öngören 140'ıncı maddesi uygulanmazsa, gerçek bir iç savaş başlayacak." diye konuştu.
İngiltere'de yayınlanan The Financial Times gazetesi, Irak merkezî hükümetinin Kerkük'ün gelecekteki statüsünü belirleyecek referandum öncesinde nüfus sayımını yapamadığını, seçmen listesini hazırlayamadığını yazdı. Nüfus sayımının yapılması için 31 Temmuz (dün) tarihinin son gün olduğuna dikkat çeken gazete, "Hükümetin bu tavrı, verdiği sözleri tutup tutmayacağı konusunda soru işaretleri doğurdu." yorumunda bulundu. Yıl sonunda yapılması öngörülen referandumdan önce, Saddam Hüseyin döneminde Kerkük'ten göç ettirilenlerin geri dönmesinin sağlanması (normalleştirme süreci) ve nüfus sayımının yapılması gerekiyordu. Normalleştirme süreci tamamlanamadığı gibi nüfus sayımı da dün itibarıyla gerçekleştirilemedi. Irak Türkmen Cephesi (ITC) Ankara Temsilcisi Ahmet Muratlı, ortaya çıkan durumu Zaman'a değerlendirirken, "Normalleştirme yapılamadı, nüfus sayımı da gerçekleştirilemiyor. Bu durumda referandum yapılamaz. Buna ne Türkmenler ne Araplar ne de bir kısım Kürtler izin verir. Kerkük'te referandum yapılmamalı ve Bağdat, Basra ile birlikte Kerkük'e de 'özel statü' verilmeli. Biz normalleştirmeden, yerlerinden edilenlerin Kerkük'e dönmesinden yanayız." dedi. Muratlı, referandumu düzenleyen maddenin Irak Anayasası'ndan çıkarılması hususunun anayasa tadilatı yapacak komisyonun gündeminde olduğunu ve konunun 4 Eylül tarihinde Irak Meclisi'nin yeniden açılmasıyla gündeme geleceğini de anlattı.
Bölgedeki Türkmenlerin yanı sıra birçok Iraklı Sünni ve Şii Arap, Kerkük'ün Kürt bölgesine dahil edilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Birçok düşünce kuruluşu referanduma karşı bu 'derin' muhalefete dikkat çekerek bunun ertelenmesi, hatta iptal edilmesin görüşünde. Ankara da işgal sonrası bölgeye binlerce Kürt ailenin yerleştirilmesiyle demografik yapının bozulduğunu belirterek erteleme istiyor.
'Silah zoruyla göç' iddiası
Anayasaya göre 31 Aralık tarihine kadar yapılması öngörülen referandumda Saddam'ın Araplaştırma politikaları öncesinde Kerkük'te yaşadığını ispat eden Iraklılar oy kullanabilecek. Bunu tespit için de 1957 ve 1971 sayımları ile tapu ve gıda karnesi gibi belgelerden yararlanılacak. Saddam döneminde bölgeye yerleştirilen ailelere, geri dönmeleri için 16 bin dolar tazminat ile gidecekleri bölgelerde toprak öneriliyor. Şimdiye kadar 16 bin ailenin tazminat karşılığında gönüllü olarak dönmeyi kabul ettiği ifade ediliyor. Ancak Sünni siyasiler, Kürtlerin Arap ailelerini, silah zoruyla bölgeyi terk etmeye zorladığını belirtiyor.
Süleyman Kurt
Zaman

ITC Bildiri

Wednesday, 01 August 2007
Irak Türkmen Cephesi-Genel Merkezi
Sayı:45
Tarih: 01.08.2007
BildiriIrak haklının yaşadığı acılar bundan fazla tahammül ve baskılara dayanılmaz oldu, Irak hür bir ülkedir, Kerkük Irak'ın bir parçasıdır. Çok tehlikeli bir açıklıkla kuzey bölge başkanı Mesut Barzani El-Hurra uydu kanalında bütün Irak siyasi taraflarına ve bölge ülkelerine tehditler savurarak 140. maddenin son bendi olan ve Kerkük'ün geleceğini belirtecek referandumu uygulayacaklarını ilan ediyor..
bunun olmaması halinde bir iç savaşın ne pahasına olursa çıkacağını açıkca sölüyor bu açıklamalar, halkından yana sorumluluk taşıyan bir şahstan çıkması bir siyasi iflastır ve dar görüştür. Irak hükümetinden, Barzani'nin teditlerine bir açıklık getirmesi ve görüşünü belirtmesini, bu bir terör suçudur buna göre icraat almasını talep etmekteyiz. Bütün Irak siyasi partilerini de bu açıklamalara karşı görüş belirtmelerini, iklim devletleri, Birleşmiş Milletler ve insan hakları kuruluşlarını hemen duruma müdahale etmeleri ve açıkca Barzani'nin işaret ettiği Kerkük'te bir iç savaşın önlenmesi için harekete geçmelerini talep ederiz.
ITC Siyasi Dairesi
Kerkük

BİLDİRİ

Kerkük başta olmak üzere Türkmeneli’nin bütün bölgelerinde Türkmenlere karşı artan terör ve şiddet olayları Türkmenleri yakın gelecekte bekleyen tehlikelerin başlangıcıdır.
Türkmen halkı ve özellikle Türkmen siyasetçilerine karşı başlatılan saldırılar ciddi boyut kazanmaktadır.
Kerkük’ün Irak’tan ayrılmasına karşı en önemli engel ITC ve Türkmenler, terörist saldırıların ve silahlı milis gruplarının hedefi konumundadır.
Irak ordusunun Türkmenlerin güvenliğini sağlayamadığı gibi muhtemel bir iç savaş durumunda Türkmenleri telafisi imkansız bir katliam beklemektedir. Türkmenlerin kendi silahlı güçleri bulunmamakta, saldırılara karşı savunmasız ve siyasi varlığını koruyacak yaptırım gücü de kalmamaktadır.
Bu nedenle Türkmenlerin can, mal ve siyasi varlığını koruyabilmesi amacıyla güvenlik ve caydırıcı güç niteliğinde gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Biz Türkmen sivil kuruluşları olarak Irak Türkmen Cephesi yetkililerine ve Türkmenlere karşı gerçekleştirilen hain saldırıları şiddetle kınıyoruz. Ayrıca Türkmenlerin ortak merkezde kenetlenmesi ve ITC’nin silahlı bir güç teşkil etmesi gerekliliğine inanmakta ve bu konudaki girişimleri desteklemekteyiz.

Türkmen Siyasi Komitesi
Genel Sekreterliği
turkmenkomite@gmail.com