Perşembe, Temmuz 06, 2006

Doğramacı da Üçkağıtçı mı


ŞAHİN ALPAY
06.07.2006 PERŞEMBE
İhsan Doğramacı’ya açık mektup
Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın ilk basımı 1952’de, 14. son basımı da 2000’de yapılan “Annenin Kitabı” başlıklı bir çocuk bakım kitabı var.
Bu kitapta Dr. Benjamin Spock’ın dünyaca ünlü kitabından, kaynak göstermeden alıntılar (aşırma / intihal) yapıldığını ilk kez rahmetli Uğur Mumcu yazmıştı (Cumhuriyet, 29 Kasım 1981). Bu vakaya yıllar içinde çeşitli kimseler atıfta bulundu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Yazıcı başkanlığındaki Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Bilim Ahlakı Komitesi, 4 Mart 1998’de söz konusu vakayı, diğer önemli aşırma örnekleriyle birlikte kınama kararı aldı. Yazıcı, Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi’nin Aralık 2000 “Etik Özel Sayısı” için kaleme aldığı, bilim ahlakı konulu bir yazıda da bu vakadan söz etti. Bu yazının bir bölümü Milliyet gazetesinin, editörlüğünü yaptığım “Entelektüel Bakış” sayfasında, 15 Kasım 2000’de yayımlandı.
Doğramacı, o güne kadar bu konuda suskun kaldığı halde, Milliyet’te çıkan yazı üzerine Yazıcı aleyhine “kişilik hakkına saldırı” gerekçesiyle manevi tazminat davası açtı. Altı yıl süren davada Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 10 Mayıs 2006’da oyçokluğuyla Doğramacı’nın “aşırma / intihal” yapmadığına hükmetti. Kimi çevrelerde Türkiye’de yargının fikir hırsızlığına göz yumduğu ve adaletin nesnel hukuk kurallarına değil de kişiye göre dağıtıldığı yorumlarına yol açabilecek bu hüküm kuşkusuz çok tartışılacak. Prof. Dr. Hasan Yazıcı’nın bu karar üzerine Doğramacı’ya yaptığı çağrıyı biraz kısaltarak köşeme alıyorum:
“Sayın Prof. Dr. İhsan Doğramacı. Aleyhime altı yıl önce açtığınız manevi tazminat davasında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, benim ve başta rahmetli Uğur Mumcu olmak üzere birçok gazeteci ve akademisyenin yıllardan beri söylediklerinin, yazdıklarının ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin oybirliğiyle aldığı kararın aksine, sizin Dr. Benjamin Spock’ın kitabından “intihal / aşırma” yapmadığınıza oyçokluğuyla karar verdi. Yasal hakkım olan hukuk yollarını bundan böyle de yılmadan izleyeceğimden hiç kuşkunuz olmasın. Ancak bu bağlamda son bir gelişme sizden acil açıklama gerektiriyor. Davanın karara bağlanmasından kısa bir süre önce Vatan gazetesinde sizinle yapılan bir mülakat yayımlandı. Mülakatı yapan gazeteci, aramızdaki davayla ilgili olarak, sizin kitabınızın Spock’ın kitabından daha önce yayımlanmış olduğundan söz etti. 1943 tarihli, yani Spock’ın kitabının ilk baskısından üç yıl önce basılmış olan “Annenin Kitabı - Çocuk Bakımı ve Anne Rehberi” başlıklı bir kitabınızın kapağını gazeteye faksladığınızı da hayretle öğrendim. Sizi aşırma suçlamasından daha ilk günden aklayabilecek olan böyle bir kitabın varlığından altı yıl boyunca hiç söz edilmemişti. Böyle bir kitabın var olduğu iddiası, dava dosyasının Hukuk Genel Kurulu’na gelmesinin hemen öncesinde, yani davalı olarak benim hukuk usulü bakımından yanıt verme olanağımın kalmadığı bir aşamada, son temyiz yanıtınızdaki göndermeyle de ortaya çıktı. Ben ve avukatlarım atıfta bulunduğunuz kitabı, Türkiye’de basılan bütün kitapların kaydının bulunduğu TBMM Kütüphanesi’nde ve Milli Kütüphane’de araştırdık, bulamadık.
“Kamu huzurunda sizden bir dileğim var. Bu kitabın bir kopyasını -sadece kapağını değil, kendisini- yakından görmek istiyorum. Önce davanın sayın bilirkişileri, sonra mahkeme yargıçları ve nihayet Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun sayın üyelerinin çoğunluğu, özetle, “Prof. Doğramacı’nın eseri bilimsel değildir; bilimsel olmayan eserler anonim kavram ve fikirler içerir ve böyle anonim kavram ve fikirler ancak benzer şekilde ifade edilebilir” dediklerine göre, çok merak ediyorum, rahmetli Uğur Mumcu’nun ve benim Spock’tan “göndermesiz alıntı” diye nitelediğimiz konular, bu 1943 tarihli eserinizde nasıl ifade buluyor? Ezcümle Sayın Doğramacı, 1943’te yayınladığınızı söylediğiniz bu kitabı kamuoyuna açıklamanızı, her şeyden önemli olarak, ülkemde bilim onuru, bağımsız ve yansız yargı özlemi adına sizden ivedilikle bekliyorum. Saygılarımla.”