Pazartesi, Aralık 03, 2007

K. Irak Yönetiminin Yola Getirilmesi için Ekonomik ve Siyasi Baskı Yeterli Olur"


03 Aralık 2007, Pazartesi
Irak Türkmen Cephesi(ITC) Almanya Temsilcisi Ganim Authman, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi üzerinde ekonomik ve siyasi baskı ile etkili olabileceğini söyledi. Authman, Türkiye'nin Irak'taki 3 milyon civarındaki Türkmen için de daha fazla inisiyatif alarak onların korunması konusunda daha etkin rol almasını beklediklerini söyledi.

Irak Türkmen Cephesi(ITC) Almanya Temsilcisi Ganim Authman, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi üzerinde ekonomik ve siyasi baskı ile etkili olabileceğini söyledi. Authman, Türkiye'nin Irak'taki 3 milyon civarındaki Türkmen için de daha fazla inisiyatif alarak onların korunması konusunda daha etkin rol almasını beklediklerini söyledi.
Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin ekonomik açıdan büyük ölçüde Türkiye'ye bağlı olduğunu ifade ederek bunun rahatlıkla etkin bir baskı aracı olarak kullanılabileceğini ifade eden Authman, "Belki Habur Sınır Kapısı'nın iki haftalığına kapatılması bile yeterli olur. Habur'un kapatılarak Suriye sınırına inşa edilen sınır kapısının faaliyet sokulması da bunları zor duruma sokmaya yetecektir." dedi. Yapılacak bir ekonomik ambargonun Kürtleri akıllandırmaya yeteceğini düşündüğünü anlatan Authman, siyasi olarak da Kürt gruplar üzerinde uygulanacak baskının olumlu sonuç vereceğini söyledi.
Kuzey Irak'ın ekonomik olarak ciddi şekilde Türkiye'ye bağlı olduğunu ifade eden Authman, "Bir Kuzey Iraklı sabah kalkıp fırına gidip bir ekmek aldığında bunun unu, tuzu ve mazotu dahil herşeyiyle Türkiye'den geliyor. Kullanılan akaryakıtın ve elektriğin büyük bölümü de yine Türkiye'den geliyor. Yani bölge ekonomik olarak neredeyse tamamen Türkiye'ye bağlı. Türkiye Irak'taki Türkmenlere yapılan haksızlıkları çok iyi biliyor. Türkiye bu konuda fiilen müdahalede bulunması lazım. Ancak bu askeri müdahale değil. Irak'ta en büyük sorunumuz özellikle Mesut Barzani liderliğindeki Irak Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Celal Talabani liderliğindeki Irak Kürdistan Yurtseverler Partisi'ni (KYP) ile. Yoksa Kerkük yerlisi Kürtlerle normal hayatta herhangi bir sorunumuz yok. Bu iki grup şimdilik iyi geçiniyorlar ama yakında Irak'taki durum değişirse yine birbirlerine düşeceklerdir." dedi.
Kürtlerin Kerkük konusunda bu kadar ısrar etmelerinin altında da ekonomik nedenler olduğuna dikkat çeken Authman, "Kuzey Irakta kurulacak bir Kürt devletinin yaşaması için buna yani Kerkük petrolüne ihtiyacı var. Yoksa dış destek veya bu olmadan 6 ay bile ayakta kalamazlar." dedi. Kerkük'ün petrol rezervinin değerinin 6.3 trilyon dolara yakın olduğu göz önüne alınırsa bu ısrarın sebebinin daha iyi anlaşılacağını ifade eden Authman, Kuzey Irak yönetiminin merkezi hükümetin karşı çıkmasına rağmen yabancı petrol şirketleriyle anlaşmalar yaptığına dikkat çekiyor.
KERKÜK REFERANDUMU VE NÜFUS DURUMU
Irak'ta 1957'de krallık zamanında yapılan genel nüfus sayımında Irak'ın nüfusu 4 milyon Arap, 1 milyon 50 bin Kürt ve 690 bini Türkmen olmak üzere 7 milyon olarak tespit edilmiş. Saddam döneminde çok da sağlıklı olmayan iki nüfus sayımı yapıldığını ifade eden Authman, "Şimdi ise 16 milyon Arap ve 4,5 milyon Kürt olduğu söyleniyor. Bu durumda nüfus artışlarında pek fark olmadığına göre Türkmen nüfusunun da en az 2 milyon 800 bin olması lazım. Biz Irakta 3 milyon civarında Türkmen olduğunu söylüyoruz."dedi.
Kerkük'ün nüfusu ile ilgili olarak ise 2003'e kadar Birleşmiş Milletler'in (BM) dağıttığı gıda karnelerine göre 900 bin kişinin yaşadığını ifade eden Authman, "Şu anda ise gelenlerle birlikte Kerkük'ün nüfusu 1 milyon 600 bin nüfusa ulaşmış durumda. Bu durumda yapılacak bir referandumdan çıkacak sonucun ne olacağı açıktır. Irak Anayasası'nın 140.ıncı maddesi gereği normalleşmenin sağlanması, nüfus sayımının yapılması ve referandumun yapılması öngörülüyor. Burada Nüfus sayımında 1957'de şehirdeki kayıtlar esas alınarak ileri doğru nüfus gelişiminin göz önüne alınması lazım. Yoksa şu anda Kerkük'te komşu ülkelerden bile getirilmiş ve şehirde yaşayan Kürtler var. Bunlar referandumun dışında tutulmalıdır." dedi. Peşmergelerin Türkmenler üzerinde baskı kurduklarını anlatan Authman, seçimlerde de tüm kontrolün peşmergeler tarafından yürütüldüğüne dikkat çekerek, "Seçimlerde birçok Türkmen oy kullanamadı. Türkmen köylerinde de oy kullanılmasını engelliyorlar ve böyle olunca da seçim sonrasında Türkmen adaylara sadece 85 bin oy çıkıyor. Kürtler bunun üzerinden de Türkmenlerin sayısı ile ilgili değerlendirmeler yapıyor."dedi.
Türkmenler üzerindeki sindirme ve baskı hareketlerine de dikkat çeken Authman, "Şimdiye kadar sadece Kerkük'te Türkmenlerin kaçırılan yakınlarını kurtarmak için ödemek zorunda kaldığı fidye miktarı 25 milyon doları geçti. Son olarak iki hafta önce PKK'lıların ve diğer Kürt örgütlerin Türkiye'nin Kuzey Irak girmesi durumunda bunun intikamını Türkmenlerden alacaklarına dair tehdit bildirileri dağıttılar. Peşmergeler sürekli olarak Türkmenler üzerinde baskı ve yıldırma politikası uyguluyor. Bizim ise kendimizi savunacak bir silahlı gücümüz de yok." dedi.(CHA)