Salı, Temmuz 31, 2007

Türkmenler savunmasız


31 Temmuz 2007, Salı
Ahmet Muratlı, saldırıların nedeni olarak Türkmenlerin kendilerini koruma gücünün olmamasını gösterdi Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı, Türkmenlerin kendilerini koruma gücünün olmamasının saldırganlara cesaret verdiğini söyledi.

Referandum yaklaştıkça Türkmenlere yönelik saldırılar da şiddetlenerek artıyor. Kerkük'ün Tuzhurmatu ilçesine bağlı Yengice köyünde ITC'ye yapılan ve 7 Türkmen'in hayatını kaybettiği saldırının ardından açıklamalarda bulunan ITC Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı, Türkmenlerin savunmasız olduğunu açıkladı. Muratlı, ITC'nin Yengice sorumlusu Adnan Rıfat'ın hem ev hem büro olarak kullandığı konutunun, önceki gün bölgeden geçen Toyota marka bir aracın içindeki silahlı kişilerce tarandığını kaydetti. Muratlı, saldırı sırasında Rıfat'ın aile üyeleriyle birlikte konutunda bulunduğunu, olayda Rıfat'ın ağır yaralandığını, iki oğlunun ve yeğenlerinin ise şehit olduğunu söyledi. Muratlı, saldırıda 5 Türkmen'in da hayatını kaybettiğini belirtti.
Düğmeye bastılarAhmet muratlı, "ITC'nin özellikle genel başkan ve yöneticilerine karşı çeşitli kanallardan düğmeye basıldığına ve Türkmenlerin siyasi kuruluşunun hedef seçildiğine" dikkati çekti. Muratlı, bu tip olayların, hiç kimsenin Türkmeneli bölgesini korumak için bir önlem almaması, Türkmenlerin de kendilerine özgü bir koruma gücünün olmamasından dolayı başlarına geldiğini söyledi. Muratlı, Türkmeneli bölgesine 6 bin peşmerge gücünün yerleştirilmesinin talep edildiğini ve bu güçlerin zaten bölgeye yerleşmeye başladığını belirtti. Kerkük'te son bir ayda düzenlenen saldırılarda 164 Türkmen hayatını kaybetti.

Pazartesi, Temmuz 30, 2007

Irak Türkmen Cephesi Yetkilisi Adnan Rıfat'a Silahlı Saldırı


Irak Türkmen Cephesi Yetkilisi Adnan Rıfat'a Cumartesi Akşamı Kimliği Belirsiz Kişilerce Silahlı Saldırı Düzenlendi. Saldırıda Rıfat'ın 2 Çocuğunun ve Yoldan Geçen 8 Kişinin Hayatını Kaybettiği Bildirildi.

Irak Türkmen Cephesi Yetkilisi Adnan Rıfat'a Cumartesi Akşamı Kimliği Belirsiz Kişilerce Silahlı Saldırı Düzenlendi. Saldırıda Rıfat'ın 2 Çocuğunun ve Yoldan Geçen 6 Kişinin Hayatını Kaybettiği Bildirildi.
Irak Türkmen Cephesi Yetkilisi Adnan Rıfat'a Cumartesi Akşamı Kimliği Belirsiz Kişilerce Silahlı Saldırı Düzenlendi. Saldırıda Rıfat'ın 2 Çocuğunun ve Yoldan Geçen 6 Kişinin Hayatını Kaybettiği Bildirildi.
Irak'ın kuzeyindeki Kerkük'e bağlı Tuzhurmatu ilçesinde Irak Türkmen Cephesi yetkilisi Adnan Rıfat'a dün akşam kimliği belirsiz kişilerce silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda Rıfat'ın 2 çocuğunun ve yoldan geçen 8 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Güvenlik yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Irak Türkmen Cephesi yetkilisi Adnan Rıfat, Tuzhurmatu'ya bağlı Yengince köyünde bir çarşıda dün akşam yerel saatle 20.30'da kimliği belirsiz kişilerce silahlı saldırıya uğradı. Rıfat saldırıdan ağır yaralı olarak kurtulurken, olayda Rıfat'ın 2 çocuğu ve yoldan geçen 8 kişi öldü, 5 kişi ise yaralandı. (İHA)

ITC Yengice Bürosuna Hain Saldırı

28 Temmuz 2007, Cumartesi Bu haber 168 defa okunmuştur.
ITC Yengice Bürosuna Silahlı saldırı düzenlendi. Saldırı sonucu 6 kişi şehit oldu 6 kişide yaralandı.

ITC Yengice Bürosuna Silahlı saldırı düzenlendi. Saldırı sonucu 6 kişi şehit oldu 6 kişide yaralandı.
ITC Yengice Bürosuna Silahlı saldırı düzenlendi. Saldırı sonucu 6 kişi şehit oldu, 6 kişide yaralandı. Saldırı da ITC sorumlusu ağır yaralandı. Hain saldırıda ITC sorumlusunun oğlu ve yeğenleri şehit oldu. Yaralılar Kerkük hastanesine kaldırıldı.
Tüm Türkmenlerin başı sağolsun..
.Kerkuk.net

Cuma, Temmuz 27, 2007

Peşmergenin Esas Amacı Siyasi Kontroldür


ITC Yürütme Kurulu Üyesi ve IMTP Başkanı sayın Camal Şan Peşmergenin Kerkük'e getirilmesinin amacının Güvenlik veya emniyet olmadığını, aksine siyasi kontrol sağlamak isteyen Kuzey ıdaresini korumaktır açıklamasını yaptı.
Şan, Kuzey Irak’ta yayımlanan K Report gazetesinin, 26 Temmuz 2007 tarihli röportajda yaptığı açıklamada, Peşmergen'nin Kerkük'e gönderilmesinin ardında başka amaçların yattığını bu sebeple güvenliği sağlamalarının mümkün olamayacağını açıkladı.

Referandumu gerçekleştirerek Kerkük'ün kontrolünü ele geçirmek isteyen yerel Kuzey idaresi, Peşmergenin Kerkük'e yerleşerek Türkmenler üzerinde silahlı tehdit oluşturmayı ve böylece Türkmenleri sindirmeyi amaçlayan plan için Washinton'dan açıklama yapan ITC temsilcisi sayın Asıf Serttürkmen de peşmergenin Kerkük'e getirilmesinin şiddet olaylarını arttıracağı ve büyük sivil kayıplara sebebiyet vereceğini açıklamıştı.

Memet Salim/Erbil

ITC Heyeti Arap Birliği'nde

27 Temmuz 2007, Cuma
Resmi Temaslarda Bulunmak Üzere Mısır'ın Başkenti Kahire'ye Gelen Irak Milli Türkmen Cephesi Heyeti, Arap Birliği'ni Ziyaret Ederek, Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Ali Jairy ile Görüştü.
Heyete başkanlık eden ITC Suriye Sorumlusu Ersad Salih, Kerkük'ün demografik yapısının nasıl değiştirildiği ve nüfus kayıtlarının nasıl yağmalandığına ilişkin belgeleri Arap Birliği'ne teslim etti. Belgeleri görünce şaşıran Arap Birliği Temsilcisi Jairy'nin, Irak Türkmen Cephesi'ne gösterilen duyarlılıktan dolayı teşekkür ettiği bildirildi.

ITC heyeti ile yapılan görüşme Arap Birliği Genel Merkezi'nde gerçekleşti. Görüşmenin ardından açıklama yapan Ali Jairy, "Görüşme çok olumlu bir havada geçti. Heyet bize ITC Başkanı Saadetin Ergeç'in mektubunu ve Genel Sekreter Amr Musa'ya mesajını iletti. Görüşmeden dolayı oldukça memnun oldum. Irak'ın geleceği için Arap Birliği bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da ağırlığını koyarak çalışacaktır" dedi.
ITC Heyet Başkanı Ersad Salih ise Arap Birliği'ne gerekli belgeleri verdiklerini belirterek, "Arap Birliği'nden bundan sonra Kerkük konusunda ciddi ve kararlı bir tavır bekliyoruz. Bizim görüşlerimizi paylaştılar ve kaygılarımızı gördüler. Kerkük'te yapılacak bir referandum, ileride Arap dünyasının da başını ciddi şekilde ağrıtır" şeklinde konuştu. Salih, Türkmenlerin yaşadıkları sıkıntıları ve Kerkük'te yapılmak istenen referandumun iptal edilmesi ile ilgili olarak, görüşlerini tüm uluslararası
kuruluşlara aktaracaklarını vurgulayarak, "Gördük ki Arap Birliği, Türkmenlerin milli acılarını paylaşıyor. Bizim kaygılarımızı anladılar. Arap Birliği kararlı olmalı ve Kerkük için kararlılığını göstermelidir" ifadelerini kullandı.
ITC Dış İlişkiler Sorumlusu Dr. Hicran Kazancı ise "Kerkük, Ortadoğu'nun sigortasıdır. Burada başlayacak bir çatışma, her yere yayılır. Bundan herkes zarar görür. Kerkük için rasyonel çözüm gerekir. Düzmece bir referandum sorunu bitirmez'' şeklinde görüşlerini anlattı. ITC heyeti temaslarına Mısır'da bulunan yabancı basın kuruluşlarını ziyaret ederek devam edecek ve Pazartesi günü Kahire'den ayrılacak. (İHA)

Peşmerge Erbil'de Türkmen Okul Müdürüne Saldırdı

Erbil Türkmen Fuzüli İlk Okulu müdürü Emir Mağdit’e gerçekleştirilen saldırı sonucunda ağır yara aldı. 25 Temmuz Carşamba günü Erbil Cumhuri semtinde kimliği belirsiz iki kişi tarafından uğradığı saldırıdan son anda kurtuldu. Erbilli Türkmen kaynaklardan edinilen bilgilere göre ayrıca Türkmen müdürün, Okul öğretmenlerinin maaşlarını yanında taşıdığı 10 Milyon ırak dinarı da çalındı.

Çarşamba, Temmuz 25, 2007

Karayılan'dan Barzani İtirafı

Terör örgütü PKK siyasi konsey başkanı Murat Karayılan, Kuzey Irak’ta Kürtçe yayımlanan Havlati gazetesine yaptığı açıklamasından dolay Kuzey Irak bölge başkanlığından yazılı tepki geldi.
Kuzey Irak bölge başkanlığından PKK başkanlığına gönderilen yazıda açıklamanın gerekçeli cevabı isteniyor.
Subeyi gazetesi de Iraklı siyasi bir kaynağın yaptığı açıklamaya dayanarak Murat Karayılanın, Havlati gazetesi ile yapılan röportajında ''Türk askeri PKK’yı bitiremez, çünkü PKK arkasında Barzani vardır'' açıklamasını yapmıştı.
25 Temmuz

Irak Siyasi Parti Başkanları Toplanıyor

Irak Ulusal Meclisinde Şii Irak listesi üyesi Hasan El-Suneyt yaptığı açıklamada:Anayasa, Kerkük, 140.madde ve bir çok önemli meseleleri konuşmak için Irak siyasi parti başkanlarının Cuma günü Bagdat'ta toplanacağını açıkladı.

Toplantıya katılacak isimler:
1- KYB başkanı ve Irak cumhur başkanı Celal Talabani
2- Şii grubundan Irak İslami Yüksek Meclisi yönetim kurulu üyesi ve Irak cumhurbaşkan yardımcısı Adil Abdulmehdi
3- Sunni Irak İslami Partisi başkanı ve Irak cumhurbaşkan yardımcısı Tarik Elhaşimi
4- Şii İslami Dava Partisi başkanı ve Irak başbakanı Nuri Elmaliki
5- KDP başkanı ve Kuzey Irak bölge başkanı Mesut
6- Irak İslami Yüksek Meclisi başkanı Abdulaziz Elhakim
7- Bazı Irak siyasi parti başkanları

Kaynak: Navho , 25 Temmuz

Saddam'ın Kürt İstihbaratçiları Peşmerge'de

Saddam dönemde Irak istihbaratında çalışan Kürtler ve şimdiki görevleri:

Havlati gazetesi yayınında Süleymaniye’ye bağlı Şahrazur Kürtlerinden eski Irak istihbaratında çalışan Kürtlerin isimlerini belgeleriyle açıklıyor;

1- Kahan Dara Raşit, şimdiki görevi KDP peşmergesi
2- Sait Aziz Raşit, kdp peşmergesinde albay
3- Hama Kerim Salih Rustam, KDP üyesi
4- Hama Han Haci Dara, KDP peşmergesinde generel
5- Bayız Aziz, KYB emekli
6- Sait Abdullah, kyblı
7- Sait Mahmut, kyblı
8- Hüseyin Fattah, kyblı
9- Cebbar Mahmut Hasan, Kürdistan Demokrat Sosyalist Partisi üyesi
10- Selar Bahman Ali, KDP peşmerge subayı
11- Serkevt Serhat Yunus, KYB 9.kol yardımcısı
12- Vali Kadir Vaysi , kyb 9.kol üyesi
13- Hüseyin Ali Mehmet, KDP emekli
14- İbrahim Abdullah Mehmet, kdp emekli
15- Nevzat Aziz Mehmet, kyb üyesi
16- Ali Aziz Farıs, kyb üyesi
17- Envar Mehmet Kerim, kyb üyesi
18- Celal Mehmet Mahmut, kyb üyesi
19- Ömer Mahmut Hasan, kyb üyesi
20- Sıddık Camil Ali, kyb üyesi
21- Kadir Mehmet, kyb peşmergesi
22- İdris Galip Necim, kdp emekli
23- Serder Ahmet Navhas, kyb üyesi
24- Hüseyin Ali Mehmet, kdp üyesi
25- Hamit Hasan Mehmet, kdp üyesi
26- İbrahim Salih, kyb Şahrazur asayış subayı
27- Hasan Ali Dara Raşit, kdp subayı
28- Mehmet Ahmet, kdp üyesi
29- İbrahim Hüseyin Mehmet, kdp üyesi

Kaynak: havlati yayını, kürtçe, 24 Temmuz



tercüme: Memet Salim

Salı, Temmuz 24, 2007

ITC:Kerkük’e peşmerge getirilmesi terörü arttirir


Her iki hükümet Kuzey Irak ve Irak hükümeti tarafından imzalanan anlaşmaya göre yakın zamanda Kerkükün güvenliğini ve petrol boru hatlarını korulması için 6 bin peşmerge gönderilmesine ilgili, Irak Türkmen Cephesi, anlaşmaya şitdetle karşı çıkıyor ve Kerkük’e peşmerge getirilmesini reddediyor.
Irak Türkmen Cephesi Londra ve Amerika temsilcisi Asif Serttürkmen basına yaptığı açıklamada: Kerkük’e peşmerge getirilmesinin bölgede kavga ve terör eylemlerinin artiirmaktan baska bir sey olmaz, 2003 tarihinden sonra zatan peşmerge Kerkük’ü kontrol etti, ama bölgeyi terör eylemlerinden koruyamadı. Tam tersi Onlar kendileri terör ve kavga yaratmanın kaynağı oldular. Irak Türkmen Cephesi, Kerkük’te Türkmenlerin güvenliğini korulması için Irak hükümetinden bölgeye askeri birimlerini gönderilmesini istenildi, ama Irak Türkmen Cephesinin talebi göz ardı edildiğini açıkladı. Ayrıca Serttürkmen: Arapların silahlandırılması gibi Türkmenlerinde silahlandırılmaları gerekiyor açıklamıştı. Bu konuya ilgili Kuzey Irak peşmerge sözcüsü Cebbar Yavar, Kuzey Irak’ta Kürtçe yayınlanan Kürdistan News yayınıa yaptığı açıklamada: bu görüşler onların şöfinizm bir zihniyetidir, peşmerge ve kürdistan varlığını kabul etmiyorlar. Kerkük’e peşmerge gönderilmesi Kerkük’te patlayan son bombaya ilgili yok, Kerkükün korulması için değil, Kerkük’ün petrol boru hatlarını korulması için gönderilecek. 2003 tarihinden sonra Kerkük’ü peşmerge tarafından kontrol edilmesi sözüne ilgili, bu dediklerinin hiç bir esası yoktu, eğer Kerkük’ün güvenliği peşmergelere verilirse Irak’ın en güvenli bölgesi olur açıkladı.
Kaynak: kürd news yayını, 19 Temmuz

Pazartesi, Temmuz 23, 2007

ITC heyeti Kahire'de temaslarda buluncak


Şam-Alliwa: ITC'den üst düzey bir heyet, Arap Birliği Genel Sekreteri Amro Musa ile görüşmek için Mısır'ın başkenti Kahire'ye gidecek.

Arap Birliği'nin resmi daveti üzerine Mısır'a gidecek olan ITC heyetine, ITC Suriye ve Lübnan Temsilcisi Erşat Salihi başkanlık edecek.
ITC heyeti temaslarında AB Genel Sekreteri Musa ile Irak özellikle de Kerkük'teki durumu görüşüp, ITC'nin bu konudaki tutumunu AB yetkilileriyle paylaşacak.
ITC kaynaklarına göre, Salihi Musa ile ITC'nin Irak'ın düştüğü çıkmazdan kurtarılması konusundaki fikirlerini paylaşacak.
Aynı kaynaklara göre Salihi Musa'ya ayrıca, Irak'ın siyasi gündemini işgal eden Kerkük'ün yanı sıra Erbil ve Telafer'deki gergin durumu hakkında da bilgi verecek.
ITC yetkilisi Salihi'nin görüşmede Arap Birliğini ve Genel Sekreterini Kürt grupların demografik yapısını değiştirmeye çalıştıkları Kerkük için bölgesel ve uluslararası müdahalelerden uzak Arap şemsiyesi altında bir çözüm yolunun bulunması için acilen göreve çağıracağı da ifade edildi.
Alliwa'ya demeç veren Salihi önemli uyarılarda bulundu. Kerkük'ün Türkmen yapısıyla bir Irak kenti olduğunu dile getiren Salihi, Kerkük'ü ele geçirmeye çalışanların yanacağını
söyledi. Kendi asıl sakinlerine kucak açan Kerkük'te yabancılara yer olmadığının altını çizdi. Kerkuk.net

Çarşamba, Temmuz 18, 2007

Irak Türkmen Cephesi'nin ABD Ziyareti ve Türkmeneli

17 Temmuz 2007, Salı
25 Haziran'da ABD temaslarına başlayan Irak Türkmenlerinin lideri Dr. Sadettin Ergeç ve heyeti geçtiğimiz hafta temaslarını tamamlayıp, Türkiye'ye döndüler. Temasları olumlu geçmiş ve bazı çevreleri rahatsız etmiş olmalı ki, dönüşlerinden bir gün sonra Türkmen bölgesi Tuzhurmatu'ya bağlı Amirli'de çok büyük bir patlama meydana geldi.
Ergeç ve ekibi ağır yaralı Türkmenlerin Türkiye'de tedavisi için gerekli hazırlıkları yapıp, getirilen hastaları yerleştirdikten sonra aynı hızla İstanbul'a gittiler ve ABD temaslarıyla ilgili bir toplantı düzenlediler. Toplantıya Türk basınından birçok katılımcının yanı sıra Türkmen fikir adamları ve siyasileri de katıldı.
İstanbul'da gerçekleştirilen toplantıda Ergeç, ilk önce Irak'taki son durumun genel bir değerlendirmesini yaptı. Daha önce kendilerinin Telafer'e yapılan kasıtlı saldırıların, izleyen süreçte Tuzhurmatu ve Kerkük gibi diğer Türkmen bölgelerine yöneleceğini ısrarla dile getirdiklerini belirten Ergeç, bu saldırıların düzenlenmesindeki temel sebebin Türkmenleri yıldırarak, Türkmeneli'ni ortadan kaldırmak olduğunu söyledi. ITC lideri Türkmenlerin Irak'taki mezhep çatışmalarından da fazlasıyla nasiplerini aldığını belirtti.
Irak Anayasasına ve Kerkük referandumuna değinen Ergeç, zaman içindeki gelişmelerin haklılıklarını ortaya çıkardığını ifade etti. Doğrudur; bugün gelinen noktada Kerkük referandumu tam bir çıkmaza girmiştir. 140.maddenin birinci ayağı olan normalleştirme sürecinin 2007 Mart sonunda bitmiş olması gerekirken, henüz tamamlanamamıştır. Bu noktada Ergeç önemli bir tespit yaptı: "Sadece, ellerinden zorla arazileri alınan insanlarımıza bunların geri iade edilmesi için en az 5 yıl süre gerekmektedir". Araziler konusunda hükümete yapılmış toplam 36bin başvuru bulunmaktadır ve tüm buna benzer problemlerin çözülmesi için 3 aylık bir süre tanınmıştır. Bu ne kadar gerçekçidir? Ayrıca unutmamak gerekir ki, referandumun yapılabilmesi için ilk önce demokrasinin yerleşmiş ve istikrarın sağlanmış olması gerekir. Ancak sadece Kerkük açısından değil, tüm Irak'ta karmaşa ve çatışma ortamı sona erdirilememiştir. Normalleştirme adı altında nüfus kaydırılması da cabası...
Ergeç'in Kerkük konusunda son sözü "Siz ne kadar demografik yapıyı bozmaya çalışsanız da, ortada tarihi bir gerçek var; Kerkük'ün havası da, suyu da, kültürü de, hamamı, hanı da Türkmen'dir, bir Türkmen varlığıdır!" şeklinde oldu.
Türkmeneli'ndeki son gelişmelere değinen Ergeç daha sonra Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi'nin (ATAA) davetlisi olarak gittikleri Amerika'daki 10 günlük temasları konusunda bilgi verdi.
Kitapçık şeklinde hazırlanan raporlarda 2003'ten bu yana Irak'ın genelinde olan haksızlıkların yanı sıra, Türkmeneli'nde ve özellikle Kerkük'te Türkmenlere karşı yapılan saldırılar ve şehirle ilgili yanlış düşünceleri düzeltici bilgiler, belgeleriyle ve fotoğraflarıyla beraber detaylı bir şekilde anlatılmış. 210 adet kitap şeklinde hazırlanan raporlar tüm üst düzey yetkililere ve temsilciliklere sunulmuş.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilileriyle görüşen Ergeç ve heyeti aynı zamanda New York Senatörü ve başkan aday adayı Hillary Clinton'un müsteşarlarıyla da bir görüşme gerçekleştirmişler.
Ergeç'in, görüşmelerin içeriğini kavrayabilmemiz açısından önemli bir de sözü oldu: "Biz, hiç kimseden hak dilenmedik, akıl toplamadık. Biz oradakilere yanlışlıkları, hazırladığımız raporlarla beraber detaylı bir şekilde anlattık".
Ayrıca Birleşmiş Milletler'in Irak masası sorumlularıyla, İngiliz ve Rus delegasyonuyla da görüştüklerini belirten Ergeç, sadece Türkmen konusunda değil, tüm Irak'ın bu duruma gelmesinin sebeplerini teker teker ortaya koyduklarını ve haklılıklarının birçoğu tarafından onaylandığını belirtti.
En önemli temaslarından biri de Pentagon görüşmesiydi. Ergeç, özel ilgi ve alakayla karşılandıklarını, ayrıca fikirlerin, görüşlerin birbirine çok yakın olduğunu belirtti. Bu durum Türkmenlerin lobi çalışmalarının sonuçlarını artık almaya başladığının, ayrıca bölgedeki önemli güçlere, haklılığını kabul ettirmesi açısından oldukça önemlidir.
Amerika'da söz sahibi olanların da Kerkük referandumunun yapılacağının zor olacağını söylemesi, ITC'nin haklılığını her mahfilde ortaya çıkarmaktadır.
Washington'dan Detroit'e geçtiklerini belirten Ergeç, burada da Türkmenler, Iraklı Araplar ve Ortadoğu lobisiyle toplantı gerçekleştirmişler. Detroit, Türkmenlerin yoğun olması sebebiyle de önemli bir eyalettir. Burada ITC yapmış oldukları işleri anlatırken şunu görmüş: aslında uzak olsa da, ITC'nin her adımı titizlikle takip edilmiş ve kabul görmüş.
Bunun yanı sıra ikinci toplantıları da ABD'de etkili olanlarla iki dilde bir toplantı gerçekleşmiş. Kendilerinin de tahmin etmediği büyük bir destek görmüşler ve Washington'da olduğu gibi Detroit'te de büyük destek görmüşler.
Ergeç'in ABD temaslarını değerlendirdiği toplantıda anlattıklarından en dikkat çekeni ise, Amerikalıların Ergeç'i dikkatle dinlemeleri ve kendilerini açıklama fırsatı vermeleri olmuştur. Artık Türkmenler Irak siyasetinde giderek belirgin bir şekilde yer almaya başlamışlardır. Burada önemli bir nokta da, gerekli ve güçlü bir kadroya ITC'nin sahip olduğudur. Amirli patlamasında ITC'nin başkan ve üst düzey yetkililerinin Türkiye'de bulunmasına rağmen, kurulmuş olan güçlü teşkilat yapısıyla bölgeye ilk ve tek gidebilen Irak Türkmen Cephesi olmuştur. Tüm bölgelerdeki ITC teşkilatları, bir gün içerisinde yardımları toplamış ve bölgeye ulaştırmıştır. Yaralıların gerekli yerlere gönderilmesi en kısa zamanda sağlanmıştır. Bu son olayla ITC göstermiştir ki, Irak'ın düzeltilmesi için gerekli kadroya ve teşkilat yapısına fazlasıyla sahiptir.
Temennimiz şudur ki; Irak Türkleri çalışmalarının, mücadelelerinin meyvelerini almaya başlayacak ve layık olduğu yere oturacaktır.
Amerika'daki diğer bir önemli görüşme de düşünce kuruluşları ile sivil toplum örgütleriyle yapılan temaslardır. Dikkat etmek gerekir ki, Amerika'da lobiyi yaratan onlardır. ITC sadece üst düzey yetkililerle değil, bu kuruluşlarla da görüşmeler gerçekleştirmiş ve tüm fikirlerini net bir şekilde dile getirmiştir.
Yapılan değerlendirme toplantısından anlaşılıyor ki, Türkmenler artık her mahfilde kendilerini anlatabilmekte, kendilerini dinletebilmekte ve fikirlerini net bir şekilde ortaya koyabilmektedir. Yani bugüne kadar Türkmenlerin ihmal etmiş olduğu Irak dışındaki lobi faaliyetlerinin önemi gelişen olaylar neticesinde daha da iyi anlaşılmış olmaktadır.
Bugün Irak'ta belli bir güç elde etmiş olan gruplar bu lobi faaliyetleri sayesinde bu yerlere gelebilmişlerdir. Temennimiz bu lobiciliğin ilerleyen günlerde de daha hızlı bir şekilde ilerleyebilmesidir.
Ancak bunda sadece ITC'nin değil, diğer ülkelerinde hataları vardır: bugüne kadar Türkmenleri dinlememişlerdir. Davet edilmemiş, görüşleri alınmamıştır.
ITC'nin savunduğu en önemli fikir "Kerkük'e özel statü"nün verilmesidir. Kerkük'ün önderliğinde Türkmeneli bölgesine özel statü verilmeli ve yönetim Türkmenlere bırakılmalıdır. Amirli patlamasıyla aslında Türkmenler kriz yönetimini en iyi şekilde başarmışlardır. Bunun yanı sıra Türkmenlerin geçmişinden gelen bir de yöneticilik kültürü bulunmaktadır. Ayrıca ITC'nin 2003'ten bu yana dile getirdiklerinin bugün teker teker gerçekleşmesi de geleceği görebilme ve bu doğrultuda plan oluşturabilme açısından da son derece başarılı olduğu net bir şekilde karşımıza çıkmaktadır.
Toplantıda son olarak, bir soru üzerine silahlı güce değinen Ergeç, konuya net bir bakış getirdi: "Bizim geçmişimizden gelen bir devlet saygımız var. Ancak, devlet bizim halkımıza yapılan haksızlıkları ortadan kaldıramıyorsa, bizim kendimizi koruma hakkımız kendiliğinden doğmaktadır". Artık kendi güçlerini Türkmenlerin kurma vakti gelmiştir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var: Türkmen milis gücü kurulurken, devletten ve ITC'den bağımsız olarak ortaya çıkarsa, bu gücün Türkmenleri koruması yerine, onları daha kötü şartlara itebilir. Kontrolsüz bir gücün alacağı en ufak yanlış karar sonucu, Türkmenler Irak'ta terörist ilan edilebilir ve o topraklardan sonsuza kadar silinmeleri için her türlü şiddete maruz kalabilir.
Ayrıca devletin denetiminde kurulan Türkmen milis gücünün de ITC'nin kontrolünde olması da son derece önemlidir. ITC'nin kontrolünde olmayan, Türkmenlerden oluşan bir silahlı güç, devletin içinde söz sahibi olmuş bazı gruplar tarafından kendi menfaatleri doğrultusunda kullanılabilir; Türkmeneli dışında hemen her bölgede ateşe sürülebilir.
Kısacası, Türkmen milis gücünün kurulmasında acele edilmesinden ziyade, temkinli ve planlı adımlar atılması gerekir.
Toparlarsak; Türkmenler giderek daha da güçlenmekte ve giderek daha da birbirlerine kenetlenmektedir. Bu birlik ve beraberlikten telaşlanan bazı grupların Türkmenlere yönelik saldırıları ilerleyen günlerde daha da artacağa benziyor.

Perşembe, Temmuz 12, 2007

"Irak Devleti ve Koalisyon Güçleri Türkmenleri Koruyamıyor, Silah Güç İstemek En Doğal Hakkımız"


ABD seyahatinden dönüşünün ardından Türkiye'ye gelen ITC Başkanı Sadetti Ergeç, İstanbul'da Akgün Hotel'de Türkiye'de bulunan Türkmenlerle dün bir araya geldi. Toplantı öncesinde Cihan Haber Ajansı'nın sorularını yanıtlayan Ergeç, Irak'ın kuzeyindeki Türkmen kenti Tuzhurmatu'da 150'den fazla kişinin öldüğü saldırının, Türkmenlerin tehlikelere açık olduğunu açıkça gösterdiğini söyledi.
ABD'nin ve koalisyon güçlerinin 2003'te Irak'a müdahalesinden sonra çok şey değiştiğini ifade eden Sadettin Ergeç, Türkmenler olarak bu süreçten sonra kurulan yönetimlerden insan hakları ve demokrasi konusunda beklenti içine girdiklerini belirtti. Bu otoritelerin de kendilerine bu yönde güvence verdiklerini hatırlatan ITC Başkanı Sadettin Ergeç, "Türkmenler olarak bugüne kadar devlete hep saygı duyduklarını ve destek verdiklerini; ancak bu devletin bugün saygınlığını yitirdiğini" ifade etti.
Irak hükümetlerinin ve koalisyon güçlerinin Irak'ın kuzeyinde silahlı güce sahip olanlara destek verdiğini kaydeden Ergeç, buna rağmen devlete olan saygılarını yitirmediklerini; ancak son zamanlarda Türkmenlere yönelik saldırıları engellenemediğini ve dolayısıyla kendi güvenlik güçlerini ve silahlı kuvvetlerini oluşturmanın en doğal hakları olduğunu vurguladı.
Kuzey Irak'ta silahlı güçlerin ve polislerin sayısında artış olduğunu ifade eden ITC Başkanı Ergeç, bu güçlerin taraflı olduğunu belirterek "Biz tarafsız güç istiyoruz. Madem bu güçler taraflı biz de kendi gücümüzü kurmak istiyoruz. Terörü önlemek için istiyoruz" dedi.
Bölgede caydırıcı bir güze sahip olmak istediklerini aktaran ITC Başkanı Ergeç, bölgedeki Türkmen varlığını korumaları gerektiğini kaydetti. Bölgede caydırıcı bir güç oluştururken bunun siyasi yanı da olması gerektiğinin altını çizen Ergeç, "Birlik hükümetleri kuruldu; ancak buna Türkmenler dâhil edilmedi. Anayasada haklarımız temsil edilmiyor. Biz de Irak'ın bir unsuruyuz ve kabul görmeliyiz. Dilimiz de resmî dil olarak tanınmalı. Silah bir güce sahip olmak aynı zamanda anayasal hakkımızdır" dedi.
Emirli'deki saldırının arkasında Bakuba kentinden Amerikan operasyonundan kaçan Sünni militanların olduğunun belirtildiği ve bu konuda ne düşündüğü sorulması üzerine ise Ergeç, "Saldırının arkasında kim olduğu önemli değil. Bu tür saldırıların tekrar edilmemesi için neler yapılmalı o önemli. Bu saldırılar ve kaçan militanlar, koalisyon güçlerinin ve Irak ordusunun zayıflığını ve bizi koruyamadığını gösteriyor. Bu militanların kaçmasına izin verilmemeli. Bu da bizim kendi silahlı gücümüzü istememizi en doğal hale getiriyor" diye ekledi.
Tuzhurmatu'da 150'den fazla kişinin öldüğü saldırının, Bakuba'da Amerikan ordusundan kaçan militanlar tarafından düzenlenmiş olabileceği belirtilmişti. Kuzey Irak'taki Türkmenler de saldırının ardından bölgedeki Türkmen bölgelerinin Türkmenler tarafından korunmasını istemiş ve Bağdat hükümetini Türkmen bölgelerinin güvenliğini sağlayamamakla suçlamıştı. Irak'ın işgalinden sonra ülkede gerçekleşen en kanlı iki saldırı da biri Tuzhurmatu ve diğeri geçen yıl Telafer'e olmak üzere iki Türkmen kentine düzenlenmişti.
ITC Başkanı Ergeç, bu düşüncelerini ABD ziyaretinde Amerikalı yetkililere de ilettiğini kaydetti. Sadettin Ergeç başkanlığındaki üst düzey Türkmen heyeti, geçen hafta ABD'yi ziyaret etmiş ve üst düzey yetkililerle bir araya gelmişti.
"İNŞALLAH TÜRKMENLER SINIRÖTESİ OPERASYODNAN OLUMSUZ ETKİLENMEZ"
Kendisine Irak'ın kuzeyine muhtemel bir operasyon düzenlenmesi halinde Türkmenlerin tavrının ne olacağı ve nasıl etkileneceği sorusuna yanıt vermek istemeyen Ergeç, "Eğer olursa Türkmenler mutlak etkilenir. İnşallah olumsuz etkilenmez" demekle yetindi.

Türkmenlerin çığlığı


Türkmen Vakfı Sözcüsü ve Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip, tonlarca patlayıcının Türkmen şehirlerinde patlatılıp Türkmenlerin katledildiğini belirterek, ‘’Kürtlerin silâhlı Peşmergeleri ve Şii Arapların Mehdi milisleri bulunmaktadır, kendi şehirleri de bunlar tarafından korunmaktadır. Türkmenlerin ise böyle bir silâhlı gücü bulunmamaktadır’’ dedi.

Türkmenler Uluslararası Platformda


Araştırmacı: Aydın Maruf
ITC Suriye
13 Temmuz 2007
aydinmaruf@yahoo.com

Türkmenlerin ve Kerkük’ün geleceğine yönelik endişelerini dile getirmek maksadıyla, 25 Haziran ve 5 Temmuz 2007 tarihleri arasında ITC lideri Dr Sadettin Ergeç ile beraberindeki heyet, merkezi Washington’da bulunan Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi’nin (ATAA) davetlisi olarak ABD’yi ziyaret etmişlerdi. ITC lideri Dr. Saadettin Ergeç’e ABD ziyaretinde ITC’nin iki merkez yürütme kurulu üyesi IMTP başkanı Cemal Şan ve ITC Kerkük sorumlusu Hişam Bayraktar , Türkiye temsilcisi Ahmet Muratlı ve Londra temsilcisi Asif Serttürkmen’de katılmışlardı. Ergeç ve beraberindeki heyet, ABD ziyareti sırasında ABD Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilileriyle bir araya geldi. Heyet, New York Senatörü ve başkan aday adayı Hillary Clinton’la da görüştü. Irak Türkmen Cephesi heyeti, New York’taki temaslarında BM’nin Irak’tan sorumlu yetkilileri ile İngiltere ve Rusya’nın BM daimi temsilcilik yetkilileriyle bir araya geldiklerini ve referandumun sakıncalarını vurguladıklarını bildirmişlerdi. Ayrıca Türkmen heyeti, ABD yetkilileri tarafından sıcak bir şekilde karşılanırken, Irak’ta Türkmenlere yapılan haksızlıklara da hak vermişlerdi. ABD yetkililer, bu koşullarda ve böyle bir ortamda Kerkük’te bir referandumun yapılmasını, "tehlikeli bir iş ve çok zor" olduğunu dile getirmelerinde, Türkmenlerin siyasi davalarında ne kadar haklı olduklarının bir göstergesidir.
Ayrıca Ergeç, ABD Kongresi’nde de bir konuşma yapmıştı. Ergeç, ABD kongresinde Irak’ın ve Türkmenlerin bugünkü siyasi durumuna ile ilgili yaptığı önemli konuşmanın özeti: (Irak’ın demografik yapısı göz önüne alındığında bölgenin "Barış unsuru" olan Türkmenleri anlayabilmek, Türkmenlerin sadece Irak değil, Ortadoğu ve dünya barışının da teminatı olduğu gerçeği ile yüzleşmek için, sizlerin yani ABD’nin bizleri daha yakından tanımanız, tarihin derinliklerinden günümüze kadar geçen sürecin iyi bilinmesini bekliyoruz. Bu bağlamda Irak’ın biran önce barışa, huzura kavuşması için mezhep kavgasının sonlandırılması, Irak’lılık bilincinin pekiştirilmesi, milis güçlerin biran önce dağıtılması, Irak’ın yeraltı kaynak gelirlerinin tek elde toplanıp adil ve hakça dağıtılması, Irak anayasasının yeniden gözden geçirilmesi, Irak anayasasında Türkmenlerinde asli unsur ve kurucuları arasında yer almasını ve özelliklede Kerkük’e özel statü verilmesini talep ediyoruz) söylemişti. Irak Türkmen Cephesi, Türkmenlerin derdini, mazlümyetini ve Kürkük meselesini ilk defa olarak ABD kongresinde dile getirmesi önemli bir hadise olduğunu görmemiz gerekiyor. Çünkü bugün Türkmen meselesi, uluslararası platformlarda özellikle ABD kongresinde konuşulması gerçekten bir uluslararası meselesi haline gelmesi anlamına gelmektedir. Bugün baktığımızda Türkmenlerin siyasi durumu Türk, Arap ve Dünya basınında geniş yer alması ve gündem oluşturulmasında Irak Türkmen Cephesinin yurt dışı temsilciliklerinin yaptıkları siyasi çalışmalar ve diplomat faaliyetlerden de kaynaklanmaktadır.
Ayrıca Türkmen heyeti, ABD’da yaptığı temaslardan sonra, ABD’deki çeşitli Türk kuruluşlarını bir araya getiren Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) tarafından ABD kongresi üyelerine gönderilen mektupta, Irak’ta büyük baskı altında yaşayan Türkmenlerin haklarının korunması istendi. Ayrıca mektupta Türkmenlerin, toplu ve yargısız cinayetlere, tecavüzlere, keyfi tutuklamalara, işkenceye, kötü muameleye, zorunlu göçe, mallarına el konulmasına ve temel haklarının ihlaline maruz kaldığı anlatıldı. Mektupta, Saddam Hüseyin döneminde acı çeken ve ABD’nin gelişini memnuniyetle karşılayan Türkmenlerin, bu defa da Kürt grupların büyük baskısı altında kaldığı vurgulandı ve Türkmenlerin haklarının korunması talebi dile getirildi.
Türkmenleri yurt içinde ve yurt dışında temsil eden Irak Türkmen Cephesi (ITC), bugün Türkmenlerin siyasi ve kültürel haklarına savunulması ve strajisi meselelerde iç ve dış politik alanında aktif bir şekilde siyasi çalışmasını sürdürmektedir. Türkmenlerin, Irak’ın siyasi oluşumunda siyasi ve insani hakları göz ardı edilmesi yanında soykırım ve yok etme politikasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu hakları elde edilmesi için ITC başta olmak üzere ve ITC’nın siyasi çizgisine yakın politika yapmakta olan bazı Türkmen siyasi partilerde ortak çalışma yapmaktadır. Irak Türkmen Cephesi, kuruluşundan beri yapılan her türlü baskılara rağmen, Türkmen davasının milli değerlerine sahip çıkmasında geri kalamamıştı, bugünde ayni milli siyasi çizgi üzerine ister iç politika ister dış politikasında faaliyetleri önem taşımaktadır. Bu son dönemlerde Irak Türkmen Cephesi, Irak’ta Türkmenlere yapılan haksızlıkları dile getirmek ve Kerkük’ün bir Türk şehri olduğunu dünya kamuoyuna aktarılması için yurt dışında Türkiye ve ABD başta olmak üzere bir çok Avrupa ve Arap ülkerinin yetkileriyle önemli ve faydalı görüşmeler yapmıştı. Bu görüşmelere hem yerel basın hemde dünya basını tarafından önem verilmişti. Ayrıca unutmamak gerekir: Türkmen meselesini uluslararası bir meseleye taşımak ve yurt dışında Türkmenlere ilgili yapılan kongre ve görüşmelerin başarılı olmasında Irak Türkmen Cephesi yanında bazı Türkmen siyasi partiler özellikle Türkmeneli Partisi, Türkmen Karar Partisi ve Türkmen Milliyetçi Hareketi, Türkiye ve yurt dışında Türkmenler adına faaliyet gösteren Türkmen dernek ve kuruluşları, Türkmen yazarları ve şahsiyetlerinden özellikle Dr Suphi Saatçi, Dr Erşat Hürmüzlü, Dr Mahir Nakip, Nefi Demirci ve Savaş Avci gibi birçok kişilerin etkin rolü olmuştur.
Bugün Irak Türkmen Cephesi, Türkmenler için önemli siyasi bir iddial kuruluşu olarak uluslararası platformlarda siyasi, kültürel ve sosyal alanlarında Türkmen davasına sahip çıkıp, bütün siyasi mahafillerde aktif rol üstlenmektedir. Türkmenlerin bu siyasi iddialını güçlendirmesi için tek bir siyasi görüş olması tek bir çatı altında toplanmaları gerekiyor. Çünkü burada önemli olan bir siyasi görüşle bir tavırla Türkmenlerin siyasi durumunu dünya kamuoyuna aktarmaktır. Hem yurt içinde hemde yurt dışında Türkmenlerin milli meselesine ve siyasi haklarına bir tek görüşle savunursa, bir şok avantajlar sağlar ve bugünkü durumdan daha fazla faydası olur.
Araştırmacı: Aydın Maruf
ITC Suriye
13 Temmuz 2007
aydinmaruf@yahoo.com

Türkmenler ve son gelişme...


ITC Başkanı Ergeç ve Türkmen heyetine bu arada ‘Washington’da en üst seviyeden bir olumlu-destekleyici mesaj daha verildi. Dünkü sohbetimizde Sayın Ergeç’ten öğrendiğime göre; Ergeç ve heyeti Pentagon’a toplantıya gittiklerinde hemen girişteki koridorda, karşılarında ABD Genelkurmay Başkanı Org. Peter Pace’i buluyorlar. Pace, Ergeç ve arkadaşlarının ellerini sıkıyor ve Türkmen Başkan’a “Sayın Başkan, hoş geldiniz, sizi burada görmek-sizinle birlikte olmak bizim için bir şereftir” diyor. Bu karşılaşma mesajına dair daha detay yoruma gerek var mı efendim? Evet, Kuzey Irak dosyasında, bölgesel dengeler üzerinde Türkmen Cephesi’nin etkisi hızla söz sahibi konuma yükselmeye başlamıştır.

Çarşamba, Temmuz 11, 2007

ERGEÇ ABD'YE GİTTİ, BOMBALAR PATLADI

Tuesday, 10 July 2007
Kerkük'ün Tuzhurmatu bölgesinde gerçekleştirilen ve 150'den fazla Türkmenin ölümüne neden olan bombalı saldırının, Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Sadettin Ergeç 'in referanduma ilişkin ABD ve Türkiye'deki temaslarının hemen ardından gerçekleştirilmesi dikkat çekti.
Ergeç'in Kerkük'teki referandumun ertelenmesi amacıyla gerçekleştirdiği temasların başarılı geçtiği belirtilmişti.

ITC'nin Ankara Temsilcisi Ahmet Muratlı, yaptığı açıklamada, Ergeç'in ABD ziyareti ile patlamaların aynı zamana gelmesinin rastlantı olmadığını söyledi.

ABD'de birçok üst düzey görüşme yaptıklarını ve bunların çok başarılı geçtiğini anlatan Muratlı, "Ne yazık ki patlamalarda Irak Türkmen Cephesi'nin, ABD'ye gerçekleştirdiği ziyaretin olumlu geçmesinin büyük bir etken olduğunu söyleyebiliriz" yorumunu yaptı.

Kentin geleceği ile ilgili olarak yapılacak referandum için gerekli şartların oluşmadığını anlatan Muratlı, ilk önce normalleştirme ve nüfus sayımının yapılması gerektiğini, daha sonra ise tüm Irak'ta bir Kerkük referandumu yapılması isteklerini ABD'ye ilettiklerini anlattı.

Ahmet Muratlı, "Üst düzeyde gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerde, hem ABD hem de BM tarafı yaklaşımımızı olumlu ve gerçekçi bulduklarını ilettiler" dedi.
Dışişleri'ne gittiler

Kerkük'teki patlamalarla ilgili olarak dün Sadettin Ergeç ile Ahmet Muratlı Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin konuya ilişkin ITC'den bilgi aldığı ifade edildi.Ankara'nın söz konusu olayı, referandumun ertelenmesi yönündeki iddiasını kuvvetlendirmek üzere BM ve ABD'nin önüne de koymayı planladığı öğrenildi.

Cuma, Temmuz 06, 2007

Irak, Kürtler ve Mısır Kongresi


Kürtler, Kahire Kongresine Neden Tepkili
Araştırmacı/Yazar Aydın Selim
06 Temmuz 2007, CumaBu haber 35 defa okunmuştur.
Irak'ın siyasi durumunu değerlendirmek maksadıyla, 28 -30 Nisan tarihleri arasında bir çok Iraklı siyasi partiler, grup temsilcilerin ve bazı Irak parlamento üyelerinin iştirak etmesiyle Mısır başkenti Kahire'de bir kongre gerçekleşti. Bu kongreye Irak Türkmen Cephesini temsil eden ITC Suriye ve Lübnan temslcisi Erşat Salihi ve ITC denetleme kurulu sorumlusu Cevdat Zülel'de katıldılar. Ayrıca kongreye Eyat Allavi başkanlığındaki Irak Listesi, Salih Mutlag başkanlığındaki Irak Ulusal Elhivar Meclisi, Adanan Düleymi başkanlığındaki Irak Uzlaşma Cephesi gibi bir çok Şii ve Sunni Arap şehsiyetleri, Kürt liderlerinden Sunni İslamci Irak Kürdistan İslami Birliği başkanı Selahattin Mehmet Bahattin, Ilımlı Kürt gruplarından Irak Kürdistan Özgür ve Adalet Partisi başkanı Erşat Zebari ve yardımcısı Cevhar Herki'de katıldılar. Kongre iki gün devam ederken Irak'ın bugünkü siyasi oluşumu ile ilgili önemli konular ele alınmıştır. Ayrıca Kahire toplantısnın en önemli gündem maddesi Irak'ın siyasi toprak birliği ve Kerkük meselesi olmuştu. Kongreye katılan Iraklı siyasi parti ve grup temsilcileri, toplantının sonunda yayınladıkları bildirgede Irak'ın toprak bütünlüğünün savunulması, Irak'ın siyasi oluşumu bütün etnik gruplar ve taraftarların eşit katılmıyla oluşturulması, işgal güçlerin Irak'ın topraklarından çekilmesi, Irak anayasası 140.madde dahil olmak üzere önemli maddeleri yeniden gözden geçirilmesi ve Irak'ın gelir kaynakları eşit bir şekilde bütün Iraklılar üzerine dağıtılması gibi konulara bütün tarafca destek olduklarını ifade etmişler ve toplantının tutanağında imza atmışlardı.
Ayrıca kongrede yukarıda bahıs ettiğimiz bu ilkeler yanında Irak'ın toprak bütünlüğüne savunulması ve Irak'ı bugünkü kaos içinden ve istikrarsızlık durumundan kurtarılması maksadıyla Iraklı siyasi gruplar tarafından (Irak Ulusal Elinkaz Cephesi) adı altında yeni bir siyasi oluşumunun ortaya gelmesinde faydalı olacağını ön görmüşlerdi. Toplantıya katılan bazı siyasi grupların temsilcilikleri özellikle Irak Türkmen Cephesi Suriye ve Lübnan temsilcisi Erşat Salihi, Kahire kongresinde kurulacak Irak Ulusal İnkaz Cephesine ilgili Arap basınına yaptığı açıklamasına göre, ( bu Cephe Maliki veya bugünkü Irak hükümetine karşı değil tam tersi Maliki hükümeti için bir destek olacağını vurgulamıştır).
Sunni Arap Irak Ulusal Elhivar Meclisi başkanı Salih Mutlag, basına yaptığı açıklamada: Irak Ulusal Meclisi içinden ve dışından oluşan gruplarından yakın bir zamanda (Irak İnkaz Cephesi) adı altında yeni bir siyasi oluşum ilan edilecek. Irak'ın bazı önemli siyasi grupları arasında Yurt içinde ve yurt dışında yapılan bir çok toplantıların neticesi sonucunda bu Cephenin kurulması için ilke olarak ittifaka varmışlar ifade etmişti. Irak İnkaz Cephesi aşağıdaki gruplardan oluşmaktadır:
1- Salih Mutlag başkanlığındaki Irak Ulusal Elhivar Meclisi2- Eyat Allavi başkanlığındaki Irak Listesi grubu3- Dr Sadattin Ergeç başkanlığındaki Irak Türkmen Cephesi4- Adnan Düleymi başkanlığındaki Irak Uzlaşma Cephesi 5- Selahattin Mehmet Bahattin başkanlığındaki Kürdistan İslami Birliği6- Erşat Zebari başkanlığındaki Irak Kürdistan Özgür ve Adalet Partisi.
Bu Cephe daha ilan olmadan bazı siyasi gruplar özellikle Kürt ve Şiiler, Nuri Maliki hükümetine karşı bir kompolo olduğunu iddia etmişlerdi. Hatta bile Irak Cumhur başkanı Celal Talabani, Bağdatta yaptığı bir basın toplantısında Şii grupları tahrik etmek için yaptığı açıklamada ( Bazı komşu ülkerlerin desteğiyle yurt dışında bazı Iraklı gruplar için toplantılar organize ediliyor ve Nuri Maliki hükümetine karşı bir kompolo yapılıyor ve biz bu kompoloya karşı ve Maliki hükümetine destek olmak için sonuna kadar mücadele yapacağını ifadesini kullanmıştır). Burada Kürt grupların amacları Maliki hükümetine destek olmak değil, Şii gruplarını Sunni Araplar ve Türkmenlere karşı tahrik etmeleri, Şii gruplarının siyasi desteğini kendi leyhilerine kullanmaları ve Irak'ın stratiji meselelerinde özellikle Kerkük konusunda Şii grupları ile anlaşmalarını kalaylaştırmaktır.

Kuzey Irak'ta yayınlanan bir Kürt gazetesinin haberine göre, Kürt grupları özellikle KDP-KYB ve Şii grupları ile özellikle Mukta Sadır grubu, Malika başkanlığındaki İslami Dava Partisi ve Abdulaziz Elhakim başkanlığındaki Irak İslami Yüksek Meclisi arasında yapılan bir gizli anlaşmaya göre, çoğunluk Sunni Araplardan oluşan Bağdat'ın kuzeyinde Samaraa kenti , Şii kentine döndermek istiyorlar ve buna karşın Şii grupların desteğiyle Kerkük'ü Kürt bölgesine ilhak edilecek. Bu konuya ilgili 3 Temmuz 2007 tarihinde Şiiler tarafından Bağdattan Samaraa'ya yapılan yürüş için Muktada Sadır grubuna bağlı 8 bin silahli ve Maliki hükümetine bağlı silahlı Şii polislerinden oluşan bir çok sayı Asker ve Polis güçlerini, bu yürüşü korumak amacıyla Samaraa'ya gönderilecek. Ayrıca Muktada Sadır grubun enformasyon sorumlusu Düreyit Haffaci, kuzey Irak'ta yayınlanan Kürdistan News haber ajansına yaptığı açıklamada: ( 3 Temmuz tarihinde Şiiler tarafından yapılan Samarra yürüşü için Mahdi Ordusundan 8 bin kişi silahli katılacaklar, Bagdat ve Samaraa yolunu temizleyeceğiz, Samaraa'ya gidecek militanlar orda kalacaklar ve bir daha dönmeyecekler. Yapılacak bu planlardan sonra Şiiler, bundan sonra Samaraa'da bütün Şii merasimlerine kolayca katılmasını sağlar. Ayrıca bu planı Sunni Araplar kabul etmiyorlar ve şiddetle karşı çıkıyorlar, ama biz bu konuda israrlıyız) .
Ayni konuya ilgili Irak Ulusal Meclisindeki Kürt ittilafı üyesi KDPlı Abdullah Salih, yaptığı açıklamasında: Samaraa yollarını korulmasını Irak savunma güçündeki Kürt askerlerine verilecek. Ayrıca Samaraa'daki Şii makamlarının korulmasınıda Kürt peşmergalara verilecek. Bu son günlerde Necaf'te Kürt grupları, Sadır grubu ve Şii İttilafı arasında yapılan toplantının neticesi sonunda Kürt peşmergalarının bu bölgede görev almaları Sadır grubu tarafından destekleniyor ve sıcak karşılanmıştır.
Şiiler ve Kürtler arasında yapılan gizli anlaşmaya göre, bu planın birinci aşamasında Bagdat ve Samaraa kontrol edilecek , ikinci aşamasında ise Bagdat, Samaraa, Bakakuba ve Tuzhurmatu yollarını Şiiler, Kürtler ve Maliki hükümeti tarafından kontrol edilir. Ayrıca bu anlaşmaya göre Kerkük'te olan Şii Arap göçmenler ise Samaraa'ya dönecekler. O zaman Kerkük'ün Kürt bölgesine ilhak edilmesinde Şii grupların hem siyasi hem de manevi destekleri olacaktı.
Kahire kongresi biter bitmez Talabani ve Barzani başkanlığında Kürt siyasi gruplar, Dukan ilçesinde bir araya gelip, kongreye katılan siyasi gruplarına tepki vermek için bir kınama bildirgesi yayınlamışlardır. Yayınladıkları bildiride Kahire toplantısına katılan siyasi partileri Baascılar yanlısı ve komşu devletlerin muhaberatı olduklarını süçlemişlerdi. Ayrıca bu toplantı Şiiler ve Kürtlere karşı olduğunu iddia etmişlerdi. Bunun ardından KYB ve KDP, yeni siyasi bir Cephe kurmaysı için Bağdatta bazı Şii grupları ile toplantılara başladılar.
Kuzey Irak'ta yayınlanan bir Kürt gazetesinin haberine göre, KDP ve KYB başta olmak üzere Kürt siyasi gruplar, Bağdatta faaliyet gösteren Şii siyasi partileriyle yeni bir Siyasi Cephe kurmaya çalışıyorlar. Kürtler, Kahire toplantısından sonra Şii ve bazı Arap gruplarıyle bir Cephe kurmayı planlıyorlar. 5-6 Haziran tarihleri arasında KYB ve KDP heyetleri Celal Talabani başkanlığında Bagdatta bir çok siyasi partilerle görüşmeler yapmışlardı. Siyasi partiler şunlar:
1- Tarik Elhaşimi başkanlığındaki Irak İslami Partisi 2- Abdulaziz Elhakim başkanlığındaki Irak İslami Yüksek Meclisi3- Nuri Maliki başkanlığındaki Irak İslami dava Partisi.

Ayrıca 19 Haziran tarihinde Bağdatta yine Celal Talabani başkanlığında KYB, KDP, Irak İslami Yüksek Meclisi ve Irak İslami Dava Partisi bir araya gelmişlerdir. Görüşmede Kürtler ve Şiiler arasında uygun yeni stratiji politikasını kurmasını tartışmışlardı.

Ayrıca 26 Haziran tarihinde Bağdatta Abdulaziz Elhakim bürosunda yapılan toplantının sonucunda Irak İslami Yüksek Meclisi ve Nuri Maliki başkanlığındaki İslami Dava Partisi arasında stratiji anlaşması imzalanmıştı. Anlaşmaya göre Şii Birleşik Irak İttilafını güçlendirmesi ve Şii davasını korunması gibi konuları içerimektedir. Ayrıca önümüzdeki günlerde Şiiler ve Kürtler arasında ilan edilecek nihai stratiji anlaşma ve kurulacak yeni siyasi Cephenin ilkeleri şunlardı:
1- Irak'ın yeni Anayasa İlke ve kanunlarına uyulması,2- Maliki hükümetinin siyasi oluşumunu desteklenmesi,3- Irak Yasalarını korulması,4- Kuzey ve Güney Irak'ın Fedralizim sistemini desteklenmesi ve kuvvetlendirmesi,
Kürt grupları, bir yandan bazı Arap siyasi partilerinin özellikle Sunni Araplar, bazı Şii gruplar ve Türkmenler arasında yapılan birleşmelere karşı çıkıyor ve tepki gösteriyor, grupları Baascı yanlısı ve komşu devletlerinin muhaberatları olduklarını iddia ediyor, diğer yandan ise kendi çıkarları için Şii grupları ile sözde Irak çıkarları için birleşme planlarını yapmakta olduğubu göstermeye çalışıyorlar. Burada Kürt grupların özellikle KDP ve KYB'nin asıl derdi Irak'ta coğunluğu oluşturan Şiiler ile anlaşıp bir dönem istediklerini yapmak için özellikle Kerkük'ü Kürtleştirmek, Irak'ın Petrol kaynaklarını kontrol etmek gibi bir çok önemli konuları elde etmesini sağlayan bütün faktörlarını siyasi sahada kolaylaştırmak için, sadece Kuzey Irak değil bütün Irak'ı ele geçirmek istiyorlar. Hedefleri Şii gruplar ile birleşmek değil, kendi özel çıkarlarını bölgede elde etmek maksadıyla Şiileri, Sunni Araplar, Türkmenler ve diğer etnik gruplara karşı kullanmaktadır.

Kürt grupları, Kahire'de yapılan toplantıya neden bu kadar tepkili olduklarında bu sorular bizim için ortaya çıkmaktadır:
1- KYB ve KDP toplantıya davet edilmemesi,2- Kürt grupların muhalefet ve alternatifi olarak Irak Kürdistan Özgür ve Adalet Partisi başkanı Erşat Zebari ve yardımcısı Cevhar Harki'nin toplantıya katılmaları,3- Yine Kürt yönetimine muhalefet durumunda olan Kürdistan İslami Birliği başkanı Selahattin Mehmet Bahattin'in katılması,4- Toplantıya katılan grupları tarafından Irak'ın toprak birliğine savunulması ve Irak bir fedralizim sistemi olmasını reddedilmesini desteklemeleri,5- Kerkük, Kürt bölgesine değil özel bölge veya Irak'a bağlanması,

Türkmen Yönetici'ye Suikast Düzenlendi



Dün 5,07,2007 Tarihinde İş Adamı ve Yenitisin Belediyesi Meclis Üyesi Seyfettin BİRAVCI'nın ve İş Yerine Silahli 6 kişe terafndan Saldiri düzenlendi , saldırganlar ateş açınça şehidimizde karşilikli ateş açmaya başladı saldırganlarin birsi ölürken digeride agır yarali olarak hastanda öldü, ve kaln 4 kişi kaçti ve Kahraman şehidimizde yarali olarak hastanaya kaldirildi ve 3 saat sonra allahin rahmetine kavuşarak hayatını Kayıbetti, 1946 dogumlu olan Seyfettin BİRAVCI 3 oglan 2 kız babasıydı ,ve Yenitisin Semtinde ( Tisin Döviz Büroso Sahibiydi) dün akşam çok kalabalık ve Büyük bir coşkuyla Şehidin Cenazesi MHP Bayragina sarılarak Kerkükte Topraga Verildi.

Perşembe, Temmuz 05, 2007

ITC Genel Başkanlığı Basın Açıklaması



IRAK TÜRKMEN CEPHESİ

Genel Başkanlığı

Basın Bülteni

04 Temmuz 2007 Washington


"Irak'ın biran önce barışa, huzura kavuşması, mezhep kavgasının sonlandırılması, Irak'lılık bilincinin pekiştirilmesi, milis güçlerin biran önce dağıtılması, Irak anayasasının yeniden gözden geçirilmesi, Irak anayasasında Türkmenlerinde asli unsur ve kurucuları arasında yer almasını ve özelliklede Kerkük'e özel statü verilmesini talep ediyoruz."


Dünyanın en önemli petrol yatakları üzerinde bulunan Kerkük ve Türkmeneli coğrafyasında bin yılı aşkın süreden buyana yaşamakta olan Türkmenler, Ortadoğu'daki barışın sembolü ve teminatı olmuş bir millettir.
Dünya siyasi tarihinde Mezopotamya olarak bilinen bereketli topraklar üzerinde yaşayan toplulukların bir arada barış ve kardeşlik içerisinde yaşabilmesinin en önemli etkeni şüphesiz Türkmenlerdir... Bölgenin kültür sanat zenginliğinin kaynağı olan Türkmenler, Irak'ın bağımsız devlet oluşumunda çimento vazifesi gören medeniyetinde temsilcisidir.
İnsanlık tarihinin en eski yerleşim yeri olmakla beraber, ilahi dinlerin beşiği sayılan coğrafyada farklı inanç grupları bütün olumsuz koşullara, kışkırtma ve yönlendirmelere rağmen beraberce barış ve kardeşlik içinde binlerce yıl bir arada yaşamış ve günümüze kadar gelmişlerdir.
Birinci Dünya Savaşı sonunda yapılan anlaşmalarla Osmanlı Devleti'nden ayrılarak oluşturulan Irak Devletinde her ne kadar insanlığın gereği olan demokrasi bugüne kadar tesis edilmemiş olsa da yüzyıla yakın bir süre bölgemizdeki istikrar, Türkmenlerin sağduyu ile hareket ederek; birlikte yaşadığı topluluklarla geliştirdiği insani ilişkiler yüzünden korunabilmiştir.
Lozan Antlaşmasında askıya alınan bölgemizin statüsü milletlerarası kuruluşlar tarafından yeniden belirlenirken Irak Devleti'nin kuruluş anayasasında yer alan Türkmen hakları yıllar geçtikçe unutulmuş üstelik yok edilmek için insanlık dışı muamelelere tabi tutulmuştur.
Monarşi rejiminden sonra dikta Irak yönetimleri altında bile Irak'ın toprak bütünlüğü ve bölgenin kültürel yapısının korunmasından yana barışçı çözümleri savunan Türkmenlerin "Medeniyetler Savaşı" yerine sürekli "Medeniyetler ittifakı"ndan yana olduğuna bütün dünya tanıktır.
İnsanlık suçu olan "terör" olaylarına bölgemizin çeşitli unsurları bir şekilde bulaşmış olsa da, Türkmen halkından tek bir unsurun ilişkilendirilmesi kesinlikle mümkün değildir.
Irak Türkmenleri olarak son 85 yıldır tek suçumuz "İnsan Hakları Beyannamesi"ne olan inancımız, BM (Birleşmiş Milletler) normlarına olan güven ve itimattır.
1959'da Türkmenlere karşı başlatılan bilinçli katliam neredeyse elli yıldır sürerken, Saddam zulmünden en fazla mağdur edilen toplulukta şüphesiz Türkmenlerdir. Özellikle Kerkük'te Kraliyetten Cumhuriyete, Cumhuriyetten diktatörlüğe hatta günümüze kadar geçen sürede bütün yönetimler Türkmen varlığına son vermek için her türlü vesileye baş vurmuşlardır. Ancak bu kadar mezalime rağmen Türkmenler, bölgede barış, huzur ve kardeşliğin bozulmaması için elinden gelen gayreti göstermişlerdir.
Irak'ın demografik yapısı göz önüne alındığında bölgenin "Barış unsuru" olan Türkmenleri anlayabilmek, Türkmenlerin sadece Irak değil, Ortadoğu ve dünya barışının da teminatı olduğu gerçeği ile yüzleşmek için, sizlerin yani ABD'nin bizleri daha yakından tanımanız, tarihin derinliklerinden günümüze kadar geçen sürecin iyi bilinmesini bekliyoruz...
Bu bağlamda Irak'ın biran önce barışa, huzura kavuşması için mezhep kavgasının sonlandırılması, Irak'lılık bilincinin pekiştirilmesi, milis güçlerin biran önce dağıtılması, Irak'ın yeraltı kaynak gelirlerinin tek elde toplanıp adil ve hakça dağıtılması, Irak anayasasının yeniden gözden geçirilmesi, Irak anayasasında Türkmenlerinde asli unsur ve kurucuları arasında yer almasını ve özelliklede Kerkük'e özel statü verilmesini talep ediyoruz.
Bu arada ABD'de bulunduğumuz sürede çeşitli yetkili makamların bizi kabulleri ve görüşlerimizi dinlemelerinden dolayı kendilerine şükranlarımızı sunarız.

ITC'nin bu tarihi seyahatinin gerçekleşmesinde değerli yardımlarda bulunan, Washington'daki temaslarımızda büyük emeği geçen;
Sayın Nurten URAL, ATAA Başkanı Sayın Günay EVİNÇ, ATAA Başkan Yardımcısı Sayın Güler KÖMÜRCÜ, AKŞAM Gazetesi Yazarı ve katkısı olan herkese ayrıca teşekkür eder, şükranlarımızı sunarız...

Irak Türkmen Cephesi
Genel Başkanlığı