Cuma, Aralık 30, 2005

Dışişleri''nin Barzani Ve Talabani Sevgisi...




Vedat YENERER

"Besle kargayı oysun gözünü " sözü sanki Barzani ve Talabani için söylenmiş. Her sıkıştıklarında Türkiye''ye sığınan, ama her fırsatta arkamızdan hançeri saplayan aşiret reisi Mesut Barzani ve sosyalist bozuntusu Celal Talabani''nin Türkiye''deki saygınlıkları dikkat çekicidir.Medyada önemli köşeleri tutmuş bir avuç insanın kayıtsız şartsız, sorgusuz sualsiz bu iki tipe destek vermesi normal mi? Adamların Türkiye aleyhine yaptıkları her açıklamalara alkış tutmanın ardında yatan sır nedir? Üstelik bu gazetecilerin çoğu Türk kökenli. Bu gazetecilerin hemen hepsinin villalarda ve lüks içinde yaşıyor olması bir tesadüf mü? Türkiye, Irak''ın bütünlüğünü savunuyorsa, savaş sonrasında KDP ve KYB temsilciliklerini neden kapatmıyor.Bu konuda ikinci kez dikkat çekiyorum ve Dışişleri''nden her zaman olduğu gibi çıt yok!.KDP ve KYB temsilciliklerine ihtiyaç olmadığına göre neden kapatılmıyor? Bu temsilciliklerin kapatılmaması için kim talimat ya da baskı yapıyor? Ne bekleniyor? Bu milletin Ankara''daki Kürdistan sevdalılarını bilmesi gerekmez mi? Milletin oyuyla gelen ama millette zarar veren gizli işler çevirenler kimdir?Kayıt dışı diplomasi geleneği ilk kez Tayyip Erdoğan ile başladı. Türkiye Cumhuriyeti adına yabancılarla yapılan görüşmelerde görevli katibi ne konuşulduğu kayıt altına alınmasın, diye dışarı çıkartıp sözler veriliyor, talimatlar alınıyor. Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül''ün bu uygulamalarına Dışişleri''ndeki monşerlerden biri bile bugüne kadar ortaya çıkıp " Siz bu devlet adına gizli görüşme yapamazsınız. Devlet ve millet adına kayıt altına alınmayan sözler veremezsiniz. Bu vatana ihanettir !.. " deyip onurlu bir şekilde istifa etmedi?Kimdir bu insanlar?Aylar önce bu temsilcilikleri neden kapatılmıyor? Ne bekleniyor? diye sormuştum. Dün belli oldu. Barzani efendi Türkiye''deki Irak Büyükelçiliğinde bir Kürdistan temsilciliği bulunması gerektiğini ve bunun yasal bir hak olduğunu açıkladı.. Oyun içinde oyun var " Kürdistan''ı sınırlarını bir çiz de görelim "diyen vatan evladı yok. Çünkü bütün Türkmen bölgesini Kürdistan olarak gördükleri için Türkmen varlığını da tanımıyorlar. 4 milyon Türkmeni silah zoruyla tanımayan bir aşiret reisi meğer Türkiye''de ne çok seviliyormuş da haberimiz yokmuş!.. Acaba yılda kaç milyon dolar dağıtıyor. Barzani ve Talabani hayranı yöneticilerimizin ne beklediği dün anlaşıldı..Önce Irak Büyükelçiliği içinde Kürdistan temsilciliği kabul edilecek. Kısa bir süre sora da. "Bu mekan bize yetmiyor daha geniş bir yere geçelim" yalanı ile bu bağımsız temsilciliklere yatay geçiş zemini sağlanacak !..Bu oyun oynanırken Türkmenler ne olacak? Artık temsilcilik bile kurulduktan sonra geri dönüşü olmayan bir senaryo olduğu için Türkmenler tamamen Kütlerin boyunduruğu altına alınacak.Ankara ve Washington''dakilerin oyununu bozmanın tek bir yolu var. Türkmen gençlerin derhal silahlanıp binlerce şehit vermek uğruna ABD''nin şımarttığı silahlı, ama kuş kadar cesareti olmayan ( bunu Irak tarihini bilenler bilir) peşmergelere Türkmeneli''ni dar etmektir.Kürdistan''ın gerçek sınırlarını o zaman bütün dünya görür? Allah tüm Türk dünyasını Ankara''daki işbirlikçilerden ve ruhsuzlardan korusun!..

Perşembe, Aralık 29, 2005

Barzani'nin Turkiye Ziyaretini PROTESTO ÇAĞRISI


Aziz kardeslerim,
Turk dusmani Barzani Turkiye'yi yakin zamanda ziyaret edecektir. Bu ziyareti oncesi dikta KDP uyeleri Turkiye'ye gelmislerdir.
BARZANI'YI PROTESTO KAMPANYASI
Barzani'nin Turkiye'de bulundugu sure icerisinde Turk ve Dunya kamuoyuna , Turkmenlere ve Turkmen bolgelerine karsi uyguladigi isgal politikalarini duyurmak amaciyla soz konusu ziyareti PROTESTO etmeliyiz.
Turkiyedeki butun Turkmen ve Soydas sagduyulu kisi ve kuruluslara sesleniyorum.
Barzani Turkiye'de Protesto edilmelidir.

Saygilarimla

Savas Nurettin

Salı, Aralık 27, 2005

ITC'den Turkmen Forum

Önemli Duyuru...Türkmenler arasında görüş alış verişinde bulunmak için,Türkmen Forum hizmete girmiştir.adres... http://www.turkmenforum.com/

Irak'ta yeni hükümet çalışması ve protesto birlikte



SÜLEYMANİYE/BAĞDAT (A.A)
Irak'ta 15 Aralık'ta yapılan seçimlerin ardından, ulusal birlik hükümeti kurulması olasılığını ele almak amacıyla yarın ülkenin kuzeyinde bir toplantı yapılmasının planlandığı bildirildi. .....

İKDP heyeti, Barzani’nin ziyareti için Ankara’da


Mesut Barzani'nin Irak Kürdistan Demokrasi Partisi'nden (IKDP) 4 kişilik bir heyet, bugün Ankara'ya geliyor.
Üst düzey bir IKDP yetkilisine göre ziyaretin amacı, Kürt siyasetçilerin Kerkük'le ilgili açıklamaları nedeniyle Türkiye ile gerginleşen ilişkileri iyileştirmek. Heyette Parti meclisi üyesi Azad Bervari ile partinin dış ilişkiler sorumlusu ve eski Ankara Temsilcisi Sefin Dizai de bulunuyor. Cihan'a konuşan bir IKDP yetkilisi de Türkiye’nin üzerinde durduğu PKK’ya karşı operasyon konusunda Barzani'nin hâlâ mesafeli yaklaştığını ve örgütün ‘ikna edilerek' bölgeden çıkarılması fikrini savunduğunu söyledi. Yetkili, heyetin Dışişleri Bakanlığı'yla yapacağı görüşmelerin olumlu sonuçlanması halinde Barzani'nin ‘başkan' sıfatıyla Ankara'ya gelmeyi arzuladığını ifade etti.
ZAMAN Çetiner Çetin, Erbil

Villepin’den ‘bölünmüş Irak’ uyarısı


Fransa Başbakanı Dominique de Villepin, bölünmüş bir Irak’ın taşıyacağı riskler konusunda uyarıda bulundu. De Villepin, ikinci riskin, terörizmin Irak’ın sınırlarının ötesinde yükselen rolünün olduğunu kaydetti.

Kuzey Irak karıştı


Irak'ta 15 Aralık'ta yapılacak genel seçimler öncesinde Barzani ve Talabani yandaşlarıyla İslamcılar arasında baş gösteren gerginlik dün kanlı çatışmaya dönüştü. Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Celal Talabani başkanlığındaki Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) oluşturduğu bloktan ayırılarak tek başına seçime girmeyi kararlaştıran Kürdistan İslami Birliği'nin (KİB) kuzeydeki Erbil ve Zaho'nun da aralarında bulunduğu 6 kentteki parti binaları saldırıya uğradı. KDP ve KYB'nin öfkeli gençlerin taşlı saldırısına uğrayan Muhammed Selahaddin Bahaddin liderliğindeki KİB binaları ateşe verildi, çıkan çatışmalarda 4 kişi öldü, 20'den fazla kişi yaralandı. Ölenler arasında KİB'in bir üst düzey üyesinin de bulunduğu bildirildi. KDP ve KYB, Kuzey Irak'ta büyük bir taraftar kitlesi olan ve dengeleri değiştirmesinden korktukları Kürdistan İslami Birliği'nin tek başına seçime girmesini 'hain'likle suçluyorlar. Olaylardan sonra peşmergelerin KİB taraftarlarına karşı operasyonlar başlattığı öğrenildi. Dün gece TV'ye çıkan Mesud Barzani, şiddet olaylarını kınadı.

Irak temsilcisi artık Çelikkol

RADİKAL - ANKARA - Türkiye'nin ilk 'Irak özel temsilcisi' Büyükelçi Osman Korutürk'ün, Paris Büyükelçiliği'ne atanması üzerine bu göreve Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Genel Müdürü Büyükelçi Oğuz Çelikkol getiriliyor. Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılmasında önemli rol oynayan eski Şam Büyükelçisi Çelikkol'un yerine İran'dan Ankara'ya dönen Bozkurt Aran atanacak. Irak'ın Ankara Büyükelçisi Sabah Cemil Ümran ise 'güvenlik ve terör' konularında Türkiye-Irak ve ABD'nin üçlü toplantılarının yenisinin 2006 başında yapılacağını söyledi.

Pazar, Aralık 25, 2005

IMF, Irak'a kök salıyor

Geçen yıl Bağdat'a 436 milyon dolar kredi veren IMF, Irak'ın '2005'teki makroekonomik istikrarı' karşısında 685 milyon dolarlık stand-by borç verilmesini onayladı. ABD'nin memnuniyetle karşıladığı yeni kredi anlaşmasının ardından, Paris Kulübü'nün Saddam döneminden kalma 38.9 milyar dolarlık borcun yüzde 80'inini silmesi bekleniliyor. Ancak bunun 11 milyar doları borç mübadelesi şeklinde olacak. IMF'nin Irak petrol sektöründe sübvansiyonun kaldırılması gibi talepleri ise, benzin fiyatlarını fırlatmıştı. radikal

Irak ve Kürt federasyonu MGK'da

Murat Yetkin
MGK, 15 Aralık'taki seçim, Kürt bölgesi ve ABD ile temaslar sonrası Irak'ı görüşecek.....

Ankara'nın Irak'ta hesapları tutmadı

MUHAMMED NUREDDİN
Türkiye, Irak'ta yapılan parlamento seçimlerini, bu seçimlerin bölge ve özellikle Ankara'nın dış siyaseti açısından Irak-Kürt boyutu üzerindeki etkileri nedeniyle, büyük bir dikkatle izliyor. Türkiye hâlâ, Türk parlamentosunun 1 Mart 2003'te ülkenin Irak savaşına katılımını reddetmesinden bu yana sıkıntı içinde bulunuyor. İşte bu dönemde Türkiye'nin, Amerika'nın onsuz savaşmayacağı yönündeki hesabı tutmamıştı. Kendisini Irak denkleminin dışında gördüğü 2003 yılının sonbaharında, Türk kuvvetlerinin Irak'a gönderilmesi onayıyla yeniden dönüş girişiminde bulundu. Ancak temelde yabancı varlığına karşı olan Sünni, Şii ve Kürt muhalefetiyle, söz konusu adım atılmadan ortadan kalktı. Bununla birlikte Washington'un onayını kazandı.Türkiye, Irak'ın işgalinden sonra daha önce mevcut olmayan gerçeklerle karşılaştı. Irak'taki olayların seyri, anayasa refrandumu ve geçici meclis konusunda yapılan bazı 'demokratik' faaliyetler, ırksal ve mezhepsel olarak Türkiye'ye karşıt temelde iki gücü ortaya çıkardı: Şiiler ve Kürtler. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Türkiye'de 2002 yılında iktidara gelmesi, yıllardan beri var olan ırk etkeninin yanı sıra mezhep etkeninde daha da ön plana çıkması dışında bir işe yaramadı. Ankara'nın öncelikle Türkmen dosyasıyla ilgili hesapları tutmadı. Amerikan işgalinden ve mezhep bağnazlıklarının yaygınlık kazanmasından sonra bunun ilk kurbanı Irak Türkmenleri oldu. İşgalden önceki bölünmüşlükleri, işgalden sonra pekişti. Nitekim şimdi seçimlere Şii, Sünni ve Kürt listelerine dağılmış bir halde giriyorlar. Bazılarının nitelemek istediği gibi 'Türkmen kartı' düştü. Ankara'nın sağlam Türkmen kulpu kalmadı. Şii blokunun güçlü çıkışı ve Irak'taki en büyük blok oluşu ile değirmen taşı niteliğini taşıması Ankara için bir anlam taşımıyordu. Bu yüzden İran gibi bölgedeki Şii güçlerle teması olmayan bir blokla temas kurma noktasında güçlük yaşadı. Türkiye'nin Şiilerle teması hem cılız hem de çekingen kalmıştı. İbrahim Caferi'nin Ankara ziyareti de gediği kapatamadı. Türkiye'nin Şii blokunu ihmali birçok soru işareti doğuruyor. Hiç kuşkusuz bu aynı zamanda Türkiye'nin Irak'ta olduğu gibi bölgede de çeşitli olumlu roller oynama girişimlerini etkiliyor. Türkiye'nin Iraklı Kürtlerle ilişkilerinde de durum pek farklı değil. Kürtlerin ulusal umutlarını boğma girişimlerinden Irak Anayasası'na, özellikle de Kürt federasyonuna yönelik olumsuz tutuma kadar Ankara'nın Kürt 'düğüm'üne yönelik 'tarihi' tutumu olup biteni bütün açıklığıyla görmesine engel oluyordu. Yeni oluşan gerçekleri görmezden gelmesine neden oluyordu. Ancak bu görmezden gelme, Türkiye'nin güneşinde müthiş jeostratejik dönüşümde bir şey değiştirebilecek bir duruş değildi. Türkiye bütün kartlarını kaybetti. Elinde Şiiler ve Kürtlerin Bağdat'ı ele geçirmesine engel olur umuduyla bir 'Sünni kartı'nın kalıntılarından başka bir şey kalmadı. Bu yüzden Ankara bazı Sünniler nezdinde girişimler başlatarak onları Şii ittifakının çoğunluğu ele geçirmesine engel olup Kürtlerin zaferine ket vurmak üzere seçimlere katılmaya teşvik etti. Ankara'nın Irak'ta azınlıklar kartını oynama siyaseti, Arap ve İslam âleminin sorunlarından uzaklaşıp hukuk, yurttaşlık ve özgürlükler açısından örnek bir devlet meydana getirme arzusuyla AB üyeliği yolunda ilerleyen büyük bir ülkeye yakışmıyor. Irak siyasetinin yanı sıra kendi Kürtlerine ve içindeki diğer ırksal ve mezhepsel azınlıklara yönelik siyasetleriyle Türkiye, doğunun her türlü olumsuzluğunun bir parçası olmaya kararlı olduğunu ve bunu üzerinden atmaya niyeti olmadığını gösteriyor. (Birleşik Arap Emirlikleri'nde yayımlanan el Halic gazetesi, 18 Aralık 2005)

Cuma, Aralık 23, 2005

BM: Irak'ta yeni seçim gereksiz



Birleşmiş Milletler, Sünni Arapları ve laik Şiileri temsil eden bazı partilerin usulsüzlük iddialarına karşın, Irak'ta seçimlerin tekrarı için neden olmadığını açıkladı.

Irak ve Türkmenler, ITC ile yeni dönem



Savas Nurettin

Irak'ın yeniden inşası aşamalarının en zorlu bölümleri büyük kayıplarla da olsa aşılmış, Aralık seçimleri ile birlikte, hükümet kurma çalışmalarının da tamamlanmasıyla Irak, gündelik gelişmeler ve politikalar yerine daha istikrarlı bir döneme girmektedir. Bu da uzun vadeli politikaların uygulanmaya başlama startını verecektir.

Tarihi ve gerçekçi dayanaklarla Irak Türkmen Cephesi'nin Irak politikaları ülkenin, geçmişte olduğu gibi gelecekte de bütünlüğü ve güvenliği bakımından büyük bir rol ihtiva etmektedir.

ITC, Başakanı Saadettin Ergeç dönemiyle, sadece seçimlerle bağlantılı değerlendirmelerle dar alana sıkıştırmalara karşın cesur, istikrarlı, uzun vadeli politikalarla zorlu bir mücadele ve yapılandırma dönemine imzasını atma hazırlıkları içerisindedir.

ITC, seçim sonuçları ne olursa olsun, başta Kerkük olmak üzere bütün Türkmen bölgelerinin muhafaza ve müdafaasında uygulanacak politikaları devreye sokmaya hazırlanmaktadır. Bunun yanısıra sosyal, eğitim, ekonomi ve en önemlisi güvenlik konularına yeni yapılanma ve gelişmeyi planlayan Sadettin Ergeç komutanlığındaki ITC, Türkmenler bakımından hayatiyet arz ettiği bilinciyle, Irak'ın toprak bütünlüğünü savunmak için halk cephesinin ön saflarında kanıyla mücadeleye kuşanmıştır.

Dil, din,kültür, ekonomi, eğitim alanlarında ve haksızlıklara karşı hukuki mücadelenin devam edeceği yeni dönemde ITC, barışın sınırlarını zorlayanlara da artık gerekli cevabı vermeyi planlamaktadır.
Halkının bu beklentisini cevapsız bırakmanın tarihi bir hata olacağı açıktır.

ABD Irak'dan iki tugay çekiyor



Irak'a giden Amerikan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld Felluce'de Amerikan askerlerine Başkan George W. Bush'un Irak'daki asker sayısının azaltılmasına onay verdiğini söyledi.

İtirazlar artıyor

AP - BAĞDAT - Irak'ta 15 Aralık seçiminin açıklanan ilk kısmi sonuçlarını reddeden Sünni Araplara laik Şiiler de eklendi. İki cephe güçlerini birleştirdi. Seçimin şaibeli olduğunu savunan 35 Sünni ve laik Şii grup yayımladıkları ortak açıklamada, yeniden sayım ve düzeltme talep ederken, aksi halde yeni meclisi boykot tehdidi savurdu. En büyük Sünni ittifakı Ulusal Uzlaşı Cephesi ve eski Başbakan İyad Allavi liderliğindeki laik koalisyonun da aralarında olduğu gruplar, Seçim Komisyonu'nun feshini ve seçime ilişkin 1250'den fazla şikâyetin BM'de değerlendirilmesini istedi.

Perşembe, Aralık 22, 2005

Genç kâlemlerle Baş başa




Değerli Türkmen Gençlerine Duyuru

Gelecek sayıdan itibaren (Ocak- Mart 2006) Kardaşlık Derginizde, sizlerin, bizlerin fikir teatisiyle ve de himmetiyle Türkmen davasının dününü, bugününü ve de yarınını genç fikirlerle irdeleyeceğiz. Her bir taraftan maruz kaldığımız yoğun bombardımanın sisini dağıtamaya yarayan, şahsi menfaatten uzak, art niyetsiz, gönül saflığıyla, olabildiği kadar zülfü yare dokunmadan, önümüzü aydınlatan yeni fikirlere yer vereceğiz. Bu temel meselenin yanında siz genç kâlemlerin edebi ürünlerine ilmi araştırmalarına imkan dahilinde tanıtmaya vesile olacağız.

Değerli Türkmen gençleri , değerli Kardaşlık okuyucuları, bu imkanı bize tanıyan Kardeşlik dergisinin değerli emektar editörü Prof. Dr. Suphi Saatçi’ye hepimiz adına şükran ve minnettarlığımızı bildiririz, Ağabeyimiz her zamanki gibi bizi mahcup etmiştir. Kalkıştığımız bu çetin işte Allah bizleri, sizleri mahcup etmesin.

Kardaşlık Dergisinin genç kâlemlere ayrılan değerli yaprakları siz genç kâlemlerin, ateşli, hayat dolu Türkmen genç fikirlerin hizmetinde olacaktır. Genç fikir savaşçılarının meydanı, arenası olacaktır. Ayrıca bu arena da kendine yer bulmak isteyen hevesli Türkmen gençlerin her türlü sorularına yanıt verilecek, önüne ışık tutulacaktır. Ayrıcalıktan, kibirden, senlik ve benlikten, dost ve tanıdıktan uzak sadece ve sadece milli davamıza, bir nebzede olsa hizmet eden ana sütü gibi saf ve helal fikirleri kaile alınacağımıza ben kendi adıma namusum ve şerefim üzerine söz veriyor, siz gençlerden milli hislerinizle, savunduğunuz Türkmen davanızla, dergimizde ilgili, olumlu, olumsuz her türlü konuda bana yazınız diyorum…yazalım, tanışalım el ele verelim, birleşelim hemfikir olalım, engel tanımadan, duraklamadan, sağlıklı, azimli, uzun nefeslilerden olalım, en uca, aydınlığa ilerleyelim.

Cengiz Bayraktar –İzmit


Yazışma Adresi: Gençlerle Baş başa - Kerkük Vakfı ( Kardaşlık Dergisi)
p.k. 61 Beyoğlu-İstanbul
E-mail : cengiz_bayraktar @yahoo.com

Araplar savaş suçuyla 'yargılayacak'

KUDÜS - Arap hukukçular, ABD Başkanı George W. Bush, Britanya Başbakanı Tony Blair ve İsrail Başbakanı Ariel Şaron'u savaş suçundan yargılayacak sembolik ama ses getirecek ...........

Kürtlerden seçime 'ayar'; Istanbul’daki oylar iptal ediliyor


......Bağdat’tan gelen açıklamalar Ankara’da, “İstanbul’daki seçimlerle ilgili her türlü düzenleme Irak Seçim Komisyonu tarafından yapıldı. Türkiye, hiçbir şekilde suçlanamaz. Haklı gerekçeleri varsa her kararı alabilirler. Karar alırken bazı şeyleri çok iyi düşünmeleri lazım. Seçimlerden kendileri sorumluydu.” diye değerlendirildi........

......ITC Ankara temsilcisi Ahmet Muratlı ise ‘hile’ iddialarını reddederken, “Türkmenler oylarına sahip çıktı. Bizi azınlık gösterip Kürdistan’ı kurmak istiyorlar; bunların demokrasi özürlü olduğu ortaya çıktı. Ayrıca geçen seçime (ilgisiz kalan) Türkmenler, Türk basını ve yetkililerce horlandı. Bu, insanımızı oy vermek için kamçıladı.” dedi. ......

Irak Gerçekten Bataklık

TOD LINDBERG
Irak'ta geçen hafta yaşadığımız o halüsinasyonlar neydi öyle? Milyonlarca mutlu, sevinçli, neşeli Iraklı oy kullanmaya seçim sandıklarına mı koşuyordu? Hatta oy kullanmakla da kalmayıp, iki ay önce onayladıkları anayasaya uyan, Arap Ortadoğu tarihindeki ilk gerçek demokratik hükümeti seçmeye mi gidiyorlardı? Üstelik gidenler arasında sadece Saddam Hüseyin rejiminden çekmiş Şiiler ve Kürtler değil, eskiden Baas hükümetini elinde tutan, şimdiki anayasal düzendeyse nereye yerleşeceğini bilemeyen Sünniler bile mi vardı? Bu işte bir yanlışlık olmalıydı. Ordu taraftarı ABD Senatosu daha birkaç hafta önce ABD'nin yaptıklarını sorgulayan bir kararı kabul etmemiş miydi? Orduya yakınlığıyla bilinen Vietnam gazisi dekorlu senatör Jack Murtha, Irak'tan çıkmamız gerektiğini söylememiş miydi? Beyaz Saray'ın azınlıklar lideri Nancy Pelosi, savaşın başarısız olduğunu söyleyip, geri çekilelim diye ortaya çıkmamış mıydı?
İran, Şiileri kullanabilir Irak'ta ne zamandır çöktü çökecek diye beklenen siyasi durumun bir iç savaşa doğru sürükleneceği endişelerini hepimiz duyduk. Ama son dönemde birçok gazeteci ve akademisyen ortaya çıkıp, şu anda Irak'ta zaten bir iç savaş yaşanmakta olduğunu, zira Saddam'ın devrilmesinden beri Irak'ın yaşamakta olduğu katliamın şiddetine başka bir ad vermenin mümkün olmadığını söylüyor. Üstelik İran da her an Iraklı Şiiler üzerindeki etkisini kullanarak ülkeyi iyice istikrarsızlığa sürükleyebilir. Irak'ın şu anda kötü durumda olduğunu düşünüyorsunuz. Peki Türkiye en büyük kâbusuna, sınırın öbür yanında gitgide özerkleşen bir Kürdistan'a ne kadar seyirci kalabilir? Bölgesel bir felaket her geçen gün yaklaşıyor. ABD askerinin gerek Irak'ta gerekse bölgede ABD'ye karşı nefreti körüklemekten başka bir işe yaramadığını göremiyor muyuz? ABD'nin somut olarak tek yaptığı, Kaide'nin atıl durduğu bir devleti ele geçirip, uluslararası mücahitleri bölgeye çekmek oldu. İç savaş tüm şiddetiyle patlak verdikten ve ABD ağır kayıplar sonunda, askeri durum dayanılmaz bir hale geldiğinden geri çekildiğinde ortada kalacak tek sonuç, Sünni bölgelerinde Kaide'nin hüküm sürdüğü, başarısız bir devlet olacak. Böylece Bin Ladin de Afganistan'dan beri özlemini çektiği rahat ve güvenli operasyon ortamına kavuşmuş olacak. Üstelik bu sefer gerçekten güvende olacak, zira Amerikan halkının da Ortadoğu siyasetine çomak sokmak isteyen siyasi liderlere tahammülü kalmamış olacak. Zaten birçok Demokrat dış politika entelektüeli bize geri çekilmek için net bir tarih belirlememizin Iraklıları kendi adına harekete geçirmenin, ABD'yi de feci siyasetiyle daha fazla rezil olmaktan kurtarmanın tek yolu olduğunu söylemiyor muydu? Bu yorumcular, dünyaya geri çekilme değil de 'stratejik yeniden konumlandırma' nedeniyle çekildiğimizi söylersek, ülke olarak itibarımızı bir nebze kurtarabileceğimizi söylemedi mi? Bu kadar insanın bir bildiği olmalıydı. Irak'ta mevcut durum, Irak öncesinin partizan, ideolojik veya teorik bakış açılarıyla yaklaşılabilecek bir durum değil. 'Partizan bakış açısı' diyorum, zira yalan söyleyen Bush yönetimi bizi gereksiz bir savaşa sürükledi ve gerçek amaçlarını Amerikan halkına hiçbir zaman açıklamadı. 'İdeolojik bakış açısı' diyorum, zira bir neo-muhafazakârlar çetesi Bush yönetimini ele geçirerek, dünyayı 'evrensel' sıfatıyla yeniden tanımlanmış Amerikan tercihlerine uyacak şekilde baştan yaratmak için, neo-emperyalist ve savaşçı bir kampanyaya girişti. 'Teorik bakış açısı' diyorum, zira Saddam'ın yerine demir yumruklu bir başka lider oturtmuş olsaydık, anayasal demokrasi vb. gibi, Iraklı ve Ortadoğuluların tarihi ve kültürel sebeplerden dolayı beceremedikleri, zaten becermeye de çalışmadıkları Batılı inceliklere kafa yormamıza gerek kalmazdı. Hayır; karmaşık ama hâlâ ümit vaateden bir askeri ve siyasi duruma, felaketle sarma-lanmış bir yanlış hesap, kaosa sürüklenmiş bir hata süsü vermeye çalışmıyorum. Öyle bakacak olursanız gazetelerde Irakla ilgili çıkan haberlerin neredeyse hepsinin üçüncü paragrafında bir patlamadan bahsediliyor. Buradan yola çıkıp da Irak'ta yaşanan üç olaydan birinin patlama olduğunu söyleyecek değiliz. Söyleyebilir miyiz yoksa? (20 Aralık 2005)

Irak'ın geleceği

Turgut Tarhanlı

Irak seçimlerinin ilk sonuçlarına göre, ülke etnik ve dini bakımdan, o bilinen üç bölgeli yapıya sahip olduğunu gösteriyor: Şii Araplar, Sünni Araplar ve Kürtler. Ortaya çıkan siyasi oluşumlar da bu kimlik özellikleriyle örtüşen bir karaktere sahip görünüyor. .....

Pazartesi, Aralık 19, 2005

Türkmenlerin Kerkük'teki bürosuna saldırı


A.A.
Kerkük'te Irak Türkmen Cephesi (ITC) bürosuna düzenlenen silahlı saldırıda 1'i ağır 4 kişi yaralandı. ITC Dış İlişkiler Sorumlusu Mustafa Ziya, Kerkük'ün Almas bölgesindeki ITC bürosunun, gece, kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce uzun namlulu silahlarla tarandığını söyledi. Saldırıda biri ağır olmak üzere 4 güvenlik görevlisinin yaralandığını ifade eden Ziya, şöyle konuştu: ”Yaralılarımızın tedavisi sürüyor. Saldırı büyük ihtimalle Kürt milisler tarafından düzenlendi. Karanlıktan faydalanıp kaçmışlar. Büroda büyük maddi hasar da var. Seçim nedeniyle bize yönelik saldırılar arttı. Sabah bir grup ABD askeri geldi. Bize yönelik saldırıları görüştük. Gerekli önlemlerin alınması için çaba göstereceklerini söylediler.” Seçimde yaşanan ihlalleri de seçim komiserliğine ilettiklerini belirten Ziya “Son olarak 70 ihlali seçim komiserliğine bildirdik. Dün ihlallere itiraz için son gündü. Belirlediklerimizi bildirdik. Burada büyük ihlaller yaşandı. Başvurumuzun sonucunu bekliyoruz” dedi.

Pazar, Aralık 18, 2005

Turkmeneli TV: Secim Ihlalleri


video izle


Bağımsız Seçim Yüksek Komiserliğinin nezih olarak adlandırdığı seçimlerin gerçek yüzü ortaya çıkmaya başladı.
Tüm Türkmeneli bölgesinde olduğu gibi Altunköprüde de ihlaller yapıldı.
Altınköprü’deki ihlaller, Türkmeneli Televizyonu tarafından görüntülerle tespit edildi.
Altunköprü'de seçim ihlalleri 15 Aralık'tan bir gün önce başladı.

Seçimlerden bir gün önce uygulanan sokağa çıkma yasağı Kerkük’te olduğu gibi Altınköprü’de de bazı gruplar için geçerli olmadı. Altınköprü ilçesine, seçmen dolu onlarca otobüs adet akın etti.

Otobüslerle Altınköprü’ye taşınan insanlar burada oy kullandıktan sonra bir de Kerkük’e götürülerek, burada oy kullanmaları sağlandı.

Kerkük ve tüm Türkmeneli bölgesinde yapılan ihlallerin benzeri Altunköprü'de yoğun bir şekilde yaşandı. Daha on beş yaşını doldurmayan çocuklar seçim merkezlerinde oy kullandıktan sonra merkezin kapısında ve polisin yanı başında mürekkepli parmağını siliyor ve tekrar oy kullanıyor. İşte bu görüntüler, seçim ihlallerinin en büyük belgesi.

Altunkörüde bulunan Amerikan askerleri, gözleri önünde yapılan ihlalleri sadece seyrettiler.


Altınköprü'ye seçimlerden bir gün önce Kürt kökenli ulusal muhafızların himayesinde akın eden eden kayıtsız seçmenlerin, hem kendileri hem de daha 18 yaşını doldurmamış çocukları rahatça oy kullandılar.
İşte, Türkmeneli Televizyonunun çektiği bu görüntüler, seçim ihlallerinin sadece bir kısmı. Görülmeyen daha birçok ihlal yaşandı.

Cumartesi, Aralık 17, 2005

Ulusal Meclis Sandalye Dagilimi

ITC Turkiyede Basarili


Ankara ve İstanbul'da kurulan dört seçim merkezinde sandık başına giden 23 bin Iraklının 22 bininin Türkmenlere oy verdi...

secımden goruntuler-danimarka


Danimarka secimlerinde Türkmenler ITC nobetinde

Irak Secimlerinin Yüz Karasi, Danimarka




Irak Yüksek Secim Komisyonunun Danimarka'da atadigi, Kopenhag ofisi baskan ve yardimcisinin, secim orgazasyonundaki basarisizligi, Danimarka Secimlerini bir fiyaskoya donusturdu.
Haberlesmeden gorevli atamalarina, gözlemcilere getirilen yasaklardan gecersiz oylara kadar uzanan bir dizi yanlislik aslinda bilincli bir sekilde gelismistir.
Bütün bu ihlallere ve başarısızlıklara karşılık Danimarka medyası, Park yerlerinde halay çeken Kürtlere referans yaparak 'bayram havasında seçim' manşetleriyle vermiştir Irak seçimlerini.
Danimarka ofisinin olusturdugu secim komisyonu üyelerinin 15'ni sii arap olustururken sadece bir üysenin Türkmenlerden ve ustelik onlarca tahsilli arasindan verilecek herhangi bir duzeyli gorev yerine sadece gunluk uc öğün yemek ihalesini vererek ticari menfaatlere ve Turkmenleri pasifize etmek amacina ulasmistir. Komisyonun Kürt üyeleri ise Amman'a gonderilip personel egitmen ve yönetici gorevlerine getirilmislerdir. Türkçe duyuruyu da Kürtçe linkin içine saklamıştır. (http://ocvdk.org/KudishOCV.htm)
Buna karşılık dondurucu soğukta bayrak nöbeti tutan ve oy oranımızı yükseltmek için diğer şehirlerden yüzlerce kilometreyi birden fazla kez katederek gelen Türkmenlere rağmen Danimarka'da ITC'ye sadece 464 oy çıkmıştır.

Perşembe, Aralık 15, 2005

Ortadoğu'da yeni ufuklar


Uluslararası ilişkilerin yürütülmesinde tek bir gerçek vardır: Millî menfaatler. Gerisi, bu gerçeği haklı gösteren makyaj ve lafügüzaftan ibarettir. Hâlen dünyanın siyasî yapılanmasının üzerine oturduğu millî devletler, her şeyden önce kendi millî menfaatlerini gözetmek ve korumak zorundadırlar. Bu çerçeveden değerlendirildiğinde, Irak Krizi'nin başlangıcından itibaren geçen üç yıldan beri, başta Türkiye ve ABD olmak üzere bütün tarafların, telâfisi imkânsız hatâlar yaptığını müşahede ediyoruz....devami

Kürtler birlik değil

DOHUK - Kuzey Irak'ta, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtsever Birliği'nin (KYB) oluşturduğu Kürt ittifakından ayrılan Kürdistan İslam Birliği (KİB), saldırıların hedefi....devami

Kerkük'te eller tetikte

KERKÜK/ANKARA - Irak'ta Kürtlerin el koymak istediği Kerkük'ten gelen haberler kaygı verici.....devami

Irak'ı koalisyon bekliyor

Geçtiğimiz günlerde bu köşede Irak seçimleri konusunda söylediklerimizi önceki gün Amerikan Büyükelçisi Zalmay Halilzad doğruladı. Halilzad, Sünni Arapların yoğun bir şekilde seçimlere katılmasının kimsenin tek başına hükümet kuramaması anlamına geleceğini, bunun da herkesin katılımıyla bir koalisyon ortaya çıkaracağını açıkladı. ...devami

Ankara'nın Türkmen politikası doğru değil

Iraklı seçmenler bugün, Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra ilk Irak Daimi Meclisi'ni seçmek üzere sandık başına gidiyor. Seçimin en çok tartışılan yönü, işgalin süngüleri altında yapılması olsa da, sonuçları önümüzdeki yıllar için ülkenin geleceğini belirlemiş olacak. Mevcut gruplardan dördü öne çıkıyor: Birleşik Şii ittifakı, Kürt cephesi, Sünni Araplardan geriye kalan gruplar ve birleşik bir grup olmayan Türkmen bloku.

Salı, Aralık 13, 2005

Türkmenler Seçime Bayraklarıyla Akın Ettiler


Danimarka Kopengah seçimlerine katılan Türkmenler, seçim merkezine Irak ve Türkmen Cephesi bayraklarıyla geldiler.
Arhus şehrinden seçimlere katılan yüz civarında Türkmen kardeşini bayraklarıyla karşılayan Kopenhaglı Türkmenler, dondurucu soğukta saatlerce bekliyerek misafirlerini yolcu ettiler.

Pazartesi, Aralık 12, 2005

DİKKAT ÖNEMLİ




Seçim oy formları ile ilgili önemli uyarı ve düzeltme

Irak Türkmen Yurt Dışı Seçim Komisyonunun 50 Türkmen üzerinde yaptığı oy verme testi sonucu Türkmen seçmenlerin oy verme işleminde hata yaptıkları ortaya çıktı.

Seçmenlerin oy vermek amacıyla ITC’nın 630 siyasi parti koduna işaretleyecekleri formda bulunan yanlış kutucuğa işaret ettikleri gözlendi.

Oy formunda, ITC’nin 630 numarasına ait (sol) karşısındaki kutucuğun yerine 630’un hemen sağında bulunan diğer bir siyasi kuruluşun kutucuğuna oy verildiği yapılan araştırma sonucu tespit edilmiştir.

Bu sebeple ITC’nın seçim kampanyasında kullandığı bütün reklam ve afişlerinin gözden geçirilmesi ve bu konuda ayrıca eğitici programlar düzenlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Aşağıdaki şekil üzerinde yapılan incelemede 630’un sağına konulan işaretin yanıltcı olduğu ve Türkmen seçmenlerin bu ve benzeri reklamların etkisiyle hareket ettikleri yapılan tespitler arasındadır.

Türkmeneli TV'ye silahlı saldırı


Milliyet 12.12.2005
Irak futbol takımının Batı Asya Kupası elemelerinde Suriye'yi 3 - 2 yenmesinin ardından Irak genelinde silahlarla yapılan sevinç gösterileri Kerkük'te silahlı saldırıya dönüştü. Sevinç gösterilerini fırsat bilen bazı kişiler Türkmeneli TV'ye silahlı saldırıda bulundu. İzli mermilerin kullanıldığı sevinç gösterileri yaklaşık 1 saat sürdü. Bu sırada, Milliyet gazetesi muhabiri Namık Durukan'ın da içinde bulunduğu Türkmeneli TV merkez binasına çeşitli yönlerden silahlı saldırıda bulunuldu. Ateş açılan yerlere binadan da silahla karşılık verildi. Yaklaşık 15 dakika süren karşılıklı ateş sonucu ölen ya da yaralanan olmadı, televizyon binasına merminin isabet etmediği bildirildi. Silahlı saldırının ardından güvenlik güçleri çevreyi kontrol altına aldı.

AB Komisyonu, Bağdat'ta şube açıyor


A.A.AB Komisyonu, 2006 yılında Irak ile ticari işbirliği anlaşması yapılması önerisini AB Konseyi'nin onayına sunduğunu açıkladı. Yürütme organı olan Komisyon, yakın gelecekte Bağdat'ta daimi temsilcilik açacağını da duyurdu. AB Komisyonu'nun Irak ile ticari işbirliği müzakereleri başlatması için, AB Konseyi'nin bu müzakerelerin çerçevesini belirlemesi ve onaylaması gerekiyor. Komisyon, geçen Haziran ayında, Irak'ta bir daimi temsilcilik açma isteğinde olduğunu duyurmuştu. AB Komisyonu'nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero-Waldner ve Irak'ın Belçika Büyükelçisi Muhammed Cevad El Doreki, bugün Brüksel'de bir sözleşme imzalayarak, AB Komisyonu'nun Bağdat'ta temsilcilik açmasına ve heyet bulundurmasına yeşil ışık yaktılar. Ferrero-Waldner, imzalanan sözleşmenin, AB'nin Irak'taki varlığını giderek artırma iradesini yansıtması açısından güçlü bir sinyal olduğunu söyledi.

Irak'ta nereden nereye?


Irak'a bakınca pespembe bir tablo gören varsa ben bilmiyorum, ama kapkara bir tablo görenlerin ve bunu söyleyenlerin dünyanın her yerinde olduğu kesin. Oysa Irak'ın yaşadığı büyük dönüşümü mümkün olduğunca çok ve çeşitli kaynaktan takip etme çabası...devami

Britanya'nın İsrail sırları


AFP - LONDRA - Ortadoğu'nun nükleer silaha sahip olduğu bilinen, ama tesislerini denetime açmayan tek ülkesi olan İsrail'e, 1950'lerde Britanya'nın 'ağır su' adlı nükleer silah hammaddesi sattığı ortaya çıktı. BBC, resmi yazışmalara dayanarak, dönemin hükümetinin İsrail'e Norveç üzerinden 25 ton ağır su sattığını duyurdu. Satışı, dışişleri bürokratı Donald Cape onaylamış. 1958'te Britanya Atom Enerjisi Kurumu ile Cope'un yazışma notlarına göre, bir Norveç firmasından gereğinden çok ağır su alan Londra, artan miktarı geri satmak istemiş. Norveç de bunu İsrail'e satmayı önermiş. Yazışmada, "İsrail'in tedarikçisi durumuna düşebiliriz" uyarısı yapılıyor. Belgeler, İsrail'in Güney Afrika'dan gizlice uranyum satın almaya çalıştığının bilindiğini de ortaya koyuyor.

ABD: Irak'tan hemen çekilirsek iç savaş çıkar

WASHINGTON (A.A) ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Zalmay Halilzad, Amerikan kuvvetlerinin Irak'tan hemen çekilmesi durumunda iç savaş çıkacağı uyarısında bulundu.
Halilzad, CNN televizyonda yayınlanan “Late Edition” (Son Baskı) programında yaptığı açıklamada ABD'e bazı muhalif çevrelerin Amerikan kuvvetlerinin Irak'tan hemen çekilmesini istediğini hatırlatarak bunun sakıncalarına dikkati çekti. Halilzad şunları kaydetti:
“Hemen çekilme durumunda birkaç olumsuz durum ortaya çıkar. Birincisi, bütün bölgeyi saran bir Şii-Sünni iç savaşı patlak verebilir. Ayrıca Kürtlerin işlerin kontrolünü kendi ellerine alması bir olasılık. Irak'ın bir bölümünde El Kaide'nin desteğiyle Taliban tipi bir mini devlet de ortaya çıkabilir.”

Pazar, Aralık 11, 2005

Kirkuk braced for showdown as Iraq election looms


"We could lose Kirkuk," said Sadettin Ergec of the Iraqi Turkmen Front. "Kirkuk is a national treasure and we reject a referendum being held there only," he said on Tuesday. ..continue

Cumartesi, Aralık 10, 2005

KDP'yi BM nezdinde protesto

A - BAĞDAT - Irak'taki Kürdistan İslami Birlik Partisi (KİP), salı günü altı ofisine düzenlenen ve üç üyesinin öldüğü saldırıları BM'nin Irak Özel Temsilcisi Eşref Kazi'ye mektup göndererek protesto etti. Saldırılardan Kürdistan Demokrat Partisi'ni (KDP) sorumlu tutan KİP, saldırının sebebini halk tabanında büyük desteğe sahip olmalarına bağladı. Mektubunda 'Müttefik güçler, BM ve Yüksek Seçim Kurulu'nun güvencesiyle seçime girdik. Bu eylem sizin güvenilirliğinizi azaltmaktadır' uyarısı yapan KİP'in Türkiye Temsilcisi Hamza Eminoğlu da, KDP'yi seçmenlere aba altından sopa göstermekle suçlayan bir açıklama yayımlayarak "Bu saldırıları dost ve kardeş ülke Türkiye'ye duyururuz" denildi. Ayrıca Zaho'da KDP liderliğindeki Kürt bölgesi yönetimi, Irak Türkmen Cephesi'nin 300 bin dolarlık propaganda malzemelerini taşıyan iki TIR'a el koydu.

Cuma, Aralık 09, 2005

Türkiye'nin Irak'tan kaynaklanan kaygıları

Ankara, Irak'ta Sünnilerin siyasi sürece katılmasını ve anayasanın değiştirilmesinde rol oynamasını istiyor

Irak'ta seçim ve güvenlik


Irak'ta, 15 Aralık'ta yapılacak seçimlerin ardından ülkeye hâkim olmayı başaracak bir hükümet kurulamazsa, ocaktan beri ayakta tutulmak istenen anayasal süreç başarısızlıkla bitmiş olacak

Perşembe, Aralık 08, 2005

Mesut Barzanî’nin PKK ile ilgili demeci ve son gelişmeler-1


Mesut Barzanî , Modern Kürt Tarihi’nde bir dönüm noktası olan ABD ve Avrupa turundan dönüşte Kürdistan Parlamentosu’nda bir konuşma yaparak izlenimlerini anlattı, bir anlamda parlamenterlere rapor verdi. Bu arada Bir parlamanterin PKK’nin teröristliği ile ilgili sorusunu şu mealde cevapladı: “Onlar da Bizim (Kürt Milleti’nin-NB) evlatlarıdır. Türkiye eğer Kürt Sorunu’nu siyasi yöntemlerle hal etmeye çalışırsa biz de onlara yardımcı oluruz. Ama eğer askeri metodlara başvurursa, bir PKK gider, daha sert bir PKK gelir...” ..devami

Londra Secim Merkezi

Salı, Aralık 06, 2005

Irak Seçimlerinde Türkçe




Irak dışında yapılacak seçimlerde Irak resmi dilleri Arapça ve Kürçe’nin yanısıra Türkçe de kullanılacak.

Türkmen Yurt Dışı Seçim Komisyonu ve Irak Türkmenleri Kopenhag Kültür Derneği üye ve yöneticilerinin, Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun Danimarka Ofisi Başkanı ile yaptığı görüşmede ele alınan Türkçe’nin seçimlerde kullanılması konusunun, yurt dıçındaki Türkmenler’in seçime katılımını teşvik edeceği bakımından önemi vurgulandı.

Bu amaçla, 04 Aralık 2005 Pazar günü SCANDİC OTEL’İNDE yapılan seçmen bilgilendirme toplantısında, toplantıya davetli seçmenler için yapılan tanıtım programı Kürtçe ve Arapça’nın yanısıra Türkçe de yapıldı.

Toplatıya katılan onlarca Türkmen, seçim komisyonu başkanına teşekkür ederek uygulama karşısındaki memnuniyetlerini bildirdiler. Türkmenler ayrıca toplantı sırasında ITC-630 sloganları attılar.
Türkçe seçim broşür ve plakatler de Türkmen seçmenlere dağıtılmak üzere hazırlandı.

Danimarka ofisi, açtığı seçmen sitesinde de Türkçe duyurulara yer vermeye başladı.

Pazartesi, Aralık 05, 2005

İsrail'in peşmerge komandoları!


İsrail gazetesi Yediot Ahranot tarafından bilinçli olarak servis edilen habere göre başlarında eski Mossad Başkanı Danny Yatom olan bir grup İsrailli eğitmen tarım uzmanı ve mühendis kimlikleriyle girdikleri Kuzey Irak'ta peşmergelere komando eğitimi veriyorlarmış. İsrail'in kendi gazetesinden "Kuzey Irak'taki peşmergeleri ben eğitiyorum" mesajı acaba kime gidiyordur...devam

Türkmenler Yok ediliyor


Abdullah BUKSUR - buksur@yahoo.com
Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği Bşk.
Katillik de babadan oğla kalan miras. Barzani ailesince bu feodal anlayış devam ettirilmektedir. 1959 da Molla Mustafa Barzani tarafından etnik temizliğe tabi tutulmak istenen Türkmenler, bu günde oğul Mesut Barzani’nin arkasına aldığı güçlerle artırarak devam ettirmektedir. Türkmenler Barzani-Talabani güçlerinin oluşturduğu hegomanya da İnsanlık dışı baskı ve şiddetle karşı karşıyadır.

Dün Saddam la işbirliğine giderek Türkmen liderleri Saddam canisine teslim eden baba Molla Mustafa Barzani, bu gün oğul Mesut Barzani. Her geçen gün Türkmenlere karşı uygulanan vahşeti artırmak için babasının tecrübelerini, Küresel ağalarının gücüyle birleştirerek, kan gözyaşı dökmekte bütün canileri kıskandırmaktadır.

Katillerin hedefi aynı; 1959 yılında Kerkük Türkmen katliamını gerçekleştiren Molla Mustafa Barzani de, oğul Mesut Barzani de Kerkük Türküne etnik temizlik yapmaya yemin etmiş gibiler.

Dün kendi kardeşlerinin üzerine kimyasal bomba atan Saddam la işbirliğine gitmekte hiçbir beis görmeyen Barzani ailesi, Irak'taki Türkmen nüfusunu yok ederek “Kerkük’ü Feodal ağalığının başkenti” yapmaya bütün insanlık dışı vahşeti uygulayarak ulaşmak istiyor.Feodal bir ağa (Türkiye Cumhuriyeti Yetkililerinin verdiği paralarla) olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan Mesut Barzani, kendisini " Irak Kürdistanı Devlet Başkanı” olarak dünyaya çağırtmaya çalışıyor. Kendisine biat etmeyen, marabası olmayan hiç kimseye yaşama hakkı tanımayan Barzani "etnik temizli" yapma konusunda hiç tereddüt etmemektedir. Türkmenler'e Saddamı aratan gayri kanuni uygulamalar yapan Barzani ve Talabani ekibi Irak’ın içinde bulunduğu olağan üstü koşulları kendi diktatörlüklerini kurmak için uygun bir ortam olarak görmektedirler.

Diğer taraftan uygulama ve karar mekanizmalarını ele geçirmelerinden dolayı, bu noktada elde ettikleri güçlerini insanlar üzerinde yok etme ve tahakküm kurmak için kullanmaktadırlar.

Bölgede yaşayan insanların kendi kimliklerini bile telef uz etmelerine izin vermeyen Barzani – Talabani Irkçı yaklaşımlarını hayata geçirmek için her türlü yöntemi mubah görmektedirler. Irak’a demokrasi getireceğini iddia eden işgal güçlerinin oluşturduğu kaos ortamında, Türkmenler başta olmak üzere bölge insanına her türlü insanlık dışı muameleyi, “ABD ve İngiltere’nin başını çektiği” işgal güçlerinin kendilerine verdiği bir hak olarak görmektedirler.

1991 – 1996 - 2003 'd Kerkük tapu ve nüfus dairelerini yağmalamış olan Barzani – Talabani ekibi, Erbil'de Türkmen liderleri Saddam'a teslim etmiştir.

Kendisini " Irak Kürdistanı Devlet Başkanı” olarak dünyaya çağırtmaya çalışan ve Kerkük üzerindeki emellerini, aşama aşama gerçekleştirmek isteyenlere karşı Türkiye Cumhuriyetini yönetenler seyirci kalmaktan da vaz geçip onlarla nasıl ilişki içine gireriz derdine düşmüştür.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi Irak Türkmenlerini sonucu başından belli (Oy vermenin Barzani – Talabani çetelerinin silahlı adamlarının gölgesinde, Sayımların ve tutanakların düzenlenmesinde etkin olunamayan, Kendi kimlikleri ve tercihleri Barzani – Talabani çetelerince tesbit edileceği korkusu yaşayan, oy verme kültürü olmayan ve bunun için hiçbir yardım almamış) insanları seçime sokacak ve siz bu kadarmısınız diye soracaksınız.

Başkalarının yaptığı haksızlıkların hesabını Irak Türkmenlerinden soracaksınız.

O zaman Irak Türkmenleri sormaz mı; BM üyesi, AB aday, dünyanın her gün başka bir ülkesinde turlayan Türkiye, neden bizim sorunlarımızı İnsanlık adına dünyaya duyurmadı ve bir kamuoyu yaratmadı diye.

Türkiye Türbinde durarak oyunu eleştirme hakkına sahip değildir. İnsanlık adına, insanca yaşamak adına sahaya inmeli ve oyuna katılmalıdır ve Irak da üçüncü asli unsur olarak Irak Türkmenlerinin Irak Anayasasına girmesini sağlamalıdır.

PKK K.Irak'ta seçime giriyor


Irak'ın Bağdat ve Musul kentlerinde daha önce büro açan terör örgütü PKK, 15 Aralık'ta yapılacak olan genel seçimler için sokaklara afişler astırdı.

Perşembe, Aralık 01, 2005

Kürdistan projesi


01.12.2005]
Ümit Özdağ

Güneydoğu Anadolu''da 1984''de PKK''nın ilk teröre başladığı günlerde olduğu gibi dış dinamiklerin hassas olan iç dinamikleri istismar ederek ve tetikleyerek başlattıkları bir sürece doğru hızla ilerliyoruz. Bütün Türk vatandaşlarının oynanan oyunun niteliği konusunda uyanık olması gerekiyor. Bu ise kızgınlığı, paniği, küskünlüğü değil, soğukkanlılığı, bilgili olmayı ve cesur olmayı gerektiriyor. Türk basınında Şemdinli ve sonrasında çıkan yüzlerce haber ve makale arasında dört tanesi olayların derin analizini yapmaya imkan veren önemli bilgi ve tahliller içeriyor. Bunlardan birisi Yeniçağ''da 28 Kasım 2005''de Hasan Demir dostumuzun yazdığı "Şemdinli provokasyonu İngiliz istihbaratının 700 bin dolarıyla mı gerçekleşti?" başlığını taşıyor. Hasan Demir, çok kesin bilgilerle hadisenin İngiliz istihbarat servisi MI5''in Bağdat ofisi tarafından tezgahlandığını isimler, saatler vererek ortaya koyuyor. Acaba Hasan Demir''e bilgi veren çevreler ki bunların Türk istihbarat yetkilileri oldukları açık, Hasan Demir''i yanılmış olabilirler mi? Hiç sanmıyorum çünkü, Demir''in yazdıklarının teorik çerçevesi birbirleri ile hiç ilgisi olmayan köşe yazarları tarafından da onaylanıyor.Bir süre önce Washington''da görüşmeler yapan Cüneyt Ülsever''in 30 Kasım 2005''de "Şemdinli Üzerinden Kuzey Irak (ıı)" başlıklı yazısı, Demir''in yazdıklarını doğrular nitelikte. Ülsever, Washington''da artık Pentagon ve Cumhuriyetçi Parti karşısında bile zor duruma düşmüş olan Yeni-Muhafazakarların Irak''ta 2006''da başlayacak olan Amerikan geri çekilmesinden sonra, "bölgede kendi menfaatlerine çalışan unsurları bir nebze olsun koruyabilmek için Türkiye''yi '' işin içine'' sokmayı planlıyorlar. PKK''nın son ataklarına Türkiye''ye ''gel gel'' yapmak için göz yumulmaktadır" demektedir.

Ülsever''in ifadesinden PKK-ABD işbirliğini okumak mümkün. Gerçekten de gerek İran gerek Suriye''de PKK''nın ya da en azından KDP denetimine girmiş PKK''lıların Amerikan çıkarlarını temsil eden bir çizgiye girdikleri görünüyor. Eldeki bir çok veri de bunu doğruluyor. Gündüz Aktan''ın yazısı bunlardan birisi. Aktan, eski bir büyükelçi. Analizlerinin temelinde Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı''nın verilerinin bulunması hiç şaşırtıcı olmaz. 26 Kasım 2005''de Radikal''deki köşesinde "Büyük Pazarlık-3" başlıklı yazısında Gündüz Aktan ise Washington''da gayri resmi çevrelerde ki bunlar stratejik araştırma merkezleri olsa gerek, "Büyük Pazarlık" dedikleri bir kavramı ortaya attıklarını yazıyor. Nedir bu Büyük Pazarlık? ABD, Irak''tan zorunlu olarak çekilecek. (Bence Kuzey Irak''ta güçlü bir Amerikan askeri varlığı kalacak ve Türkiye üzerinden lojistik temin edecek) Amerikan çekilmesi sonrasında Irak üçe bölünür ve iç savaş çıkarsa Arapların nefret ettiği Kürtlerin Türkiye''nin desteğine ihtiyacı olacak.Büyük Oyun burada başlıyor. ABD, "Türkiye istese de istemese de Kürtleri himayesi altına alacak, koruma verecek" diyor. Üstelik Kerkük''te Türkmenlere yönelik etnik temizlik yapılmasını kabul edecek ve Kerkük-Ceyhan petrol boru hattını açık tutarak, Kürtlerin petrol akıtmasına ve zenginleşmesine destek olacak. Gerçekten Kuzey Irak her anlamda Türkiye''ye muhtaç. Barzani, ABD''ye gitmek için bile İncirlik''i kullanmak zorunda. Ancak, halen Türkiye değil, Barzani sınırı etkili olarak kullanıyor. Türk Kızılay''ın Irak''taki durdurulan yardımları bile MİT Müsteşarı Emre Taner''in Barzani''yi ziyaretinden sonra başlayabildi.Özetle Türkiye büyük bir zaaf döneminden geçiyor. Sınırın Kuzey Irak tarafında etkisi yok. Türkiye tarafında da azalıyor. PKK, Hakkari Valisini görevden alıyor. Memurlara "buradan defolun" deniliyor.

Hal böyle iken ABD, 1990''lı yıllarda "Çekiç Güç" himayesinde büyüttüğü "fiili Kürt Devleti" için nasıl Türkiye''ye baskı yaptı ise şimdi de "federe Kürt devletini" bağımsızlığa giden yolda yine Türkiye''yi kullanarak "korumak ve kollamak" istiyor. Aktan''a göre Türkiye''nin bunu kabul etmesi için PKK eylemlere başladı. Ankara, ABD''nin Büyük Oyun tezine direndiği sürece, PKK''nın eylemleri tırmanacak. Türkiye, sert önlemler alacak ve AB süreci duracak. Bu arada bölgeden gelen haberler, PKK''nın Kuzey Irak''taki alt yapısının bir kısmının Barzani''nin denetimine girdiğini gösteriyor. DEHAP''lılar bile daha önceleri aşağıladıkları ve sert tepki verdikleri Barzani''ye artık açıkça saygı içeren ifadelerle anmaya başlamış durumdalar. Barzani''nin PKK kadroları dışında zaten geleneksel olarak etkili olduğu Hakkari ve hemen çevresinde etkisi gittikçe artıyor. Barzani''nin ilerleyen etkisine rağmen bölgede PKK-Barzani çatışması devam ediyor. Öcalan''ın tamamen bittiğini düşünmek mümkün değil. Askeri kaynaklar, TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyelerine verdikleri bilgide Temmuz ayından bu yana ilçede PKK-Barzani çatışmasının ürünü olan 11 bombalama yapıldığını, 11 askerin şehit olduğunu ve 9 Kasım 2005''de gerçekleşen patlamada kimsenin ölmemesi üzerine PKK dağ kadrolarının hesap sorduğu bilgisini vermiştir.(Milliyet, 26 Kasım 2005) Barzani, bölgede kimlik dağıtmakla, öğrenci davet etmekle kalmıyor. Türkiye''den Kuzey Irak''a göçü teşvik ediyor. Türkiye''deki bütün mal varlığını satıp Kuzey Irak''a yerleşen ailelerin sayısı gittikçe artıyor. Kuzey Irak''ta bulunan yeni petrol kaynakları ve 2007''de Kerkük''ün Kürt denetimine hukuken de girmesinden sonra Kerkük-Ceyhan boru hattının açık kalması durumda, Kuzey Irak''ta kişi başına düşen gelir hızla 8000 Doların üzerine çıkacak bazı hesaplara göre. O zaman kişi başına düşen gelirin 1000 Dolar olduğu Nüsaybin üzerinde Zaho''nun çekiciliği daha da artacak.

Bütün bunlar olurken, Mustafa Balbay, 29 Kasım 2005''de "Güneydoğudaki Kanlı Bulmacanın Parçaları" başlıklı yazısında "Olaylar hep Van''ın güneyinde yaşanıyor. Geçmiş dönemde terör örgütünün etkili olduğu iller var. Oralarda sessizlik hakim. Bunu da hayra yormak zor. Senaryo yazmaya girişirsek sonu gelmez ama, insan ister istemez, acaba Kürtlerin Türkiye''deki eylem sahası daraltıldı mı, daha önce Kürtlerin doğal uzantısı saydığı illerle ilgili Sevr hayali mi var, diye soramadan edemiyor." Mustafa Balbay''ın sorusu haksız değil, çünkü Kuzey Irak''ta hazırlanan "Kürdistan Bölgesi Anayasa Taslağında" açık bir şekilde Sevr Anlaşmasının çiğnendiğine dair atıflar bulunuyor.(Milliyet, 26 Kasım 2005) Birileri Türkiye''nin bölünme projeleri üzerinde çalışıyor. Peki Ankara''da birileri de Türkiye''nin birliği projeleri üzerinde çalışıyor mu? Benim bildiğim kadarı ile "hayır".

Kürtleri emekli İsrail askerleri eğitiyor


A.A.İtalya'da yayımlanan La Stampa gazetesi, kuzey Irak'taki Kürtlerin emekli İsrail askerleri tarafından eğitildiklerini yazdı.

ITC Berlinden duyuru: Almanyada Secim Merkezi Degisikligi

Irak'ın Ramadi kentini direnişçiler denetliyor iddiası


BAĞDAT (A.A)
Irak'ın El Anbar vilayetinin merkezi Ramadi'de direnişçilerin denetimi ele geçirdiği öne sürüldü.