Çarşamba, Temmuz 26, 2006

Medyada Kuzey Irak ve Ortadoğu

H2 CNNTürk 'Burası Washington'Yasemin ÇongarK.Irak'a NATO!Good Actors New Republic THE KURDS' CUNNING PLAN.Turkey’s bargaining tactics and threatsKathimeriniHasan ÜNAL Ne NATO`su kardeşim?Beyaz Saray'da PKK zirvesiABD: Türkiye’ye sözümüzü tutmalıyızSabah Barış Gücü için 5 şartFikret BİLA Ankara asker göndermeye nasıl bakıyor?Turkey to Consider Role in Peacekeeping Lebanon backs Turkish contribution to peacekeeping forceVatan Barzani çuvalı iddiasıSerdar Turgut ABD harekete geçiyorTaha KIVANÇ TGRT'yi kim aldı? Murdoch Türkiye'de ne yapar? Haluk ŞahinERGUN BABAHAN Neo-Con'la İhlas'lı patronun alışverişiSlate Today's Papers Wikipedia antiwar.com technoratiBarzani Türkiye'yi 'uyardı' "Müdahaleyi saldırı olarak görürüz"PKK’ya müdahaleyi saldırı sayarımPKK'yla agresif mücadeleErdoğan: "PKK için NATO devreye girmeli"AKPM: "Türk hükümeti Kürt ayrılıkçıları besledi"Türkiye Kürt kültürünü tehdit değil, zenginlik kabul etmeli! Avrupa Konseyi: Dünyanın Devletsiz En Büyük Ulusu Kürtler…Avrupa'dan Kürt raporuSadi SOMUNCUOĞLU PKK hamilerinden "icazet"Kürtler K.Irak’ta rafineri kuruyor Wilson repeats assurances against PKKU.S. Wants to Deal " Aggressively" with Kurdish PKKSunday Herald Turkey's persecution of its writers When the pen is threatened by the swordPKK, Kürtlerin eğitim düzeyinde düşüşe neden oldu' Radikal 'Yeni bir Ortadoğu' böyle mi kurulacak? 400'ü aşkın kişi öldü, 2 bine yakın kişi yaralandı, yüz binlerce Lübnanlı evsiz. ABD Dışişleri Bakanı Rice'a göre bunlar yeni Ortadoğu'nun doğum sancısıTürkiye’den şartlı destekRoma’da yüz yüze PKK konuşacaklarİbrahim KARAGÜL Anadolu'ya Amerikan askeri mi yerleşecek!Aksiyon Sınır ötesinde ABD ile çatışır mıyız?, Faruk MercanDerin PKK ile derin devlet birlikte, Haşim SöylemezSorun vizyon belgesinde mi?,Birand İran, ABD ile güç pazarlığı yapıyorDemirel: ABD hudutları değiştiremez Murat YetkinTuzağın eşiğinde Türkiye (1)Avni ÖzgürelWill the PKK be finished with an operation at Mt. Kandil? Sedat BozkurtOsman ULAGAY 'Tezkere' geçseydi mucize mi olacaktı?Mehmet Tezkan K. Irak'a giremeyen Türkiye Lübnan'a girer mi?Taha AKYOL Doğu kalkınmasıAhmet Taşgetiren ‘Derin Savaş’ı anlamakAli Bayramoğlu Türkiye nereye koşuyor?Abdülhamit Bilici Araplar, Irak'tan sonra Lübnan'ı da kaybediyorSami KOHEN "Yeni Ortadoğu" stratejisiERDAL ŞAFAK Rüzgâra karşıTürkiye'nin barış gücünde yer alması herkesin işine gelir SEMİR SALİHARonnie D. Lipschutz III. Dünya Savaşı Türkiye sınırlarında mı?Güneri CIVAOĞLU Lozan'ı delmek...Melih AŞIK İran senaryolarıHadi Uluengin Ordu Lübnan’a mı?Rauf DENKTAŞ Statüko değişmeli (1)Fehmi KORU Neyin düzeni bu?Erdoğan: Süreci İsrail başlattıTürk gemisine taciz ateşi Coğrafya değişebilir

Pazartesi, Temmuz 24, 2006

ITC Musul Temsilcisi Öldürüldü


Musul'da ITC Musul Temsilciliği'ne düzenlenen saldırı sonucu ITC Musul temsilcisi ve iki koruması öldürüldü.

Şehitlerimize Allah'tan rahmet ailesi ve Türkmenlere başsağlığı diliyoruz.


kaynak: TRT2
24.07.06 23:30

Cumartesi, Temmuz 22, 2006

Türkmen Basın Toplantısına Görüşler

Değerli Türkmen medya/basın mensupları ve yazarlarımız
Saygıdeğer Türkmen basın kuralları hazırlık komitesi

Selam Aleykum

·Türkmeneli Blog : Türkçe, İngilizce, Arapça ve Skandinav dillerinde yayın yapan Türkmen internet sayfasıdır.

Türkmen ortak medya ve yayın politikası konusunda yaptığım önerileri dikkate alarak böyle bir toplantı düzenlediğiniz için sizlere teşekkür ederim.

Türkmen hareketinin en önde gelen unsurlarından biri medya/basın, az sayıda kitap, makale, araştırma yazarının dışında, bir toplumun gelişmesi için gerekli düzeyi yakalayabilmiş değildir.

Son yıllarda yayın hayatına geçen Türkmeneli TV’nin uydu üzerinden izlenebilme avantajı da dikkate alındığında medya konusunda ciddi bir adım olduğu inkar edilemez bir gerçektir.

Bunun dışında teknolojik imkanların sağladığı sanal medya da biz Türkmenler e önemli ölçüde katkı sağlamaktadır.
Ancak kullanım kolaylığı sanal medya ortamının süistimali ile de Türkmen hareketine zarar verdiği hepimizin dikkatini çekmiştir.

Nitekim basın eğitimi görmüş veya medyada profoesyonel aktif veya akademik düzeyde ilgilenen sayımız, parmakla sayılacak kadar azdır.

19 Mayıs 2006 tarihinde Turkmentimes’ın gerçekleştirdiği röportajda Türkmen medyası üzerine sorulan bir soruya aşağıdaki cevabı vermiştim.

Soru : Türkmen milletinin özgür ve bağımsız bir basın yayın ve enformasıyonu varmı?Nerde?Bunu nasıl geliştirebilirz?Cevap: Özgür ve bağmsız basın/yayın en gelişmiş demokratik ülkeler de bile ciddi sorunlarla karşılaşmaktadır. En bağımsız medya bile kendi milletinin birliğine zarar verecek yayın politikası izlemez. Bu bakımdan Türkmen basın yayınının, gelişmemezliği ve ihtisaslaşmamazlığı nedeniyle de bağımsızlığın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Öncelikle Ortak Türkmen Medya birliğine ihtiyaç vardır. Ortak ana prensipler ve yayın politikası belirlememiz gerekmektedir. Daha başarılı ve daha güçlü bir Türkmen medyası için işbirliği yapılması şarttır.
Link: http://turkmeneli.blogspot.com/2006/06/rportaj.html


Bu tespit ve eleştirilerden hareketle Türkmenlerin basın/ yayın konusundaki herhangi bir organizasyonunda gözönünde bulundurulmasını önerdiğim noktaları sizlere sunmak iserim:


Türkmen yayın politikası ve basın mensubu sayılmak


1. ortak milli değerler doğrultusunda yayin yapilacaktır. Maddi kaygılar ve basin özgürlügü kilifiyla yabanci kökenli proje ve isbirlikcilerin propagandasi, milli değerlerden tavizli yayınlar yapılmayacaktır. (Anglosaxon, ivangelis, mason, komunist, scientology pan arabist, Kürt ,aşırı dinci ve mezhepsel propagandalar)

2. yabancı kaynaklı basın yayın organı Türkmen’in dışında zikredilir


3. Basın yayın veya akademik eğitimi veya en az 5 yillik medya, basın tecrübesi gerektirir.
( Bilgisayar, internet matbaa makinesi vb çalışmalar teknik işler addolunur).

4. Yayınlanmak üzere ayda en az iki yazi yazmak


5. Yazarın gerçek ismi organizasyon tarafından bilinmek şartıyla gizli isim ile yayın yapmak

6. En az üç ayda bir Türkmenlerin dışında medyada yayınlanmak üzere yazı yazmak.


7. ITC , Kerkuk vakfi, Turkmeneli vakfi, turkmen dernekleri ve suberleri gercek turkmen parti ve siyasi hareketleri ve subeleri gibi kurumlarımızı hedef alacak yazılar yayınlamamak.

8. Bu kurumlar arasında ayırım gözeterek yayın yapmamak. Provokasyondan kaçınmak.


9. Türkmenlerin imajını zedeleyecek ve yanlış anlaşmalara yol açacak düzeyde cümle düşüklüğü ve imla hatası bulunan yazılar yayınlamamak.

10. gözlem ve değerlendirmelerde bulunacak bir heyetin teşkil edilmesi ve heyet üyelerinin madde üçte yer alan şartlara haiz olması.

Başarılar dileğiyle
Saygılarımı sunarım
Savaş Nurettin

Medyada Ortadoğu ve Kuzey Irak Operasyonu

Arka Kapı Bakanı..

Erdoğan, Ahmedinejad ve Blair ile görüştü

Fikret BİLA Erdoğan'ın Bush'a önerisi: Mersin-Adana koridoru

Erdoğan'a İsrail'i şikâyet etti

Erdoğan: Tecridi uygulayan utansın, tarih sizi affetmez

Semih İDİZ Türkler niçin Araplardan daha çok Batı düşmanı?

Türkiye, Lübnan ve Filistin'e verdiği destekle Arapları solladı ABDUNNEBİ ELHİCAZİ

Amerika ne istiyor, İsrail ne yapıyor? İsmet Berkan

Taha AKYOL İsrail'in savaş makinesi

Şahin Alpay Ortadoğu demokratik devrime gebe

Cepheleşmeye karşı durmalı Altan Öymen

Filistin hâlâ var mı? Haluk Şahin

Taha KIVANÇ Yabancılaşma efekti

Fehmi KORU Müstehcen güç

Ali Bulaç Bölgesel savaş

Mümtazer Türköne Devlet olmak

'Kırmızı kitap'ı vermeyiz

ABD'ye İncirlik jesti

[HABER İZLENİM] Ada’da Özal’dan sonra cuma kılan ilk başbakan

Chery Blair, İngiliz mahkemesinde ’KKTC ayrı devlet’ savunmasını yaptı

Türkleri 75 dakika içinde temizleriz

Vatan Bacanak yolu Ankara'da Esenboğa Havalimanı yolu üzerindeki 7 kavşağın ihalesini Unakıtan'ın bacanağı aldı

Dışişleri Kadı'yı aklayan karara itiraz edecek

AB'nin ilerleme raporu 24 Ekim'de

Ege Cansen Faiz, enflasyon ilişkisi

Güngör URAS Bol ve ucuz döviz için yüksek faiz

David JUDSON Raising Turkey's economic game in a world of ideas

Erdal Sağlam Merkez Bankası hem temkinli hem ölçülü

Gelir dağılımı adaletsizliği Murat Belge

Sosyal güvenlik kaybı: 11 yılda 578.5 milyar YTL gitti

Iraqi Forign Minster, Hoshyar Zebari speaks out


H3 Enis Berberoğlu ABD’nin ışığı ne renk?

İlter Türkmen Kuzey Irak’a müdahale

Somut sonuçlar yakında ABD: "PKK konusunda somut sonuçlar yakında alınacak. "

ABD Dışişleri Sözcüsü: PKK'ya karşı somut sonuçlar göreceksiniz

Bryza 'Sonuç Alacağız'

Her şehitten sonra Gündüz Aktan

Erdoğan'ın başı belada M.Ali Kışlalı

Duygular değil akıl kazanmalı CEVAT ÖNEŞ

Bülent Alirıza Hizbullah - PKK Benzetmesi

Necessary clairvoyance on the Middle East political chessboard... Cengiz Candar

Hasan CEMAL Çıkmaz sokak!

Sami KOHEN Dış politika yol ayrımında

Sadi SOMUNCUOĞLU PKK'yı ne azdırdı: Sabır mı, özür mü?..

Yusuf KANLI What are we discussing?

Turkey moves to ease EU's concerns

Priority should not be cross-border operation Orhan Kilercioğlu

Strategic protection against internal threats Ali KÜLEBİ

Şakir Süter Bölgesel özerklik ve harita

Güneri CIVAOĞLU Avuç yalamak...

Melih Can Türkiye savaşa mı sürükleniyor?

Could we do what Israel did and get away with it? Ilnur Cevik

[A. TURAN ALKAN] Dolmuş

Kürşat BUMİN 'Kurmay köşe yazarları' yine iş başında!

MEHMET BARLAS Ortadoğu'da rüya görmek bile tehlikeli

ABD, PKK ile mücadelede başarısızlığını itiraf etti

Kandil Dağı’nı yine İran vurdu

İran Kandil'e bomba yağdırdı

‘Bağdat’ta ‘Öcalan merkezi’ bulamadık’

Amerika, Lübnan için tasarlanan birliğe Türk askeri de istiyor

Dikkat: Türkiye’ye mayın tuzağı var

Hükümeti bağlamaz


Mehmet Y Yılmaz Kuzey Irak’ı kontrol fırsatı üç yıl önce kaçtı

Hadi Uluengin Tezkerenin ceremesi

Tufan Türenç Davutoğlu-Zapsu dönemi

Emin Çölaşan ’Boşverin bu işleri!’

Bekir Coşkun Başbakan Bush’u aradı...

Cuma, Temmuz 21, 2006

DUYURU

Tekafül internet üzerinden hizmet veriyor

Yüce Allahın fazlı ve hayırseverlerin yardımları ile cemiyetimiz Tekafül Hayır Cemiyeti faaliyetlerine başarı ile devam ediyor. Daha kaliteli ve çağdaş hizmetleri sunması için internet sayfamız yayına başladı adresi http://www.tekaful.com/ yetime kefil olmak isteyen veya Irak’ta özellikle Türkmeneli bölgesinde muhtaç insanlarımıza yardım etmek isteyenler önemli bilgileri bulacaklar.
Sitede aynı zamanda kefil olma formu ve kendine kefil arayan yetimlerin bilgi ve resimleri bulunuyor. Sitemiz 3 dilde Türkçe, Arapça ve Danca (burada yıllık raporlar yayınlanıyor).
Cemiyetimizin tüm faaliyetleri fotoğraf ve video kayıtlıdır bunları ilerdeki günlerde sitemizde bulabilirsiniz. Bunun yanı sıra hayır camitlerde ilk olarak üyelerimiz ödedikleri paraları cemiyetimize ödendikten yetim ailesinin eline geçene kadar tüm aşamaları takip edebilecekler. Söz konusu fonksiyon deneme aşamasında, güvenlik denemeleri tamamlandıktan sonra hizmete sunulacak.
Daha kaliteli ve güvenli hizmet vermemiz için ziyaretçilerimizden görüş ve fikirlerinin bize iletmesini arz ederiz.
Muvaffakiyet Allatandır.
Tekafül Hayır Cemiyeti
Danimarka

Perşembe, Temmuz 20, 2006

ABD'li general Barzani ile görüştü


20 Temmuz 2006
Irak'taki çokuluslu gücün komutanı Amerikalı General George Casey'in Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin ve Irak Kürdistan Demokrat Partisinin (IKDP) lideri Mesud Barzani ile görüştüğü bildirildi. Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB) basın-yayın merkezinin internet sitesinde yer alan açıklamada, Casey'in Süleymaniye'de Barzani ile görüştüğü belirtildi, görüşmenin içeriği hakkında ayrıntılı bilgi verilmedi. Açıklamada, görüşmeye IKYB ile IKDP'nin üst düzey yetkililerinin de katıldığı bildirildi.

Medyada Kuzey Irak Harekatı ve Ortadoğu Gelişmeleri

ASKER, PKK'YI UZAYDAN YERLİ UYDU GÖKTÜRK'LE İZLEYECEK

Kriz Grubu’nun Kerkük raporu

YeniÇağ Erdoğan hedefte.. DENEYİMLİ diplomatlar, dış politikanın ABD’nin insafına terk edildiğini savundular. BAŞBAKAN’ın, ABD’ye karşı pasif tutumu, basının usta kalemleri tarafından da ağır dille eleştirildi

Sadi SOMUNCUOĞLU Türkiye oyalanıyor Kandil'le anlaşma imzalanıyor


Independent: Kıbrıslı Türkler, Avrupa’nın unutulmuş insanları

Hasan CEMAL Satranç ile poker!

İbrahim KARAGÜL İsrail Türkiye'yi nasıl susturdu!

Akif EMRE Lübnan'ı birlikte bombalayalım!

"Esad, Erdoğan yerine Nasrallah'ı aramalıydı"

İran da PKK'ya cephe açtı!

ERDAL ŞAFAK Ufuk turu

Hasan ÜNAL Atın şu adamı dışarı

Ümit ÖZDAĞ Türk Milliyetçiliği ve bölücülük

Wilson'dan geri adım Washington yine aynı

"Elçi 'soykırım' diyene kadar atama dursun"

Telefonla pazarlık Silopi'de insan tacirlerine yardım eden askerlerin organizatörle yaptıkları telefon görüşmelerini Milliyet ele geçirdi. Sınırda görevli bir astsubayın yaptığı pazarlık kayıtlarda açıkça tespit ed...

'Salih Hoca bana Allah'ı anlatırdı'

BTC, Türkiye'yi boru hattı işinde devler ligine taşıdı . Haberin Devamı>>>

'Türkiye'de 'Koç'suz iş olmaz'

Denizci komutanın cezası onaylandı

Turkish swings and roundaboutsRobert ELLIS

Elçi protestosu Lübnan’ın Ankara Büyükelçisi Siam, İsrail Büyükelçisi Avivi’yi protesto edip, resepsiyonu terk etti.

İran’dan ’Siyonist’ markalara boykot çağrısı

Kayınpederi öldürüldü!
Rum sözcü: Erdoğan'ın ziyareti kışkırtma! Son

Slate Today's Papers Wikipedia antiwar.com technorati

US ex-diplomat calls for Iraq

Iraq cancels latest Kirkuk crude sale tender

Arabic-Kurdish Language DivideInstitute for War and Peace Reporting

Nechirvan Barzani: We want to continue friendly ties with Turkey

Peshmarga will not be deployed to central and southern Iraq

The Kurdistan Region in Iraq: Opportunities and Practicalities KDC

Ext links- İç Basında Türk Dış Politikası - Dış Basında Türkiye - Google News Turkey - Turquie- Türkei - Kurdish Media - FPR Archive - Quickread - Google News - Iraq -Iran - SyriaKurdish - Greece - CyprusAzerbaijan - Israel - BBC Turkish 0700 -TurcoPundit - Mideastwire.com

10 Comments on the Current Crisis in the Middle East by Daniel Levy Permalink

Weekly Standard The Road to Damascus Trying to get into the authoritarian state. by Lee Smith


H3 cnnturk.com Genelkurmay'dan harekat planları

Buyrun... Belgeler Hürriyet, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ali Tuygan’ın, pazartesi günü ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson ile Türkiye’nin artan PKK terörüyle ilgili görüşlerini iletmek için yaptığı görüşmenin ayrıntılarına ulaştı.

Milliyet Operasyon ABD'den gelecek bilgiye bağlı

Amerika Wilson'da geri adım attı

'Sınır ötesini hiç desteklemedik'

Wilson’dan geri adım: Türkiye’nin kendini savunma hakkı var

‘Sınır ötesi operasyon için değerlendirmeler sürüyor’

Harekât ağustos sonunu bekliyor

Fehmi KORU Abartı gereksiz

Gen. Buyukanit in the spotlight

M. Ali BİRAND Vuracaksan vur, yoksa konuşma...

SOLİ ÖZEL Mayınlı tarla

Northern Iraq isn't like southern Lebanon; Clumsiness is not a synonym for strategy Cengiz Candar

Sabah Aslı Aydıntaşbaş Gülen Green Card istedi, ABD vermedi

Güler Kömürcü Sanki sınır içinde operasyon yapabiliyoruz da...

Tülin Daloğlu PKK ve Amerikan karşıtlığı

Operasyon için 3 plan

VOA Ankara'da 'Tek Yanlı Müdahale' Tartışmaları Lale Sarıibrahimoğlu'yla Söyleşi

Ertuğrul Özkök Biz önce neyiz

Cüneyt Ülsever Başbakan ne diyor anlayan var mı?

İsmail Küçükkaya Irak’a girmemizi kim ister, kim istemez?
Terrorists and 'lesser terrorists'Burak Bekdil
MEHMET BARLAS Hangi Washington ve hangi Ankara?

ERGUN BABAHANTek başına şiddet çözüm olabilir mi?

Güneri CIVAOĞLU Kıbrıs / Kandil Dağı

Taha AKYOL Etnik ayrılık kolay mı?

Şahin Alpay İsrail Türkiye’ye örnek olamaz

Semih İDİZ İsrail'in yaptıkları Türkiye'ye emsal olmamalı

Fikret BİLA Kıbrıs'ta hissedilen tutum değişikliği

Sami KOHEN K. Irak patlama noktasında

Derya SAZAK Çizmeyi aşmak

ABD'ye rağmen girilemez

O telefon meşgul

CNNTurk Operasyon yine gündemde

İHSAN D. DAĞI - ÖZCAN YENİÇERİ [TÜRKİYE, KUZEY IRAK’A SINIRÖTESİ OPERASYON YAPMALI MI?]

Mümtazer Türköne ‘Türkiye, İsrail değil’

Necati Doğru 1. Ordu'yu doğuya taşısak! ABD ile AB acaba ne der!

Zülfikar Doğan İki kuzey, bir güney... Süper pakete süper destek!!!

Rus terör listesinde PKK yok

PKK, Rusya'nın listesinde yok

İran’daki çatışmada Osman Öcalan’ın kayınpederi öldürüldü

Ahmet Hakan Yahudi okurlara içten bir sesleniş

Siyasi eşitlik Başbakan Erdoğan Talat'a, izolasyon kalkmadan limanların açılmayacağı güvencesi verdi.

Oktay Ekşi Bunun adı ikiyüzlülüktür

Emin Çölaşan Ufacık tefecik bir İsrail!

Hayri Küçükşahin Araulakçılık yorgunluğu

Who's fooling Sabah on military/police issues? Onder Aytac & Emre Uslu

Komutanı lüks daire yaktı

Ercan Kumcu Türkiye ekonomisindeki ilginç eğilimler (1)

Hurşit GÜNEŞ İhracat nasıl artacak? (3)

Erdal Sağlam Enerjide önlem ihtiyacı acilleşti

Çarşamba, Temmuz 19, 2006

Kerkük'te bombalama

kerkük.net
Kerkükü'te Muhtarlar kahvehanesine bombalı saldırı gerçekleştirildi.

Kahvehaneye yerleştirilen bombanın patlaması sonucu dört kişi hayatını kaybetti ve 12 kişi yaralandı

Medyada Kuzey Irak Operasyonu

H3 ASLI AYDINTAŞBAŞ Washington'la PKK dansı

Zaman Komandolar Irak sınırında Kandil Dağı’ndaki PKK varlığı konusunda Amerika ve Irak’ı son kez uyaran Türkiye, sınır ötesi harekâta hazırlanıyor.

Taha AKYOL Türkler ve Kürtler nereye?
Abdülhamit Bilici PKK’nın hatırı için Türkiye’yi kaybetmek

Fikret BİLA Ankara tartışmaya niyetli değil
Uluslararası Kriz Grubu:Kerkük’te tehlike yakın
Güneri CIVAOĞLU Cin

Cüneyt Ülsever Sınır ötesi operasyon şart!

Hasan CEMAL Kurmayca düşünmek!

Birand DTP’yi PKK’dan koparabilir miyiz?

Sami KOHEN Sınır ötesi harekât olasılığı...

MUHARREM SARIKAYA İki 'kuzey' sorunu...

FATİH ALTAYLI ABD'den mesajlar
Mustafa KARAALİOĞLU Artık o sorunun da zamanı gelmedi mi?
Fehmi KORU Püf noktası
Cengiz Çandar Ortadoğu'da elmaları armutları karıştırmak...
MEHMET BARLAS Türkiye'nin başını belaya sokmamak görevi...
Yusuf KANLI Right to self-defense
Erdoğan: Operasyon kararını biz veririz

Gül: Kuzey Irak’ta işbirliği yapılmalı

Wilson’dan savunma: Çifte standart yok

İran: Türkiye’nin sınır ötesi müdehalesini destekleriz
Büyükelçinin tavrı Erdoğan'ı kızdırdı Muhalefetten tam destek »»

Hürriyet Sınır ötesi operasyon hükümetin sonu olur AKP milletvekilili Ersönmez Yarbay, sınır ötesi operasyona karşı çıktı. Yarbay "Kuzey Irak’a girersek, Kürt ve Araplar bize karşı birleşir. ABD ile AB’yi de karşımıza alırız ve ekonomi sarsılır. Bu AKP iktidarının sonu olur" dedi.

Gövde gösterisinde değiliz PKK için sınır ötesi operasyon tartışılırken, Gül Londra’dan seslendi: "Türkiye körü körüne gövde gösterisi arzusunda değil."

Elçinin sözüyle olmaz

Harekát sorunu çözmez


Türkiye körü körüne gövde gösterisi arzusunda deği

Habur’dan sonrasına muhalefet yapmayız

PKK’nın silahları Barzani’den gidiyorEski Pentagon çalışanı Michael Rubin’e göre Türkiye’nin Kuzey Irak’a yapacağı müdahaleye ABD karşı çıkacak. Mesud Barzani’yi, Lübnanlı Hizbullah lideri Nasrallah’a benzeten Rubin "KDP, PKK’yı kendi bölgesinde barındırıyor ve yüksek fiyatla silah satıyor" dedi.

Radikal Dışişleri, ABD'yi ikna etme çabasında Dışişleri, Kuzey Irak'a harekât için ABD'yi iknaya çalışıyor. ABD'nin desteği dışında bir operasyona TSK'nın da sıcak bakmadığı belirtildi. Irak ve Lübnan'daki çatışmalar operasyonu zorlaştırıyor.

Milliyet Wilson'dan söz düellosu"Türkiye'nin Irak'ta ortağı var. İsrail'in bu lüksü yok. Ayrıca PKK sadece Kuzey Irak'ta yok, Türkiye'de de var"


'PKK, Irak'ın dışında da var'

Wilson ‘K.Irak’a girmek PKK sorununu çözmez’

'Kararı biz veririz' .. Haberin Devamı>>>

BBC ABD ve Türkiye'nin 'PKK diplomasisi'

ABD'yle söz düellosu Wilson: Irak'a girmeyin. Türkiye, İsrail değil. Erdoğan: Yanlış sözler. Terör her yerde terör

ABD elçisine kızdı : Kararı Biz veririz
Sınır ötesi harekata elçi karar veremez!

Kürt yönetimi 16 helikopter alma hazırlığında

Turkey Signals It's Prepared to Invade Iraq
Sabah Kuzey Iraklı Kürtler 16 helikopter aldı
Davutoğlu kabine toplantısına katıldı
Devlet tatile çıkıyor, ABD elçisi çalışacak
Taha KIVANÇ Yürek ister
Serdar Turgut Asker haklı çıktı
Gül, Londra'dan PKK konusunda destek istedi
HaberGazete ABD dışişleri, Irak'a Türkiye'nin girişini desteklemiyoruz ama oturup konuşulsun Haberin ingilizcesi

Şakir Süter “Gibi yapmak”

Mehmet Tezkan [Tüm Yazıları]İstemeden PKK'nın ekmeğine yağ mı sürdük..

Necati Doğru [Tüm Yazıları]Türkiye İsrail gibi yapabilir mi?

Güngör Mengi [Tüm Yazıları]PKK İsrail'i kurtardı!

Muhalefet partilerinden hükümete destek geldi

Independent: Harekat, Türkiye ile Amerakı'yı çarpışma yoluna sokar

BBC TÜRKÇE
Independent gazetesi, haberinde Türkiye ile ABD arasında, PKK'ya karşı operasyon düzenlenmesi konusunda yaşanan görüş ayrılıklarına yer verdi. Habere göre, Türkiye, ''Kürtlere karşı saldırı planlarıyla Amerika'yı öfkelendirme riskiyle karşı karşıya''.
PKK militanlarının şiddet eylemlerinin sürmesi durumunda Türk ordusunun Kuzey Irak'a girebileceği yönünde açıklamalar yapıldığını anımsatan gazete, ''böyle bir hareketin Türkiye'yi Amerika'yla 'çarpışma yoluna' sokabileceğine'' dikkat çekiyor ve Washington yönetiminin Irak'ta tek taraflı bir eyleme karşı uyarılarını sık sık yinelediğini kaydediyor.
Türkiye'de hükümetin kamuoyunun artan baskısıyla karşı karşıya olduğu vurgulanan haberde, diplomatların Türkiye'den gelen saldırgan açıklamaların kamuoyundaki öfkeyi yatıştırmayı amaçlamış olabileceği görüşleri aktarılıyor.
Haberde, olası bir askeri operasyonun ağustos ayında ordunun komutasında görev değişimi yaşanmadan gerçekleşmesinin mümkün görülmediğine de işaret ediliyor.

Salı, Temmuz 18, 2006

İngiltere'de iki Kürt gruba yasak

Metin Güneş/CNN TÜRK/Londra
İngiltere hükümeti, yeni Terörle Mücadele Yasası kapsamında dün aldığı bir kararla iki Kürt militan grubu yasakladı. 'Kongra Gel Kürdistan' ve 'KADEK', yasadışı terör örgütü PKK'nın alternatif isimleri oldukları gerekçesiyle yasadışı ilan edildi....>

Irak Harekati

Haydi artık girin şu Irak'a!


Hasan Celal Güzel
18/07/2006
Başbakan kızmış; 'Şimdiye kadar bu işin üzerine sabırla gittik. Demokratik çizgide halledelim istedik' diye konuşmuş. Başbakan'ın samimî üzüntüsüne aynen iştirak ediyoruz. Lâkin, iki konuda kendisinden ayrılıyoruz. Birincisi, şimdiye kadar bu işin üzerine 'sabırla' gidilmesi, aslında 'işin üzerine gidilmemesi' demektir ve sabır değil, en hafif tâbiriyle 'atalet'tir. Dünyanın sayılı askerî güçlerinden birisi olacaksınız; kendi bölgenizdeki en kuvvetli orduya sahip bulunacaksınız; yanıbaşınızda aşiret kabadayılarının düzensiz arazisinde konuşlanmış teröristleri ortadan kaldırmaktan çekineceksiniz. Neymiş efendim, ABD sonra ne dermiş?!.....>

K. IRAK, PKK ve Sınır Ötesi Harekât

Şanlı Bahadır Koç, ASAM - Haziran 2006
......
Iraklı Kürtler ABD’ye neredeyse tamamen muhtaçken, gidecekleri başka bir yer yokken, Washington niye onlara güçlerinden, sayılarından ve haklarından fazla ilgi gösteriyor olabilir? ABD, Kürtleri hep kendisine bağımlı olmaya mahkûm, gerektiğinde bölgede kendisine bazı imkânlar yaratan, hasım ülkeleri baskı altında tutmasına yardım edebilecek, İsrail üzerindeki baskıyı azaltabilecek bir araç olarak görüyor olabilir. Washington ayrıca bu yolla kendisine yardım edenlerin ödüllendirileceğini göstermek istiyor olabilir. ABD, Irak’tan ya da daha fazla ülkeden toprak alarak kurulacak bir Kürdistan’ı hedefliyor mu bilinmez ama, bu seçeneği stratejik bir ihtimal olarak tartıyor ve hazır tutuyor olabilir. Amerikan yönetiminin içinde bu konu tartışılmıyor olamaz. ABD şimdilik “Kürt sorununun” çözülmeden “öyle kalmasını” kendisi için en doğru tercih olarak görüyor olabilir. Bu belirsizlik ABD’ye bölgedeki ülkelere karşı birçok stratejik imkânlar sunabilir. Şu aşamada bir Kürt devletinin kurulması ya da bu ihtimalin kapanması ise ABD’ye değişik sorumluluklar ve bedeller yükleyebilir (ilkinde Kürtleri koruma zorunluluğu, ikincisinde ise onları bir kez daha “ortada bırakmanın” ahlaki sorumluluğu).
ABD şimdiye kadar PKK konusunda hem yapabileceğinden hem de işgalci olarak sorumluluğunun gereği yapması gerekenden çok daha geride bir görüntü vermiştir. ABD’nin bu konuda ağır ve umursamaz olmasının nedenleri arasında Irak’ta yeterince askerinin olmaması, 1 Mart nedeniyle Türkiye’yi cezalandırma güdüsü, K. Iraklı Kürt gruplarla arasını bozmaktan kaçınma isteği, PKK’yı İran ve belki de Suriye’ye karşı kullanma beklentisi, PKK’ya karşı hareketi Türkiye’den gerçekten önemli bir şey (İran?) isteyeceği zamana kadar bekletmeyi tercih etmesi, PKK’nın askerî varlığına devam etmesini kendi çıkarları için uygun görmesi, PKK’yı bölgede önemli bir araç olarak görmesi, Ankara’nın Washington’u harekete geçirecek kadar güçlü uyarı ve inandırıcı tehditlerde bulunmayışı gibi nedenler sayılabilir.
ABD’nin PKK konusundaki tutumu kabul edilemeyecek kadar zayıftır ve bazı komplo teorilerinin daha fazla ifade edilmesine neden olmaktadır. ABD’nin PKK konusundaki gevşek tutumunun kendisine bir bedeli olmalıydı. Bu olmadan Washington’un terör örgütüne karşı anlamlı bir adım atmayacağı bir süredir bellidir. Bu arada ABD’nin PKK ile ilişkisi ile ilgili değişik spekülasyonlar yapılmaktadır: Onunla görüşüyor, onu yönlendiriyor, ona yeteri kadar kesin tavır almıyor, ona kayıtsız, onun hakkında ne yapacağına karar veremiyor, onunla uzaktan anlaşıyor, onun varlığını kendisi açısından avantaj görüyor, onu İran ve Suriye’ye karşı kullanmak istiyor / kullanıyor.
Türk medyasının önemli kalemlerinin, Amerikalı muhataplarından ABD’nin niye PKK’ya karşı bir şey yapamayacağına dair duydukları argümanları yazdıktan sonra, bunların ne kadar inandırıcı olduğunu sorgulamamaları anlaşılır değildir. Örneğin, “PKK'ya yönelik bir harekâtın kuzeyi de istikrarsızlaştırabileceği” endişesini anlamak zordur. Iraklı Kürt gruplar içinde PKK, hem Türkiye’ye karşı oynayabilecekleri bir “kart” hem K. Irak’ta kendi otoritelerine karşı bir tehdit hem de Türkiye’nin müdahalesine neden/bahane olabilecek bir problem kaynağıdır. Ne PKK’ya karşı yapılacak bir askerî operasyon ne de Iraklı Kürtlere haklarının ötesinde verilenlerin azaltılması, bu grupları ABD’ye karşı tavır almaya yöneltecektir. PKK’nın ABD’ye karşı askerî olarak tavır alması düşünülemez. K. Iraklı Kürtlerin de ABD’ye karşı gelme, onu istememe veya ona destek vermeme gücü yoktur.
İran’ın PKK-PJAK’a karşı, son dönemdeki faaliyetlerini olduğundan büyük göstermekte çıkarları olduğu doğrudur. Paradoksal şekilde, Iraklı Kürt gruplar da, bu durumun Türkiye’yi İran’a yaklaştıracağını (ve dolayısıyla ABD’den uzaklaştıracağını) umarak İran’ın Irak topraklarına yönelik askerî eylemlerini abartmak isteyebilirler. Ayrıca, İran’ın Türkiye’ye teslim ettiği PKK’lıların, örgüt tarafından kaçırılmış gençler olduğu iddia edilse de, ABD’nin o kadarını bile yapmadığı görülmektedir. Örneğin, ABD kontrolündeki Musul’da olduğu düşünülen Osman Öcalan burada Türk gazeteciler tarafından bulunurken ABD’nin kendisinden haberdar olmadığı düşünülemez.
PKK’ya karşı sınır ötesi bir askerî harekât, genelde söylenenin aksine, düşünülmesi gereken son adım değildir. Askerî güç kullanma tehdidi dış politikanın entegre bir unsurudur: Bazı anlarda önemi artmakla beraber zaten her zaman masada olmalıdır ve bu durum karşı taraf(lar)a hissettirilmelidir. “Diğer çözüm yolları bittikten sonra müdahale edebiliriz” demek, aslında “hiçbir zaman müdahale etmeyeceğiz” demektir. Güç kullanma tehdidi, güç kullanımı ve diplomasi, birbirinin alternatifi değil beraber kullanılması gereken araçlardır ("coercive diplomacy"). ABD Büyükelçisi Wilson’un “akıllıca” bir fikir olduğunu söylediği, PKK’ya karşı sınır ötesi bir askerî harekâtın gerekliliği, maliyeti, en uygun şekli ve zamanlaması gibi önemli konular Türk kamuoyunda hak ettiği ölçüde ayrıntılı ve özenli tartışılmamıştır. K. Irak’taki PKK varlığına karşı askerî müdahalede bulunmak bu örgütle mücadelenin kalemlerinden biri olabilir. Bu tür bir harekât, sorunu tek başına çözecek değildir. Harekâtın ciddi siyasi, diplomatik ve ekonomik maliyetleri olabilir. Harekâtın askerî açıdan riskleri de bulunabilir. Irak’taki Amerikan askerî varlığı ve Türkiye’nin AB süreci böyle bir harekâtı zorlaştıran etmenlerdir.
K. Irak ile ilgili aşağıdaki askerî seçeneklerin olduğu düşünülebilir:
1) Önemli hiçbir somut adım atmadan, sadece retoriği yükseltmek. Ama karşı taraf blöfü görür ve tehditlerin gereği yerine getirilmezse bu bir devletin en önemli araçlarından biri olan inanılırlığa zarar verebilir.
2) Sınıra asker yığmak, “bağırarak değil ama göstererek” harekâta hazırlanmak.
3) Irak hava sahasına girip çıkmak.Bir süre sonra ABD uçakları gelip devriye gezmeye başlarsa, tatsız ve tehlikeli gerginlikler yaşanabilir.
4) Hava bombardımanı : Bunun için hedefler ile ilgili ileri derecede istihbarat gereklidir (yerleri, sayıları, değerleri, başarı yüzdesi, karşı tarafa ne tür bir zarar verilebileceği). Böyle bir harekât kendi belirlediğimiz bir tarihte ya da ABD’nin İran ve Suriye’ye dönük olası bir harekâtından hemen sonra ve dolayısıyla Türkiye’yi durdurma veya eleştirme şansının en az olacağı bir zamanda düşünülebilir.
5) Sınırdan içeri sınırlı (20-30 km) bir harekâtta bulunmak, güvenlik şeridi oluşturmak ve sonrasında, eğer PKK eylemlerine devam ederse harekâtın devam edeceğini açıklamak. Bu yolla en azından PKK sızmalarını daha kolay engelleyecek coğrafi şartlarda bir şerit oluşturulması mümkün olabilir.
6) Kandil Dağı yakınlarında bir bölgeye sürpriz bir hava indirme harekâtı düzenlemek. Bu seçenekte, ilk başta inilecek bölgenin güvenliğinin nasıl sağlanacağı, geriye nasıl dönüleceği ve lojistik önemli sorun olabilir. Ayrıca bu seçenek dışarıdan abartılı ve ABD’ye meydan okuma şeklinde algılanabilir.
7) PKK’ya uymayacağı bilinen bir “kırmızı çizgi” çizmek, teslim olmaları için kesin mühlet vermek, bu gerçekleşmediğinde mekanize birimler ve ağır silahlardan oluşan büyük bir ordu ile Irak’a girmek ve 40-50 bin askerle Irak’ın derinlerine kadar gitmek: Bu da askerî ve diplomatik riskleri yüksek bir seçenektir.
Askerî harekâta karar vermeden önce sorulması gereken temel sorular şunlar olmalıdır: Gerekli mi? Mümkün mü? Nasıl? Amaç ne? Ne zaman ve hangi zamanlama ile? Hangi şiddette? Harekât ile ilgili düşünülmesi gereken diğer önemli noktalar şunlar olabilir:
Çıkış stratejisi (exit strategy): Açıklanmalı mı? “Neyi gerçekleştirdikten sonra çekileceğim?” Kendimiz belirlemeli miyiz? ABD’ye söylemeli miyiz? Neyi gerçekleştirdikten sonra çıkacağım? Çıkış tarihi: “En geç/ yaklaşık/ kesinlikle şu tarihte çıkacağım?” diyeceği bir tarih belirlenmeli mi? Türkiye’nin 1) kendi kafasında, 2) kamuoyuna açıklayacağı, 3) ABD’ye ileteceği bir çıkış stratejisi olması. Hangi amaçlara ulaştıktan sonra geri çekileceğine dair zihinsel egzersiz yapmak.
Türkiye’nin Irak’ta girişebileceği muhtemel bir harekâtta dikkat etmesi gereken noktalar şunlar olabilir:
- Kara harekâtı durumunda Kürt gruplarla işbirliği halinde, onların endişelerini savuşturacak türden bir dil ve davranış şekli ile hareket edilmesi;
- İran, Arap devletleri ve AB’ye Türkiye’nin yayılmacı olmadığı, ama kendi güvenliği ile ilgili kaygıları nedeniyle böyle bir harekete girdiğinin bildirilmesi;
- Hükümetin böyle bir harekâttan önce başta muhalefetin geneliyle yakın ve samimi bir diyalog içinde olması, harekâtın kendisinin ve zamanlamasının yaklaşan seçimlerle ilgili olmadığını göstermesi, hükümetle askerî ve sivil bürokrasinin çok yakın çalışması, harekât ile ilgili planların ve niyetlerin gerekmedikçe ve gerektiğinden daha fazla basına sızmaması;
- Harekâtın askerî ve siyasal amaçlarının, önceliklerinin belirlenmesi, ancak koşullara göre bunlarda değişmeler ve sapmalar olabileceğinin unutulmaması;
- Hangi şartlarda, ne şiddette askerî güç kullanılabileceği üzerine zihinsel hazırlık yapılması;
- Bu tür bir harekâtta doğru, ayrıntılı ve zamanında sahip olunan istihbaratın çok önemli olduğu açıktır. En kaba haliyle, nereyi nasıl vuracağınızı biliyor olmanız gerekir. Sürpriz başka önemli bir unsurdur, ancak kolay değildir. Çünkü Ankara’nın harekâttan önce gerilimi artırması ve dolayısıyla ABD, Bağdat ve K. Iraklı Kürt grupları PKK’ya karşı adım atmaya zorlaması gerekir. Ayrıca harekâtın beklenmeden ve dolayısıyla PKK tarafından karşı hazırlık yapılmadan gerçekleşmesi gerekmektedir. Aksi takdirde kamplar dağılıp boşalabilir.
- Vur-kaç terör eylemleri, sabotaj, sivil direniş gibi tepkilerle karşılaşılabileceği ihtimalinin göz önünde bulundurulması;
- Yerli halk ile ilişkilerde çok dikkatli ve hassas olunması;
- Türkiye içinde PKK’nın eylemlerini tırmandırabileceği ve Türkiye’nin iki ayrı cephede mücadele vermek zorunda kalabileceği ihtimalinin göz önünde bulundurulması;
- Harekâtın amaçları, gerekliliği ve maliyetlerinin Türk kamuoyu ile paylaşılması ve piyasaların sürekli bilgilendirmeyle rahatlatılması; Türk medyasının bu amaç doğrultusunda yakın çalışma içinde olunması,
- Bu şartların oluşması gecikirse ya da bölgedeki askerî varlığın ekonomik ve siyasi maliyetleri ağırlaşırsa uygulanacak “B planları”nın olması.
- PKK’ya karşı mücadelede sınırların korunması elzemdir. Havadan, insansız uçaklar, radarlar, kameralar, mayınlar, daha çok sınır karakolu, halkın bilinçlendirilmesi, kademeli karakollar, yollarda kontrollerin artırılması yoluyla sınırın çok daha etkin bir şekilde kontrolü sağlanmalıdır.
Olası bir harekâtın riskleri, maliyetleri, olumsuz yönleri ve gerçekleşebilecek kötümser senaryolar şunlar olabilir:
1) Türkiye-AB ilişkilerini ciddi şekilde etkileyebilir.
2) ABD’nin bilgisi ve onayı dışında olursa bu ülkenin sert tepkisi ile karşılaşabilir. Böyle bir harekât ABD’nin Irak’ta kontrolü iyice kaybettiğinin yeni bir kanıtı ve Bush’un “raconuna atılmış bir çizik” olarak görülebilecektir. Bu tür şeylere çok önem veren Bush orantısız tepkiler verebilir. Washington’un, Türkiye’ye, açık veya gizli olarak, i) Irak’a daha fazla asker sokmamasını, ii) daha fazla ilerlememesini, iii) askerlerini belli süre vermeden/vererek çekmesini istemesi, iv) belli bir süre içinde çekilmezse bazı müeyyidelerle tehdit etmesi gibi ihtimaller bulunmaktadır. Ayrıca Amerikalılar v) Türk gücünü “yanlışlıkla” “dost ateşi” ile vurabilir. vi) Kürt grupları askerî ve psikolojik olarak destekleyebilir. vii) Türk ekonomisi ile ilgili olumsuz gelişmelere kaynaklık edebilir. Eğer ABD yaklaştığını gördüğü harekâtı önceden çok sert bir demeçle, yeni bir Johnson mektubu ile ilişkilerin tamamen kopacağını söyleyerek tehditlerle durdurursa ya da (kara harekâtı halinde) Irak’a girdikten hemen sonra çıkmaya zorlarsa, Türkiye aleyhine ciddi BM kararları çıkarmaya kalkarsa, Türkiye bunları kaldırabilir mi?
3) Ekonomi ve piyasalara olumsuz etkisi olabilir. Piyasalar böyle bir harekâtın Türkiye’nin AB perspektifini belki de kalıcı olarak sona erdireceğini düşünerek panikleyebilir. Bazı spekülatörler, bunu bir bahane olarak kullanmak isteyebilir.
4) Türkiye’nin harekâtı, ne kadar tersini anlatmaya çalışsa da, dünya ve özellikle Arap kamuoyu tarafından, yayılmacı, Musul ve Kerkük üzerine eski hak iddiası üzerine inşa edilmiş bir hareket olarak görülebilecektir.
5) PKK Türkiye’nin içinde eylemlerini tırmandırabilir ve sivillerin hedef alınacağı büyük bombalama eylemlerine girişebilir. Harekât PKK ’nın popülaritesini ve mağdur görünümünü artırabilir.
6) Türkiye’deki Kürt vatandaşların harekâta karşı muhtemel tepkileri ise ilgisizlik, destek, kabullenme ve radikalleşme şeklinde gerçekleşebilir. Ama en azından kısa vadede en yüksek ihtimal harekâtın Türkiye’nin içinde Kürt milliyetçiliğini körüklemesidir.
7)Böyle bir harekât, kısmen beraber hareket etseler de aralarında önemli farklılıklar olan K. Iraklı Kürt grupları birbirine daha da yaklaştırabilir. Iraklı Kürt grupları bağımsızlık yönünde şevklendirip, bağımsızlığın şart olduğu konusunda kararlılıklarını artırabilir.
8) Harekât, Türkiye’deki Kürtler ile K. Iraklı Kürtler arasında yakınlaşma, dayanışma, özdeşleşme gibi dinamikleri harekete geçirebilir.
9) Hükümet siyasi, ekonomik ve askerî nedenlerle istekli olmayabilir. Hükümet, askerî bir harekâta ordunun etkisi artabilir endişesi ile bakabilir. Parti içindeki Kürt kökenli ve liberal milletvekilleri, “AB ile ilişkiler koparsa söylemimiz, halka anlatacağımız hikaye ne olacak” diye endişe edenler harekâta karşı olabilirler.
10) Uzun vadede harekât Türkiye’ye duyulan şüpheyi artırarak, onun güvenlik problemlerini ağırlaştırabilir.
11) Türk ordusunun kendisi bile böyle sonu açık, amaçları muğlâk ve değişken, kontrolden çıkma riski olan, zayiat verebileceği bir harekât konusunda çok istekli olmayabilir.
Harekâtın olası getirileri: Başarılı bir harekât, 1) çok sayıda PKK teröristinin öldürülmesi veya yakalanmasını sağlayabilir.
2) Türkiye’nin teröre karşı “vurulmayı bekleyen bir hedef” olmadığı ve savaşı düşmanın evine taşıyacağını kanıtlaması terörle mücadelede en önemli unsurlardan biri olan inandırıcılığını artırabilir. Türkiye, terörle mücadelede gerektiğinde "deli" olabildiğini göstermelidir. Yoksa her adımda rasyonel olunursa adım adım kendimizi istemediğimiz noktada bulabiliriz. Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı Kürt olan bir Bağdat’tan, Türkiye açısından anlamlı bir harekât izni çıkması çok zordur.
3) Hemen değilse zaman içinde, işin ciddi olduğunu, Türkiye’nin şiddete “pabuç bırakmayacağını” anlayarak taleplerini ve yöntemlerini yumuşatabilir.
4) Dolaylı olarak, Türkiye’nin Irak’ın parçalanmasına, Kürt devletine veya ona yakın ya da ona yol açacak gelişmelere izin vermeyeceğini ve bu konuda elinden gelen her şeyi yapma kararlılığını ortaya koyabilir. Türkiye’nin askerî varlığı, Kürtlerin devlet kurma hayallerini rafa kaldırmalarına, “başka bahara ertelemelerine” neden olabilir. Kısa ve kesin bir başarı Türkiye’nin kendisine ve ordusuna olan güvenini tazeleyebilir.
5) Türkiye, güçlü, sınırları ötesinde etkiye ve güç projeksiyonuna sahip bir görüntü çizebilir.
6) Ankara, ABD’nin canını sıkacak ve onun hayatını zorlaştıracak adımlar atabileceğine karşı tarafı ikna etmedikçe PKK konusunda ABD’nin anlamlı desteğini alabileceği kuşkuludur. ABD bu konuda bir adım atacaksa bile bunun karşılığında “büyük şeyler” isteyecek gibidir.
6) Kısa, kesin, kolay ve maliyetsiz bir başarı piyasalara olumlu doping yapabilir.
7) Türkiye’nin harekâtı, diğer komşu ülkelerin bilgisi ve hatta onayı ile onlarla koordineli şekilde gerçekleşebilir. Bu noktada Türk diplomasisinin Arap Birliği gibi kurumları, İran ve Suriye gibi komşu ülkeleri ve Iraklı Şii ve Sünni grupları, harekâtın sınırlı, sorumlu ve şeffaf olduğuna ikna ederek desteğini alması ya da en azından, sessiz kalmalarını sağlamayı denemesi gerekir. Bu gruplara, harekâtın Irak toprak bütünlüğüne halel getirmek bir yana onu sağlamlaştırmayı amaçladığı anlatılmalıdır. “Sizin bir şey yapacak durumunuz yoktu. Yeterince bekledik. Daha fazla bekleyecek halimiz kalmadı. Biz dostuz. Kimsenin toprağında gözümüz yok. Kalıcı değiliz. İşimiz bittiğinde çekileceğiz. Sizi sürekli olarak bilgilendireceğiz” mesajı verilmelidir. Ayrıca harekâtın Irak Kürtlerinin Türkiye’nin bu ülkenin bütünlüğüne verdiği önemin ciddiyeti konusunda eğer varsa şüphelerini azaltacağı söylenmelidir. Bunu söylemenin başarmaktan kolay olduğu doğrudur ama yine de denenmesi gerekir.
8) Türkiye, Avrupa’ya kendisinde olmayan askerî güç ve bunu kullanma iradesi gibi özellikleri olduğunu kanıtlar.
……
Kerkuk Massacre against Turkmen

14 Temmuz 1959 Kerkuk katliami belgeseli

Pazartesi, Temmuz 17, 2006

Bu defa da başaramadılar, başaramayacaklar !


Dilşat TERZİ - kerkuk.net 17.07.2006
ITC Başkanımız Dr. Sadettin Ergeç’e, içinde bulunduğumuz ayın 15’inde bir suikast girişiminde bulunuldu. 1959 Kerkük katliamının 47’inci yıldönümü anısına düzenlenen törene katıldıktan sonra evine dönmesi sırasında takip ettiği güzargah üzerinde park eden bir arabanın inflak etmesi sonucunda sağ kurtulan sayın Ergeç’e karşı düzenlenen bu türden ikinci suikast girişimidir. ITC Başkanımıza karşı birkaç ay önce de aynı yerde benzer bir suikast girişiminde bulunulmuştu. ....>

Irak onca güvenlik gücüne rağmen iç savaşa teslim oldu


ABDULBARİ ATWAN
Irak'taki on binlerce asker, başkent Bağdat'ta bile mezhep çatışmalarını engellemeyi başaramıyor. Ülke iç savaşa çoktan girdi ve bu durum bütünlüğü istemeyenlerce kullanılıyor. Ülke açık bir toplu mezara döndü .....>

Kerkük Katliamı İstanbul’da anıldı

kardaşlık.org / 15.07.2006
Saat : 20:06

Irak Türklerinin yaşadığı en büyük acılardan biri olan 1959 Kerkük Katliamı, 47. yıl dönümünde İstanbul’daki Türkmenler tarafından kalabalık bir toplantıyla anıldı.

Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezinde saat 18.00’de mevlidi şerif okunmasıyla başlayan anma töreninde bütün şehitler ruhlarına fatiha okundu.

14 Temmuz Dün - Bugün


Murat Ata ataturkmen99@hotmail.com
07.07.2006

Bugün 14 Temmuz. Her Türkün tarihten ibret alması gereken günlerden biri. Irak Türkleri açısından titreyip kendilerine gelmeleri için acı bir reçetenin kesildiği gün bugün. Bu hadise onları bir 50 yıl daha ayakta kalmalarına neden olacak, çelik yürekli nesil yetişmesine
neden olacaktı. O güne gelene kadar 1920 ayaklanması ve Gâvurbağı gibi acılar yaşasalar da, 14 Temmuz 1959 unutulmamak üzere zihinlere kazılacaktı.
Ne yazık ki yeni nesiller bunun farkında değil. Bırakın yeni nesli, o günleri yaşayıp acı ve ıstıraplarını sineye çeken şanlı dava kervanına katılanların bir kısmı, nefesleri yetmemiş olacak ki, umarsız ve sadece şekilcilik icabı bazı tavırlar sergilemektedirler. Düne kadar kendini Irak Türkünün toplum lideri olarak tanıtan zevatlar, bu acı günleri yaşatan katiller yanında danışmanlık yapmanın büyük marifet olduğunu yansıtmaya çalışmaktadırlar.
Bugünden o günlere baktığımızda, o kadar benzer nokta görüyoruz ki, gelecekten ürpermemek mümkün değil. Hemen gözümüze takılan ilk şey, dönemin yönetiminin, bugünkü gibi taraflı olması, yapılan antidemokratik uygulamalara göz yumması ve yapılan idari atamalarda taraflı olması. İster istemez Irak Türklerinin aleyhinde bir dengesizlik ortaya çıkmaktadır. Benzerlik bununla da kalmıyor, o günlerde yapılan tutuklamalar ve sürgün politikası bugün de yapılmakta ve yine o günler gibi askeri güçlerin gözetimi altında bunlar yapılmaktaydı. Dün Beşir, Afak, Kerkük gazeteleri yasaklandıktan sonra, o meşum günlere zemin hazırlanmıştı. Bugün de Erbil’de bulunan Türkmen matbaaları, yayınları yasaklanmakta ve Erbil dışına çıkarılması engellenmektedir.
Yine kıyaslayacak olursak, o günkü Türkiye yönetimi bugün de aynı tavırlar içinde, o günkü hükümetin zihniyetiyle “21 Ekim 1959 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Türklerin Katliam ile sona eren olaylarla ilgili resim, film ve sair dokümanların Türkiye'ye girmesi veya dağıtılması yasaklandı”. Bugüne bakarsak, hükümetlerin bu kararlardan aşağı kalacak tarafı olmadığını, hatta bu faciayı yaşatanları kınamak yerine Türkmenleri zorlayarak işbirliğine yönlendiriyor.
Hâlbuki 14 Temmuz neden yaşanmıştı, ne için Ata liderimizi, İhsan ağabeyimizi şehit verdik; neden bu kadar can verdik, ne için bu kadar sıkıntıya girdik? (Dönemin komünist emperyalizmini bugünün ihtilalci uşaklarına) danışmanlık etmek için mi, yoksa Kerkük'ü onlara teslim etmek için mi?
Bize çok farklı nedenler anlatıldı!
14 Temmuz, Türkmen'in emrivakileri kabul etmediği için yaşanmıştı. 14 Temmuz, Türklük şuurundan ödün verilmediği için olmuştu. Maneviyat dünyamız, maddeyle kıyaslanmayacak kadar değerli olduğu için 14 Temmuz yaşanmıştı. 14 Temmuz bir duruştan öte, bir hayat felsefesini yansıtmaktaydı. Türkün dünyası dışından gelen her yabancı şeye temkinli duruşun adıdır 14 Temmuz.
Şehit önderimiz Doç. Dr. Nejdet KOÇAK, 14 Temmuz 1959 Kerkük Katliamı’nın 10. yıl dönümünde, Irak Türkmen toplumunun bundan sonraki yolunu işaret etmektedir. Onun söylediklerinden ibret alalım:"Geriye kalanlar ise kalbi kırılmış, gururu incinmiş, yalnız ve kimsesiz bir millet olduğunu öğrenmiş, Anavatana kırılmış ama Türklüğe iman ve inancı bir kat daha artmış ve her şeyi kendisinin yapmak mecburiyetinde olduğunu kesinlikle anlamış."*

Kardaşlık 30. sayı
*Devlet Dergisi 14 Temmuz 1969. Şehit Nedet KOÇAK Albümü “Bir Ülkücünün Hayatı”

'Kuzey Irak'a karşı Türk tavrı değişti'

Iraklı Kürt liderlere yakınlığıyla bilinen Amerikalı eski diplomat Peter Galbraith'ten iddialı açıklama: "Türkiye'de derin devlet içinde de Kürdistan'a sıcak bakanlar var..." Dün İngiliz Times gazetesinde yayımlanan makalesinde Galbraith, "eskiden bağımsız bir Kürt devleti hayalinin önünde en büyük engel olarak görülen Türkiye'nin tutumunun belirgin şekilde değiştiğini" öne sürdü. "Türk strateji uzmanları ki bunlara derin devlet, ordu ve istihbarat kurumları da dahil, Batı yanlısı ve laik bir Kürt devletini güneyindeki bir dinci Arap devletine tampon olarak görüyor" diyen yazara göre Kürdistan'ı kurmak mümkün.
'KURTULUŞ, BÖLÜNMEDE'
Yazara göre "Irak'ın kurtuluşu, parçalanmaktan geçiyor". ABD'nin Birleşik Irak çabalarının sonuçsuz kaldığını söyleyen Galbraith, "kansız ve dostça bir boşanmanın Irak halkı için en iyi çözüm olduğunu" iddia etti. Iraklı Arap liderlerle görüştüğünü, Kürtlerin bağımsızlığına engel olamayacaklarını da iddia etti. ABD çekildikten sonra da müdahale etmek için yakınlarda bir güç tutmak isterse "Kürdistan" bunun için de ideal bir yer...

Irak'ta Türkmenlere intihar saldırısı: 25 ölü

06:45
17 Temmuz 2006 / Pazartesi
Kuzey Irak'ta Şiilerin yoğunlukta olduğu Tuz Hurmatu kentinde bir kafeye bu akşam saatlerinde intihar saldırısı düzenlendi. Saldırıda en az 25 kişi öldü, 23 kişi de yaralandı. Bağdat'ın 210 kilometre kuzeyindeki ve çoğunlukla Türkmen nüfusundan oluşan Tuz Hurmatu kentinde düzenlenen saldırıda, kafeye giren saldırgan vbücuduna bağlı bombayı patlattı. Kafede bulunan Şii Türkmenlerden en az 25'i hayatını kaybederken, en az 23 kişi de yaralandı.
Tümgeneral Enver Muhammed, saldırının günbatımından sonra düzenlendiğini ve ellerinde başka bir bilgi olmadığını söyledi. Muhammed, kafenin, yakınlardaki bir Şii camisi nedeniyle hedef alınmış olabileceğini söyledi.
Hem Şii hem de Sünni nüfustan oluşan Türkmenler, Irak'taki en kalabalık etnik gruplardan birini oluşturuyor.
Bağdat'ın 370 km kuzeyindeki Musul kentinde de Irak ve ABD askeri devriyesine karşı girişilen bir intihar saldırısında üç kadın öldü, altı sivil yaralandı. Irak'ta bugün ölenlerin sayısı 41'e yükseldi.

Pazar, Temmuz 16, 2006

Türkmenlere karşı Terörist Saldırıyı Kınıyoruz

15 Temmuz 2006 tarihinde Kerkük'te ITC’ne karşı gerçekleştirilen bombalı saldırının, Kerkük katliamını andığımız bir günde gerçekleştirilmiş olmasını, Türkmenlere karşı yapılmış terörist bir saldırı olarak niteliyoruz.

Bu saldırıyı gerçekleştiren teröristleri kınıyor, yaralılara acil şifa ve Türkmenlere de geçmiş olsun dileklerimizi bildiriyoruz.

Türkmeneli Milli Birliği
Kerkük

Cumartesi, Temmuz 15, 2006

Times: Gözler Kürt bölgesinde ve petrol zenginliginde


11:50
15 Temmuz 2006 / Cumartesi
LONDRA, (DHA) INGILTERE’nin önde gelen gazetelerinden The Times, petrol açysyndan zengin kaynaklara sahip Kuzey Irak’yn yabancy yatyrymcylar için bir cazibe merkezi haline geldi?ini belirterek, merkezi hükümeti dikkat almadan yabancy sirketlere petrol çykarma izni veren bölgesel Kürt yönetiminin, petrol gelirlerini toplamaya basladigi zaman bagimsizlik taleplerinin de artabilecegini yazdi. ...devami

Cuma, Temmuz 14, 2006

IRAK TÜRKMENLERİ ŞEHİTLER HAFTASI/BASIN BÜLTENİ

kerkuk.net 14.07.2006
(14-20 Temmuz 2006) "Kerkük katliamının 47. yıldönümü" 14 Temmuz 2006, Irak Türkmenlerinin Kerkük'te uğradıkları en büyük katliamın 47. yıldönümüdür.
Bu tarih, katliamlar zincirinde en önemli halka olduğu için unutulmaz ve bütün şehitler her yıl o gün saygıyla ve minnetle anılır.. Türkmenler kadar; tarihte hiçbir millet yoktur ki neredeyse her şehri bir katliamla anılmasın... Tarihte hiçbir millet yoktur ki yıllar itibariyle bakıldığında, sistematik olarak katledilmesin...devami

14 Temmuz 1959 Kerkük Katliamı Irak ve Türkiye Meclislerinde

Iraklı Türkmenler Irak meclisinden 1959 Kerkük Katliamı’nın tanınmasını talep etti.

Türkmenler, Kerkük katliamı’nın 47. yıldönümü anısına, dünyanın çeşitli ülkelerinde toplantılar düzenleyerek Irak Meclisine ortak bir mesaj gönderdiler: ‘Kerkük Katliamını tanıyın’

Türkmeneli Milli Birliği tarafından Türkçe, Arapça, İngilizce hazırlanan ve Irak Meclis Başkanlığı olmak üzere TBMM Başkanlığı, BM genel sekreteri Koffi Annan, Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Amnisty İnternational’a gönderilen mektup metninde, 14 Temmuz 1959’da Türkmenlere karşı gerçekleştirilen ‘’Kerkük Katliamı’’nın Irak resmi tarihinde kayıtlı bir gerçek olduğunun altı çizilerek Irak Meclisi başta olmak üzere Türkiye ve diğer komşu ülkelerin meclislerince de tanınması talep edildi.

Türkmeneli Milli Birliği Başkanı Savaş Nurettin, ayrıca yaptığı bir çağrı ile, Irak meclisine seçilen Türkmen temsilcilerini de Irak Meclisine Kerkük Katlimını tanıyan bir tasarıyı meclise sunmak üzere göreve çağırdı.


Türkmeneli TR
Kerkük/Irak

Talabani ve Barzani: ''Türk ordusu sınır ihlali yaptı''

Can HASASU-İhsan DÖRTKARDEŞ/
ERBİL, (DHA)
IRAK Devlet Başkanı Celal Talabani, Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) Lideri, ‘Kürdistan Bölge Başkanı’ Mesut Barzani ile Erbil'in Selahattin kasabasında bir araya geldi. İki lider toplantıda, Kürt bölgesi ile merkezi Irak hükümeti arasındaki ilişkileri değerlendirdi. Celal Talabani, yeni Irak hükümetinin, Saddam döneminde imzalanan antlaşmaları kabul etmediğini yineledi.....devami

Perşembe, Temmuz 13, 2006

Kerkük Meclisinin Otonomi talebi rededildi

Türkmeneli Partisinin hazırladığı ve Kerkük il meclisince Kerkük'e otonomi talebi Irak Hükümeti tarafından kabul edilmedi.

Bu kararla Hükümet, Kerkük'ün statüsünün bel,rlenmesini 2007 yılında yapılacak referanduma bırakmıştır.

Kaynak:
http://www.adnki.com/index_2Level_English.php?cat=Politics&loid=8.0.320191213&par=0

Irak artık birleşemez

ABD, Irak'ın bir gün birleşeceği fikrinden vazgeçmeli. Ancak Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında kurulacak bir federasyon şiddete son verir
13/07/2006
Irak uzmanı Peter W. Galbraith ile söyleşi: 'Irak'ın Sonu: Amerika'nın Beceriksizliği Nasıl Sonu Gelmez Bir Savaş Yarattı' adlı kitabınızda, Bush yönetiminin Irak'ın günün birinde birleşmiş bir ülke olacağında ısrar etmekten vazgeçmesi gerektiğini yazmışsınız. Irak harita üzerinde hâlâ var olsa da, tek bir ülke olarak işlemiyor artık. Şu anda ulus olmayan bir yerde, ordu ve polis gibi ulusal kurumlar inşa etmeye çalışıyoruz. ...devami

Türk elçiliğine 500 metre mesafede PKK bürosu açıldı

Terör örgütü PKK, Irak’ın başkenti Bağdat’ın en işlek semtlerinden Veziriye’de “Öcalan Kültür Merkezi” adı altında büro açtı.
PKK’nın büroyu, siyasi propaganda, teröristlerin yurtdışına çıkışı ve Bağdat’ta tedavi gören militanların takibi amacıyla kullanacağı öğrenildi. Türk Büyükelçiliği’ne 500 metre mesafede bulunan büroda, resmi izinle faaliyet gösterildiğine dair belgeler yer alıyor. PKK’lılar büronun siyasi ....devami

Türkmen Basın Kuralları konusunu Görüşme Çağrısı

Türkmen toplumunun bu sıralarda en çok ihtiyaç duyduğu tanıtım ve basın çalışmalarının önemi her kes tarafından bilinmektedir. Irak Türkmenlerinin daha ileriye atılımlar yapması için ciddi, tutarlı ve yapıcı bir basına ihtiyacı her geçen gün daha da artmaktadır. ...devamı

Çarşamba, Temmuz 12, 2006

BM, Iraklıları İstanbul’da buluşturuyor


12.07.2006 ÇARŞAMBA
‘devlet yönetimi’ gözden geçirilecek
Birleşmiş Milletler, Amerikan işgali sonrası istikrarın bir türlü sağlanamadığı Irak için girişimlerini sürdürüyor.
Örgüt, Iraklıları temmuz sonunda İstanbul’da düzenleyeceği bir konferansta bir araya getirecek. ‘Devlet yönetimi’ başlıklı 3 günlük konferansta Iraklı yetkililer ve akademisyenler ülkenin yaşadığı sıkıntılara çözüm yolları arayacak. Dışişleri kaynakları, konferansın ...devami

Salı, Temmuz 11, 2006

Kerkük Katliamı nedeniyle sayfamız bir hafta boyunca mavi yerine siyah görünecektir


Irak Türkmenleri Şehitler Haftası (14-20 Temmuz 2006)
etkinlikleri çerçevesinde,Kerkük katliamının 47.yıldönümü anısına 14 Temmuz 2006 tarihinde Ankara -Kocatepe Camii'nde,İkindi namazını müteakip mevlüd-i şerif düzenlenecektir.Irak Türkmenleri şehitleri hatırasına okunacak dualara,tüm dostlarımızın teşrifleri bizleri onurlandıracaktır.
Ayrıca mevlüdi şerif canlı olarak Türkmeneli Tv'den naklen yayınlanacaktır.
Tarih : 14 Temmuz 2006
Yer : Kocatepe Camii
Zaman : İkindi namazını müteakip

Türkmenler Şii Sünni diyalogu başlattı


SAAF 11.07.2006

Türkmen kenti Telafer’de bulunan Şii ve Sünni aşiretler arasındaki anlaşmazlıkları gidermek Türkmen kenti Telafer’de bulunan Şii ve Sünni aşiretler arasındaki anlaşmazlıkları gidermek amacıyla kurulan “Kardeşlik Diyalog Komisyonu” bugün ilk toplantısını Telafer’de yapacak.
Telafer Kaymakamı Necim Abdullah “aswat al-İraq” adlı haber ajansına verdiği demeçte, Başbakan Nuri El-Maliki’nin açıkladığı Ulusal Barış ve Diyalog Planı’nın akabinde 10 Sünni ve 10 Şii aşireti temsil eden “Kardeşlik Diyalog Komisyonu”nun kurulduğunu, bu Komisyonun ilçe aşiretleri arasındaki anlamazlıkları gidermek için periyodik toplantılar yapacağını açıkladı.

Irak'ta çözülmeye karşı...

Turgut Tarhanlı
11/07/2006
Irak'ta, Bağdat yakınlarında, iki gün önce onlarca Iraklı Sünni'nin dini kimlikleri gözetilerek katledilmesi, ülkede bir iç savaşa doğru gidişin gitgide güçlendiği şeklinde yorumlanıyor. Bunun aksini iddia etmek için, ne yazık ki, güçlü kanıtlar bulmak kolay değil. Ama şu gerçek ki, ABD'nin, 2003 yılında Irak'ı bir demokrasiye dönüştürmek üzere başlattığı askeri müdahale ve işgal, tam bir fiyaskoyla sonuçlanmış durumda. Bu, elbette bir sürpriz değildi. ....devami

Irak bayrağı yok, Kürt marşı var

Irak Başbakanı El Maliki, Erbil'deki Kürt Parlamentosu'nu ziyaret etti. Kürdistan marşının çalındığı karşılama sırasında Irak bayrağı asılmadı

CAN HASASU Erbil DHA
Irak Başbakanı Nur El Maliki'nin, Irak Bölgesel Kürt Hükümeti'nin başkenti Erbil'de Bölgesel Kürt Parlamentosu'nu ziyareti sırasında hiçbir yere Irak bayrağı asılmazken, önce Irak Milli marşı ardından da "Kürdistan Marşı" çalındı....devami

Araplara vizeyi Milliyet duyurdu
Irak nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan Arapların, Kürtlerin yaşadığı Kuzey Irak'a geçişlerinde sistemli olarak çeşitli bürokratik engeller çıkarıldığı ve Arapların Kürt bölgesine ancak uzun uğraşlardan sonra, yabancı bir ülkeye girerken istenen vizeye benzeyen özel bir izin alarak girebildiklerini Milliyet manşetten duyurmuştu.

Pazartesi, Temmuz 10, 2006

Kerkük'te KYB binasına bomba: 4 ölü

KERKÜK
(A.A) 10 Temmuz 2006 Pazartesi 12:55
Irak'ın kuzeyindeki Kerkük'te, Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) binasına intihar saldırısı düzenlendiği bildirildi.
Polis, bomba yüklü bir kamyonla düzenlenen saldırıda 4 kişinin öldüğünü, 7'sinin yaralandığını kaydetti. Polis, kamyonun, binanın çevresindeki beton duvarı geçmeye çalışırken infilak ettiğini belirtti.

Iraklı Sünniler BM'den barış gücü istedi

BAĞDAT
(A.A)
Irak'taki Sünni siyasetçiler, ABD öncülüğündeki işgal güçlerinin Iraklıları koruyamadığını belirterek, BM Güvenlik Konseyine ülkeye barış gücü askeri göndermesi çağrısında bulundu.
Parlamentodaki, en büyük Sünni bloğu oluşturan Irak Uzlaşma Cephesinin üyelerinden Ayad el Samarrai, yaptığı açıklamada, dün Bağdat'ın bir mahallesine giren silahlı Şiilerin 41 Sünniyi vurarak öldürmesiyle ilgili olarak radikal Şii din adamı Mukteda el Sadr'ın milis gücü Mehdi Ordusunu suçladı. İşgal güçlerinin, ülkede güvenliği sağlayamadığını kaydeden Samarrai, “İşgal güçleri halkı koruyamaz, bu yüzden Irak'a BM barış gücü gönderilmeli” dedi.

Irak'ta Sünni vekillerden meclise boykota son

BAĞDAT (A.A)
Irak'ta mecliste 44 sandalyeye sahip Sünni Arap grup, bir milletvekili arkadaşlarının kaçırılmasından sonra 2 temmuzda başlattıkları meclis oturumlarını boykot uygulamasına son verdi.
Milletvekili Salim Abdullah, Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında, “Grubumuz, yarın meclis oturumuna katılma kararı aldı, çünkü bir mesaj yayınlamak istiyoruz ve ayrıca siyasi oluşumlardan dayanışma jestleri ve olumlu sinyaller aldık” dedi. Ulusal İttifak Cephesi, 1 temmuzda Teysir Necah Avad El Meşhedani'nin başkentin kuzeyinde kaçırılmasından sonra meclis oturumlarını boykot etme kararı almıştı.

K.Irak’ta ABD ve İsrail destekli 5 bin kişilik özel peşmerge birliği kuruldu

Kuzey Irak’ta Amerika ve İsrail’in desteğiyle 5 bin kişilik özel peşmerge birliğinin kurulduğu iddia edildi.
‘Rizgari.com’ internet sitesinde yayımlanan bir habere göre Kuzey Irak’ta kontrolün sağlanması için, 70 bin kişilik peşmerge ordusu içinden 5 bin kişilik özel birlik oluşturuldu. Haberde, ABD’nin de onayı ile kurulan 5 bin kişilik özel birlik üyelerinin ayda bin ile bin 500 dolar arasında maaş alacakları öne sürüldü. Özel birliğin eğitimini ise gerilla savaşında deneyimli ABD Özel Kuvvetleri’nde görevli 20 subay verecek. 18-30 yaş arasındaki gönüllü peşmergelerden oluşturulan birlik, eğitimlerini ağırlıklı olarak Hêwler ve Süleymaniye’de sürdürüyor. Özel birlik günde 4 saat komando eğitimi alıyor. Özel birliğin, yakın dövüş, şehir savaşı, sabotaj, bomba, suikast, istihbarat ve karşı istihbarat eğitimlerinden geçirildiği de kaydedildi.
İsmail Avcı, Diyarbakır

Mısır medyası isyan etti

Mısır'da yaklaşık 20 gazete, hükümetin "bireylerin mali durumlarını sorgulayan haberler yapmayı hapis cezası gerektiren bir suç kapsamına sokan" yeni yasa girişimini protesto etmek için dün yayımlanmadı. Gazeteciler dün Kahire'deki parlamento binası önünde bir de gösteri düzenledi. Yeni yasa girişimini eleştiren gazeteciler, bu düzenlemenin yolsuzluğu korumak amacıyla yapıldığını söyledi. Yasa tasarısının parlamentoda kabul edilmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Perşembe, Temmuz 06, 2006

Doğramacı da Üçkağıtçı mı


ŞAHİN ALPAY
06.07.2006 PERŞEMBE
İhsan Doğramacı’ya açık mektup
Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın ilk basımı 1952’de, 14. son basımı da 2000’de yapılan “Annenin Kitabı” başlıklı bir çocuk bakım kitabı var.
Bu kitapta Dr. Benjamin Spock’ın dünyaca ünlü kitabından, kaynak göstermeden alıntılar (aşırma / intihal) yapıldığını ilk kez rahmetli Uğur Mumcu yazmıştı (Cumhuriyet, 29 Kasım 1981). Bu vakaya yıllar içinde çeşitli kimseler atıfta bulundu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Yazıcı başkanlığındaki Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Bilim Ahlakı Komitesi, 4 Mart 1998’de söz konusu vakayı, diğer önemli aşırma örnekleriyle birlikte kınama kararı aldı. Yazıcı, Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi’nin Aralık 2000 “Etik Özel Sayısı” için kaleme aldığı, bilim ahlakı konulu bir yazıda da bu vakadan söz etti. Bu yazının bir bölümü Milliyet gazetesinin, editörlüğünü yaptığım “Entelektüel Bakış” sayfasında, 15 Kasım 2000’de yayımlandı.
Doğramacı, o güne kadar bu konuda suskun kaldığı halde, Milliyet’te çıkan yazı üzerine Yazıcı aleyhine “kişilik hakkına saldırı” gerekçesiyle manevi tazminat davası açtı. Altı yıl süren davada Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 10 Mayıs 2006’da oyçokluğuyla Doğramacı’nın “aşırma / intihal” yapmadığına hükmetti. Kimi çevrelerde Türkiye’de yargının fikir hırsızlığına göz yumduğu ve adaletin nesnel hukuk kurallarına değil de kişiye göre dağıtıldığı yorumlarına yol açabilecek bu hüküm kuşkusuz çok tartışılacak. Prof. Dr. Hasan Yazıcı’nın bu karar üzerine Doğramacı’ya yaptığı çağrıyı biraz kısaltarak köşeme alıyorum:
“Sayın Prof. Dr. İhsan Doğramacı. Aleyhime altı yıl önce açtığınız manevi tazminat davasında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, benim ve başta rahmetli Uğur Mumcu olmak üzere birçok gazeteci ve akademisyenin yıllardan beri söylediklerinin, yazdıklarının ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin oybirliğiyle aldığı kararın aksine, sizin Dr. Benjamin Spock’ın kitabından “intihal / aşırma” yapmadığınıza oyçokluğuyla karar verdi. Yasal hakkım olan hukuk yollarını bundan böyle de yılmadan izleyeceğimden hiç kuşkunuz olmasın. Ancak bu bağlamda son bir gelişme sizden acil açıklama gerektiriyor. Davanın karara bağlanmasından kısa bir süre önce Vatan gazetesinde sizinle yapılan bir mülakat yayımlandı. Mülakatı yapan gazeteci, aramızdaki davayla ilgili olarak, sizin kitabınızın Spock’ın kitabından daha önce yayımlanmış olduğundan söz etti. 1943 tarihli, yani Spock’ın kitabının ilk baskısından üç yıl önce basılmış olan “Annenin Kitabı - Çocuk Bakımı ve Anne Rehberi” başlıklı bir kitabınızın kapağını gazeteye faksladığınızı da hayretle öğrendim. Sizi aşırma suçlamasından daha ilk günden aklayabilecek olan böyle bir kitabın varlığından altı yıl boyunca hiç söz edilmemişti. Böyle bir kitabın var olduğu iddiası, dava dosyasının Hukuk Genel Kurulu’na gelmesinin hemen öncesinde, yani davalı olarak benim hukuk usulü bakımından yanıt verme olanağımın kalmadığı bir aşamada, son temyiz yanıtınızdaki göndermeyle de ortaya çıktı. Ben ve avukatlarım atıfta bulunduğunuz kitabı, Türkiye’de basılan bütün kitapların kaydının bulunduğu TBMM Kütüphanesi’nde ve Milli Kütüphane’de araştırdık, bulamadık.
“Kamu huzurunda sizden bir dileğim var. Bu kitabın bir kopyasını -sadece kapağını değil, kendisini- yakından görmek istiyorum. Önce davanın sayın bilirkişileri, sonra mahkeme yargıçları ve nihayet Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun sayın üyelerinin çoğunluğu, özetle, “Prof. Doğramacı’nın eseri bilimsel değildir; bilimsel olmayan eserler anonim kavram ve fikirler içerir ve böyle anonim kavram ve fikirler ancak benzer şekilde ifade edilebilir” dediklerine göre, çok merak ediyorum, rahmetli Uğur Mumcu’nun ve benim Spock’tan “göndermesiz alıntı” diye nitelediğimiz konular, bu 1943 tarihli eserinizde nasıl ifade buluyor? Ezcümle Sayın Doğramacı, 1943’te yayınladığınızı söylediğiniz bu kitabı kamuoyuna açıklamanızı, her şeyden önemli olarak, ülkemde bilim onuru, bağımsız ve yansız yargı özlemi adına sizden ivedilikle bekliyorum. Saygılarımla.”

IRAK VE ORTADOĞU'DA SINIRLAR...

Cengiz Candar
Irak'ın "parçalanması ihtimali" gündemde bir yükseliyor, bir unutuluveriyor.Nuri el-Maliki hükümetinin kurulabilmiş olması, "El Kaide Mezopotamya"nın lideri Abu Musab el-Zarkavi'nin öldürülmesi, sanki işler Irak'ta yoluna giriyormuş gibi bir duygu uyandırdığı için, bir süredir Irak'ın "parçalanma ihtimali" pek fazla tartışılır olmaktan çıktı. Oysa, Irak'ın önemli bölümlerini kaplayan "şiddet iklimi" ve bunun doğurduğu "güvenlik zaafı" eskisinden pek farklı olmadan sürüyor. Günde yine ortalama 50-60 kişi hayatını kaybediyor. Ancak, Irak'taki "terör ve şiddet"in hedef aldığı "işgalci Amerikan askerleri"nden ziyade Iraklılar. Iraklılar -özellikle Şiiler ve Sünniler- birbirlerini öldürüyorlar.
Bir tür "mezhep savaşı" Irak'ı kıskaç içine almış durumda. Irak'ın "parçalanması ihtimali" geçerliliğini koruyor mu? Koruyor. Ama, ......devami