Birinci Körfez Savaşından sonra 1991 tarihinde ABD başta olmak üzere BM’ın denetiminde kalan Kuzey Irak bölgesi, Kürt siyasi partileri için tarihi ve önemli bir mücadele oldu. Bölgede KDP ve KYB yanında onlarca İslamci, Nasyonalizm ve Radikal Kürt siyasi partiler faaliyete başladı. İlk önce siyasi partiler arasında rakabat ve çekişme olmasına rağmen, bölge durumunu ve ortaya çıkan bu fırsatı iyi değerlendirerek, devlet kurmaya yönelik adımlar atmaya başladılar. Burada Kürtlere verilen her türlü dış desteğide unutmamak gerekir, ABD ve Batı ülkeleri, bölgede Saddam yönetimine karşı Kürtlere büyük destek vermişlerdi. Bu dış destekler hale devam etmektedir.
1991 tarihinden sonra Kuzey Irak’ın yönetimini ele geçiren Mesut Barzani başkanlığındaki KDP ve Celal Talabani başkanlığındaki KYB, diğer Kürt siyasi partilere özellikle Kürt İslamci gruplara iktidara gelmelerine karşı olmaları yanında silahlı baskılarda yapmışlardı. Sadece İslami gruplar değil, Türkmenleri temsil eden Irak Türkmen Cephesine karşı ayni yok etmek politikası devam etmektedir.
İlk önce 1993’ta KYB tarafından Erbil ve Süleymaniye bölgelerinde Kürdistan İslami Hareketinin bütün kararhaglarına silahlı saldırı yapıldı. Ayrıca Selahattin Mehmet Bahattin başkanlığındaki Kürdistan İslami Birliği, 2005 tarihin Irak seçimlerinde KDP ile KYB'nin Kürt listesinden ayrılıp seçime tek başına girdi. Bu durum KDP'nin büyük tepkisini çekti ve bazı bölgelerde KİB binalarına saldırılar oldu. Ancak parti seçimlerden yüzde 15 gibi önemli bir oy oranıyla üçüncü parti çıktı. Bugün İslami Birliği’nin, Kürt bölgesel mecliste 11 vekili, Irak Ulusal Meclisinde 3 vekili ve Kürt yerel yönetimde de bir bakanı vardı.
Ilımlı Kürt İslamcı KİB, 1994’ta Kuzey Irak Erbil’de ilan edildi . Ama faaliyetleri 1970'lere uzanıyor. Mısır merkezli Müslüman Kardeşler'in Kürt bölgesindeki kolu sayılan Şeyh Osman Abdülaziz’i izleyen partinin Kürtçü-İslamcı bir ideolojisi var. İslami Birliği, Türkiye'deki İslami akımlardan da etkilenmiş, partinin örgütlenme biçimi, faaliyet alanları ve politik vizyonu Arap ülkelerindeki kollarıyla uyum içinde olduğuda gösterilmektedir. Ayrıca Filistin'deki Hamas gibi eğitim sağlık ve sosyal faaliyetleriyle adını duyurdu. Arkasında bu sosyal örgütlenmenin beslediği bir seçmen desteğide var. Kuzey Irak Kürt yönetimi içinde özellikle KDP ve KYB’ye karşı çok hassas dengelerle politika yapan İslami Birliği, öteki İslamcı gruplardan en büyük farkı, milli bir çizgisi olması, bölgesel yönetim konusunda KDP ve KYB ile aynı çizgidedir. Ayrıca İslami Birliği, temel politik sorunlarda KYB ve KDP'den farklı olsada, ama en önemlisi Kerkük'ün statüsü konusunda ayni politikayı desteklemektedir. Yani Kerkük’ün bir Kürt şehri olduğunu ve Kürdistan bölgesine ilhak edilmesini iddia etmektedir. Ama İslami Birliği’nin Kerkük konusunda politikası israrlı bir politika değil, sadece bölgede varlığını devam ettirmek için birda KYB ve KDP’dan gelen baskılardan dolay bunu iddia ediyor, ama asıl ve perde arkasındaki politikası bütün etnik gruplarının iştirak edilmesiyle Kerkük özel bir bölge olmasını savunmaktadır.
İslami Birliği, Irak Kürtleri arasında faaliyet gösteren en büyük İslami örgüttür. Yekgirtu adıyla da bilinen örgüt İhvan–ı Müslimin’in Kürtler arasındaki uzantısı olarak kabul edilmektedir. KYB ve KDP’dan sonra Kuzey Irak’ta en önemli ve etkili bir siyasi partidir. Silahlı güçü yok, ama bölgede büyük bir kitle teşkilatına sahiptir. Ayrıca İslami Birliği, hem Kuzey Irak yönetiminden 200 Milyon ID alıyor, hemde Suudi Arabistan’da faaliyet gösteren Dr Ali Karadağ başkanlığındaki Kürt İslami rabitası tarafından maddi destekleniyor, partinin merkezi Erbil başta olmak üzere Kuzey Irak bölgesinde bütün şehir ve ilçelerde büro ve karargahları bulunmaktadır. Kuzey Irak Kürt parlamento içinde KYB ve KDP tarafından yapılan baskılar nedeniyle şu anda ana muhalefet partisi konumundadır.
Irak Kürtleri arasındaki İslami hareketlerden adı en çok duyulan ve İran tarafından desteklenen Ensar el–İslam grubudur. 2001 ’de Ebu Abdullah el–Şafi’i’nin başkanlığını yaptığı Cund el–İslam ile Kürdistan İslami Hareketi’nden Molla Krikar liderliğinde ayrılan bir grubun birleşmesiyle oluşan Ensar EL-İslam grubu, El–Kaide örgütü ile ve bazı Arap İslamci Silahlı gruplarıyla bağlantılı olduğu iddia edilmektedir. İran sınırında yerleşmiş olan Ensar El-İslam grubu bu bölgeyi kontrolü altında tutan Talabani başkanlığındaki KYB ile Halepje, Başmak ve İran sınır bölgelerinde çatışmaktadır. Bu son dönemlerde intihar saldırıları taktiğini de kullanmaktadır.
Saddam yönetimine karşı 1987’de Şeyh Osman Abdulaziz tarafından kurulan Kürdistan İslami Hareketi , Irak Kürt islamcilerinin ana partisi sayılır. İran’la iyi ilişkiler içinde olduğu bilinen ve Halepçe kentinde üstlenmiş olan İslami Hareketi silahlı militanı bulunmaktadır. Hareket, 1999’da İslami Direniş Hareketi ile birleşerek İslami Birlik Hareketi’ni oluşturmuş; ancak 2001’de İslami Direniş’in partiden ayrılmasından sonra eski adını geri almıştır. İran tarafından desteklenen Kürdistan İslami Hareketi, aylık bütçesi 20 bin dolar Kuzey Irak yönetiminden alıyor.
Ayrıca Ali Bapir başkanlığındaki Kürdistan İslami Camaati, Kürdistan İslami Birleşik Hareketinden ayrıldıktan sonra, 2001 tarihinde Kuzey Irak’ta kuruldu, ilk önce silahli mücadele yaptı, 2003 tarihinde İslami Camaati başkanı Ali Bapir , ABD tarafından bir yıla yakın yakalandıktan sonra silahli mücadele yönünü değiştirip, Kuzey Irak’ta siyasi mücadeleye başladı. Irak’ın son seçimlerinde KYB ve KDP tarafından oluşan Kürt listesiyle seçimlere katıldı. Kürt radikal İslami Camaati, Kuzey Irak parlamentosunda 6 üyesi bulunmaktadır. Partinin genel merkezi Erbil başta olmak üzere, Kuzey Irak’ın önemli ilçe ve merkezlerinde büroları vardı, hem askeri güçü hem de teşkilatı vardı, Kuzey Irak yönetiminden aylık bütçe 120 Milyon ID alıyor.
Arap Sunni İslamci Müslüman Kardeşler, Irak'ın Kürt bölgelerine 1950'li yıllarda girdi. Bölgede büyük nüfuzu olan Nakşibendi tarikatının koluna mensup olan Şeyh Osman Abdülaziz ve kardeşleri Ali ve Sıddık Abdülaziz'in organize ettiği gruplar, tüm siyasi gelişmelerden derinden etkilenerek zaman zaman silahlı mücadeleye girişti. Şeyh Osman'ın ölümünden sonra İslamcı gruplar İslami Hareket ve İslam Cemaati olarak ayrıldı. Selahattin Mehmet Bahattin başkanlığındaki Kürdistan İslam Birliği'nin, bu gruplara yakın bir politik çizgisi olmasına rağmen, silahlı mücadeleyi reddediyor ve Kültürel, Sosyal ve diğer faaliyetler yapmaktadır.
3 Temmuz 2007’da Kuzey Irak Erbil’de Kürt İslamci grupları arasında yapılan toplantılardan sonra basına yaptıkları açıklamada: Kürdistan İslam Hareketi siyasi büro üyesi Hacı Enver Anebi, Müslümanların birliğini sağlayacak her projeyi desteklediklerini söyledi. Kürdistan İslam Cemaati üst düzey yetkililerinden Tevfik Kerim ise, Müslümanlara hizmet edecek ve birliği sağlayacak cepheyle ortak hareket edeceklerini söyledi. Kürdistan İslam Birliği Partisi üst düzey yöneticlerinden Mehdi Mahmud da ortak bir cephe oluşturulnası konusunda özel şartlarının olacağını söyleyerek, Kürdistan İslam Birliği’nin laiklik karşıtı hiçbir hareketle beraber olmayacağını ifade etti
2007 Haziran ayında KYB ve KDP arasında yapılan Stratiji ittifakından bir ay sonra ve KDP-KYB’ya karşı olarak, Temmuz 2007 tarihinde Selahattin Mehmet Bahattin başkanlığındaki Kürdistan İslami Birliği ve Ali Bapir başkanlığındaki Kürdistan İslami Camaati arasında 7 Temmuz 2007 tarihinde Erbil’de gizlice siyasi stratiji bir anlaşma imzalamışlardı. Her iki grup arasında imzalanan Stratiji anlaşmanın ilkeleri şunlar:
her iki islami grup arasındaki bütün teşkilat ve siyasi ilişkilerin güçlendirilmesi,
Kuzey Irak bölgesinde İslami siyasi ulusal projesinde teşkilat, büro , merkez kararı ve yönetim arasında işbirliği yapılması,
Siyasi projeye karşı gelen her mesele ve her krizde bir tavır ve bir tutum sergilenmesi,
Irak ve Kuzey Irak’ta yapılacak bütün seçimlerde tek bir liste ile katılmaları,
Ayrıca 3 Ekim 2007’da Erbil’de, Selahattin Mehmet Bahattin başkanlığındaki İslami Birliği, Ali Bapir başkanlığındaki İslami Camaati ve Ali Abdulaziz başkanlığındaki İslami Hareketi arasında Kuzey Irak’ta İslami bir Cephe kurulması için bir toplantı yapılmıştı. Bu Toplantıda İslami Hareketi de İslami Birliği ve İslami Camaati tarafından kurulan İslami Cephesine katılmasını bildirmişti. Şimidi Kuzey bölgede KDP ve KYB yönetimine karşı görülmeyen bir güç bir Cephe ortaya çıkmaya başlandı. Bölgede denge sağlandığı zaman diğer gruplar özellikle Türkmenlerde etkili hale gelebilir. Çünkü burada bizim için önemli olan Erbil’de Türkmenlerin yeniden aktif hale gelmesidir.
1991 tarihinden sonra Irak’ın Kuzey bölgesinde KDP ve KYB’dan hariç üçüncü tarafın yönetime gelmesine izin verilmiyor, sadece bu iki grup hem Kuzey Irak hem Irak hemde bölgede etkili olarak faaliyet göstermektedir. Bu iki grubun bu süre içerisinde yaptıkları yanlış politika sonucunda hem Irak’taki enik gruplar arasında özellikle Türkmen ve Kürt ilişkileri hemde komşu ülkeler ilişkileri olumsuz etkilenmişti. Bazı Kürt siyasi partiler özellikle Selahattin Mehmet Bahattin başkanlığındaki İslami Birliği ve Cevhar Harki başkanlığındaki Özgür ve Adalet Partisi gibi bir çok Kürt grupların Kürt siyasi sahasında hakimiyetleri olması durumunda bölge halkı için faydalı olabilir.
Araştırmacı : Aydın Maruf
Aydinmaruf@yahoo.com
14 Ekim 2007