Cumartesi, Aralık 02, 2006

Kerkük Savaşı

Savaş Nurettin
İşgal ile başlayan Irak’ın ilk savaşının ardından, siyasi ve dini çatışmalarla ikinci savaşını yaşıyor. Demokrasi ve istikrar ümitleri yerine kaos, çatışma ve parçalanma uzun süredir devam ediyor. Geçici hükümet, Caferi ve şimdi Maliki, üç yılda istikrarı sağlayamayan üçüncü hükümet de sadece ve sadece üçüncü ve son savaşı önleyebilmiştir. Kerkük savaşını. ABD’nin de kontrolünü büyük ölçüde elinden bırakmamasıyla Kerkük, adeta ertelenmiş ve iç savaşın patlamayı beklediği Irak ve bölgenin en önemli sorunu.
ABD’de demokratların zaferi, Irak’ta çatışmaların kontrolden çıkarak doruğa ulaşması, Maliki hükümetine darbe tehditleri, Sadr yandaşlarının hükümetten desteğini çekmesi ve sonunda iç savaş emarelerinin ortaya çıkmasıyla artık korkulan döneme yaklaşılmıştır. Tohumları anayasada atılan iç savaş ve Kerkük savaşı, 2007 referandumuna, gerçekleştirildiği takdirde de sonucuna kilitlenmiş durumda.

Irak’ta kötü gidişatın en büyük sorumlusu Kürt siyasiler, Körfez Savaşı’nda başaramadıkları Kerkük işgalini tamamlamak amacıyla tarihin en büyük etnik temizliğini planlıyor. Siyasi, askeri ve idari cephelerden Kerkük Kürt işgali altındadır.Bir yandan Askeri bakımdan Kerkük’ün kontrolünü ABD’den devralmaya çalışırken diğer yandan idari kontrolü tamamı ile ele geçirmiş referandumu garantilemek amacıyla gerekli altyapı çalışmalarını sürdürmektedir. Referandum öncesi Mart 2007’de gerçekleştirilecek ‘normalleştirme’ aşamasında Kerkük’e Kürt nüfus akımını sağlamaktadır. Kerkük il meclisinde Türkmen üyelere baskılar yaparak emri vaki kararlar alınmaktadır. Normalleştirme komisyonunda Türkmen üyelerin yetersizliğine demokratik yollarla itiraza karşı ise, il meclisi Türkmen üyesi Ali Mehdi’nin, valinin emriyle peşmergelerce engellenmesi gibi sindirme uygulamalarına başvurulmaktadır. Kerkük gibi ihtilaflı diğer bölgelerde de Temmuz 2007’de sağlanacak bir konsensusun ardından Ekim 2007’de referandum gerçekleştirilmesi söz konusu. Referandumun güvenlik nedeniyle engellenmesinin dışında bütün idari yolsuzluklarla gerçekleştirilecek zorba referandumun sonucunda da Kerkük savaşı en korkulu ihtimal.
Referandumun engellenmemesini ve sonucundaki kazanımları garantilemeği amaçlayan Kürt siyasiler, askeri kontrolü de devralmayı planlıyor. Naçirvan Barzani, BBC’ye yaptığı açıklamada, bölgede güvenliği sağlayacaklarını vaad ediyor ve askeri kontrol talep ediyor. Kerkük’ü petrol nedeniyle değil, güvenlik nedeniyle kontrol etmek istediklerini idda eden Barzani, Bağdat hükümetini de ABD askeri mevcudiyetiyle bağlantılı olarak engellemek ile suçluyor.

Bu gelişmelere paralel olarak Kuzey cephesinin kontrolünden sorumlu ABD’li general Benjamin R. Mixon, uydu aracılığı ile Pentagon muhabirlerine verdiği brifingde, Kerkük’ün de dahil olduğu Balad, Musul, Tikrit ve Samarra’yı kapsayan altı vilayetin kontrolünü aşamalı olarak birinci ve ikinci tümenlerin devrinin gerçekleştirildiğini, Ocak’ta üçüncü ve Şubat 2007’ye kadar dört tümenin Irak kara kuvvetlerine devredilmiş olacağını söyledi. 11 milyon Iraklının yaşadığı bölgede 35 tabur yani 20-25 bin Iraklı asker bulunuyor.

Irak’ta girdiği bataklıktan kurtulmaya çalışan ABD ordusunun askeri kontrolü devredeceği, çoğunluğunu Kürt peşmergenin oluşturduğu ve hatta PKK sızmalarının da olduğu bilinen Irak ordusunun kontrolü devralması , ideolojik ve mezhep çatışmalarının ertelediği etnik savaşın ve dolayısıyla Kerkük savaşının başlaması anlamına gelecektir. Yeni bir cephe ve etnik çatışmaların başlangıcı bir iç savaşta Kürtleri bekleyen yeni bir bataklık. Bu gelişme batıl Kürt siyasi kazanımlarının sonu anlamına gelecektir.

Kerkük savaşıyla birlikte, sebeplerinin de beraberinde ortaya çıkacağı, dünya kamuoyundan gizlenen Kerkük’ün gerçek sahibi Türkmenler de Dünyanın gündemini meşgul edecektir.