Abdullah BUKSUR - buksur@yahoo.com
Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği Bşk.
Katillik de babadan oğla kalan miras. Barzani ailesince bu feodal anlayış devam ettirilmektedir. 1959 da Molla Mustafa Barzani tarafından etnik temizliğe tabi tutulmak istenen Türkmenler, bu günde oğul Mesut Barzani’nin arkasına aldığı güçlerle artırarak devam ettirmektedir. Türkmenler Barzani-Talabani güçlerinin oluşturduğu hegomanya da İnsanlık dışı baskı ve şiddetle karşı karşıyadır.
Dün Saddam la işbirliğine giderek Türkmen liderleri Saddam canisine teslim eden baba Molla Mustafa Barzani, bu gün oğul Mesut Barzani. Her geçen gün Türkmenlere karşı uygulanan vahşeti artırmak için babasının tecrübelerini, Küresel ağalarının gücüyle birleştirerek, kan gözyaşı dökmekte bütün canileri kıskandırmaktadır.
Katillerin hedefi aynı; 1959 yılında Kerkük Türkmen katliamını gerçekleştiren Molla Mustafa Barzani de, oğul Mesut Barzani de Kerkük Türküne etnik temizlik yapmaya yemin etmiş gibiler.
Dün kendi kardeşlerinin üzerine kimyasal bomba atan Saddam la işbirliğine gitmekte hiçbir beis görmeyen Barzani ailesi, Irak'taki Türkmen nüfusunu yok ederek “Kerkük’ü Feodal ağalığının başkenti” yapmaya bütün insanlık dışı vahşeti uygulayarak ulaşmak istiyor.Feodal bir ağa (Türkiye Cumhuriyeti Yetkililerinin verdiği paralarla) olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan Mesut Barzani, kendisini " Irak Kürdistanı Devlet Başkanı” olarak dünyaya çağırtmaya çalışıyor. Kendisine biat etmeyen, marabası olmayan hiç kimseye yaşama hakkı tanımayan Barzani "etnik temizli" yapma konusunda hiç tereddüt etmemektedir. Türkmenler'e Saddamı aratan gayri kanuni uygulamalar yapan Barzani ve Talabani ekibi Irak’ın içinde bulunduğu olağan üstü koşulları kendi diktatörlüklerini kurmak için uygun bir ortam olarak görmektedirler.
Diğer taraftan uygulama ve karar mekanizmalarını ele geçirmelerinden dolayı, bu noktada elde ettikleri güçlerini insanlar üzerinde yok etme ve tahakküm kurmak için kullanmaktadırlar.
Bölgede yaşayan insanların kendi kimliklerini bile telef uz etmelerine izin vermeyen Barzani – Talabani Irkçı yaklaşımlarını hayata geçirmek için her türlü yöntemi mubah görmektedirler. Irak’a demokrasi getireceğini iddia eden işgal güçlerinin oluşturduğu kaos ortamında, Türkmenler başta olmak üzere bölge insanına her türlü insanlık dışı muameleyi, “ABD ve İngiltere’nin başını çektiği” işgal güçlerinin kendilerine verdiği bir hak olarak görmektedirler.
1991 – 1996 - 2003 'd Kerkük tapu ve nüfus dairelerini yağmalamış olan Barzani – Talabani ekibi, Erbil'de Türkmen liderleri Saddam'a teslim etmiştir.
Kendisini " Irak Kürdistanı Devlet Başkanı” olarak dünyaya çağırtmaya çalışan ve Kerkük üzerindeki emellerini, aşama aşama gerçekleştirmek isteyenlere karşı Türkiye Cumhuriyetini yönetenler seyirci kalmaktan da vaz geçip onlarla nasıl ilişki içine gireriz derdine düşmüştür.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi Irak Türkmenlerini sonucu başından belli (Oy vermenin Barzani – Talabani çetelerinin silahlı adamlarının gölgesinde, Sayımların ve tutanakların düzenlenmesinde etkin olunamayan, Kendi kimlikleri ve tercihleri Barzani – Talabani çetelerince tesbit edileceği korkusu yaşayan, oy verme kültürü olmayan ve bunun için hiçbir yardım almamış) insanları seçime sokacak ve siz bu kadarmısınız diye soracaksınız.
Başkalarının yaptığı haksızlıkların hesabını Irak Türkmenlerinden soracaksınız.
O zaman Irak Türkmenleri sormaz mı; BM üyesi, AB aday, dünyanın her gün başka bir ülkesinde turlayan Türkiye, neden bizim sorunlarımızı İnsanlık adına dünyaya duyurmadı ve bir kamuoyu yaratmadı diye.
Türkiye Türbinde durarak oyunu eleştirme hakkına sahip değildir. İnsanlık adına, insanca yaşamak adına sahaya inmeli ve oyuna katılmalıdır ve Irak da üçüncü asli unsur olarak Irak Türkmenlerinin Irak Anayasasına girmesini sağlamalıdır.
Dün Saddam la işbirliğine giderek Türkmen liderleri Saddam canisine teslim eden baba Molla Mustafa Barzani, bu gün oğul Mesut Barzani. Her geçen gün Türkmenlere karşı uygulanan vahşeti artırmak için babasının tecrübelerini, Küresel ağalarının gücüyle birleştirerek, kan gözyaşı dökmekte bütün canileri kıskandırmaktadır.
Katillerin hedefi aynı; 1959 yılında Kerkük Türkmen katliamını gerçekleştiren Molla Mustafa Barzani de, oğul Mesut Barzani de Kerkük Türküne etnik temizlik yapmaya yemin etmiş gibiler.
Dün kendi kardeşlerinin üzerine kimyasal bomba atan Saddam la işbirliğine gitmekte hiçbir beis görmeyen Barzani ailesi, Irak'taki Türkmen nüfusunu yok ederek “Kerkük’ü Feodal ağalığının başkenti” yapmaya bütün insanlık dışı vahşeti uygulayarak ulaşmak istiyor.Feodal bir ağa (Türkiye Cumhuriyeti Yetkililerinin verdiği paralarla) olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan Mesut Barzani, kendisini " Irak Kürdistanı Devlet Başkanı” olarak dünyaya çağırtmaya çalışıyor. Kendisine biat etmeyen, marabası olmayan hiç kimseye yaşama hakkı tanımayan Barzani "etnik temizli" yapma konusunda hiç tereddüt etmemektedir. Türkmenler'e Saddamı aratan gayri kanuni uygulamalar yapan Barzani ve Talabani ekibi Irak’ın içinde bulunduğu olağan üstü koşulları kendi diktatörlüklerini kurmak için uygun bir ortam olarak görmektedirler.
Diğer taraftan uygulama ve karar mekanizmalarını ele geçirmelerinden dolayı, bu noktada elde ettikleri güçlerini insanlar üzerinde yok etme ve tahakküm kurmak için kullanmaktadırlar.
Bölgede yaşayan insanların kendi kimliklerini bile telef uz etmelerine izin vermeyen Barzani – Talabani Irkçı yaklaşımlarını hayata geçirmek için her türlü yöntemi mubah görmektedirler. Irak’a demokrasi getireceğini iddia eden işgal güçlerinin oluşturduğu kaos ortamında, Türkmenler başta olmak üzere bölge insanına her türlü insanlık dışı muameleyi, “ABD ve İngiltere’nin başını çektiği” işgal güçlerinin kendilerine verdiği bir hak olarak görmektedirler.
1991 – 1996 - 2003 'd Kerkük tapu ve nüfus dairelerini yağmalamış olan Barzani – Talabani ekibi, Erbil'de Türkmen liderleri Saddam'a teslim etmiştir.
Kendisini " Irak Kürdistanı Devlet Başkanı” olarak dünyaya çağırtmaya çalışan ve Kerkük üzerindeki emellerini, aşama aşama gerçekleştirmek isteyenlere karşı Türkiye Cumhuriyetini yönetenler seyirci kalmaktan da vaz geçip onlarla nasıl ilişki içine gireriz derdine düşmüştür.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi Irak Türkmenlerini sonucu başından belli (Oy vermenin Barzani – Talabani çetelerinin silahlı adamlarının gölgesinde, Sayımların ve tutanakların düzenlenmesinde etkin olunamayan, Kendi kimlikleri ve tercihleri Barzani – Talabani çetelerince tesbit edileceği korkusu yaşayan, oy verme kültürü olmayan ve bunun için hiçbir yardım almamış) insanları seçime sokacak ve siz bu kadarmısınız diye soracaksınız.
Başkalarının yaptığı haksızlıkların hesabını Irak Türkmenlerinden soracaksınız.
O zaman Irak Türkmenleri sormaz mı; BM üyesi, AB aday, dünyanın her gün başka bir ülkesinde turlayan Türkiye, neden bizim sorunlarımızı İnsanlık adına dünyaya duyurmadı ve bir kamuoyu yaratmadı diye.
Türkiye Türbinde durarak oyunu eleştirme hakkına sahip değildir. İnsanlık adına, insanca yaşamak adına sahaya inmeli ve oyuna katılmalıdır ve Irak da üçüncü asli unsur olarak Irak Türkmenlerinin Irak Anayasasına girmesini sağlamalıdır.