Çarşamba, Temmuz 05, 2006

'Irak parçalanırsa zincirleme reaksiyon başlar'


Murat Yetkin
İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri: Irak ve Filistin'de durum kötüleşiyor
05/07/2006
Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari son üç gündür Türkiye'de Irak'ta hükümetin giderek duruma hâkim olduğu yolunda demeçler veriyor. Üst düzey bir heyeti son üç gündür Irak'ta temaslar yürüten İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ise gidişi pek de iyi görmüyor. Hatta İhsanoğlu'na göre, Irak müdahale edilmezse parçalanmanın eşiğine geldi ve Irak parçalanırsa başlayacak bir zincirleme reaksiyon, bütün bölgeye yayılabilir. Genel Sekreter, "O zaman olacakları kimse tahmin bile edemez" diyor. Dün, telefonla yaptığımız görüşmede İhsanoğlu'nun sesi endişeliydi ve şunları söyledi:
"Irak'ta dini ve etnik gerginlik tırmanıyor. Bu daha önce böylesine var olmayan bir durum. Çok tehlikeli. Önlenemediği takdirde, Irak'la bitmez, bütün Ortadoğu'da daha kötü gelişmeler meydana gelir. Domino etkisi gibi. Irak'ta parçalanma başlarsa, zincirleme etkiyle bütün bölgeye yayılabilir." Böyle bir durumda domino etkisi Irak'tak sonra hangi ülkeye yayılabilir. Kimya profesörü olan İhsanoğlu, kendi alanından örnekleme yapıyor:
"Nasıl nükleer füzyon olduğu zaman parçacıkların nereye doğru gideceği, yayılacağı kestirilemezse, bunda da öyle olur, her tarafa sıçrar. Herkes Irak'ın parçalanmasını önlemek için çalışmalı. Çünkü o zaman olacakları kimse tahmin edemez. Çünkü bütün bölge hareket halinde. Filistin'de ortaya çıkan durum bunu gösteriyor. Daha bir yangını söndürmeden ikincisi çıkıyor. Üçüncüsünden kaçınmak lazım." İhsanoğlu, İran'daki nükleer çekişmenin geniş çaplı krize dönüşmesi tehlikesinden söz ediyor.
"Filistin'deki durum kötü bir noktada. Bugün (dün) Kuartete (BM, AB, ABD, Rusya) bir mektup yazarak, hem İsrailli askerin kurtarılması için diplomatik yollar denenmesini, hem de İsrail'in aşırı tepki verip masum Filistin halkına acı çektirmesinin engellenmesini istedim. AB Güvenlik ve Dış Politika Sorumlusu Solana, BM Genel Sekreteri Kofi Annan ve Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la görüştüm. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mubarek burada (Suudi Arabistan) Kral Abdullah ile görüştü. Türkiye'nin temasları Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı George Bush ile görüşmesi önem taşıyor. Endişemiz, karşılıklı tırmanışın durdurulamaması. Yangın her tarafı sarmadan söndürülmeli."
Demirel: 'CHP'ye oy verilsin' demedim Süleyman Demirel'in önümüzdeki genel seçimlerde rejime sahip çıkmak adına CHP'ye oy verebileceği yönünde eski DYP Milletvekili İsmail Amasyalı'ya dayandırılan haberler, dün Ankara'nın yaz sıcağında konuşulan konular arasındaydı. Dün bu konu üzerine görüşme imkânı bulduğumuz Demirel şunları söyledi: "Bu sözler söylenmişse, ciddi telakki etmek mümkün mü? Böyle bir söz ciddiye alınabilir mi? Kimseyle aramda böyle bir konuşma geçmedi. Türkiye'nin bugün önünde ne seçim, ne sandık var. Ne de siyaset henüz o noktada. Ciddiyetsiz sözler bunlar."
Şam'da aynı süreç Başbakan'ın Dış Politika Danışmanı Büyükelçi Ahmet Davutoğlu'nun İsrail-Filistin rehineler krizine katkıda bulunmak için Şam'a giderek Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme yaptığı dün resmen açıklandı. Amaç Suriye'yi koruduğu Hamas lideri Halid Meşal üzerindeki etkisini kullanmaya zorlamak. Geçen hafta İsrail'in Esad'ın Şam'daki başkanlık konutu üzerinde savaş uçaklarını alçaktan uçurması, 1998 Eylül ayında zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş'in Hatay'da Suriye'yi PKK lideri Abdullah Öcalan konusunda uyarması gibiydi. Davutoğlu'nun mesajı, onun ardından yürütülen diplomasiye benziyor. Acaba Suriye, zamanında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in TBMM açılışında 'Aksi halde sonuçlarına katlanırsın' demesi gibi, bir ültimatom mu bekliyor? Suriye, son sahnede kaybedenin hep kendisi olduğu bu filmi daha kaç defa seyredecek?