Salı, Haziran 27, 2006

Röportaj

Türkmeneli Milli Birliği başkanı Sayin Savaş Nurettin ile Irak ve Türkmenler üzerine TurkmenTimes’ın 19 Mayis'ta yaptığı röportaj

1969 yilinda Kerkük Musalla’da doğdu. 1992 yılında Kuzey Irak-Şaklava’da Irak Milli Türkmen Partisi’nde 22 yaşında Türkmen siyasi hareketine katıldı. Ankara’da Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okudu. Türkmeneli Öğrenci Birliğini kurdu. Türkmeneli Partisi Ankara Temsilciliği yaptı. Dünya Türk Gençleri Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı yaptı. Türk Dünyasında çeşitli toplantı ve kurultaylarda Türkmenleri temsil etti. Avrasya stratejik Araştırmalar Merkezi Ortadoğu-Irak masasında çalıştı. Halen Türkmen parti ve derneklerinde yöneticilik ve TV program yapımcılığı yapmaktadır. Irak Türkmenleri ve Ortadoğu politikaları hakkında yazılarının yanı sıra Türkmen milli hareketini kapsayan bir kitap hazırlamaktadır.

·Saddamın devrilmesinden önce Türkmen partileri Irak’taki değişime hazırlıklımıydılar? Hazırlıklıysalar Örnek verin?

Cevap: Sorunuza iki sekilde cevap verilebilir;

Eğer ki diğer gruplarla karşılaştırılacak olursak, silahlı bir güç eksikliği sözkonusuydu. Bilindiği gibi ABD işgaliyle bu önemli bir unsur haline gelmiştir.
Ancak Türkmenlerin siyasi arenada temsili, demokratik yapılanması ve örgütlerinin teşkili ile hazırlıksızdı demek yanlış olur. Nitekim Kuzey Irak güvenli bölgede siyasi kurumsallaşma ve katılım belli bir sürecin tecrübesini kazanmıştı.

·Amerika Birleşik Devletleri Irak’ı işgali sırasında Türk topraklarını kullanmak istedi. Türkiye kabul etmedi. Sizce bugün Türkmenlerin yeni Irak’ta çektikleri sıkıntıları Türkiyenin kararından mı kaynaklanıyor?

Cevap: Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Irak işgal tezkeresinin reddedilmesi konusu ile Türkmenlerin bugünkü durumu konusu arasında bir ilişkiden elbette sözedilebilir. Ancak Türkiye’nin uluslararası, bölgesel, ekonomik politikaları ve özellikle Irak ve Iraklılar ile tarihi ve sosyal bağları gözönünde bulundurulduğunda ve özellikle bugün ABD’nin içerisinde bulunduğu durum da göstermektedir ki uzun vaadede Türkmenler bakımından da başarısız bir karar olurdu. Nitekim ABD koalisyonu Fransa, Almanya, Rusya ve Çin gibi dünya devletlerinin karşı çıktığı zayıf bir işbirliğidir.

·Bugün Siyasal,Kültürel ve toplumsal açıdan gözardı edilen Türkmen milleti nasıl bir Irak’tan bahseder sizce?Bugün Türkmenlere yönelik yapılanlar eski yönetimin bir uzantısı modelimidir?

cevap: Öncelikle Türkmenlerin üzerinde yaşadıkları bölgelerin jeopolitik ve iktisadi önemi herşeye rağmen Türkmenlerin bir adım önde durmasını sağlamaktadır. Bizlere karşı Irak tarihi boyunca uygulanan politikalar da Türkmenlerin bu avantajını bozmayı amaçlamaktadır. Bugünkü politik gelişmelerde Türkmenler, Irak’ın merkezi siyasal ve toprak bütünlüğünü, geleceği belirsiz siyasi kazanımlara tercih etmelidir.
Türkmenlerin Irak’taki varlığı Türkiye ile doğal bağlarından kaynaklanan ilişkisi diğer gruplarca doğru değerlendilirmemektedir. Başta Kürt olmak üzere bütün Iraklı poltikacalara tavsiyemiz , Türkmenlerin varlığı tehlike olarak algılanmamasıdır, aksine bölgesel çatışmalara yol açacak yayılmacı politikalardan uzak ve uluslararası kazanımlar sağlayabilecek uzun vadeli kalıcı politikalar gözönünde bulundurularak değerlendirilmelidir.

· Türkmen siyasi hereketleri önümüzdeki 2007 yılında Kerkük’te yapılacak referanduma karşı kendini hazır hissediyormu? Bugün Kürt siyasi tarafların her yönden(Ordu,güvenlik ve tüm devlet dairelerin)de ağır bastığı Kerkük’te bir referandumun yapılması ne kadar yasaldır.

Cevap: Türkmen siyasi hareketleri Kerkük’ün statüsü konusunda işgalin başlamasıyla birlikte gerekli girişimlerde bulunmuştur. Geçici hükümetin de Kerkük’e özel statü sağlaması da bu çalışmalar sonucunda gerçekleşmiştir.
Yasallık konusu ABD işgaliyle başlayan bir tartışma konusudur. Yasallığı tartışılan işgalin sonuçları da kesin değil, tartışmalıdır.
Tarafların gelecekte de karşılaşacakları çatışmalara yol açmamak için Kerkük’ü sadece belli bir bölgeye ait değil bütün Irak’ın bir parçası değerlendirmesiyle Irak çapında yapılacak bir referandum ile çözmek gerekir.

·Sizce Kerkük sorunu,Kürt kardeşlerin istekleri doğrulutusunda yapılacak referandumla son bulacak mı?

Cevap:2007 referandumu anayasaya geçici siyasi pazarlıklara alet edilerek sokulmuştur. Diğer bir ifade ile böyle bir referandum sonucu Kürt siyasilerin elde edecekleri kazanımlar özünde diğer Iraklı siyasi tarafların Irak ve bölge politikalarıyla zıt düşmektedir. bu nedenle Kerkük sorunu şeklen veya geçici olarak çözülmüş görünse de tartışmaya açık kalacaktır. Aslında Kerkük, Kürtler için mevcut kazanımlarını tehlikeye sokacak bir sorundur. Bunu kısa zaman içerisinde anlamak zorunda kalacaklardır.





·Gerek Kerkük gerek tüm türkmen bölgesini kendi bölgesi içine almak isteyen Kürt siyasi güçlerle bugün nasıl bir diyaloğa girilmesi gerekiyor sizce?

Cevap: Kürt siyasi grupları Türkmenlerle gerçek ve yapıcı bir diyalogtan kaçmaktadırlar. Sorunun özüne inmekten korktuklarından hiç bir temsil gücü bulunmayan sözde Türkmen şahsiyetleriyle göstermelik işbirliği ile tektaraflı ve emrivakilerle Türkmeneli’de de-facto bir kontrol sağlamaktan öteye gidemiyorlar.
Bundan da diyaloğa hazır olmadıkları ve zaman kazanmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır.

·Bugün Kürtlerin bir federal bölge istedikleri kadar Türkmenlerin de böyle bir bölgeye Türkmeneli bölgesini talip olmalarında haklı değillermi sizce?

Cevap: Türkmeneli Federe bölgesi projesi yeni değildir, 1990 ‘ların başından itibaren Türkmenlerin gündeminde bulunan bir konudur. ‘’Türkmeneli’’ kavramı ve Türkmeneli bayrağını da kapsayan Birleşik Irak Projesi adı altında hazırladığımız Türkmeneli Federe Devleti yasal düzenlemelerinden idari yapısına kadar bir dizi detaylar da içemektedir. Türkmeneli Partisi’nin stratejisinde de bulunan bu yapı Kürt siyasi taraflarca, henüz talep etme şartları oluşmadan 2007 referandumu için Türkmenlere yem olarak sunulmaktadır. Üstelik Kürt bölgesi siyasi yapılanması kontrolünde kendi topraklarımızı bize lutfediyorlar. Ayrıca Türkmeneli Federe Devleti talebi Erbil’den değil, merkezden yani Bağdat’tan geçer. Bu hakkımızı saklı tutmaktayız.

· Eğer bir çatı altında toplanabiliniyorsa, herkes de bu çatı altında belli bir özgürlükte çalışabiliyorsa neden Irak Türkmen Cephesi çatısı altında birleşilmiyor ve başka koalisyonlar oluşturuluyor?

Cevap: Aslında ITC dışında seçim ittifakı ve koalisyonlara katılmak fazla ciddi olmasa da cüzi siyasi prestij ve tecrübe kazandırması bakımından faydalı görünebilir. Kendi ayakları üzerinde durmak çabası olarak da değerlendirilebilir. Ancak Türkmenlerin siyasi birliğine zarar vermesinden dolayı tasvip edilemez. Ancak milli bütünlüğü bozucak ciddiyet taşımamaktadır.



· Neden Türkmen milletinin bir çok kesimi Türkmen davası ve Türkmen siyasi hareketlerinden uzaklaşıyor? Sizce sorun siyasi partilarde mi? Türkmen kesimlerde mi? yoksa zamanlama mı yanlış?

Cevap: Sorunu Irak’ın devlet yapısı ve siyasi durumu içerisinde değerlendirmek gerekir. Doğal olarak diğer Irak siyasi hareketleriyle karşılaştılıyor. Ancak gerek Kürtlerin, gerek Şii Arapların, gerekse de Sunni Arapların Irak siyasetindeki konumlarıyla Türkmenlerin konumları arasındaki farklılıklar, özellikle Irak siyasi tarihi bakımından da gözardı edilmemelidir. Silahlı güce sahip olmayan tek grup Türkmenler olmuştur. Diktatör ve monarji ile yönetilen Irak’ta silah gücüyle siyasi avantajlar sağlanmaktadır. Irak’ta üçüncü çoğunluktaki Türkmenlerden daha güçlü sözü edilen grupların varlığı Türkmenler üzerinde büyük baskı oluşturmaktadır. Günümüze kadar verilen varlık mücadelesinin zaman zaman yaralar olması bu zorlu şartlarda doğaldır. Bizler geçici olarak uzaklaşanların da haklarını savunmaya devam edeceğiz.

·Türkmen milletinin özgür ve bağımsız bir basın yayın ve enformasıyonu varmı?Nerde?Bunu nasıl geliştirebilirz?

Cevap: Özgür ve bağmsız basın/yayın en gelişmiş demokratik ülkeler de bile ciddi sorunlarla karşılaşmaktadır. En bağımsız medya bile kendi milletinin birliğine zarar verecek yayın politikası izlemez. Bu bakımdan Türkmen basın yayınının, gelişmemezliği ve ihtisaslaşmamazlığı nedeniyle de bağımsızlığın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Öncelikle Ortak Türkmen Medya birliğine ihtiyaç vardır. Ortak ana prensipler ve yayın politikası belirlemeleri gerekmektedir. Daha başarılı ve daha güçlü bir Türkmen medyası için işbirliği yapılması şarttır.





·Irak’ta Türkmen nufusu diğer milletlere oranla neden azaldı? Irak’ta yapılan ilk nufus sayımı ve daha sonraki sayımlara göre bugün Irak’taki Türkmenlerin üç yada dört milyon olmaları gerektiğini götesiyor. Sizce Türkmenler diğer milletler tarafından eritilmiyor mu?

Cevap:Sayının azaldığı görüşüne karşıyım. Bunun doğru olmadığını biliyoruz. Ancak bu görüşe sebebiyet verecek Irak seçimleri ve anayasa referandumu azaldığı düşüncesini uyandırsa da, sorun, seçimlere katılımın azlığı ve uygulanan seçim ihlallerinden kaynaklanmaktadır. Dikkate alınması gereken seçimlere katılım oranı değildir. Nitekim yapılması engellenen nufus sayımları, Türkmenlerin gerçek çoğunluğunu gösterecektir.

·Sizce 2003 Irak işgalinden sonra gerek Türkmen basını gerekse Türkmen siyasi hareketinde Erbil ve Erbil Türkmenleri Türkmen gözardı edilmemiş midir?

Cevap: Doğrudur, ancak buna ihmal denemez. Kerkük’ün özgürleşmesi siytasetin odağı haline gelmiştir. Özellikle Erbil kökenli Türkmen siyasi patileri strateji hatası yapmıştır. Türkmen partilerinin Erbil’deki tabanında, Kürt siyasi ve peşmergelerin baskısıyla da bir kayma olmuştur. Ancak yüzlerce Erbil kökenli Türkmen yüksek tahsil ve kurslar görmektedir.

·Önümüzdeki 2007 yılında yapılacak referandumu Kürtler kazandığı durumda ve Kerkük’ün Kürdistan bölgesine iltihak edildiğinde sizce Türkmenler bu emrivakiye boyun eğerler mi? Yada ne yaparlar?

Cevap: Bu sadece bir varsayım ve Kürtler için hayalden öteye gitmeyecektir. O durumda herşeyden önce Sünniler başta olmak üzere Şiiler de Kerkük üzerinde hak talep edeceklerdir. Nitekim ne İran ne Türkiye ve ne de Suriye Kerkük’ü kontrol edecek bir Kürt gücünü kabul etmeyecektir. Türkmenler politikalarını buna göre belirlemiştir.

·Şayet sözde Kürt Devleti ilan edildi ve Türkmeneli bölgesini haritasına aldı bu durumda nasıl bir Türkmen tablosu ortaya çıkacak sizce?

Bunun gerçekleşeceğine ihtimal vermek çok güç. Ancak böyle bir durumda Türkmenler ayrılmak için mücadele vereceklerdir. Hiç bir güç diğer bir milleti silah zoruyla da olsa kontrolünde tutamaz.

·Türkmen milleti aşağı yukarı yarı yarı şii ve sünnidir.Sizce Türkmen milletinin mezhep ayrım problemi varmı? Peki mezhebimizi milletimizin hizmeti için sunabilirmiyiz?

Cevap: Türkmenlerin bir mezhep sorunu yaşadığı doğru değildir. Şii partilere oy veren Türkmenlerin Türkmen menfaatlerini kolladıkları açıktır. Türkmen milletinde şii ve sunni mezhepleri bir sorun değil, aslında bir zenginliktir, bu zenginliği doğru şekilde değerlendirmek gerekir.


·Türkmen davasına sempati duyan ve Kerkük sorunundaki doğru tavırları ile bilinen Caferi’nin görevden ayrılmasıyla sizce Türkmen milletinin kaybı oldumu?

Cevap: Caferi’nin izlediği politika bağlı olduğu kesimin politikasıdır. Görevden ayrılması uygulama yönteminde bir değişiklik yaratsa da politika yeni başbakan ile değişmeyecektir. Daha yumuşak söylemlerle aynı politika izlenecektir. Kerkük sorunu şahıslara bağlı politikalar değildir.

· Ülkede bulunan tüm millet ve etnik guruplar sadece kendi hakkını isterken Türkmen milleti ise sadece toprak bütünlüğünden basetmektedir,sizce hünerlik nerede?

Cevap: Hakları sadece talep etmkle bir sonuç elde edilemez. Talep edilecek hakların şartlarının oluşması gerekir. Biz Türkmenler, demografik statümüzü korumak ve Irak’ın siyasi şartları çerçevesinde bir millet olmanın verdiği hakları talep istiyoruz. Irak’ın bütünlüğünü istemek ise Iraklıları karşıkarşıya getiren etnik ve mezhep çatışmalarını önlemek, Irak’ın iktisadi kaynaklarının eşit paylaşımını hedeflemektedir. Silahlı milis güç ile sorunlar çözülmez sadece ileriki yıllara ertelenir.


·Bir çatı altında çalışma felsefesi başarısız olmasına rağmen sizce bugün pratikmidir?Sizce Türkmen Siyasi hareketini birleştimede yeterlimidir?Yada sizce en uygunu yardımlaşan ancak çeşitli parti ve siyasi Türkmen hareketlerimidir?İkisinide bir araya getircek hem bir çatı altında hemde yardımlaşan bir Türkmen oluşumu olabirimi?

Cevap: ITC siyasi ve idari bir çatıdır, Türkmen meclisi ve kurultayının kararlarına uyar. Kurultay ve meclis, seçkin Türkmenlerden ve Türkmen parti üyelerinden oluşur. Bu sistem en geniş temsil sağlayabilecek bir kapasiteye sahiptir. Türkmen meclisi ve ITC’nin idari yapısı Türkmeneli bölgesinde Türkmenlerin temsil ve idaresini sağlamaktadır. Sistem geliştirilmeye müsaittir. Örneğin dış müdahalelere karşı süzgeç aralıklarının daraltılması gerekmektedir. Meclis başkanı ile Cephe başkanının görev ve yükümlülükleri de gözden geçirilmelidir.


·Bugün Türkmen siyaseti ülke, bölge ve dünya çapında nasıl bir politika izleme temeline dayanmalı?

Cevap:Günümüz siyasetinde globalleşmenin bir sonucu olarak uluslararası politika iç politkayı etkisi alanına almıştır. Bu nedenle izlenecek politika uluslararası ve bölgesel politikaya uygun olmalıdır. Günümüzde bölgesel politikaların korumaya çalıştığı Irak’ın uniter yapısı, parçalamayı öngören global politikaya direnmektedir. Bu nedenle de Türkmen-Kürt Irak politikaları çatışmaktadır.

·Türkmen siyasetinin bugün gerek bölgesel gerekse dünya çapında sağlam bir zemine oturmamasının nedeni nedir sizce?

Cevap:Türkmen siyaseti Irak’ın uniter yapısının korunmasını öngörmektedir. Bu siyaset bütün bölge ülkelerinin ve bir çok dünya ülkesinin arzu ettiği bir yapıdır. Irak’ın parçalanmasını arzu eden tek ülke ABD’dir.


·Sizce birlik ve beraberlik tek insanın başta olması mı demek?

Cevap: Bir toplumu idare edecek başkanı da birlik beraberliği de milletin kendisi belirler. Çok başlılık sözkonusu ise milletin arzusudur. Bu süreç millet gerçek liderini bulana dek devam edebilir.

· Tüm bunlara sizin ekleyeceğiniz bir ek sözünüz varmı?

Cevap: Atacağımız her adımda düşmanlarımızın yayılmacı ve şoven politikalarının tehlikesini aklımızda bulundurmalıyız. Hiç bir kardeşimizi yalnız bırakmamalıyızö birbirimizi kolamalı sahip çıkmalıyız. Düşmanımızın aramıza sızmasına müsamahaa göstermemeliyiz. Türkmen’e ve çıkarlarına zarar verenlere göz yummamalı ve cezasız bırakmamalıyız. Ne olursa olsun ümitsizliğe kapılmamalıyız. Davamızda haklı olduğumuzu unutmamalıyız.

Bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Sizleri, çalışmalarınızdan dolayı kutlarım.