Perşembe, Kasım 30, 2006
Yöteborg'da Türkmen Şiir Gecesi
Isveç'in Yöteborg şehrinde Şiir gecesi düzenlendi. Türkmen derneğinin düzenlediği şiir gecesinde Türkmen şairler, Türkmeneli'de yaşanan dramı şiirleriyle dile getirdiler.
Türkmen Siyasi Komitesi
Irak Dışı Türkmen Kuruluşları 28 Kasım 2006 tarihinde ‘Türkmen Evinde’ bir toplantı gerçekleştirmiştir.
Toplantıya Irak dışında faaliyet gösteren Türkmen kuruluşlarının başkan ve temsilcilerinin yanısıraTürkmen toplumunun ileri gelenleri ve aydınları katılmıştır.
Irak Türkmen Cephesi Berlin ve Londra temsilcilerinin de katılımıyla destek verdikleri toplantıda, Irak ve özellikle Kerkük konuları görüşüldü. Talefer’de cereyan eden Türkmen katliamının yarattığı kaygıları da kapsayan bir dizi konu üzerinde duran Türkmen üyeler, özellikle 2007 Kerkük referandumu ile ilgili gerekli girişimlerde bulunmayı planlıyor.
Komite, Ankara’da gerçekleştirdiği II. Türkmen İstişare toplantısında aldığı bir kararla Türkmen milli ve siyasi birliğini güçlendirerek işte ve sözde birlik sağlamayı amaç edinmiştir.
Katılan ülkeler:
Hollanda
Almanya
Fransa
Danimarka
Norveç
İsveç
Finlandiya
İngiltere
Türkiye
Türkmen Siyasi Komitesi
sekreteryası
Çarşamba, Kasım 29, 2006
"NATO, Kuzey Irak'ta PKK'ya son verebilir"
Salı, Kasım 28, 2006
Muratlı, TÜSİAV’da konuştu...
Salı, 28 Kasım 2006
Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı, Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı'nda (TÜSİAV) düzenlenen bir toplantıda; Irak'taki son gelişmeleri, Türkmenlerin sorunlarını ve Kerkük'teki kritik süreci anlattı.>>>
Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı, Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı'nda (TÜSİAV) düzenlenen bir toplantıda; Irak'taki son gelişmeleri, Türkmenlerin sorunlarını ve Kerkük'teki kritik süreci anlattı.>>>
Irak'ta , Oyun İçinde Oyun
Gözcü 27.11.2006
SAYGI ÖZTÜRK
SAYGI ÖZTÜRK
Irak Türkmen Cephesi Ankara Temsilcisi Ahmet Muratlı ziyaretimize geldi. Yakasında ki çatallı rozetin bir yanında Irak bayrağı, bir yanında ise kimliklerini simgeleyen Irak Türkmen Cephesi bayrağı vardı. Irak’ta tüm gruplar Irak bayrağını ayaklar altına alırken, Türkmenler asilliğini, devletlerine olan bağlılığını da bir kez daha ortaya koyup belki Saddam döneminde takmadıkları Irak bayrağını yakalarından çıkarmıyor. Devletin tekliğini, Irak’ın bölünmez bütünlüğünden yana olduklarını ülkenin dar gününde, zor gününde gösteriyorlar. >>>>
Pazartesi, Kasım 27, 2006
Erdoğan’ın Kerkük Konusundaki Açıklamalarını Kürdler Kınadı, Araplar Ve Türkmenler Olumlu Karşıladı
Kürt Bölge Hükümeti, Türkiye'yi, komşu ülkelerin içişlerine müdahale etmemeye ve bu ülkelerin egemenliklerine saygılı olmaya çağırdı. Arap partiler ise Kerkük'ü Kürt idaresine katma konusunda bölge ülkelerinin takındığı karşı tutumun göz önünde bulundurulmasını ve "kalıcı anayasa maddelerine göre konunun bir Arap işi olması" nedeniyle kentin kaderini belirlemede Arap Birliği'nin de söz sahibi olmasını istedi.
Erdoğan Ankara'da Irak Başbakanı Nuri el Maliki ile düzenlediği bir basın toplantısında, Türkiye'nin Kerkük için "özel konum"a olumlu yaklaştığını söylemişti.
İran ve Türkiye Kürdlerin petrol zengini kenti kendi idaresine katma isteklerine karşı çıkıyor. Buna karşılık iki Kürd partisi, Celal Talabani'nin KYB ile Mesud Barzani'nin KDP, Türkiye'yi ülkenin içişlerine müdahale etmekle suçluyor.
Kürtler, geçen hafta yaptığı bir açıklamada, yatırımların yanı sıra idarenin ulusal gelir içindeki payı ve yurt dışındaki Irak konsolosluk ve elçiliklerindeki bölge temsilciliklerinin genişletilmesi konusunda merkezi hükümetle yaşanan görüş ayrılıklarını çözmeye yönelik görüşmeleri askıya aldığını ilan etmişti. Bölge hükümeti bu bağlamda Irak Petrol Bakanlığının yatırımlar ve petrol sözleşmeleri konusunda Bakanlığa bilgi verilmesi yönündeki tutumunda ısrar etmesi durumunda bağımsızlık ilanı yoluna gitmeyi ima etmişti.
Bu arada Irak Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı Ahmed el Ubeydi el Hayat'a yaptığı açıklamada, "Irak partileri bölge ülkelerinin içişlerimize müdahale etmesine karşıdır. Ancak Türkiye Hükümetinden yapılan açıklamalar, Irak'ın içişlerine müdahale ya da bir ihlal niteliği taşımıyor. Tersine bölgesel görüşler olup hükümetin bu görüşlere saygılı olması gerekir" dedi. El Ubeydi, "Arap ve kabilesel partiler ve örgütler kentte Türkmenler ,Kürtler ve Araplara özgü özelliklere saygı duyulması gerektiği noktasındaki tutumlarını hiçbir şekilde değiştirmeyecektir. Ancak kalıcı anayasanın öngördüğü şekliyle Irak'ın Arap Birliği'nin temel ve etkili bir üyesi olması nedeniyle, bu Birliğin de konuya müdahil olmasını istiyoruz" diye konuştu.
Öte yandan Türkmen partileri de Türkiye'den gelen çağrıları olumlu karşıladı. Irak Milli Türkmen Partisi Genel Başkanı Cemal Şan, "Türkiye'den yapılan açıklamalar sorunun ulusal anlaşma ve uzlaşma yoluyla çözülmesini hedeflemektedir" açıklamasını yaptı. Şan, "Kerkük'ün ilhakına ve 140. Maddenin şu an uygulanmasına karşı çıkan Arap ve bölge ülkelerinin tutumları açık seçik tutumlardır. Kerkük sorununu şu an çözme konusunda ısrar edilmesi, ülkenin ekonomik ve siyasi krizlerin yanı sıra güvenlik krizlerine eklenecek yeni krizler içine sokulması anlamına gelir" dedi.
Şan, Türkmen partilerinin hükümetten Kerkük'ü özel bir federal konuma kavuşturacak bir yasa çıkarmasını istediğini belirterek, "Bu şekilde kentin yönetimi Kürdler, Araplar, Türkmenler ve Keldo-Asurilere bırakılmış olacaktır" dedi.
*el Hayat gazetesi/19 Kasım 2006
Erdoğan Ankara'da Irak Başbakanı Nuri el Maliki ile düzenlediği bir basın toplantısında, Türkiye'nin Kerkük için "özel konum"a olumlu yaklaştığını söylemişti.
İran ve Türkiye Kürdlerin petrol zengini kenti kendi idaresine katma isteklerine karşı çıkıyor. Buna karşılık iki Kürd partisi, Celal Talabani'nin KYB ile Mesud Barzani'nin KDP, Türkiye'yi ülkenin içişlerine müdahale etmekle suçluyor.
Kürtler, geçen hafta yaptığı bir açıklamada, yatırımların yanı sıra idarenin ulusal gelir içindeki payı ve yurt dışındaki Irak konsolosluk ve elçiliklerindeki bölge temsilciliklerinin genişletilmesi konusunda merkezi hükümetle yaşanan görüş ayrılıklarını çözmeye yönelik görüşmeleri askıya aldığını ilan etmişti. Bölge hükümeti bu bağlamda Irak Petrol Bakanlığının yatırımlar ve petrol sözleşmeleri konusunda Bakanlığa bilgi verilmesi yönündeki tutumunda ısrar etmesi durumunda bağımsızlık ilanı yoluna gitmeyi ima etmişti.
Bu arada Irak Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı Ahmed el Ubeydi el Hayat'a yaptığı açıklamada, "Irak partileri bölge ülkelerinin içişlerimize müdahale etmesine karşıdır. Ancak Türkiye Hükümetinden yapılan açıklamalar, Irak'ın içişlerine müdahale ya da bir ihlal niteliği taşımıyor. Tersine bölgesel görüşler olup hükümetin bu görüşlere saygılı olması gerekir" dedi. El Ubeydi, "Arap ve kabilesel partiler ve örgütler kentte Türkmenler ,Kürtler ve Araplara özgü özelliklere saygı duyulması gerektiği noktasındaki tutumlarını hiçbir şekilde değiştirmeyecektir. Ancak kalıcı anayasanın öngördüğü şekliyle Irak'ın Arap Birliği'nin temel ve etkili bir üyesi olması nedeniyle, bu Birliğin de konuya müdahil olmasını istiyoruz" diye konuştu.
Öte yandan Türkmen partileri de Türkiye'den gelen çağrıları olumlu karşıladı. Irak Milli Türkmen Partisi Genel Başkanı Cemal Şan, "Türkiye'den yapılan açıklamalar sorunun ulusal anlaşma ve uzlaşma yoluyla çözülmesini hedeflemektedir" açıklamasını yaptı. Şan, "Kerkük'ün ilhakına ve 140. Maddenin şu an uygulanmasına karşı çıkan Arap ve bölge ülkelerinin tutumları açık seçik tutumlardır. Kerkük sorununu şu an çözme konusunda ısrar edilmesi, ülkenin ekonomik ve siyasi krizlerin yanı sıra güvenlik krizlerine eklenecek yeni krizler içine sokulması anlamına gelir" dedi.
Şan, Türkmen partilerinin hükümetten Kerkük'ü özel bir federal konuma kavuşturacak bir yasa çıkarmasını istediğini belirterek, "Bu şekilde kentin yönetimi Kürdler, Araplar, Türkmenler ve Keldo-Asurilere bırakılmış olacaktır" dedi.
*el Hayat gazetesi/19 Kasım 2006
K.Irak’a asker kaydırıp Kürtlere destek olmayın
Kasım CİNDEMİR WASHINGTON
Türk Genelkurmayı’nın, ABD’nin Irak’taki askerlerinin kuzeye kaydırılmasına ilişkin kaygılarını Pentagon’a ilettiği belirtildi.
"World Tribune" sitesi "yetkililer" kaynağını göstererek verdiği haberde ABD’nin, Irak’taki en az iki tugayın kuzeyde konuşlandırılmasını gözden geçirdiğini duyurdu. Bu adım ile, Amerikan askerlerinin Irak’taki "daha güvenli" yerlere kaydırılmasının başlayacağı kaydedildi. Tugayların, İran ve Türkiye ile sınır bölgesine yakın bir noktada konuşlandırılmasının, Irak’taki "Özerk Kürt Yönetimi’yle işbirliği içinde" gerçekleşeceği de ifade edildi.
Türk Genelkurmayı’nın, ABD’nin Irak’taki askerlerinin kuzeye kaydırılmasına ilişkin kaygılarını Pentagon’a ilettiği belirtildi.
"World Tribune" sitesi "yetkililer" kaynağını göstererek verdiği haberde ABD’nin, Irak’taki en az iki tugayın kuzeyde konuşlandırılmasını gözden geçirdiğini duyurdu. Bu adım ile, Amerikan askerlerinin Irak’taki "daha güvenli" yerlere kaydırılmasının başlayacağı kaydedildi. Tugayların, İran ve Türkiye ile sınır bölgesine yakın bir noktada konuşlandırılmasının, Irak’taki "Özerk Kürt Yönetimi’yle işbirliği içinde" gerçekleşeceği de ifade edildi.
Kerkük İl Meclisi Başkanı Rızgar Ali, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Kerkük'ün statüsü ile ilgili açıklamasına karşılık,
Cumartesi, Kasım 25, 2006
Cuma, Kasım 24, 2006
Kuzey Irak’taki Amerikan baharının sonu
Bush “yumruk gibi indiğini” kabul ettiği seçim yenilgisiyle hem Irak’taki iddialarını hem de ünlü Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’ini kaybetti. Bu, Irak’taki haksız savaşın yediği ilk Amerikalı yetkili olmamıştır. Daha önce de Paul Wolfowitz ve Richard Perle benzer nedenlerle karar mekanizmasının dışına itilmişti. Hem seçim hezimeti, hem de Irak’taki olumsuz gidiş, Bush yönetimi içindeki kuvvet dengesini biraz daha sağ duyulu olanlardan yana çevirmiştir.>>>>>
Sezer: Kerkük'e dikkat
Cumhurbaşkanı Sezer, İKÖ-İSEDAK toplantısının açılışında Kıbrıs için destek istedi, Kerkük'te zorlama referandum yapılmasını eleştirdi >>>
Perşembe, Kasım 23, 2006
Cumhurbaşkanı’ndan Kerkük uyarısı
Salı, Kasım 21, 2006
Kerkük'ün tapusu Türkiye'de
Başbakanlık, Kerkük ve Musul'daki petrol kaynaklarının kullanım hakkına ilişkin arşivi de içeren belgeleri yayımladı.. FATMA SİBEL YÜKSEK/ANKARA >>>>
İşgal Altında ‘’Kardaşlık’’ oyunu
KERKÜK
Savaş Nurettin
Mısak-i Milli’nin geçilmez kalesi Kerkük. Anadolunun güvencesi Kerkük. Bütün sarsıntılara rağmen Türkmeniyle dim dik ayakta Kerkük. Mukavemeti de kendisi gibi asil.
Güzellere yazılmadık kadar horyat yazıldı, Türküler ve ağıtlar yakıldı adına. Uğruna, şehitler verildi.
Kerkük bir Kardaşlık şehirimidir?
Aslında ne de güzel yakışıyor Kerkük’ün yanına kardaşlık. Ancak bugün Kerkük’ün yanına Kardaşlık kelimesini kullananların hesapları elbetteki farklı. Kerkük’ün Türklüğünü bilen ve hesapsız savunan herkes bilir ki Kardaşlık dendiği vakit başka niyetler yatıyor ardında. Bu kavrama ilk defa 2003 Abd’nin Irak’ı işgaliyle, Kerkük’e başlayan Kürt göçüyle rastlanmaya başlandı. Kerkük için kardaşlık ilk defa burada duyulsa da, 2003 öncesi yapılan Kerkük’ü işgal planlarında kullanılmak üzere hazırlanmıştı.
Kardaşlık, Irak’ta yaşayan üç ana etnik grubun, Türkmen, Arap ve Kürd’ün arasında herhangi bir çatışmaya engel olmak ve birlikte bariş içerisinde yaşamak anlamında kullanıldı. Daha sonra Kerkük’e başlayan Kürt akımıyla birlikte şehrin demografik yapısı değiştirilirken, Türkmen yöneticileri dikkatleri dağıtarak, Türkmenlere sürekli olarak ‘’kardaşlık şehri Kerkük’’, ‘’üç millet kardaştır’’ ve hatta daha da ileri gidilerek, şehrin yapısı bu üç milletten kuruludur şeklinde tarif edildi. Bu anlayış biçimini yaymak da, dönemin politika ile iştigal etmek arzusunda olup ve bunu da yumuşak bir izlenim vermek suretiyle başaracağı inancındakilerin üstlendiği bir görevdir. Diğer bir ifadeyle kötü gidişata ayak uydurmak ve karşı gelmemektir.
Kerkük için Kürtler tarafından kardaşlık denmesi ile Türkmenler tarafından kardaşlık denmesi arasında dikkatle izlenmesi gereken önemli fark söz konusudur. Kardaşlık bir Kürt için Kerkük’e Kürt göçünün Türkmenlerce kabulünü arzulamak mahiyetindeyken, Türkmenler için ise Kürd’ün Kerkük’ü işgalinin zımnen kabulu ve hatta göz yumması anlamını taşımaktadır.
Kardaşlık ve benzeri kelimeleri sarfederek, bunun üzerine Türkmenli’de politika yapanlara Türkmenlerin cevabı sert ve kesindir.
Artık Kerkük için kardaşlık kelimesi, Türkmenlerin aldatılma refleksleriyla karşılaşıyor. Türkmenler ve Kerkük için artık kardaşlık gerçek anlamını yitirmiştir.
Bugün kardaşlık adı altında Türkmenlerin Kerkük’ten silinmeye çalışıldığı açıktır. Artık Kürtler için de kardaşlık, baskı ve tehditlerle Kerkük’ü işgal anlamına gelmektedir. Bir biz Türkmenlere kardaşlıktan sözedilirken diğer tarftan Kürtler, şairlerimiz ve ses sanatçilarımızdan, esnaf, politikacı ve devlet memurlarımıza kadar tehdit ve baskılar yapmak suretiyle kesintisiz bir psikolojik baskı ile Türkmenleri Kerkük’ten kaçmaya zorlamaktadırlar.
Kerkük artık bir Kardaşlık şehri olmaktan çıkmış sözde Kürt oluşumuna dahil edilmek istenen ve bunun için kardaşlık adı altında Türkmenlere zorla kabul ettirilmeye çalışılan bir işgal şehri olmuştur.
Savaş Nurettin
Mısak-i Milli’nin geçilmez kalesi Kerkük. Anadolunun güvencesi Kerkük. Bütün sarsıntılara rağmen Türkmeniyle dim dik ayakta Kerkük. Mukavemeti de kendisi gibi asil.
Güzellere yazılmadık kadar horyat yazıldı, Türküler ve ağıtlar yakıldı adına. Uğruna, şehitler verildi.
Kerkük bir Kardaşlık şehirimidir?
Aslında ne de güzel yakışıyor Kerkük’ün yanına kardaşlık. Ancak bugün Kerkük’ün yanına Kardaşlık kelimesini kullananların hesapları elbetteki farklı. Kerkük’ün Türklüğünü bilen ve hesapsız savunan herkes bilir ki Kardaşlık dendiği vakit başka niyetler yatıyor ardında. Bu kavrama ilk defa 2003 Abd’nin Irak’ı işgaliyle, Kerkük’e başlayan Kürt göçüyle rastlanmaya başlandı. Kerkük için kardaşlık ilk defa burada duyulsa da, 2003 öncesi yapılan Kerkük’ü işgal planlarında kullanılmak üzere hazırlanmıştı.
Kardaşlık, Irak’ta yaşayan üç ana etnik grubun, Türkmen, Arap ve Kürd’ün arasında herhangi bir çatışmaya engel olmak ve birlikte bariş içerisinde yaşamak anlamında kullanıldı. Daha sonra Kerkük’e başlayan Kürt akımıyla birlikte şehrin demografik yapısı değiştirilirken, Türkmen yöneticileri dikkatleri dağıtarak, Türkmenlere sürekli olarak ‘’kardaşlık şehri Kerkük’’, ‘’üç millet kardaştır’’ ve hatta daha da ileri gidilerek, şehrin yapısı bu üç milletten kuruludur şeklinde tarif edildi. Bu anlayış biçimini yaymak da, dönemin politika ile iştigal etmek arzusunda olup ve bunu da yumuşak bir izlenim vermek suretiyle başaracağı inancındakilerin üstlendiği bir görevdir. Diğer bir ifadeyle kötü gidişata ayak uydurmak ve karşı gelmemektir.
Kerkük için Kürtler tarafından kardaşlık denmesi ile Türkmenler tarafından kardaşlık denmesi arasında dikkatle izlenmesi gereken önemli fark söz konusudur. Kardaşlık bir Kürt için Kerkük’e Kürt göçünün Türkmenlerce kabulünü arzulamak mahiyetindeyken, Türkmenler için ise Kürd’ün Kerkük’ü işgalinin zımnen kabulu ve hatta göz yumması anlamını taşımaktadır.
Kardaşlık ve benzeri kelimeleri sarfederek, bunun üzerine Türkmenli’de politika yapanlara Türkmenlerin cevabı sert ve kesindir.
Artık Kerkük için kardaşlık kelimesi, Türkmenlerin aldatılma refleksleriyla karşılaşıyor. Türkmenler ve Kerkük için artık kardaşlık gerçek anlamını yitirmiştir.
Bugün kardaşlık adı altında Türkmenlerin Kerkük’ten silinmeye çalışıldığı açıktır. Artık Kürtler için de kardaşlık, baskı ve tehditlerle Kerkük’ü işgal anlamına gelmektedir. Bir biz Türkmenlere kardaşlıktan sözedilirken diğer tarftan Kürtler, şairlerimiz ve ses sanatçilarımızdan, esnaf, politikacı ve devlet memurlarımıza kadar tehdit ve baskılar yapmak suretiyle kesintisiz bir psikolojik baskı ile Türkmenleri Kerkük’ten kaçmaya zorlamaktadırlar.
Kerkük artık bir Kardaşlık şehri olmaktan çıkmış sözde Kürt oluşumuna dahil edilmek istenen ve bunun için kardaşlık adı altında Türkmenlere zorla kabul ettirilmeye çalışılan bir işgal şehri olmuştur.
Kerkük’te işgal altında kardaşlık mümkün değildir.
Pazar, Kasım 19, 2006
Irak: Yeni Barış Stretejisi
Savaş Nurettin
Irak , aslında sadece bir zengin ülke isminden ibaretti, şimdi ise ABD, Avrupa, Ortadoğu deyince akla gelen tek isim haline geldi. Aynı zamanda şii/sünni, Kürt/Arap çatışması ile Kürtlerin Kerkük’ü işgal ve Türkmen katliamlarıyla özdeş bir kavram haline geldi.
Adına, Süper güçler seçim kampanyaları yürütüp iktidara geliyor, global politikaların merkezi oluyor. Ülkelerin çatışma coğrafyası ve yeni dünya düzeninin ibret tablosuna dönüşüyor.
Son gelişmeler de, demokrasinin ve demokrasi kılıfıyla yürütülen işgal stratejilerinin başarısızlığının kanıtlandığı ülke özelliğini kazandırıyor Irak’a.
Irak, ’Süper’’ güçlerin sivilleri öldürdüğü, insanlığın onurunu zedelediği, işkence ve tecavüz suçlarını işlediği, sahte politikaların, yalan seçim ve referandumların yapıldığı, diktatör avının yeni diktatör ve katiller yarattığı bir ülkedir artık.
ABD seçim sonuçları, Bush’un liderliğinde kaybedilen amerikan imajını kurtarmak için bir fırsat gibi görülürken, içerden ve dışarıdan uyarılarla, devrilme tehditleriyle sarsılan Maliki, hükümetindeki sallantılarla boğuşmakta. Irak’ta bir iç savaşın varlığı daha ne kadar süre saklanabilecektir sorusuna, hükümet bugünkü krize girinceye kadar cevabını vermek doğru olur. İktidarda yapılan lider değişiklikleri ve Sünnilerin hükümete dahil edilmesi mezhep çatışmalarını ve mezhep içi çatışmaları engellememiştir. İç savaşı ise, bağımsızlığını ilan etmek için fırsat kollayan Kürt grupları memnuniyetle karşılamakta ve desteklemektedirler. İç savaşın çıkarlarıyla en çok örtüştüğü Kürt grupları, Irak’taki bütün siyasi çıkmazların arkasında duruyor. Kerkük’ü de Irak’tan koparmak isteyen tek grup olarak Irak’ın siyasi ve toprak bütünlüğüne en büyük tehdidi oluşturmasından dolayı da Irak’ı hem içeriden hem de dışarıdan savaş ve çatışmaya sürüklemektedir.
Kürt grupları, Kerkük’ü işgal politikaları nedeniyle Irak’ın büyük çıkmazı konumunda. ABD’nin Irak stratejisini de fiyaskoya dönüştüren Kürt politikaları, Buş iktidarını tehlikeye sokmuştur.
Kürtlerin işgalci politikalarına destek veren Buş’un, iktidarını ve ABD’nin fiyasko imajını kurtarması için demokratlarla yapacağı işbirliğinde Kürt destekçiliğinden vazgeçmesi ve Kerkük stratejisini değiştirmesi zorunlu hale gelmiştir. Silahlı işgal stratejisi ile demokrasi paradoksu, demokratik devlet bilinci bulunmayan işgalci, şoven ve diktatörler yaratmıştır. Yüzeysel demokratik aksesuar ile dünya kamuoyunu aldatmayı başaran ABD’nin yanı sıra, Kerkük’ü işgal amacıyla seçim hilelerine göz yuman batı ülkeleri ve medyası da tarihi bir insanlık ayıbına alet olmuştur.
ABD’nin, başarısız Irak stratejisini savaş politikaları üzerine kurması nedeniyle, silahlı Kürt peşmergelerini piyon olarak kullanmayı gerekli kılmıştı.
ABD’deki güç dengelerinin değişmesi ile Irak stratejisindeki yeni arayışlar,Türkiye’nin dünyada ve bölgede uyguladığı politikalardan faydalanılarak artık Irak’ta barış politikaları üzerine yeni stratejiler üretmesi kaçınılmazdır. Bu bağlamda Kerkük sorununu çözmek ve durumu normalleştirmek, Kürt savaş ve işgal politikalarını engellemekle mümkün olacaktır.
Irak , aslında sadece bir zengin ülke isminden ibaretti, şimdi ise ABD, Avrupa, Ortadoğu deyince akla gelen tek isim haline geldi. Aynı zamanda şii/sünni, Kürt/Arap çatışması ile Kürtlerin Kerkük’ü işgal ve Türkmen katliamlarıyla özdeş bir kavram haline geldi.
Adına, Süper güçler seçim kampanyaları yürütüp iktidara geliyor, global politikaların merkezi oluyor. Ülkelerin çatışma coğrafyası ve yeni dünya düzeninin ibret tablosuna dönüşüyor.
Son gelişmeler de, demokrasinin ve demokrasi kılıfıyla yürütülen işgal stratejilerinin başarısızlığının kanıtlandığı ülke özelliğini kazandırıyor Irak’a.
Irak, ’Süper’’ güçlerin sivilleri öldürdüğü, insanlığın onurunu zedelediği, işkence ve tecavüz suçlarını işlediği, sahte politikaların, yalan seçim ve referandumların yapıldığı, diktatör avının yeni diktatör ve katiller yarattığı bir ülkedir artık.
ABD seçim sonuçları, Bush’un liderliğinde kaybedilen amerikan imajını kurtarmak için bir fırsat gibi görülürken, içerden ve dışarıdan uyarılarla, devrilme tehditleriyle sarsılan Maliki, hükümetindeki sallantılarla boğuşmakta. Irak’ta bir iç savaşın varlığı daha ne kadar süre saklanabilecektir sorusuna, hükümet bugünkü krize girinceye kadar cevabını vermek doğru olur. İktidarda yapılan lider değişiklikleri ve Sünnilerin hükümete dahil edilmesi mezhep çatışmalarını ve mezhep içi çatışmaları engellememiştir. İç savaşı ise, bağımsızlığını ilan etmek için fırsat kollayan Kürt grupları memnuniyetle karşılamakta ve desteklemektedirler. İç savaşın çıkarlarıyla en çok örtüştüğü Kürt grupları, Irak’taki bütün siyasi çıkmazların arkasında duruyor. Kerkük’ü de Irak’tan koparmak isteyen tek grup olarak Irak’ın siyasi ve toprak bütünlüğüne en büyük tehdidi oluşturmasından dolayı da Irak’ı hem içeriden hem de dışarıdan savaş ve çatışmaya sürüklemektedir.
Kürt grupları, Kerkük’ü işgal politikaları nedeniyle Irak’ın büyük çıkmazı konumunda. ABD’nin Irak stratejisini de fiyaskoya dönüştüren Kürt politikaları, Buş iktidarını tehlikeye sokmuştur.
Kürtlerin işgalci politikalarına destek veren Buş’un, iktidarını ve ABD’nin fiyasko imajını kurtarması için demokratlarla yapacağı işbirliğinde Kürt destekçiliğinden vazgeçmesi ve Kerkük stratejisini değiştirmesi zorunlu hale gelmiştir. Silahlı işgal stratejisi ile demokrasi paradoksu, demokratik devlet bilinci bulunmayan işgalci, şoven ve diktatörler yaratmıştır. Yüzeysel demokratik aksesuar ile dünya kamuoyunu aldatmayı başaran ABD’nin yanı sıra, Kerkük’ü işgal amacıyla seçim hilelerine göz yuman batı ülkeleri ve medyası da tarihi bir insanlık ayıbına alet olmuştur.
ABD’nin, başarısız Irak stratejisini savaş politikaları üzerine kurması nedeniyle, silahlı Kürt peşmergelerini piyon olarak kullanmayı gerekli kılmıştı.
ABD’deki güç dengelerinin değişmesi ile Irak stratejisindeki yeni arayışlar,Türkiye’nin dünyada ve bölgede uyguladığı politikalardan faydalanılarak artık Irak’ta barış politikaları üzerine yeni stratejiler üretmesi kaçınılmazdır. Bu bağlamda Kerkük sorununu çözmek ve durumu normalleştirmek, Kürt savaş ve işgal politikalarını engellemekle mümkün olacaktır.
Cumartesi, Kasım 18, 2006
Türkmeneli`ni Tanıyalam:
Ali Koçak
Türkler`in Anadolu`yu fethinden önce Irak`ta Türk varlığı bulunur. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan ve Oğuz boyundan gelen bu Türkler, Irak’ın kuzey batısından güney doğusuna doğru uzanan ve Araplarla Kürtler arasındaki Türkmeneli bölgesinde yaşarlar. >>>
Türkler`in Anadolu`yu fethinden önce Irak`ta Türk varlığı bulunur. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan ve Oğuz boyundan gelen bu Türkler, Irak’ın kuzey batısından güney doğusuna doğru uzanan ve Araplarla Kürtler arasındaki Türkmeneli bölgesinde yaşarlar. >>>
Cuma, Kasım 17, 2006
Irak dışı Türkmen Kuruluşlarının Dikkatine
Türkmen Siyasi Komitesi
15 Kasim 2006
ITC’nin Ankara’da Irak Türkmen kuruluşları ile gerçekleştirdiği 2006 yılı istişare toplantısında aldığı karar doğrultusunda oluşturulan hazırlık komisyonu, ITC Berlin temsilcisi sayın Ganim Osman ve Londra temsilcisi sayın Asıf Serttürkmen ile 06 Kasim 2006 tarihinde Hollanda’da bir toplantı gerçekleştirmiştir.
Hazırlık komisyonu, gerçekleştirdiği toplantı soncunda ”Türkmen Siyasi Komitesi” Sekreteryası oluşturmuş, görev ve yetkilerini belirlemiştir.
İstişare toplantısında alınan karar gereğince, Türkmenlerin Irak dışında temsili ve tanıtımını sözbirliği ile daha etkili kılmak amacıyla aşağıda belirtilen kararları almıştır:
1. Irak dışında faaliyet gösteren Türkmen kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan bir komite oluşturulmasi.
2. Komitede temsil etmek üzere, kuruluşların kendilerinin birer temsilci belirlemeleri ve sekreteryaya bildirmeleri.
3. kuruluşların seçeceği temsilcilerin aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekmektedir;
· kuruluşun bulunduğu ülkenin dilini bilmesi.
· Bulunduğu ülke tarafından verilmiş pasaport veya seyahat belgesinin bulunması.
· Irak ve Türkmen siyasi yapısı ve siyasetini bilmesi
4. kuruluşların kuruluş belgesi veya genelkurul kararı veya faaliyet gösterdiğini belirten belgeleri başakan ve yönetim kurulu üyelerinin adları ve varsa üye sayısını, komite sekreteryasına bildirmesi.
5. Kurluşların gerekli belge ve temsilci isim ve irtibat bilgilerini en geç bir hafta içerisinde aşağıda belirtilen adrese veya faks numarası veya email adresine göndermeleri.
Türkmen Siyasi Komitesi Sekreteryası
15 Kasim 2006
ITC’nin Ankara’da Irak Türkmen kuruluşları ile gerçekleştirdiği 2006 yılı istişare toplantısında aldığı karar doğrultusunda oluşturulan hazırlık komisyonu, ITC Berlin temsilcisi sayın Ganim Osman ve Londra temsilcisi sayın Asıf Serttürkmen ile 06 Kasim 2006 tarihinde Hollanda’da bir toplantı gerçekleştirmiştir.
Hazırlık komisyonu, gerçekleştirdiği toplantı soncunda ”Türkmen Siyasi Komitesi” Sekreteryası oluşturmuş, görev ve yetkilerini belirlemiştir.
İstişare toplantısında alınan karar gereğince, Türkmenlerin Irak dışında temsili ve tanıtımını sözbirliği ile daha etkili kılmak amacıyla aşağıda belirtilen kararları almıştır:
1. Irak dışında faaliyet gösteren Türkmen kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan bir komite oluşturulmasi.
2. Komitede temsil etmek üzere, kuruluşların kendilerinin birer temsilci belirlemeleri ve sekreteryaya bildirmeleri.
3. kuruluşların seçeceği temsilcilerin aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekmektedir;
· kuruluşun bulunduğu ülkenin dilini bilmesi.
· Bulunduğu ülke tarafından verilmiş pasaport veya seyahat belgesinin bulunması.
· Irak ve Türkmen siyasi yapısı ve siyasetini bilmesi
4. kuruluşların kuruluş belgesi veya genelkurul kararı veya faaliyet gösterdiğini belirten belgeleri başakan ve yönetim kurulu üyelerinin adları ve varsa üye sayısını, komite sekreteryasına bildirmesi.
5. Kurluşların gerekli belge ve temsilci isim ve irtibat bilgilerini en geç bir hafta içerisinde aşağıda belirtilen adrese veya faks numarası veya email adresine göndermeleri.
Türkmen Siyasi Komitesi Sekreteryası
email: turkmenkomite@gmail.com
Kerkük'te Türkmen ve Arap boykotu
Irak'ın kuzeyindeki Kerkük'te, Kent Konseyi'nin Türkmen ve Arap üyeleri, Kürtlerin konseyde haksız yere çoğunlukta olduğu gerekçesiyle konseye katılımlarını askıya aldıklarını açıkladılar. Associated Press ajansının haberine göre, konseyin Sünni ve Şii kökenli Arap üyeleri, uzlaşma çağrıları reddedildiği için Kürtlerin hâkim olduğu konseyi boykot eden Türkmen üyelere katıldıklarını duyurdular. Konseyin Türkmen grubu lideri Celil Aga, AP'ye verdiği demeçte, "Türkmen partiler, Irak'ın birliği ve Kerkük'ün Iraklı kimliği haklarından vazgeçmeyecekler" dedi. Kerkük Kent Konseyi'nin toplam 41 üyesinden 26'sını Kürtler, 9'unu Türkmenler, 6'sını Araplar oluşturuyor.
Bildiri
Saygıdeğer Kerkük İl Meclis Başkanı,
Müşterek İdare
Kerkük’te üç yıldan beri belirli bir tarafın yalnız başına Kerkük İl Meclisi’nin yönetimine el koyması, uygulamaların çeşitli düzeylerde; özellikle güvenlik, sosyal hizmetler, projelerin uygulamaları, vatandaşların mal varlıklarına tecavüzler, fiili yargı boşluğu gibi konularında bir fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Biz İl Meclisi’nin Türkmen ve Arap grupları olarak bu fiyaskoyu beklemiştik. Kerkük Vilayeti’nin idaresinde uzlaşma ve müşterek yönetim zorunluluğuna vurgulamamıza rağmen isteklerimize, ne yazık, kulak verilmedi. Dolayısıyla, durumun daha kötüye gitmemek, sorumluluk hissi, halkımızın isteklerine uyarak ve Vilayetin durumunu daha iyiye götürmek için Vilayette, Kerkük hükümeti’nin idaresinden başlayarak Vilayetin bütün dairelerinin yönetimine kadar Kerkük Vilayeti’nin müşterek yönetmesinde ısrar etmekteyiz. Binaenaleyh, yukarıda belirtilen isteklerimiz yerine getirilinceye kadar Kerkük İl Meclisi’nin Türkmen ve Arap Grupları olarak İl Meclisi ve Komisyonlarının toplantılarını boykot ediyoruz.
Arap Grubu Türkmen Gurubu
Liste ( 289- 299) Liste ( 175- 178)
Beyanımızdan birer kopyası aşağıdaki makamlara gönderilmiştir:
— Saygıdeğer Irak Cumhurbaşkanı,
— Saygıdeğer Irak Cumhuriyeti Başbakanı,
— Saygıdeğer Millet Meclisi Başkanı,
—Saygıdeğer Millet Meclisi grup başkanları,
—Saygıdeğer Kerkük Valisi,
—Amerikan ve İngiliz Konsolosları.
Bildiri
Saygıdeğer Kerkük İl Meclis Başkanı,
Müşterek İdare
Kerkük’te üç yıldan beri belirli bir tarafın yalnız başına Kerkük İl Meclisi’nin yönetimine el koyması, uygulamaların çeşitli düzeylerde; özellikle güvenlik, sosyal hizmetler, projelerin uygulamaları, vatandaşların mal varlıklarına tecavüzler, fiili yargı boşluğu gibi konularında bir fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Biz İl Meclisi’nin Türkmen ve Arap grupları olarak bu fiyaskoyu beklemiştik. Kerkük Vilayeti’nin idaresinde uzlaşma ve müşterek yönetim zorunluluğuna vurgulamamıza rağmen isteklerimize, ne yazık, kulak verilmedi. Dolayısıyla, durumun daha kötüye gitmemek, sorumluluk hissi, halkımızın isteklerine uyarak ve Vilayetin durumunu daha iyiye götürmek için Vilayette, Kerkük hükümeti’nin idaresinden başlayarak Vilayetin bütün dairelerinin yönetimine kadar Kerkük Vilayeti’nin müşterek yönetmesinde ısrar etmekteyiz. Binaenaleyh, yukarıda belirtilen isteklerimiz yerine getirilinceye kadar Kerkük İl Meclisi’nin Türkmen ve Arap Grupları olarak İl Meclisi ve Komisyonlarının toplantılarını boykot ediyoruz.
Arap Grubu Türkmen Gurubu
Liste ( 289- 299) Liste ( 175- 178)
Beyanımızdan birer kopyası aşağıdaki makamlara gönderilmiştir:
— Saygıdeğer Irak Cumhurbaşkanı,
— Saygıdeğer Irak Cumhuriyeti Başbakanı,
— Saygıdeğer Millet Meclisi Başkanı,
—Saygıdeğer Millet Meclisi grup başkanları,
—Saygıdeğer Kerkük Valisi,
—Amerikan ve İngiliz Konsolosları.
Çarşamba, Kasım 15, 2006
Kerkük Kürtlere peşkeş çekiliyor
Türkmen Milli ve Siyasi Birliğine Karşı Tehditler
Savaş Nurettin
Irak politik gelişmelerinin yarattığı bölücü fırsatlar
Türkmeneli’den sonra Avrupa ve deniz-aşırı ülkelerde Türkmen milli mücadelesinin, Türkmen çıkarlarının, Irak Türkmen Cephesi ve diğer Türkmen siyasi hareketlerinin ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğu ve en üst düzeyde müdafaası gerekliliği uzun zamandır önemli derecede hissedilmektedir.
Karşı karşıya olduğumuz tehditler, global politik gelişmelerin yanı sıra, Irak politik gelişmelerinin yarattığı dış müdahale ve siyasi çıkar faaliyetleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Söz konusu dış müdahaleler, kimi platformlarda global ve bölgesel politikalarla paralellik içinde çeşitli provokasyon ve propaganda araçlarıyla Türkmen siyasi ve milli birliğini bozma çabaları şeklinde belirginleşmektedir. Böylece Türkmen siyasi, milli hareketleri ve özellikle de ITC üzerinde zafiyet görüntüsü yaratılması amaçlanmaktadır.
Türkmenlerin siyasi çeşitliliklerini, kurumsallaşma ve farklı ülkelerde dernekleşme hareketini hedef alan dış müdahaleler, bu durumu Türkmenlerin bölünmüşlüğü şeklinde yansıtmaya çalışmaktadır. Bu müdahaleler, birinci dereceden Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren Kürt gruplarınca planlanmakta ve organize edilmektedir. Irak içerisinde başlatılan bölme faaliyetleri ve müdahalelerden planlandığı düzeyde sonuç elde edememektedirler. Türkmeneli’deki Türkmenlerin Irak dışında faaliyet gösteren Türkmen teşkilatları aracılığıyla dış dünya ile ilişkisi bu planların başarısızlığının temel sebebini oluşturmaktadır. Bu durum, söz konusu dış müdahalelerin yönünü Irak dışındaki Türkmenlere çevirmektedir. Nitekim ilk aşamada, Türkmeneli’ye seyahatlerde karşılaşılan engeller örnek teşkil etmektedir. Böylece Türkmenlerin dış dünya ile irtibatları silahlı, idari, bölücü engel ve müdahaleler ile zayıflatılmaya çalışılmaktadır.
Bu müdahale ve etkilerinden anlaşılmaktadır ki, Türkmen milli ve siyasi menfaatlerini bölücü planların etkisinde sürdüren münferit örnekler, tehditlerin tamamlayıcı temel kaynağını oluşturmaktadır. Daha önce Türkmen siyasi hareketinde önemli düzeyde yer almış fertlerin, adeta saf değiştirerek bölücü programlarda aktif rol alması, özellikle Kürtçü platformlarda açık hareket imkanı bulmaktadır*(1). Türkmen eski başkan ve üst düzey yöneticileri, Kuzey Irak’ta Türkmen karşıtı, Türkmeneli’nin bölünmesi ve Kerkük’ün işgali politikaları üzerine kurulu programlarda çalıştırılmaktadırlar. Söz konusu faaliyetler, Kürt partileri ve teşkilatlarında yöneticilik, şoven Kürt işgal politikalarını bölge ve Irak çapında Türkmenler adına savunmak ve son örneği Türkmen çıkarına politikalar üretiyor süsü verilen teslimiyetçi sözde Türkmen oluşumlarıdır*(2). Söz konusu programların ifası amacıyla Kürt kuzey oluşumunun inşası için ayrılan bütçeden önemli bölümü, bölücü planlara uygun geliştirilmiş projelere aktarılmaktadır*(3). Bu noktada göz önünde bulundurulması gereken önemli bir ayrıntı da projenin sonuçlandırılması koşuludur. Bunun sebebi de ‘’bölücü projeler piyasası’’ diye adlandırılabilecek pazarın suiistimallere açık olmasıdır. Irak’ın kaos ortamında piyasadan elde edilen maddi gelirlerin karşılıksız bırakıldığı ve bedelini hayatlarıyla ödedikleri, yakın tarihte yaşanmış örneklerden bilinmektedir.
Benzeri ihanet pazarı, Saddam döneminde de Türkmenleri hedef almıştır. ITC’nin kuruluşu ve I.Türkmen Kurultayının engellenmesi karşılığında Anlatlaya’da ciddi bir pazarlık yaşanmıştır. Bu operasyon teklifini alanlar için maddi çıkarın ötesinde prestij ve iktidar hırsı söz konusuydu. Aynı pazarın müşterileri de aynı devam ediyor, hırs ihtirasa dönüşmüş ve artık ihanet piyasası, alanında gelişme gösteren profesyonel elinde gizli operasyonların yerini bölücü açık projelere bırakmıştır. Gizli kalan tek şey ise Türkmen milli ve siyasi menfaatlerini tehdit eden Kürt şoven politikaları güdümlü olduğu gerçeğidir. Bunun emarelerini aldıkları pozisyon, statü ve hareket imkanı buldukları alanlarda görmek mümkündür. Bu kez baş aktörler Saddam değil Barzani ve Talabani’dir. Yeni projeye göre Kerkük, önce kısmen Kürt özel idaresine bağlanacak ve demografik yapısı tartışma bırakmayacak şekilde değiştirildikten sonra da bütünü kontrol edilecek. Projenin başarısızlığı, ödemelerin bedelini gündeme getirmektedir. Türkmenler arasında kabul görmeyen projelere destek ancak maddi menfaatler karşılığı sağlanabilmektedir. Fakirlik sınırlarındaki Türkmenlerden dahi destek bulamazken, Hollanda merkezli insan hakları derneği ile birlikte Talabani taşeronluğu ile yetinmektedir.
Dernek, Türkmenlerin Irak’ta minorite statüsünü savunuyor. Bu sav Talabani destekli Kerkük’ü işgal projesinin içeriği ile birebir örtüşüyor. Diğer önemli bir gösterge de Hollanda merkezli derneğin Avrupa ülkelerinde Türkmen kuruluşları arası başlattığı bölücü girişimler ve Avrupa sivil -resmi mercilerinde Irak Türkmen Cephesi başta olmak üzere Türkmen milli menfaatlerini programında bulunduran - uygulayan bütün Türkmen siyasi hareketlerini hedef alan girişimlerde bulunmasıdır*(4). Zaten Avrupa resmi-sivil merciler ile randevu ve görüşmeleri Kürt siyasi irtibatları aracılığıyla yapması ile de bütün taşlar yerine oturuyor.
Kürt siyasilerin, yalan politikalar üzere kazanımlar elde etmiş olmanın hızıyla, tabansız Türkmen kuruluş ve şahsiyetleri muhatap kabul edip işbirliği yapması özellikle Türkmeneli’de yaşayan Türkmen ve Kürt halklarını karşı karşıya getirerek çatışma ortamına sürüklemektedir.
Kaynaklar:
1) Kerkük Elden Gidiyor, Millet Hale Uyuyor http://www.bozkurt.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2748
2) Otonom Örgütü hakkinda basin bildirisi
http://turkmeneli.blogspot.com/2006/03/trkmen-otonomi-projesi-ile-ilgili.html
3) Türkmenlere Kürdistan Baskisi
http://www.internetajans.com/default.asp?NID=1565
4) “ITC’ye karsi herkimsenin aramizda yeri yoktur” ITC baskani Dr. Sadettin Ergec-
Türkmen Kuruluslari 2006 istisare toplantisi tutanaklarindan.
Irak politik gelişmelerinin yarattığı bölücü fırsatlar
Türkmeneli’den sonra Avrupa ve deniz-aşırı ülkelerde Türkmen milli mücadelesinin, Türkmen çıkarlarının, Irak Türkmen Cephesi ve diğer Türkmen siyasi hareketlerinin ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğu ve en üst düzeyde müdafaası gerekliliği uzun zamandır önemli derecede hissedilmektedir.
Karşı karşıya olduğumuz tehditler, global politik gelişmelerin yanı sıra, Irak politik gelişmelerinin yarattığı dış müdahale ve siyasi çıkar faaliyetleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Söz konusu dış müdahaleler, kimi platformlarda global ve bölgesel politikalarla paralellik içinde çeşitli provokasyon ve propaganda araçlarıyla Türkmen siyasi ve milli birliğini bozma çabaları şeklinde belirginleşmektedir. Böylece Türkmen siyasi, milli hareketleri ve özellikle de ITC üzerinde zafiyet görüntüsü yaratılması amaçlanmaktadır.
Türkmenlerin siyasi çeşitliliklerini, kurumsallaşma ve farklı ülkelerde dernekleşme hareketini hedef alan dış müdahaleler, bu durumu Türkmenlerin bölünmüşlüğü şeklinde yansıtmaya çalışmaktadır. Bu müdahaleler, birinci dereceden Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren Kürt gruplarınca planlanmakta ve organize edilmektedir. Irak içerisinde başlatılan bölme faaliyetleri ve müdahalelerden planlandığı düzeyde sonuç elde edememektedirler. Türkmeneli’deki Türkmenlerin Irak dışında faaliyet gösteren Türkmen teşkilatları aracılığıyla dış dünya ile ilişkisi bu planların başarısızlığının temel sebebini oluşturmaktadır. Bu durum, söz konusu dış müdahalelerin yönünü Irak dışındaki Türkmenlere çevirmektedir. Nitekim ilk aşamada, Türkmeneli’ye seyahatlerde karşılaşılan engeller örnek teşkil etmektedir. Böylece Türkmenlerin dış dünya ile irtibatları silahlı, idari, bölücü engel ve müdahaleler ile zayıflatılmaya çalışılmaktadır.
Bu müdahale ve etkilerinden anlaşılmaktadır ki, Türkmen milli ve siyasi menfaatlerini bölücü planların etkisinde sürdüren münferit örnekler, tehditlerin tamamlayıcı temel kaynağını oluşturmaktadır. Daha önce Türkmen siyasi hareketinde önemli düzeyde yer almış fertlerin, adeta saf değiştirerek bölücü programlarda aktif rol alması, özellikle Kürtçü platformlarda açık hareket imkanı bulmaktadır*(1). Türkmen eski başkan ve üst düzey yöneticileri, Kuzey Irak’ta Türkmen karşıtı, Türkmeneli’nin bölünmesi ve Kerkük’ün işgali politikaları üzerine kurulu programlarda çalıştırılmaktadırlar. Söz konusu faaliyetler, Kürt partileri ve teşkilatlarında yöneticilik, şoven Kürt işgal politikalarını bölge ve Irak çapında Türkmenler adına savunmak ve son örneği Türkmen çıkarına politikalar üretiyor süsü verilen teslimiyetçi sözde Türkmen oluşumlarıdır*(2). Söz konusu programların ifası amacıyla Kürt kuzey oluşumunun inşası için ayrılan bütçeden önemli bölümü, bölücü planlara uygun geliştirilmiş projelere aktarılmaktadır*(3). Bu noktada göz önünde bulundurulması gereken önemli bir ayrıntı da projenin sonuçlandırılması koşuludur. Bunun sebebi de ‘’bölücü projeler piyasası’’ diye adlandırılabilecek pazarın suiistimallere açık olmasıdır. Irak’ın kaos ortamında piyasadan elde edilen maddi gelirlerin karşılıksız bırakıldığı ve bedelini hayatlarıyla ödedikleri, yakın tarihte yaşanmış örneklerden bilinmektedir.
Benzeri ihanet pazarı, Saddam döneminde de Türkmenleri hedef almıştır. ITC’nin kuruluşu ve I.Türkmen Kurultayının engellenmesi karşılığında Anlatlaya’da ciddi bir pazarlık yaşanmıştır. Bu operasyon teklifini alanlar için maddi çıkarın ötesinde prestij ve iktidar hırsı söz konusuydu. Aynı pazarın müşterileri de aynı devam ediyor, hırs ihtirasa dönüşmüş ve artık ihanet piyasası, alanında gelişme gösteren profesyonel elinde gizli operasyonların yerini bölücü açık projelere bırakmıştır. Gizli kalan tek şey ise Türkmen milli ve siyasi menfaatlerini tehdit eden Kürt şoven politikaları güdümlü olduğu gerçeğidir. Bunun emarelerini aldıkları pozisyon, statü ve hareket imkanı buldukları alanlarda görmek mümkündür. Bu kez baş aktörler Saddam değil Barzani ve Talabani’dir. Yeni projeye göre Kerkük, önce kısmen Kürt özel idaresine bağlanacak ve demografik yapısı tartışma bırakmayacak şekilde değiştirildikten sonra da bütünü kontrol edilecek. Projenin başarısızlığı, ödemelerin bedelini gündeme getirmektedir. Türkmenler arasında kabul görmeyen projelere destek ancak maddi menfaatler karşılığı sağlanabilmektedir. Fakirlik sınırlarındaki Türkmenlerden dahi destek bulamazken, Hollanda merkezli insan hakları derneği ile birlikte Talabani taşeronluğu ile yetinmektedir.
Dernek, Türkmenlerin Irak’ta minorite statüsünü savunuyor. Bu sav Talabani destekli Kerkük’ü işgal projesinin içeriği ile birebir örtüşüyor. Diğer önemli bir gösterge de Hollanda merkezli derneğin Avrupa ülkelerinde Türkmen kuruluşları arası başlattığı bölücü girişimler ve Avrupa sivil -resmi mercilerinde Irak Türkmen Cephesi başta olmak üzere Türkmen milli menfaatlerini programında bulunduran - uygulayan bütün Türkmen siyasi hareketlerini hedef alan girişimlerde bulunmasıdır*(4). Zaten Avrupa resmi-sivil merciler ile randevu ve görüşmeleri Kürt siyasi irtibatları aracılığıyla yapması ile de bütün taşlar yerine oturuyor.
Kürt siyasilerin, yalan politikalar üzere kazanımlar elde etmiş olmanın hızıyla, tabansız Türkmen kuruluş ve şahsiyetleri muhatap kabul edip işbirliği yapması özellikle Türkmeneli’de yaşayan Türkmen ve Kürt halklarını karşı karşıya getirerek çatışma ortamına sürüklemektedir.
Kaynaklar:
1) Kerkük Elden Gidiyor, Millet Hale Uyuyor http://www.bozkurt.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2748
2) Otonom Örgütü hakkinda basin bildirisi
http://turkmeneli.blogspot.com/2006/03/trkmen-otonomi-projesi-ile-ilgili.html
3) Türkmenlere Kürdistan Baskisi
http://www.internetajans.com/default.asp?NID=1565
4) “ITC’ye karsi herkimsenin aramizda yeri yoktur” ITC baskani Dr. Sadettin Ergec-
Türkmen Kuruluslari 2006 istisare toplantisi tutanaklarindan.
Cumartesi, Kasım 11, 2006
Türkmeneli`nde Gazetecilik tarihi (1911-1960)
Ali Koçak Kocak64@yahoo.com
Bir þehrin kimliði, o þehrin kültür yapýsýna katkýda bulunan toplumlarla belirlenir ancak.
Gazetecelik bu kimlik yapýsýný oluþturan önemli öðelerden biridir.
Bu yazýda, sizlere Türkmeneli`nde gazetecilik tarihinden bir özet aktaracaðým.>>>
Bir þehrin kimliði, o þehrin kültür yapýsýna katkýda bulunan toplumlarla belirlenir ancak.
Gazetecelik bu kimlik yapýsýný oluþturan önemli öðelerden biridir.
Bu yazýda, sizlere Türkmeneli`nde gazetecilik tarihinden bir özet aktaracaðým.>>>
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)