KERKÜK
Savaş Nurettin
Mısak-i Milli’nin geçilmez kalesi Kerkük. Anadolunun güvencesi Kerkük. Bütün sarsıntılara rağmen Türkmeniyle dim dik ayakta Kerkük. Mukavemeti de kendisi gibi asil.
Güzellere yazılmadık kadar horyat yazıldı, Türküler ve ağıtlar yakıldı adına. Uğruna, şehitler verildi.
Kerkük bir Kardaşlık şehirimidir?
Aslında ne de güzel yakışıyor Kerkük’ün yanına kardaşlık. Ancak bugün Kerkük’ün yanına Kardaşlık kelimesini kullananların hesapları elbetteki farklı. Kerkük’ün Türklüğünü bilen ve hesapsız savunan herkes bilir ki Kardaşlık dendiği vakit başka niyetler yatıyor ardında. Bu kavrama ilk defa 2003 Abd’nin Irak’ı işgaliyle, Kerkük’e başlayan Kürt göçüyle rastlanmaya başlandı. Kerkük için kardaşlık ilk defa burada duyulsa da, 2003 öncesi yapılan Kerkük’ü işgal planlarında kullanılmak üzere hazırlanmıştı.
Kardaşlık, Irak’ta yaşayan üç ana etnik grubun, Türkmen, Arap ve Kürd’ün arasında herhangi bir çatışmaya engel olmak ve birlikte bariş içerisinde yaşamak anlamında kullanıldı. Daha sonra Kerkük’e başlayan Kürt akımıyla birlikte şehrin demografik yapısı değiştirilirken, Türkmen yöneticileri dikkatleri dağıtarak, Türkmenlere sürekli olarak ‘’kardaşlık şehri Kerkük’’, ‘’üç millet kardaştır’’ ve hatta daha da ileri gidilerek, şehrin yapısı bu üç milletten kuruludur şeklinde tarif edildi. Bu anlayış biçimini yaymak da, dönemin politika ile iştigal etmek arzusunda olup ve bunu da yumuşak bir izlenim vermek suretiyle başaracağı inancındakilerin üstlendiği bir görevdir. Diğer bir ifadeyle kötü gidişata ayak uydurmak ve karşı gelmemektir.
Kerkük için Kürtler tarafından kardaşlık denmesi ile Türkmenler tarafından kardaşlık denmesi arasında dikkatle izlenmesi gereken önemli fark söz konusudur. Kardaşlık bir Kürt için Kerkük’e Kürt göçünün Türkmenlerce kabulünü arzulamak mahiyetindeyken, Türkmenler için ise Kürd’ün Kerkük’ü işgalinin zımnen kabulu ve hatta göz yumması anlamını taşımaktadır.
Kardaşlık ve benzeri kelimeleri sarfederek, bunun üzerine Türkmenli’de politika yapanlara Türkmenlerin cevabı sert ve kesindir.
Artık Kerkük için kardaşlık kelimesi, Türkmenlerin aldatılma refleksleriyla karşılaşıyor. Türkmenler ve Kerkük için artık kardaşlık gerçek anlamını yitirmiştir.
Bugün kardaşlık adı altında Türkmenlerin Kerkük’ten silinmeye çalışıldığı açıktır. Artık Kürtler için de kardaşlık, baskı ve tehditlerle Kerkük’ü işgal anlamına gelmektedir. Bir biz Türkmenlere kardaşlıktan sözedilirken diğer tarftan Kürtler, şairlerimiz ve ses sanatçilarımızdan, esnaf, politikacı ve devlet memurlarımıza kadar tehdit ve baskılar yapmak suretiyle kesintisiz bir psikolojik baskı ile Türkmenleri Kerkük’ten kaçmaya zorlamaktadırlar.
Kerkük artık bir Kardaşlık şehri olmaktan çıkmış sözde Kürt oluşumuna dahil edilmek istenen ve bunun için kardaşlık adı altında Türkmenlere zorla kabul ettirilmeye çalışılan bir işgal şehri olmuştur.
Savaş Nurettin
Mısak-i Milli’nin geçilmez kalesi Kerkük. Anadolunun güvencesi Kerkük. Bütün sarsıntılara rağmen Türkmeniyle dim dik ayakta Kerkük. Mukavemeti de kendisi gibi asil.
Güzellere yazılmadık kadar horyat yazıldı, Türküler ve ağıtlar yakıldı adına. Uğruna, şehitler verildi.
Kerkük bir Kardaşlık şehirimidir?
Aslında ne de güzel yakışıyor Kerkük’ün yanına kardaşlık. Ancak bugün Kerkük’ün yanına Kardaşlık kelimesini kullananların hesapları elbetteki farklı. Kerkük’ün Türklüğünü bilen ve hesapsız savunan herkes bilir ki Kardaşlık dendiği vakit başka niyetler yatıyor ardında. Bu kavrama ilk defa 2003 Abd’nin Irak’ı işgaliyle, Kerkük’e başlayan Kürt göçüyle rastlanmaya başlandı. Kerkük için kardaşlık ilk defa burada duyulsa da, 2003 öncesi yapılan Kerkük’ü işgal planlarında kullanılmak üzere hazırlanmıştı.
Kardaşlık, Irak’ta yaşayan üç ana etnik grubun, Türkmen, Arap ve Kürd’ün arasında herhangi bir çatışmaya engel olmak ve birlikte bariş içerisinde yaşamak anlamında kullanıldı. Daha sonra Kerkük’e başlayan Kürt akımıyla birlikte şehrin demografik yapısı değiştirilirken, Türkmen yöneticileri dikkatleri dağıtarak, Türkmenlere sürekli olarak ‘’kardaşlık şehri Kerkük’’, ‘’üç millet kardaştır’’ ve hatta daha da ileri gidilerek, şehrin yapısı bu üç milletten kuruludur şeklinde tarif edildi. Bu anlayış biçimini yaymak da, dönemin politika ile iştigal etmek arzusunda olup ve bunu da yumuşak bir izlenim vermek suretiyle başaracağı inancındakilerin üstlendiği bir görevdir. Diğer bir ifadeyle kötü gidişata ayak uydurmak ve karşı gelmemektir.
Kerkük için Kürtler tarafından kardaşlık denmesi ile Türkmenler tarafından kardaşlık denmesi arasında dikkatle izlenmesi gereken önemli fark söz konusudur. Kardaşlık bir Kürt için Kerkük’e Kürt göçünün Türkmenlerce kabulünü arzulamak mahiyetindeyken, Türkmenler için ise Kürd’ün Kerkük’ü işgalinin zımnen kabulu ve hatta göz yumması anlamını taşımaktadır.
Kardaşlık ve benzeri kelimeleri sarfederek, bunun üzerine Türkmenli’de politika yapanlara Türkmenlerin cevabı sert ve kesindir.
Artık Kerkük için kardaşlık kelimesi, Türkmenlerin aldatılma refleksleriyla karşılaşıyor. Türkmenler ve Kerkük için artık kardaşlık gerçek anlamını yitirmiştir.
Bugün kardaşlık adı altında Türkmenlerin Kerkük’ten silinmeye çalışıldığı açıktır. Artık Kürtler için de kardaşlık, baskı ve tehditlerle Kerkük’ü işgal anlamına gelmektedir. Bir biz Türkmenlere kardaşlıktan sözedilirken diğer tarftan Kürtler, şairlerimiz ve ses sanatçilarımızdan, esnaf, politikacı ve devlet memurlarımıza kadar tehdit ve baskılar yapmak suretiyle kesintisiz bir psikolojik baskı ile Türkmenleri Kerkük’ten kaçmaya zorlamaktadırlar.
Kerkük artık bir Kardaşlık şehri olmaktan çıkmış sözde Kürt oluşumuna dahil edilmek istenen ve bunun için kardaşlık adı altında Türkmenlere zorla kabul ettirilmeye çalışılan bir işgal şehri olmuştur.
Kerkük’te işgal altında kardaşlık mümkün değildir.