Savaş Nurettin
Kurban Bayramı ile başladığımız 2007 yılının, Türkmenlere hayırlara vesile olmasının temennisi içerisindeyiz.
Kurban Bayramı ile başladığımız 2007 yılının, Türkmenlere hayırlara vesile olmasının temennisi içerisindeyiz.
Her yılın sonunda geride bırakılan 12 ayın olayları gözden geçirilir ve gelişmeler değerlendirilmeye alınır. Bu geleneği Irak için biraz değiştirip önce geçen üç yıl süresini Kerkük merkezli bir değerlendirmeye tabi tutarsak önümüzdeki yıl/ların muhtemel gelişmelerini irdeleyebiliriz.
Bugün itibariyle 2003 yılına geriye bakıldığında Irak`ta Saddam rejiminin devrilmesiyle başlayan kanlı süreç büyük bir tırmanış gösermiştir. Dünya medyası her gün daha çok ölüm haberine ve ölü sayısı rakamlarına yer vermiştir. Irak siyasi dengeleri, uzman beklenti ve tahminlerinin de ötesinde
istikrarlı bir zemine oturmamıştır. Irak Ordusu ile işgal güçleri arasında çatışmalarla başlayan savaş, Iraklı gruplar ile işgal güçleri ve daha sonra da farklı Iraklı gruplarının birbirlerine karşı çatışmalarına dönüşmütür.
Türkmenler ise belirsiz ve değişken şartlarda en tehlikeli soykırım planlarına karşı, siyasi hayatlarının en zorlu sınavını vermiştir. Işgal gücü ABD ve Irak koalisyonu ile işbirliğindeki Kürtler, Talafer başta olmak üzere Türkmeneli’de Türkmen katliamını tarihi bir fırsat bilmiştir. Kürt siyasiler, Kerkük ve diğer stratejik Türkmen bölgelerinin kontrolünü ele geçirmek amacıyla her türlü siyasi ahlaktan uzak insanlık dışı yöntemlere başvurmuştur. Polis ve orduya peşmerge sokarak Kerkük’ün silahlı kontrolünü, seçim ihlalleri ve nüfus kaydırmaları ile de idari kontrolünü ele geçirmiştir. Ancak Türkmenler, içeride Kerkük, Talafer ve Türkmeneli’nin diğer bölgelerinde hiç bir baskıya, ihanete boyun eğmeden direnirken Irak dışında Türkmenler örgütlenerek Irak seçimlerine katılmak, dünya karar merkezlerine ve medyaya protestolar, açıklamalar yaparak , avrupa sokaklarında milli kıyafetlerle mitingler düzenleyerek ihlal ve katliamları dünyanın gözüne sokarak mevcut bütün demokratik yollara başvurmuştur. Türkmenlerin bütün ihanet ve dış saldırılara karşı gelerek direnişi,Türkmen topraklarının korunmasının ötesinde Irak’ın birliği ve dolayısıyla bölge güvenliğini de koruyarak bölgesel gücünü göstermektedir. Türkmenlerin silahsız ve barış politikalarıyla gerçekleştirdiği bu başarısı dünyaya örnek bir direniştir.
İşgal gücü komutanı Bush’un da başarızıslığını itiraf etmesinin zamanı gelmiştir. Dünyanın Irak konusunda en yetkin uzmanlarından oluşan IÇG raporu da Bush’a bu konuda yardım edecektir. Irak’a yeni stratejiler biçen baker-raporu, 2003 ile başlayan savaş politikalarına son noktayı koyuyor ve yerine yeni barış politikaları öneriyor[i].
Silah ve çatışmalar üzerine kurulmuş medya-politika-kapital üçlü ilişkisinin görmezden geldiği Türkmen barış politıkasına doğru bir eğilim beklenebilir. Raporun, 2007 yılında gerşekleşmesi beklenen referandumu ertleme önerisi, Kerkük’ü ve dolayısıyla Türkmenleri 2007 yılının merkezine taşıyor. Türkmenler de örgütlenme ve bütünleşmeye yönelik gerekli adamları atarak bölgenin kontrolünü tamamıyla sağlamak yoluyla barış yaymaya devam edecektir.
[i] Irak: Yeni Barış Stratejisi
Bugün itibariyle 2003 yılına geriye bakıldığında Irak`ta Saddam rejiminin devrilmesiyle başlayan kanlı süreç büyük bir tırmanış gösermiştir. Dünya medyası her gün daha çok ölüm haberine ve ölü sayısı rakamlarına yer vermiştir. Irak siyasi dengeleri, uzman beklenti ve tahminlerinin de ötesinde
istikrarlı bir zemine oturmamıştır. Irak Ordusu ile işgal güçleri arasında çatışmalarla başlayan savaş, Iraklı gruplar ile işgal güçleri ve daha sonra da farklı Iraklı gruplarının birbirlerine karşı çatışmalarına dönüşmütür.
Türkmenler ise belirsiz ve değişken şartlarda en tehlikeli soykırım planlarına karşı, siyasi hayatlarının en zorlu sınavını vermiştir. Işgal gücü ABD ve Irak koalisyonu ile işbirliğindeki Kürtler, Talafer başta olmak üzere Türkmeneli’de Türkmen katliamını tarihi bir fırsat bilmiştir. Kürt siyasiler, Kerkük ve diğer stratejik Türkmen bölgelerinin kontrolünü ele geçirmek amacıyla her türlü siyasi ahlaktan uzak insanlık dışı yöntemlere başvurmuştur. Polis ve orduya peşmerge sokarak Kerkük’ün silahlı kontrolünü, seçim ihlalleri ve nüfus kaydırmaları ile de idari kontrolünü ele geçirmiştir. Ancak Türkmenler, içeride Kerkük, Talafer ve Türkmeneli’nin diğer bölgelerinde hiç bir baskıya, ihanete boyun eğmeden direnirken Irak dışında Türkmenler örgütlenerek Irak seçimlerine katılmak, dünya karar merkezlerine ve medyaya protestolar, açıklamalar yaparak , avrupa sokaklarında milli kıyafetlerle mitingler düzenleyerek ihlal ve katliamları dünyanın gözüne sokarak mevcut bütün demokratik yollara başvurmuştur. Türkmenlerin bütün ihanet ve dış saldırılara karşı gelerek direnişi,Türkmen topraklarının korunmasının ötesinde Irak’ın birliği ve dolayısıyla bölge güvenliğini de koruyarak bölgesel gücünü göstermektedir. Türkmenlerin silahsız ve barış politikalarıyla gerçekleştirdiği bu başarısı dünyaya örnek bir direniştir.
İşgal gücü komutanı Bush’un da başarızıslığını itiraf etmesinin zamanı gelmiştir. Dünyanın Irak konusunda en yetkin uzmanlarından oluşan IÇG raporu da Bush’a bu konuda yardım edecektir. Irak’a yeni stratejiler biçen baker-raporu, 2003 ile başlayan savaş politikalarına son noktayı koyuyor ve yerine yeni barış politikaları öneriyor[i].
Silah ve çatışmalar üzerine kurulmuş medya-politika-kapital üçlü ilişkisinin görmezden geldiği Türkmen barış politıkasına doğru bir eğilim beklenebilir. Raporun, 2007 yılında gerşekleşmesi beklenen referandumu ertleme önerisi, Kerkük’ü ve dolayısıyla Türkmenleri 2007 yılının merkezine taşıyor. Türkmenler de örgütlenme ve bütünleşmeye yönelik gerekli adamları atarak bölgenin kontrolünü tamamıyla sağlamak yoluyla barış yaymaya devam edecektir.
[i] Irak: Yeni Barış Stratejisi