Pazartesi, Aralık 03, 2007

K. Irak Yönetiminin Yola Getirilmesi için Ekonomik ve Siyasi Baskı Yeterli Olur"


03 Aralık 2007, Pazartesi
Irak Türkmen Cephesi(ITC) Almanya Temsilcisi Ganim Authman, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi üzerinde ekonomik ve siyasi baskı ile etkili olabileceğini söyledi. Authman, Türkiye'nin Irak'taki 3 milyon civarındaki Türkmen için de daha fazla inisiyatif alarak onların korunması konusunda daha etkin rol almasını beklediklerini söyledi.

Irak Türkmen Cephesi(ITC) Almanya Temsilcisi Ganim Authman, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi üzerinde ekonomik ve siyasi baskı ile etkili olabileceğini söyledi. Authman, Türkiye'nin Irak'taki 3 milyon civarındaki Türkmen için de daha fazla inisiyatif alarak onların korunması konusunda daha etkin rol almasını beklediklerini söyledi.
Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin ekonomik açıdan büyük ölçüde Türkiye'ye bağlı olduğunu ifade ederek bunun rahatlıkla etkin bir baskı aracı olarak kullanılabileceğini ifade eden Authman, "Belki Habur Sınır Kapısı'nın iki haftalığına kapatılması bile yeterli olur. Habur'un kapatılarak Suriye sınırına inşa edilen sınır kapısının faaliyet sokulması da bunları zor duruma sokmaya yetecektir." dedi. Yapılacak bir ekonomik ambargonun Kürtleri akıllandırmaya yeteceğini düşündüğünü anlatan Authman, siyasi olarak da Kürt gruplar üzerinde uygulanacak baskının olumlu sonuç vereceğini söyledi.
Kuzey Irak'ın ekonomik olarak ciddi şekilde Türkiye'ye bağlı olduğunu ifade eden Authman, "Bir Kuzey Iraklı sabah kalkıp fırına gidip bir ekmek aldığında bunun unu, tuzu ve mazotu dahil herşeyiyle Türkiye'den geliyor. Kullanılan akaryakıtın ve elektriğin büyük bölümü de yine Türkiye'den geliyor. Yani bölge ekonomik olarak neredeyse tamamen Türkiye'ye bağlı. Türkiye Irak'taki Türkmenlere yapılan haksızlıkları çok iyi biliyor. Türkiye bu konuda fiilen müdahalede bulunması lazım. Ancak bu askeri müdahale değil. Irak'ta en büyük sorunumuz özellikle Mesut Barzani liderliğindeki Irak Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Celal Talabani liderliğindeki Irak Kürdistan Yurtseverler Partisi'ni (KYP) ile. Yoksa Kerkük yerlisi Kürtlerle normal hayatta herhangi bir sorunumuz yok. Bu iki grup şimdilik iyi geçiniyorlar ama yakında Irak'taki durum değişirse yine birbirlerine düşeceklerdir." dedi.
Kürtlerin Kerkük konusunda bu kadar ısrar etmelerinin altında da ekonomik nedenler olduğuna dikkat çeken Authman, "Kuzey Irakta kurulacak bir Kürt devletinin yaşaması için buna yani Kerkük petrolüne ihtiyacı var. Yoksa dış destek veya bu olmadan 6 ay bile ayakta kalamazlar." dedi. Kerkük'ün petrol rezervinin değerinin 6.3 trilyon dolara yakın olduğu göz önüne alınırsa bu ısrarın sebebinin daha iyi anlaşılacağını ifade eden Authman, Kuzey Irak yönetiminin merkezi hükümetin karşı çıkmasına rağmen yabancı petrol şirketleriyle anlaşmalar yaptığına dikkat çekiyor.
KERKÜK REFERANDUMU VE NÜFUS DURUMU
Irak'ta 1957'de krallık zamanında yapılan genel nüfus sayımında Irak'ın nüfusu 4 milyon Arap, 1 milyon 50 bin Kürt ve 690 bini Türkmen olmak üzere 7 milyon olarak tespit edilmiş. Saddam döneminde çok da sağlıklı olmayan iki nüfus sayımı yapıldığını ifade eden Authman, "Şimdi ise 16 milyon Arap ve 4,5 milyon Kürt olduğu söyleniyor. Bu durumda nüfus artışlarında pek fark olmadığına göre Türkmen nüfusunun da en az 2 milyon 800 bin olması lazım. Biz Irakta 3 milyon civarında Türkmen olduğunu söylüyoruz."dedi.
Kerkük'ün nüfusu ile ilgili olarak ise 2003'e kadar Birleşmiş Milletler'in (BM) dağıttığı gıda karnelerine göre 900 bin kişinin yaşadığını ifade eden Authman, "Şu anda ise gelenlerle birlikte Kerkük'ün nüfusu 1 milyon 600 bin nüfusa ulaşmış durumda. Bu durumda yapılacak bir referandumdan çıkacak sonucun ne olacağı açıktır. Irak Anayasası'nın 140.ıncı maddesi gereği normalleşmenin sağlanması, nüfus sayımının yapılması ve referandumun yapılması öngörülüyor. Burada Nüfus sayımında 1957'de şehirdeki kayıtlar esas alınarak ileri doğru nüfus gelişiminin göz önüne alınması lazım. Yoksa şu anda Kerkük'te komşu ülkelerden bile getirilmiş ve şehirde yaşayan Kürtler var. Bunlar referandumun dışında tutulmalıdır." dedi. Peşmergelerin Türkmenler üzerinde baskı kurduklarını anlatan Authman, seçimlerde de tüm kontrolün peşmergeler tarafından yürütüldüğüne dikkat çekerek, "Seçimlerde birçok Türkmen oy kullanamadı. Türkmen köylerinde de oy kullanılmasını engelliyorlar ve böyle olunca da seçim sonrasında Türkmen adaylara sadece 85 bin oy çıkıyor. Kürtler bunun üzerinden de Türkmenlerin sayısı ile ilgili değerlendirmeler yapıyor."dedi.
Türkmenler üzerindeki sindirme ve baskı hareketlerine de dikkat çeken Authman, "Şimdiye kadar sadece Kerkük'te Türkmenlerin kaçırılan yakınlarını kurtarmak için ödemek zorunda kaldığı fidye miktarı 25 milyon doları geçti. Son olarak iki hafta önce PKK'lıların ve diğer Kürt örgütlerin Türkiye'nin Kuzey Irak girmesi durumunda bunun intikamını Türkmenlerden alacaklarına dair tehdit bildirileri dağıttılar. Peşmergeler sürekli olarak Türkmenler üzerinde baskı ve yıldırma politikası uyguluyor. Bizim ise kendimizi savunacak bir silahlı gücümüz de yok." dedi.(CHA)

Cuma, Ekim 26, 2007

Kuzey Irak Kürt Siyasileri Türkiyeyi Ziyareti Planliyor

Kuzey Irak’tan Kürt Siyasi Partilerden bir heyet Türkiye’yi ziyaret ediyorlar:
Kürdistan Emekçiler Partisi başkanı Kadir Aziz, basına yaptığı açıklamada: Kuzey Irak Kürt Siyasi Partiler Meclisinden oluşan heyet, PKK terör örgütü meselesine ilgili yakın bir zamanda Türkiye’yi ziyaret edeceklerini ifade etti. Aziz, ‘’Ziyaret konusunda Ankara’dan olumlu bir cevap aldık. Şuana kadar da heyetin Ankara’yı ziyaret edeceği gün belli değil. ancak heyet gelecek haftanın ortasında Ankara’ya gideceğini açıkladı.

Türkiye’ye ziyaret edecek Kürt Siyasi Partiler heyeti:
1- Mesut Barzani başkanlığındaki Kürdistan Demokrat Partisi ( KDP) siyasi büro sorumlusu Fazil Mirani,
2- Celal Talabani başkanlığındaki Kürdistan Yurtseverler Birliği ( KYB) siyasi büro üyesi Arslan Bayız,
3- Kürdistan Komunist Partisi başkanı Kemal Şakir,
4- Kürdistan İslami Birliği Selahattin Mehmet Bahattin,
5- Kürdistan İslami Camaati başkanı Ali Bapir,
6- Kürdistan Emekçiler Partisi başkanı Kadir Aziz,

NOT: Kürdistan Demokrat Sosyalist Partisi başkanı Muhammad Haci Mahmut yurt dışında olduğu için heyette almayacak.

Perşembe, Ekim 25, 2007

Çarşamba, Ekim 24, 2007

ITC Bildiri


23 Ekim 2007, Salı Bu haber 132 defa okunmuştur.
Irak Türkmen Cephesi Meydana Gelen Son gelişmelerle ilgi bir bildiri yayınladı

İçinde bulunduğumuz kritik ve hassas dönemde Irak'ımız bir siyasi istikrarsızlık  iç çekişme  Irakı tehdit eden ve tehlikelere maruz
bırakan taksim projeleri ile karşı karşıya kalmaktadır  Irak'ı barış kıyısına ulaştırmak akıl ve mantıkla hareket etmeyi gerektirmektedir .
Biz Irak Türkmen Cephesi olarak ihtilal güçlerinin topraklarımıza ilk adım attıkları günden beri hedefimizi ve stratejimizi Irak'ın millet ve toprak birliğinden yana tesbit etmişiz  bunu da savunmaya devam edeceğiz  şiddet ve terörü her yönü ile red etmekteyiz .
Biz Irak'ın iç işlerine dış mudahelelerin yapılmaması  ihtilal güçlerinin çekilişinin zamana bağlanması ve Irak anayasası ve Birleşmiş Milletlerin yasalarında geçen , hiç bir devletin toprakları terör kuruluşları tarafından başka devletlere karşı kullanılmaması için ciddi tedbirlerin alınması ve bu terör örgütlerinin Irak topraklarındaki varlıklarını sona erdirmesini istemekteyiz ilgili bütün tarafları aklı selime , aşırı ve mesuliyetten uzak görüş belirlemeden kaçınmaya davet ediyoruz .
Irak Türkmen Cephesi her türlü aşırlık ve terörü kınarken bu kirizin çözümü bölge halklarına ve özellikle Türkmenlere barış ve huzur getirmesini dileriz .
ITC Siyasi Daire
Kerkuk.net

Kürt Yönetimi PKK'yi destekliyor


ITC TT Ahmet MURATLI Canlı Yayında

ITC TT Ahmet MURATLI canlı Yayında son günlerde meydana gelen olayları değerlendirdi.
ITC TT Ahmet MURATLI ' Canlı yayında TGRT Haber'in soruları cevapladırdı. Kuzey yönetimin, Irak'ın komşularına ve ortadoğuya büyük bir problem olduğunu, 2003 den buyana Irak'taki boşluktan yararlanan Kuzey yönetimi terör örgütene tam destek verdiğini, belirtti. Bu terör örgütüne nüfus cüzdanı verildiği, her türlü lojistik yapıldığını , Kuzey yönetimine ciddi bir ders verilmediği müddetçe sadece Irak değil tüm bölge ülkelerine zarar vereceğini aktardı.Muratlı; Barzani ve Talaba'nin Türkiye'ye karşı samimi olmadığının altını çizdi

GEL PISI PISI


Pazartesi, Ekim 15, 2007

Kuzey Irak’ta Kürt İslami Cephesi



Birinci Körfez Savaşından sonra 1991 tarihinde ABD başta olmak üzere BM’ın denetiminde kalan Kuzey Irak bölgesi, Kürt siyasi partileri için tarihi ve önemli bir mücadele oldu. Bölgede KDP ve KYB yanında onlarca İslamci, Nasyonalizm ve Radikal Kürt siyasi partiler faaliyete başladı. İlk önce siyasi partiler arasında rakabat ve çekişme olmasına rağmen, bölge durumunu ve ortaya çıkan bu fırsatı iyi değerlendirerek, devlet kurmaya yönelik adımlar atmaya başladılar. Burada Kürtlere verilen her türlü dış desteğide unutmamak gerekir, ABD ve Batı ülkeleri, bölgede Saddam yönetimine karşı Kürtlere büyük destek vermişlerdi. Bu dış destekler hale devam etmektedir.
1991 tarihinden sonra Kuzey Irak’ın yönetimini ele geçiren Mesut Barzani başkanlığındaki KDP ve Celal Talabani başkanlığındaki KYB, diğer Kürt siyasi partilere özellikle Kürt İslamci gruplara iktidara gelmelerine karşı olmaları yanında silahlı baskılarda yapmışlardı. Sadece İslami gruplar değil, Türkmenleri temsil eden Irak Türkmen Cephesine karşı ayni yok etmek politikası devam etmektedir.
İlk önce 1993’ta KYB tarafından Erbil ve Süleymaniye bölgelerinde Kürdistan İslami Hareketinin bütün kararhaglarına silahlı saldırı yapıldı. Ayrıca Selahattin Mehmet Bahattin başkanlığındaki Kürdistan İslami Birliği, 2005 tarihin Irak seçimlerinde KDP ile KYB'nin Kürt listesinden ayrılıp seçime tek başına girdi. Bu durum KDP'nin büyük tepkisini çekti ve bazı bölgelerde KİB binalarına saldırılar oldu. Ancak parti seçimlerden yüzde 15 gibi önemli bir oy oranıyla üçüncü parti çıktı. Bugün İslami Birliği’nin, Kürt bölgesel mecliste 11 vekili, Irak Ulusal Meclisinde 3 vekili ve Kürt yerel yönetimde de bir bakanı vardı.
Ilımlı Kürt İslamcı KİB, 1994’ta Kuzey Irak Erbil’de ilan edildi . Ama faaliyetleri 1970'lere uzanıyor. Mısır merkezli Müslüman Kardeşler'in Kürt bölgesindeki kolu sayılan Şeyh Osman Abdülaziz’i izleyen partinin Kürtçü-İslamcı bir ideolojisi var. İslami Birliği, Türkiye'deki İslami akımlardan da etkilenmiş, partinin örgütlenme biçimi, faaliyet alanları ve politik vizyonu Arap ülkelerindeki kollarıyla uyum içinde olduğuda gösterilmektedir. Ayrıca Filistin'deki Hamas gibi eğitim sağlık ve sosyal faaliyetleriyle adını duyurdu. Arkasında bu sosyal örgütlenmenin beslediği bir seçmen desteğide var. Kuzey Irak Kürt yönetimi içinde özellikle KDP ve KYB’ye karşı çok hassas dengelerle politika yapan İslami Birliği, öteki İslamcı gruplardan en büyük farkı, milli bir çizgisi olması, bölgesel yönetim konusunda KDP ve KYB ile aynı çizgidedir. Ayrıca İslami Birliği, temel politik sorunlarda KYB ve KDP'den farklı olsada, ama en önemlisi Kerkük'ün statüsü konusunda ayni politikayı desteklemektedir. Yani Kerkük’ün bir Kürt şehri olduğunu ve Kürdistan bölgesine ilhak edilmesini iddia etmektedir. Ama İslami Birliği’nin Kerkük konusunda politikası israrlı bir politika değil, sadece bölgede varlığını devam ettirmek için birda KYB ve KDP’dan gelen baskılardan dolay bunu iddia ediyor, ama asıl ve perde arkasındaki politikası bütün etnik gruplarının iştirak edilmesiyle Kerkük özel bir bölge olmasını savunmaktadır.
İslami Birliği, Irak Kürtleri arasında faaliyet gösteren en büyük İslami örgüttür. Yekgirtu adıyla da bilinen örgüt İhvan–ı Müslimin’in Kürtler arasındaki uzantısı olarak kabul edilmektedir. KYB ve KDP’dan sonra Kuzey Irak’ta en önemli ve etkili bir siyasi partidir. Silahlı güçü yok, ama bölgede büyük bir kitle teşkilatına sahiptir. Ayrıca İslami Birliği, hem Kuzey Irak yönetiminden 200 Milyon ID alıyor, hemde Suudi Arabistan’da faaliyet gösteren Dr Ali Karadağ başkanlığındaki Kürt İslami rabitası tarafından maddi destekleniyor, partinin merkezi Erbil başta olmak üzere Kuzey Irak bölgesinde bütün şehir ve ilçelerde büro ve karargahları bulunmaktadır. Kuzey Irak Kürt parlamento içinde KYB ve KDP tarafından yapılan baskılar nedeniyle şu anda ana muhalefet partisi konumundadır.
Irak Kürtleri arasındaki İslami hareketlerden adı en çok duyulan ve İran tarafından desteklenen Ensar el–İslam grubudur. 2001 ’de Ebu Abdullah el–Şafi’i’nin başkanlığını yaptığı Cund el–İslam ile Kürdistan İslami Hareketi’nden Molla Krikar liderliğinde ayrılan bir grubun birleşmesiyle oluşan Ensar EL-İslam grubu, El–Kaide örgütü ile ve bazı Arap İslamci Silahlı gruplarıyla bağlantılı olduğu iddia edilmektedir. İran sınırında yerleşmiş olan Ensar El-İslam grubu bu bölgeyi kontrolü altında tutan Talabani başkanlığındaki KYB ile Halepje, Başmak ve İran sınır bölgelerinde çatışmaktadır. Bu son dönemlerde intihar saldırıları taktiğini de kullanmaktadır.
Saddam yönetimine karşı 1987’de Şeyh Osman Abdulaziz tarafından kurulan Kürdistan İslami Hareketi , Irak Kürt islamcilerinin ana partisi sayılır. İran’la iyi ilişkiler içinde olduğu bilinen ve Halepçe kentinde üstlenmiş olan İslami Hareketi silahlı militanı bulunmaktadır. Hareket, 1999’da İslami Direniş Hareketi ile birleşerek İslami Birlik Hareketi’ni oluşturmuş; ancak 2001’de İslami Direniş’in partiden ayrılmasından sonra eski adını geri almıştır. İran tarafından desteklenen Kürdistan İslami Hareketi, aylık bütçesi 20 bin dolar Kuzey Irak yönetiminden alıyor.
Ayrıca Ali Bapir başkanlığındaki Kürdistan İslami Camaati, Kürdistan İslami Birleşik Hareketinden ayrıldıktan sonra, 2001 tarihinde Kuzey Irak’ta kuruldu, ilk önce silahli mücadele yaptı, 2003 tarihinde İslami Camaati başkanı Ali Bapir , ABD tarafından bir yıla yakın yakalandıktan sonra silahli mücadele yönünü değiştirip, Kuzey Irak’ta siyasi mücadeleye başladı. Irak’ın son seçimlerinde KYB ve KDP tarafından oluşan Kürt listesiyle seçimlere katıldı. Kürt radikal İslami Camaati, Kuzey Irak parlamentosunda 6 üyesi bulunmaktadır. Partinin genel merkezi Erbil başta olmak üzere, Kuzey Irak’ın önemli ilçe ve merkezlerinde büroları vardı, hem askeri güçü hem de teşkilatı vardı, Kuzey Irak yönetiminden aylık bütçe 120 Milyon ID alıyor.

Arap Sunni İslamci Müslüman Kardeşler, Irak'ın Kürt bölgelerine 1950'li yıllarda girdi. Bölgede büyük nüfuzu olan Nakşibendi tarikatının koluna mensup olan Şeyh Osman Abdülaziz ve kardeşleri Ali ve Sıddık Abdülaziz'in organize ettiği gruplar, tüm siyasi gelişmelerden derinden etkilenerek zaman zaman silahlı mücadeleye girişti. Şeyh Osman'ın ölümünden sonra İslamcı gruplar İslami Hareket ve İslam Cemaati olarak ayrıldı. Selahattin Mehmet Bahattin başkanlığındaki Kürdistan İslam Birliği'nin, bu gruplara yakın bir politik çizgisi olmasına rağmen, silahlı mücadeleyi reddediyor ve Kültürel, Sosyal ve diğer faaliyetler yapmaktadır.
3 Temmuz 2007’da Kuzey Irak Erbil’de Kürt İslamci grupları arasında yapılan toplantılardan sonra basına yaptıkları açıklamada: Kürdistan İslam Hareketi siyasi büro üyesi Hacı Enver Anebi, Müslümanların birliğini sağlayacak her projeyi desteklediklerini söyledi. Kürdistan İslam Cemaati üst düzey yetkililerinden Tevfik Kerim ise, Müslümanlara hizmet edecek ve birliği sağlayacak cepheyle ortak hareket edeceklerini söyledi. Kürdistan İslam Birliği Partisi üst düzey yöneticlerinden Mehdi Mahmud da ortak bir cephe oluşturulnası konusunda özel şartlarının olacağını söyleyerek, Kürdistan İslam Birliği’nin laiklik karşıtı hiçbir hareketle beraber olmayacağını ifade etti
2007 Haziran ayında KYB ve KDP arasında yapılan Stratiji ittifakından bir ay sonra ve KDP-KYB’ya karşı olarak, Temmuz 2007 tarihinde Selahattin Mehmet Bahattin başkanlığındaki Kürdistan İslami Birliği ve Ali Bapir başkanlığındaki Kürdistan İslami Camaati arasında 7 Temmuz 2007 tarihinde Erbil’de gizlice siyasi stratiji bir anlaşma imzalamışlardı. Her iki grup arasında imzalanan Stratiji anlaşmanın ilkeleri şunlar:
her iki islami grup arasındaki bütün teşkilat ve siyasi ilişkilerin güçlendirilmesi,
Kuzey Irak bölgesinde İslami siyasi ulusal projesinde teşkilat, büro , merkez kararı ve yönetim arasında işbirliği yapılması,
Siyasi projeye karşı gelen her mesele ve her krizde bir tavır ve bir tutum sergilenmesi,
Irak ve Kuzey Irak’ta yapılacak bütün seçimlerde tek bir liste ile katılmaları,
Ayrıca 3 Ekim 2007’da Erbil’de, Selahattin Mehmet Bahattin başkanlığındaki İslami Birliği, Ali Bapir başkanlığındaki İslami Camaati ve Ali Abdulaziz başkanlığındaki İslami Hareketi arasında Kuzey Irak’ta İslami bir Cephe kurulması için bir toplantı yapılmıştı. Bu Toplantıda İslami Hareketi de İslami Birliği ve İslami Camaati tarafından kurulan İslami Cephesine katılmasını bildirmişti. Şimidi Kuzey bölgede KDP ve KYB yönetimine karşı görülmeyen bir güç bir Cephe ortaya çıkmaya başlandı. Bölgede denge sağlandığı zaman diğer gruplar özellikle Türkmenlerde etkili hale gelebilir. Çünkü burada bizim için önemli olan Erbil’de Türkmenlerin yeniden aktif hale gelmesidir.
1991 tarihinden sonra Irak’ın Kuzey bölgesinde KDP ve KYB’dan hariç üçüncü tarafın yönetime gelmesine izin verilmiyor, sadece bu iki grup hem Kuzey Irak hem Irak hemde bölgede etkili olarak faaliyet göstermektedir. Bu iki grubun bu süre içerisinde yaptıkları yanlış politika sonucunda hem Irak’taki enik gruplar arasında özellikle Türkmen ve Kürt ilişkileri hemde komşu ülkeler ilişkileri olumsuz etkilenmişti. Bazı Kürt siyasi partiler özellikle Selahattin Mehmet Bahattin başkanlığındaki İslami Birliği ve Cevhar Harki başkanlığındaki Özgür ve Adalet Partisi gibi bir çok Kürt grupların Kürt siyasi sahasında hakimiyetleri olması durumunda bölge halkı için faydalı olabilir.

Araştırmacı : Aydın Maruf
Aydinmaruf@yahoo.com
14 Ekim 2007

Pazartesi, Ekim 08, 2007

Ergeç, Gül ile Görüştü


08 Ekim 2007, Pazartesi
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bugün Irak Türkmen Cephesi Başkanı Dr. Sadettin Ergeç ve Ankara Temsilcisi Ahmet Muratlı'yı kabul etti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bugün Irak Türkmen Cephesi Başkanı Dr. Sadettin Ergeç ve Ankara Temsilcisi Ahmet Muratlı'yı kabul etti. Ergeç, kabulde, Gül'e yeni görevinde başarılar dilerken, Şırnak'taki bir askeri birliğe yapılan saldırıyı kınadıklarını ve başsağlığı dileklerini ilettiler. Irak Türkmen Cephesi yetkilileri ayrıca Gül'e Irak'taki durum hakkında bilgi verdi. Cumhurbaşkanı Gül ise Dr. Sadettin Ergeç'e geçirdiği ameliyat nedeniyle geçmiş olsun dileklerini iletti. Gül, Iraklı Türkmenler'in ve tüm Irak halkının Ramazan ve Ramazan Bayramları'nı kutladı.

Dr. Sadettin Ergeç, Cumhurbaşkanı Gül ile yaptığı görüşme sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Kerkuk.net

Talabani'ye Türkmen uyarısı

Talabani’ye Türkmen uyarısıITC, Celal Talabani’ye bir mektup göndererek Irak’ı bölme hayallerinden vazgeçilmesini istedi
Amerikan Kongresi’nin üst kanadı senatoda Irak’ı üç bölgeye ayıracak önergenin tüm dünyada yankıları sürerken, Türkmenler, Devlet Başkanı ve peşmerge reisi Celal Talabani’ye gönderdikleri bir mektupla bölünmeye karşı olduklarını bir kez daha dile getirdi. Irak Türkmen Cephesi’nin (ITC) Avrupa büroları ile Irak Türkmenleri’nden oluşan çeşitli sivil toplum kuruluşlarınca ele alınan ve dün Talabani’nin eline ulaşan mektupta, “Irak’ın hangi ad altında olursa olsun bölünmesine şiddetle karşı olduğumuzu buradan bütün Avrupa ve dünya kamuoyuna sesleniyoruz. Bu karar Irak’ın içişlerine yapılan açık bir müdahaledir. ABD her zaman Irak’ın birliğini savunduğunu iddia ettiği ülkemizin egemenliğini zedeliyor ve kardeş Irak halkı arasında tehlikeli bir nifak üretmektedir” denildi. Mektupta, senatonun, gevşek bir federatif yapı içinde ülkeyi bölünmeye sürükleyen önergenin tehlikeli bir oyun olduğu vurgulanırken, bu yaklaşımdan kesinlikle uzak durulması istendi. Mektupta, peşmergelerin ayrı bir devlet kurmak için başlattığı girişimlerin derhal durdurulması istenirken, Talabani’ye ülkeyi bölme hayallerinden vazgeçilmesi çağrısı yapıldı. Talabani’ye iletilen mektupta ayrıca, bu önergeyle din ve mezhep ayrımcılığının körükleneceği belirtilerek, Irak’taki siyasi rejimin şekline ABD dahil hiçbir ülke veya hiçbir siyasi grubun karar verme hakkının bulunmadığı ifade ediliyor.Bildiklerini okuyorlarÖte yandan, Irak’ın kuzeyindeki sözde bölgesel yönetimin başkanı Neçirvan Barzani, uluslararası firmalarla yapılan petrol anlaşmalarını savundu. Barzani, anlaşmaların, “Irak’taki bölgelerin, doğal kaynaklarını kullanabilmelerine” olanak tanıyan Irak anayasasına uygun olduğunu iddia etti. Peşmergelerin bu girişiminin, kurmayı planladıkları devletin gelir kaynaklarını tescil anlamına geldği belirtiliyor.

Erşat Salihi: Bu Karar Irak ve Bölge için bir kompolodur


Irak Türkmen Cephesi Suriye ve Lübnan temsilcisi Erşat Salihi, ABD kongresinin Irak’ı üçe bölme projesine ilgili, Arap Birleşik Emirlikler’de Arapça yayımlanan ELİMARET ELYAUM gazetesine yaptığı açıklamada: Bu karar ABD’nın sorumluluğunda değil, bazı grupların çıkarlar için küçük devletler kurmak Irak’ın toprak birliğini ve bölge için bir kompolo olduğunu ifade etmişti. Salihi, Mart 2003 tarihined Kuzey Irak Erbil’e bağlı Selahattin ilçesinde ABD’nın eski Irak Büyükelçisi Zalmayi Halil Zada başkanlığında Irak’ın fedralizim konusuna ilgili yapılan Iraklı muhalefet toplantısında Irak Türkmen Cephesi, Irak bir fedratif devlet olmasını reddetmesine rağmen, Irak Geçici Meclisinde Türkmenlere temsil hakkı göz ardı edildi. Ayrıca Irak Geçici Anayasanın 58.maddenin uzantısı olan bugünkü Irak Daimi Anayasasının140.madde Irak’ı bölecek bir maddedir. Eğer Irak hükümeti bu kararı reddediyorsa, uygulanma komisyonu teşkil edilmesi yerine ilk önce Irak Anayasası ve 140.maddeni reddetmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca Salihi, bu madde sadece Kerkük’ü kapsamayacak, Vasit, Diyale ve Musul vilayetlerinde kapsayacak, böylece bu maddenin tehlikesi Suriye, İran ve Türkiye üzerine olacağını ifade etti. Eğer Irak etnik ve mezhap bölgeleri üzerine bölünürse, Türkmenlerde Talefer’den Musul, Erbil ve Kerkük’e kadar üzenen Mendeli’ye kadar Türkmen bölgesini ilan edecek , ama Türkmenler, Irak’ta bunu istemiyor ve toprak birliğinden yana olduğunu açıklamıştı.

Kaynak: ELİMARET ELYAUM gazetesi

Avrupa Türkmen’lerinden Cumhurbaşkanı Celal Talabani’ye mektup.



Almanya ve Avrupa’da faaliyet gösteren Irak Türkmen Cephesi, Irak Türkmenleri Sivil Toplum Örgütleri ve bütün Kuruluşları, Avrupa’da yaşayan Türkmenler, Irak'ın ne ad altında olursa olsun bölünmesine şiddetle karşı olduğumuzu buradan bütün Alman ve dünya kamuoyuna seslenirken " Bu karar Irak'ın içişlerine yapılan açık bir müdahaledir. ABD her zaman Irak’ın birliğini savunduğunu iddia ettiği ülkemizin egemenliğini zedeliyor ve kardeş Irak halkı arasında tehlikeli bir nifak üretmektedir.
Irak'ta siyasi rejimin şekline ABD dahil hiçbir ülke veya hiç bir siyasi grubun karar verme hakkının bulunmadığı, karar veren birsi varsa oda Iraklıların kendilerinin vermesi gerektiğini herkesin bilmesi gerekmektedir.

Dolaysıyla Irak Türkmen Cephesi Almanya Temsilcisi Sn. Ganim Authman, Irak Türkmenleri Sivil Toplum Örgütleri ve Avrupa’da yaşayan Türkmenler adına Irak Berlin Büyük elçiliğini resmi ziyaret ederek Irak Büyükelçisi Sayın Dr. Ala Alhaşimi ‘ye yazılı bir kınama mesajı vererek Irak Cumhurbaşkanı Sn. Celal Talabani, Irak Büyük millet Meclisi Üyelerine ve Irak Hükümetine iletilmesi talebinde bulunmuşlardır. Sayın Büyükelçi Avrupa Türkmenlerine teşekkür ederek genel anlamda Türkmenlerin her zaman Irak’ın birlik ve beraberliği için mücadele ettikleri bütün dünyaya kanıtlamışlardır, kendileri bizzat yakında takip etiğini ve buda gurur verici bir mücadele olduğuna kimsenin şüphesi olmasın.Kim ne derse desin bunu kabul etmemiz gerekir oda Irak’ta yaşayan Türkmen kardeşlerimiz ırak’ın üçüncü asil unsurudur. Irak’lıların her zamandan daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı olan bu dönemde Türkmenlerin özelikle Sizlerin böyle bir girişimini şahsi memnuniyetimle kabul ediyorum ve bu talebinizi hemen Adları geçen yetkili makamlara ileteceğimden şüpheniz olmasın .


ITC Berlin
Temsilciliği

Çarşamba, Ekim 03, 2007

Irak Türkmen Cephesi Berlin Temsilciliğinden

Irak Türkmen Cephesi Berlin Temsilcisi Ganim Authman, Irak Büyükelçiliği ziyaret ederek yeni G. Pasaportla ilgili Irak Büyükelçiliğinden elde ettiği bilgileri açıklamaktadır.
Irak Büyükelçiliği’nin açıklamalarına dayanarak 30.09.2007 tarihinde Berlin’e Irak İç işleri bakanlığı tarafında iki Gِrevli Irak’lılara G. Pasaportla vermek üzere Berlin’e varmışlardır.Irak Asıllı olanlara G. harfli yeni pasaport almak için.
G. Pasaportları her Irak Asıllı olan kişiye verilecektir-
G. Pasaportları Irak Büyükelçiliğinin hazırladığı istimaralar doldurduktan sonra gereken bütün belgelerle Irak Büyükelçiliği tarafından Bağdat Pasaport müdürlüğüne gِnderilecektir, bu işlemler zaman olarak yaklaşık 2, 3 Ay sürecektir.
Irak İçişleri Bakanlığından gelen gِrevliler tarafından gereken bütün Evraklar incelikten sonra ve kişinin şahsen müracaat etmesinden sonra bütün evraklar Bağdada gönderilecektir.
G. Pasaportu almak için önceden Irak Büyükelçiliğine kimlik cüzdanı ile Irak cınsıyesinin org inal postayla göndererek gün alınması gerekmektedir.
Irak asıllı kişilerin اocukları G. Pasaportu almaları durumunda Ana ve ya Babanın Kimlik ve Irak Cinsiyetinin org inal göndermek gerekir.
Ek Bilgiler
1. G. Pasaportu yalnız eski S. pasaportlara dayanarak verilmez yanında ekteki
belgelerin gönderilmesi gerekir.
İki adet renkli orijinal kimlik cüzdanının Fotokopisi
İki adet renkli org inal Irak Cınsıyesinin Fotokopisi
Dört adet renkli önden çekilmiş vesikalık fotoğrafla arka gِrüntü beyaz olmak şartıyla.
Alman Makamları tarafından kendilerine verilen kimlik ve oturma izni belgesinin org inalı.
Eski verilen S. Harfli Pasaport ve iki adet renkli Fotokopisi.
2. Yukarıda belirlenen belgeler artı boş bir mektup zarfı posta pulu ile Irak Berlin
Büyükelçiliğinin adresine gِnderilir.
G.Pasaportu verilen tarihten itibaren bir daha uzatılmadan 8 yıl geçerliği var.
G.Pasaport’ların harçları şimdiye kader açıklanmamıştır .konuyla ilgili Bağdat’tan cevap beklemektedir.
Bütün vatandaşlar 01.10.2007 tarihinden itibaren baş vurularını yapıp ve evraklarını Irak Büyükelçiliğine gِndere bilirler.
Not. Bütün Fotokopiler ve vesikalık Fotoğraflar renkli olacak.
ITC Berlin Temsilciliği

Pazar, Eylül 30, 2007

ABD, Irak ve Kürtler


BM, Uluslararası Devletler ve Irak’a komşu ülkelerin desteğini almadan ABD, tek başına hareket ederek, demokrasileşme ve insan hakları getirmesi adıyla, 9 Nisan 2003’ta Irak’ı işgal etti. Böylece Irak savaşı ve sonuçlarının, hem Iraklılar hem de bütün dünya açısından Saddam Hüseyin diktatörlüğünden daha kötü olduğu ortaya çıkımış, bugün ABD işgali Irak’ta tam bir kaos ortamı oluşturduğu görülmektedir. İşgalin üzerinden dört yıl geçmesine rağmen, Irak’ta henüz direniş, terör ve iç savaş sona ermiş değildir. Aksine direniş ve terör eylemleri her geçen gün daha da artmaktadır. Ayrıca bu dört yıl içerisinde Irak’ta ABD Ordusunun savaş maliyeti 400 milyar dolar olan işgal ile 700 binden fazla sivilin hayatını kaybetmesine, 3 milyon insanın ülkelerini terk ederek mülteci olmalarına neden olmuştu. ABD, Irak’ta bütün planları başarsız ve altüst olmasından sonra, Irak’tan çıkamaz hale gelmesini görünce, Irak’ı üç devlete ( Şii, Sunni ve Kürt) bölgelerine ayrırarak, üç devlete bölmeye çalışmaktadır. ABD Kongresi’nin üst kanadı senato, önde gelen Demokrat senatör Joe Biden tarafından önerilen ve Irak’ı 3 bölgeye ayrılmasını öngören, ancak bağlayıcılık taşımayan bir tasarıyı ezici çoğunlukla kabul etti. Senato genel kurulundaki oylamada tasarı, 23’e karşı 75 oyla kabul edildi. Tasarı, Irak’ın tek ülke olarak kalmasını, ancak Şii, Sünni ve Kürt bölgelerine ayrılmasını, petrol gelirlerinin denetiminin ise Bağdat yönetiminde kalmasını öneriyor. Planın mimarı Demokrat senatör Joseph Biden, kararın Irak’taki ABD askerlerinin çekilmesini sağlayacak çözüm için bir yol haritası olduğu görüşünü açıklamıştı. Beyaz Saray ise ülkede kaosu arttıracağı gerekçesiyle plana karşı çıkmasını göstermişti. Ayrıca bu plana karşı çıkan Cumhuriyetçi başkan adaylarından Sam Brownback ''Kararın büyük bir hatayla sonuçlanacağını'' açıkladı.
Bu son dönemlerde ABD, Irak’ı üçe bölme projesini gündeme getirilmesi, Irak’ta yaptığı politikanın başarsız olduğunun bir göstergesidir. Ayrıca bunun yanında Nuri Maliki hükümetinin ülkede ne kadar başarsız olduğunuda göstermektedir. Amerika Irak’taki askerlerini çekmek için Irak’ı bölmeyi bile göze aldı. Irak’taki askerlerinin çekilmesini sağlayacak Irak’ın bölünmesini çözüm olarak gösteren bir Amerikan senatörüne Beyaz Saray ise karşı olduklarını dile getirdiler. ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger Irak’ın üçe bölünmesini önererek, ‘’Bağdat’ın şu anki yapısının ulusal uzlaşmayı sağlayamayacak olması, bu nedenle Irak’ı 3 ana bölgeye odaklanmak ve her birine teknokratik, verimli ve insancıl yönetimler kurmak olur’’ açıklamasını yapmıştı.

ABD Kongresinin üst kanadı Senato’nun çoğunluğu Irak’ın üç devlete (Kürt, Şii, Sünni) bölünmesi planının uygulamaya geçirilmesi yönünde oy kullandı. Bu plana destek veren üyeler, Irak’ta şiddetin durdurulmasının önüne geçilmesi ve Irak hükümeti siyasi taraflarla uzlaşmaya giderilmesi için bu projenin uygulanması yönündeki kararın en kısa zamanda yerine getirilmesi çağrısında bulunmuşlardı. ABD kongresinin bu kararı Kürt grupları hariç Irak hükümeti, siyasi taraflar, Arap Birliği, ve Uluslararası devletler tarafından tepkiyle karşılandı. Irak’taki siyasi partiler özellikle Arap Sunni Adnan Düleymi başkanlığındaki Irak Uzlaşma Cephesi, Irak Türkmen Cephesi, Nedim Elcabiri başkanlığındaki Şii Arap Irak Fazilet Partisi, Eyat Allavi başkanlığındaki Irak listesi, Sadır Grubu ve Tarik Elhaşimi başkanlığındaki Irak İslami Partisi, ABD kongresinin Irak’ı üçe bölme projesini şiddetle kınarken, bunun gibi kararlar Irak’ı kausa ve kötü bir siyasi duruma götüreceğini ifade etmişlerdi. Ayrıca Irak başbakanı Nuri Elmaliki, ABD kongresinin Irak’ı üç devlete bölme projesini reddederken, Irak ve bölge için büyük bir felakat olacağını ifade etmişti.
ABD Kongresinin üst kanadı Senato’nun Irak’ı bölme projesine ilgili aldığı karar, Irak’ın iç meselesine müdahalesi ve siyasi egemenliğini ihlal edilmesi anlamına gelir, ayrıca yanlış bir karar ve gerçeklerden uzak olduğunu görülmektedir. Bu karar Irak’ın siyasi ve coğrafı durumuna hiç önem vermeden kabul edilmesi halinde Irak halklarını bölmeye çalışmaktadır. Bu projenin uygulanmasında ilk olarak Irak halkı zarar görecekler, çünkü Irak ve bölgeyi tehlikleli bu duruma götürecek. Kuzey Irak’taki bazı Kürt grupları harıç bütün Irak halkı, kararı reddederken, Irak’ın toprak bütünlüğüne bağlı olduklarını yeniden vurguladılar. Bu proje ülkeyi şiddet ve savaşa sürükler, sadece bölgeler arasında değil, bir bölgede de petrol ve iktidar kavgası için savaşa neden olabilir.
Şii Birleşik Irak Ulusal Meclisi üyesi Hamit Muele, ABD kongresinin projesi, Fedralizim değil Irak’ı üç devlete bölmek projesi olduğunu açıklamıştı. Sunni Arap Irak Uzlaşma Cephesi Adnan Düleymi yaptığı açıklamasına göre, Irak hükümeti bu bölünmeye sebeptir, eğer bu bölünme yapılırsa, Coğrafya ve mezhap ilkeleri üzerine yapılır, Irak halkları, Arap Dünyası ve Uluslararası devletlerden büyük tepkile karşı karşıya kalır, biz Irak Uzlaşma Cephesi olarak, bunun gibi bütün kararlara karşıyız, bu projenin başarsız olması ve Irak bir bütün kalması için sonuna kadar mücadele yapacaklarını ifade etmişti. Ayrıca Şii Arap Irak Fazilet Partisi başkanı Nedim Elcabiri, her ne behanası ile olursa olsun Irak’ı bölme projesine şiddetle karşı olduklarını, Irak toplumları arasında Mezhep bölünmesi yoktu, bunu sadece ABD ortaya çıkarmıştı. Irak halkları bölücük değil, çünkü hepsi ayni kaderi yaşadıklarını açıklamıştı. Ayrıca eski Irak Kültür bakanı ve Kürt siyasetçisi Serbest Bamerne, Irak’ın bölme projesi gerçek değil, Irak’ı kötü bir duruma sürükler, Irak’ın üçe bölme projesini düşünmesi, ABD ve Irak hükümetinin Irak’ta başarsız olmalarının bir göstergesidir. Irak’ta Kürt, Sunnü ve Şiiler bu karara karşıdırlar. Kürtler, Irak’ın toprak birliğine bağlıdırlar ve bu proje Irak için bir kaus olacağını ifade etmişti. Irak Türkmen Cephesi yürütme kurulu üyesi ve Irak Milli Türkmen Partisi başkanı Cemal Şen, Irak’ın birliğinden ve bütünlüğünden yana olduklarını söyledi. "ABD senatosunun tavsiye niteliğinde aldığı kararla Irak'ı 3 ayrı federal bölgeye bölünmesi kararı çıktı. Yani Irak bölünmesi halinde Şii, Sünni ve Kürt bölgesi olarak ayrılması söz konusu. Biz Irak Türkmen Cephesi olarak bu kararı reddediyoruz. Biz Irak’ın birliğini ve tam bağımsızlığını istiyoruz." şeklinde ifade etti.
Burada Iraklı siyasi partiler ve sivil örgütleri, Irak’ın toprak bütünlüğünden ve birliğinden yana olduklarını açıklarken, Kürt siyasi gruplar özellikle KDP ve KYB’dan oluşan Kuzey Irak yerel yönetimi, diğer Iraklı gruplardan farklı düşündüklerini ifade ettiler, ABD kongresinin Irak’ı üçe bölme projesini resmi olarak desteklediler. Kuzey Irak bölge başkanlığından yapılan yazılı açıklamada ‘’Bu karar Irak anayasasının temellendiği maddelere uygundur. Irak için Federal bir düzen ayrılık anlamına gelmiyor. Bilakis iradi bir birliktelik anlamına geliyor. Bu da Irak’ın sorunlarının çözümü için ugun olan tek yoldur.’’ denildi. Açıklamada, ‘’Federalizm Yeni Irak’taki yapılanma içinde farklılık gözetmeksizin Irak’taki bütün bileşenlerin haklarının ve görevlerininin savunucusu olan somut bir çözüm yoludur.’’ denildi. Sözcüğün açıklamasının sonunda ‘’On yıllardır demokrasi ve özgürlüklerini elde etmek için mücade eden Kürdistan halkı Federal sistemi Irak’ın istikrarını sağlayan sebeplerden biri olarak görüyor. Bu sistem diktatör sistamin bir daha geri dönmemesinin ve Irak’ın istekler temelinde tek parça kalmasının garantisidir. Bunun içindir ki biz bu kararı içtenlikle karşılıyoruz ’’ denildi. Ayrıca Irak üçe bölünme projesine ilgili Kürdistan Demokrat Sosyalist Partisi başkanı Muhammad Haci Mahmut, Irak Kürtleri, Irak’ı üçe bölünmesini desteklediğini, bu bölünme Iraklılar için bir çözüm olacağını ifade etmişti. Bugün ortadoğu bölgesei tehlikeli bu durumla karşı karşıyadır, bu nedenle Irak üçe bölünmesi gerekiyor, BM’ın gözetimiyle Kürdistan kaderini belirlenmesi için referandomun yapılması gerektiğini ifade etmişti. Kuzey Irak Kürt parlamento başkanı Adnan Müfti ise, Irak’ın bugünkü istikrarsızlık , mezhap çatışma ve şiddetten dolayı Irak’ın üçe bölme projesi ortaya çıktığını söyledi, Irak meselesinde uzman olan kişiler, Irak üçe bölmesini iyi bir çözüm olduğunu görüyorlar, ayrıca ABD kongresinin kararında Kuzey Irak bölgesinin siyasi ve güvenlik durumunu örnek olarak verdiklerini açıklamıştı.
Ayrıca burada hangi grup Irak’ın siyasi egemenliğini desteklediğini ve toprak bütünlüğünden yana olduğunu gerçek yüzünü ortaya çıkarıldı. Neden bazı gruplar, ABD ve İngiltere tarafından Irak ile ilgili bir proje veya bir saldırı ortaya çıktığı zaman bir iç müdahale olarak değerlendirilmiyor, ama Kuzey Irak’ta yuvalanan teröristlere karşı yapılan saldırı ve tepkiler, PKK ile ilgili Irak ve Türkiye arasında yapılan ittifaklar veya Kerkük meselesi gündeme geldiği zaman, hemen bir iç meselesi olduğunu ve Irak’ın egemenliğini ihlal edildiğini iddia ederler. Buna bir örnek: Irak Ulusal Meclisinde Kürt İttifak Listesi üyesi ve eski Kürdistan Demokrat Sosyalist Partisi başkanı Dr.Mahmut Osman Sorani, Irak hükümeti ile Türk hükümeti arasında Kuzey Irak’tan PKK’nin çıkarılmasına yönelik hiç bir anlaşmanın imzalanmadığını ‘’Böyle bir anlaşmanın imzalanması Irak’ın egemenliğinin ihlali anlamına gelir. Irak’ın güvenliği ve egemenliğinin korunması gerekiyor. Irak anayasası, bu şekildeki anlaşmalara izin vermez. Eğer böyle bir anlaşma imzalanırsa bunun Kürdistan Bölgesi üzerinde olumsuz etkisi olacağını ifade etmişti. Yakın bir örnek, geçenlerde Erbil’de İranlı bir heyeti, ABD askeri tarafından tutuklandı, ayni buna benzeri geçen hafta Süleymaniye’de Ağay Ferhadi başkanlığındaki İranlı bir Ticaret heyeti, Kuzey Irak yönetimi tarafından resmi olarak davet edilmelerine rağmen, ABD ordusu tarafından kaçırıldı, bu bir devletin siyasi egemenliğinin ihlalı değil mi? Neden tepki verilmedi, neden bu bir iç mesele müdahelesi oldğunu söylenmedi. ABD askerleri yaptığı yasa dışı bir davranış değil mi di? Neden Kuzey Irak’taki hiç bir grup ses çıkarmadı, neden sessiz kaldılar. Ama Kerkük ve Türkmen haklarından ve mazlümiyetinden birisi konuştuğu zaman, hemen tepki vermeye başlarlar ve bu bir iç meselesi olduğunu iddia ederler. İşlerine geldiği zaman Irak egemenliğini ve Irak adını kullanmaya başlarlar, ama asıl stratiji projelerinde Irak’ı bölmeye çalışıyorlar, ABD ise bölgede kendi çıkarları için bu stratiji projeyi desteklemektedir.
Araştırmacı: Aydın Maruf
ITC Suriye
30 Eylül 2007
Aydinmaruf@yahoo.com

Erşat Salihi: Irak Bölünürse büyük Tehlike olur


Erşat Salihi: Eğer Irak Bölünürse hem Irak ve Hemde Bölge Devletleri için büyük Tehlike olur
ABD Kongresinin üst kanadı Senato' nun çoğunluğu Irak'ın üç parçaya (Kürt, Şii, Sünni) bölünmesi planına ilgili Irak Türkmen Cephesi Suriye ve Lübnan temsilcisi Erşat Salihi, Lübnan’da Arapça yayımlanan ELLİVA gazetesine yaptığı açıklamada: ABD kongresinin yeni projesini şiddetle kınarken, Türkmen Cephesi ve Türkmenler, Irak’ın toprak bütünlüğünden ve Birliğinden yana olduklarını ifade etti. Salihi, bu karar hem Irak hem Arap Dünyasi için büyük bir tehlike oluşturacağını, bölgeyide kausa götüreceğini açıkladı. Ayrıca bu bir çözüm değil, Irak’ı üç devlete bölmeye çalışıyorlar, eğer Irak bölünürse, bölgeyi tehlikeye sürükleyecek Irak’ın Kuzeyinde bağımsız bir Kürt devleti oluşur, bu oluşum hem Irak hem bölge devletleri için hayati bir tehlike oluşturacağını açıkladı. Salihi’nin açıklamasına göre, Irak bir kargaşa ve istikrarsiz bir durum içinde olduğu bir bir gerçekti, ama bu durumdan Irak halkları değil, Irak hükümeti ve ABD güçleri sorumludur. Ayrıca bu karar, Irak’ın siyasi egemenliğini ihlal etmesini anlamına gelir, bu nedenle Irak halklarından özellikle Arap Dünyasından bu karara veya bu projeye şiddetle karşı çıkmalarını talep ettiğini açıkladı. Ayrıca Irak’ın siyasi varliğine ve egemenliğine hiç önem vermeden bu projeni karara bağlanması veya gündeme getirilmesi, Irak’ın iç meselesine müdahele edilmesi sözkonusudur. Salihi, ELLİVA gazetesine verdiği açıklamada, biz Türkmenler olarak bu projeyi şiddetle kınıyoruz, Irak’ın siyasi egemenliği ve toprak birliğinden yana olduklarını ifade etti.

ELLİVA Gazetesi,

Cuma, Eylül 28, 2007

Amerika'ya Türkmen tepkisi: Biz de ayrılırız



Şen, "Böyle bir durum söz konusu olması halinde biz de 4. bölgeyi Türkmeneli bölgesi ilan ederiz."

ABD Senatosu'nun kabul ettiği, Irak'ın 3 bölgeye ayrılmasını öngören plana Iraklı Türkmenler ve Arap Birliği karşı çıktı.

Irak Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı Cemal Şen, Irak'ın toprak bütünlüğünü desteklediklerini; ancak ülkenin Şii, Sünni ve Kürt bölgesi olarak bölünmesi durumunda buna sessiz kalmayacaklarını vurguladı. Şen, "Böyle bir durum söz konusu olması halinde biz de 4. bölgeyi Türkmeneli bölgesi ilan ederiz." dedi. Arap Birliği de plana karşı olduğunu belirterek, planı 'yıkıcı' olarak nitelendirdi. M. Alihan Hasanoğlu, Kerkük, Cihan

Çarşamba, Eylül 26, 2007

TALABANI'NIN ITC DÜŞMANLIĞI


IRAK TÜRKMEN CEPHESİ VE CELAL TALABANİNİN DÜŞMANLIĞI

YAZAN:SADUN KÖPRÜLÜ

IRAK TÜRKMEN CEPHESİ VE TÜRKMENCİLİK MÜCADELESİ
Irak Türkmen Cephesinin 24 Nisan 1995 tarihinden kuruluşu ve Türkmen politikasının doğuşu, Türkmencilik,Türkçülük Mücadelesinin En Parlak Döneminin Özgürlük Demokratik Noktasıdır, milli davaya şehitlerinin kanıyla katılan Türkmen Cephesi her zaman olduğu gibi Irak’ın toprak bütünlüğünü düşündü, bir karış yerini başkaları gibi satmadı yabancılara boyun eğmedi dış güçlerle Irak’ı bölmeye katılmadı, Amerika,İsrail , İngiliz, emperyalist güçleri, Irak’ın kuzeyine, güneyine yönetmedi, ve Irak devletinin ordusuna, milletine silah kollanmadı, bugün Amerika ve öteki güçler ile birlikte Kürt peşmergeler Barzani, Talabani gibi kendi milletini öldürmedi, Iraklıların evini, iş yerlerini yıkmadı insanlara saldırmadı, Irak Türkmen Cephesi her zaman tüm Iraklılar ile kardeş olmayı isterken onları Türkmenleri arkadan yabancı güçlerle vurdular, Celal Talabani kurnaz biri olarak kendi çıkarı için günde bir bildiri yayınlayarak bugünde Irak Türkmen Cephesine karşı içli düşmanlığını bildirerek İmaret El Haliç 16/ 9/ 2007 tarihli 16 57 sayılı gazetesinde Hüsnü Muhalli ile görüşmesinde Irak Türkmen Cephesi devlet karşısında muhalefet ederek, teröristlerle birleştiğini söylemesi büyük suç işlemiş olduğu sayılmaktadır, Irak Türkmen Cephesi her zaman Erbil, Süleymaniye, Kerkük’te tüm milletlere yardım ederek erzaktan, yardımdan dolayı Türkmenleri iyi efendi,alçak gönüllü görenler kendilerini Türkmen yazdılar, Talabani, Barzaninin söylediğini bugün aynısını söylemektedir bizde bir ata sözü var Yılanın ağına, karasına lanet olsun, Celal Talabani önce kendisinin uzun yıllar kıyıcı diktatör Saddam ile çalışarak Kürt milletinden yüzlerce Kürtleri öldürdüğünü unuttu mu, birde Mesut Barzani ile savaşarak iki taraftan Kürtleri öldürdüklerini gözler önünden hala silinmedi, Birde Mulla Mustafa Barzani ile 14 Temmuz Kerkük Katliamında elinde silahla Türkmenleri öldürdüğünü de inkar edecek mi?
Bugün Türkmenelinin Kerkük, Telafer, Ebil, Musul, Tuzhurmatu, Amirli, Yengice, Tazehurmatu, Dakuk, Karatepe, Sincar ilçesinde olan Araba patlamaları,yandırma, kaçırma, saldırılar bombalar kimler yapmaktadır Ameri işgalci Amerika ile bugün bu durumlardan, olaylardan siz peşmergeler sorumlu olarak başta seninle, Barzaninin denetimi altında uygulanmaktadır.
Irak Türkmen Cephesine bağlı olan, Yüce Türkmen Milletinin milli duygulu davasına sahip çıkan ve sağlam, temiz milletini seven Türkmenleri içine alan ve tüm kuruluşlarını doğru Türkçülük prensipleri ile yaşatan, umutlandıran, bütün Türkmen şehirlerinin ,köylerinin, ilçelerinin, kasabalarının ,bucaklarının Din ve Mezhep ayrımı yapmayarak, tek çatısı altına alan Irak Türkmen topluluklarının milli iç duygusunu yerine getirmek için, onurlu Türkmen tarihine, kültürüne, diline, eğitimine, geleceğine önem veren, tüm insanlara yardımda bulunan, ve mücadelemize bambaşka bir özellik veren, aydın ışıkları yarınlarımıza yeni kalkan kuşaklarımıza taşan, milli Türkmen davası yolunda çok sayıda şehitler veren, içli umutlar , müjdelerle korku ölüm sınırlarını aşan, Irak Türkmen Cephesinin doğuşu ,Türkmen milletinin birliğidir, varlığıdır, Buna karşın Irak Türkleri ulu tarihleri boyunca Millet, yurt sever Türkçülük ideolojisiyle gelecek günlerinin özgürlüğünü, birliğini beraberlığını kuran, Irak Türkmen Cephesi, Türkmen partileri, Türkmen kuruluşları birliğiyle, genel olarak çalışma yorulmasıyla, milli Haklarına sahip çıkarak, korumaktadırlar..
Irak Türkmen Cephesi, tüm Türkmen milletinin ışıklı, parlak aynasıdır, ve Türk dünyasının özgürlüğünü, bağımsızlığını için, gönlünü atan, milli davası için, sağlam çapalar göstermekle, yoluna devam etmektedir, ayrıca Türkmen gençlerinin birliğini kurmak duygusuyla, Türkmen milletinin önemli milli ilkesi sayılarak, gün önüne çıkmıştır.
Irak Türkmen Cephesinin kuruluşundan bu yana, Türkmenler arasında en önemli yaklaşımıyla, Milliyetçilik duygusuyla, birlikle beraberlik uğrunda hiç yorulmadan, çalışmaları görülmektedir,diktatör Saddamın düşmesinden sonra, hainlerden, Baasçılardan kurtarmakla, bugünde Cephe düşmanı olan Celal Talabani , ve Mesut Barzani ve onları kopyaları Saddam gibi cezalarını alacaklar bulacaklardır,
Tüm milletimizle milli ilişkilerimizin, sevgimizin Mücadelemizin artması ve Irak'ın her bir yerinde, Irak Türkmen Cephesinin kollarının, ve Türkmen partilerinin, ayrıca anne dilimizce Türkmen okullarımızın açılması Kerkük,
Erbil, Süleymanye'da Kifri de Musul ,Telafarde Tuzhurmatu ,Altunköprü ,ve köy bucak , ilçe , şehirlerimizde uydu Türkmeneli Televizyon Radyo, yayın , basın ,gazetelerin, dergilerin ,kitapların ortaya atılması yayınlanması gün ışığı gibi, bilgi bakımından gençlerimizi aydınlatması, yayınlanması ve dağılması çok bir sevindirici durumudur olmaktadır. Türkmen milletinin birleşmesi ve bir araya gelmesi, bir kan, bir can, gönül olması, el ele vermesiyle, ümitle yorgunlaşması, birliğinde çalışmaları büyük kazançtır sayılmaktadır. bizlere üstün değer taşmaktadır .bu günde Türkmen milleti birbirleriyle, ilişki, sevgi milliyetçilik bağlantıları kurmaları, yardımlaşmalarıyla, prensip anlayışları özellikleri yardımlaşmalarıyla, gelişmektedir. derinleşerek değer üstünlüğünü yansıtmaktadır.
Bu günlerde Türkmen milleti her bir nesnenin Türklük ideolojisinin yolunda olmasının ve gedmesini göstermektedir, Bizim tek bir prensibimiz can gönül ile bir araya gelerek, Türkmen topluluklarına, birliğe doğru çalışmakla, yorulması, doğru ideal ülkücülük, duyguyla milletimize yararı olmak için, ilerlemekle birden milletimizin, can güvencesine karşı çalışmalıyız .
Her türlü haklarını ve Türkmencilik ideolojisine karşı otoriter geçmiş Saddam rejiminden sonra, Kürt rejimleri gibi emperyalist güçlere kıskançlıkla bakılmaktadır.bizler bu olaylardan boşu, boşuna milletimizin yararına olmayan düşüncelerden, yan yanayız.Bizler Türkmen milleti olarak Irak'ta tüm Türkmen köy, bölge , ilçe, kasabalarımızın da özgürlüğe kavuşması yolunda, diktatörlerin ortadan kalkmasıyla yeni bir demokratik çoğul parlamantar düzenin Irak Türkleri için gerçekleşmesini beklemekle, Türkmen milletinin en yakın günlerde Anayasa 'da haklarının kavuşmalarıyla, ikinci millet olarak ,biricik tek Irak yurdunda, yolunda mücadele ederek, her türlü haklarının elde edilmesi için, Irak Türkmen Cephesi yoluyla, çalışmaya devam etmeliyiz, Irak Türklerinin gelecekte Türkmenci , milliyetçi güçlerinin ve iyi ,sağlam onurlu,töreli ülkücü,mücadele veren, yıllar boyu baskı işkence, zulüm, hapis gören, ve babası Anne , kardeşlerini eşlerini çocuklarının, akrabalarını bu yolda kurban şehit veren temiz Türkmenlerin iktidara gelmesi, öne geçmeleri en önemli erek, ilke olarak doğru mert yiğit insanlarımızı şimdiden seçmeliyiz, meydana, iş başına koymalıyız.
Irak Türkmen Cephesinin kuruluşu, ana dilimizin okullarımızda, çocuklarımızın okutulması, bölgede, dünyada Türkmeneli Televizyonu Radyosunun izlenmesi Ve Saddam hainlerin düşmesiyle Umudumuz , gözyaşımız Anayurdumuz Kerkük'ümüzde, Bağdat ,Musul, Diyala ,Altunköprü, Telafer ,Tuzhurmatu, Tazahurmatu, Kümbetlerde,Kahraman Yüce Kerkük Kalesinde ve tüm Türkmen toprak yerlerinde, Irak Türkmen Cephesinin,Ve Türkmen Kuruluşlarının, Dernek ,Vakıf ,Türkmen partilerinin açılışı, Masmavi Türkmen bayrağımızın asılması Ulu kutsal tarihimizi canlandırmaktadır.Ayrıca kendi anne dilimizle öz Türkçe yayın yapmaklata olan, Türkmeneli Beşir ,Fener,Telafer, Aksu, gazeteler, Kardeşlik ,pınar ,Altun köprü, gazetemiz Türkmen okuyucularına Türkmencilik ,milliyetçilik ile milli ruhuyla, duygusuyla coşmaktadır.
Irak Türkmen Cephesi yoluyla, Türkmen milletinin sorunu, haklarıyla ilgili milli kararları toplulukla, birlikte almakla, B.M ve insan hakları, tüm örgütlerde sezimizi, sorunlarımızı uluslararası, görüşmeleriyle, duyurmalı anlatmalıyız.
Bu gün sayısı 3- Milyonun üstünde olan Türkmenler, Irak'ta büyük bir millet olarak kuzey, batıda olmakla, Telafer ve çevre, bölge, kasaba köylerden başlamakla, Musul ,Şebek ,Sarılı boyları Oğuz Bayatlılar yaşadığı yerler Köyler, Erbil ,Kerkük şehri, Altunköprü bucağı,Tuzhurmatu,Dakuk bucakları,Tazahurmatu, Kifri ilçesi , Karatepe,Bastamli bucağı,Hanekin,Mendili ilçeleri ,Kızlarbat ,Şahraban Celevla, Karahanla Irak'ın Güneyi'nde ve başka yerlerde de yaşamaktadırlar.
Bu güne kadar Saddam,Kürt rejimlerinin baskı işkence acıları unutulmadan ve Türkmenler en doğal, ve sabit haklarından yoksul kalmışlardır, Saddam döneminde Türkmenlerin lider kadrosunu işkence ile, idamla Mahpushaneye atılarak, yıllar boyu yaşamalarını geçirmişlerdir. Türkmencilik yolundada çok sayıda şehitlerimizin kanıyla, bu gün Türkmen Cephesi ortaya çıkmıştır, kurulmuştur. Irak Türkmen Cephesinin üzerine düşen büyük görevlerinden tüm Türkmenleri bir araya toplamakla, birlik yaratmalı,geçlerinin sevgiyle büyütmasıdır. Irak Türkmen Cephesini Kerkük Erbil ,Musul ,Diyala ,Bağdat ve bütün yerlerde yaşayan Türkmenlerin durumlarını, göz önüne almalı, ve sürekli toplantılar, Festival , törenler yaparak, yeni okulların açılışıyla,dergi ,gazete, yapıtlar çıkartılmasıyla, milletimizi varlığımızı şehitlerimizi düşünerek, yollarında yürümeliyiz ,durmadan çalışmalıyız, ölüme korkuya karşı yüce varlığımızla Türkmencilik mücadelemizi sürdürmeliyiz, yüce tarihimizle atılgan yiğitlerimiz, kahramanlarımızla bu yolumuzu başmalıyız.Selam olsun büyük Türkmen milletine, Selam olsun Lider, şehitlerimize, selam olsun tüm Türkmen uğrunda mücadele eden, idam olan, mahpushaneye atılan, zulüm, işkence baskı görenlere, Selam olsun, Irak'ın her bir yerinde, toprağında, taşında ve dünyanın her bir yerinde, Türklere..Türkmen şehri Kerkük'ümde, Musul, Erbil , Diyala'da, Bağdat'ta, kuzeyde ,güneyde ve her bir Türkmen toprak, yerlerinde açılan Irak Türkmen Cephesi ve Kuruluşlarımıza selam olsun, ve onları yanında can gönülleyiz , Türkmen milli Cephemizin davası, mücadele veren, temiz onurlu atılgan Türkmenlerin birliğiyle, her zaman var olarak, Türkmencilik Milliyetçilik yoluna devam edecektir.hakkımızı alana tek, yolumuzdan ölene tek, dönmeyerek, ayrılmayacağız. Ne mutlu Türk'üm diye Ne mutlu Türk olana .

Cuma, Eylül 07, 2007

Sezer , Ergeç'e Geçmiş olsun ziyaretinde bulundu


Sezer , Ergeç'e Geçmiş olsun ziyaretinde bulundu
06 Eylül 2007, Perşembe Demokratik Sol Parti Başkanı Zeki Sezer, Doktor Sadettin Ergeç'i ziyaret ederek, "Tüm Türkmenlere geçmiş olsun" dedi.

Sezer , Ergeç'e Geçmiş olsun ziyaretinde bulundu
Demokratik Sol Parti Başkanı Zeki Sezer, Doktor Sadettin Ergeç'i ziyaret ederek, "Tüm Türkmenlere geçmiş olsun" dedi.Ankara Hacettepe Üniversitesi hastanesinde bir süredir tedavi gören Irak Türkmen Cephesi Başkanı Doktor Sadettin Ergeç'e geçmiş olsun ziyaretleri sürüyor.Türkiye'nin muhalefet partilerinde Demokratik Sol Parti Başkanı Zeki Sezer, ITC Liderini ziyarette bulundu. Zeki sezer, "tüm Türkmenlere geçmiş olsun" dedi.
Zeki Sezer ayrıca, Irak'ta Türkmenlere yönelik baskı ve şiddet olaylarını da değerlendirdi. "Irak'ta Türkmenelere yönelik yapılan şiddet olayları yüreğimizi yakıyor. Türkmenler bunu hak etmiyor Türk dünyası bunu hak etmiyor. O nedenle Türkiye üzerine düşeni gerektiği gibi yapmak durumunda" dedi.

Kerkuk.net

Sağlık Dileği

Irak Türkmen Cephesi Başkanı Sayın Dr. Sadettin Ergeç´in sağlık durumu iyileşip Hastaneden taburcu olması her bir Türkmen için sevindirici bir haber olmuştur. Ben Amerika´da ve Kerkük´te bulunan bütün dernek üyelerimiz adına kendisine geçmiş olsun der, bir Türkmen lideri olarak onun yüce Tanrı tarafından her bir kötülükten korunmasını niyaz ederiz. Allah onu bütün türkmeler için saklasın beklesin.
Tekrar geçmiş olsun.


Saygılar,

Ali Sait Yılmaz

Bir Ocak Türkmen Merkezi / Kerkük
Bir Ocak Türkmen Derneği / Chicago

Pazartesi, Eylül 03, 2007

KERKÜK REFERANDUMU

31.08.2007 Saat: 09:50
Kürdistan Sosyalist Demokrat Partisi Genel Sekreteri Hacı Mahmut, ABD’nin Irak Büyükelçisi Crocker’ın Barzani’den Kerkük referandumunun 5 yıl ertelenmesini istediğini açıkladı. Mahmut, 19 Temmuz’da yapılan görüşmede Crocker’ın Barzani’ye erteleme yönünde görüş bildirdiğini söyledi. ABD ve BM’nin hazırladığı Irak haritasında ise Kerkük’ün Bağdat’a bağlı gösterildiğini belirtti.
Yıl sonunda yapılması için Barzani tarafının yoğun baskı uyguladığı Kerkük referandumu ile ilgili ilginç gelişmeler yaşanıyor. PKK’ya yakınlığı bilinen Fırat Haber Ajansının haberine göre ABD Kerkük referandumunun 5 yıl ertelenmesini istedi.
Ajans bu bilgiyi Kürdistan Sosyalist Demokrat Partisi Genel Sekreteri Hacı Mahmut’un açıklamalarına dayandırdı. Hacı Maıhmut’a göre, ABD’nin Irak Büyükelçisi Ryan Crocker Barzani’den Kerkük referandumunun 5 yıl ertelenmesini istedi. Ayrıca BM ve ABD’nin ortaklaşa hazırladığı Irak haritasında Kerkük Bağdat’a bağlı gösterildi.
Kuzey Irak’taki basına açıklamalar yapan Hacı Mahmut, “ABD büyükelçisi Crocker, Kürt önderliğine bundan 1 ay 7 gün önce 140’ıncı maddenin tatbik edilemeyeceği yönünde uyardı” dedi. Hacı Mahmut’un sözünü ettiği görüşme 19 Temmuz’da Bağdat’ta yapıldı. Bu görüşmeden sonra Crocker referandumun zamanında yapılamayacağını açıklamıştı. Barzani de hafta başında yaptığı açıklamada “ABD referandumun ertelenmesini istedi” demişti.Washington, Kerkük referandumunun yapılması durumunda Türkiye’nin göstereceği tepkiyi aşmaya çalışıyor. Amerikan yönetimi, Kerkük’e özel bir statü verilmesi ve kentin bu yolla kukla devlete bağlanması yönünde bir plana ağırlık verilmiş durumda.
Ulusal Kanal

PARİS’TE 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI


Fransa’daki Irak Türkmenleri Derneği başkanı Nihat bayatlı ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri, Paris Büyükelçiliğimizde düzenlenen, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Silahlı Kuvvetleri Günü kutlamaları davetlileri arasındaydılar.

Pazar, Eylül 02, 2007

Isvecli Disisleri Bakani Irak'ta

Isvec Disisleri Bakani Karl Bild'in Irak ziyareti nedeniyle Turkmenler tarafindan Acik Mektup yayinlandi
Acik Mektup
Sayin Isvec Disisleri Bakani Karl Bild

Isvec Disisleri Bakanliginin Irakli Multeciler konusunun ana gundem maddesini olusturan Irak ziyareti basta avrupa ulkeleri olmak uzere özellikle Isvecte ikamet eden Irak vatandaslari bakimindan onem arzetmektedir.

Isvec devleti ve hukumetlerinin insan haklarina saygili ve multeci haklari konularinda hassasiyetlerinin bilincindeyiz. Bu sebeple sayin bakanin Irak ziyaretinde gerek gerceklestirdigi gorusmelerde gerekse de Irakli etnik gruplar konusunda yapacagi degerlendirmelerde genel bakimdan Irak ve ozellikle Kürt idaresinin Türkmenlere karsi insan haklarina aykiri uygulamalarinin dikkate almasi arzumuzdur. Kerkük’un idaresini ele gecirmek ve Kürt yerel idaresine baglamak amaciyla anayasaya aykiri yontemlerle referandum gerceklestirmek konusunda israr etmektedirler. Bu gelismeler, insan hayatlarinin kaybina yol acacak ic savas ve katliamlarla sonuclanabilir.

Isvec devletinin Turkmenlerin durumunu goz onunde bulundurmasi ve Turkmenler adina ITC’nin muhatab alinmasini temenni ederiz.

Saygilarimizla
Isvec Turkmen Birlik Dernegi
Malmö

Perşembe, Ağustos 30, 2007

Avrupa Parlementosu önünde ITC Bayrağı Şahlandı


29 Ağustos 2007, Çarşamba Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Türkmenler Belçika'nın başkenti Bürüksel'de avrupa birliği konseyi binası önünde toplanarak, Irak'ta Türkmenlere yapılan tüm haksızlıkları protesto etti ve avrupa birliği dışilişkiler başkanlığına bir dosya verildi..


Bürüksel Avrupa Birliği (AB) Konsey ve Komisyon binasının önünde toplanan yüzlerce Türkmenler grup ellerinde İTC bayrakları ve pankartlarla Irak'ta Türkmenlere yapılan tüm haksızlıkları protesto etti. yapılan protestonun amacı Irak'taki Türkmenlerin uğradıkları haksızlıklara ve yeni Irak anayasasının 140. maddesinin sebep olduğu sıkıntılara dikkat çekmek. Bugün hazırladığımız raporu Avrupa Parlamentosu ve komisyonunda ilgili kişilere verildi.
Amacımız Bir an evvel Birleşmiş Milletler'den Kerkük'e müdahale etmesini ve Kerkük'e özerk bir statü verilmesini istiyoruz. Kerkük'ün yüzde 80′i Türkmen zira bütün belediyeler ve karakolların müdürleri, başkanları Kürt'lerin elinde. Türkmenlerin hiçbir söz hakkı yok.
Ayrıca 600 bin Kürt getirmişler ve Kerkük'ün Türkmen şehri olduğunu inkar ediyorlar. Nerden ve niye geldiler? Kerkük ne zaman Kürtlerin oldu? Bu haksızlıkları dünyaya yaymamız için bu mitiğ düzenlendi.


kerkuk.net

Salı, Ağustos 28, 2007

Maliki Kerkük sözünden dönmek zorunda kalacak

"Sünni blokunun hükümetten ayrılması sonrası Kürtlerle koalisyon yapan Maliki, Kerkük referandumunu engellememe sözü verdi. Başbakan, Kerkük'ün tek bir millet veya mezhebe ait olmadığını anlamalı"
28/08/2007
ABDUZZEHRA ERREKABİ
(Arşivi)Irak işgalinin mezhepçiliği ve faşizmi derinleştirdiği doğru. Ayrıca işgalle birlikte gelen veya zaten içeride bulunan bazı gruplar, işgalin yapılandırdığı siyasi etkinliklere katılmaları sonrası hukuki ve ahlaki açıdan meşruiyet kazanmadı. Bu durumun, iç savaşa giren Irak toplumunun çözülmesine önemli katkısı oldu. Ne var ki mezhepçilik ve faşizm, Maliki hükümetinde zirveye çıktı. Bu yönetim, başka grupları alçaltıcı hükümetinden uzaklaştırdı; sonrasında işgalin çirkin hedeflerine boyun eğilerek, mezhepçi Şii partileri Davet ve Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi'yle, Barzani ve Talabani'nin gruplarının faşist ve ayrılıkçı Kürt partileri arasında, mezhep temelli ve faşist bir koalisyon kuruldu. Bazı gözlemciler Kürtleri bu iki Şii partisiyle koalisyona götüren etkenleri sorguluyor. Bu partiler Şiilerin çoğunluğunu temsil etmiyor; zira, Sadr akımı, Fazilet Partisi ve bazı küçük ve bağımsız Şii grupların yanı sıra, İyad Allavi'nin grubuyla bağlantılı Şiiler de var. Maliki'yse bir yandan parlamentodaki çoğunluğunu korumak için Kürtlerle koalisyon yaparak ablukadan kurtulmaya, diğer yandan Sünni Uzlaşı Cephesi'ne alternatif olacak ancak hiçbir varlığı bulunmayan Sünni güçlerle ilişki kurmaya çalışıyor. Bu bağlamda Maliki'nin Kürtlerle, Sünni Uzlaşı Cephesi ve diğer Sünni gruplara karşı kendisiyle koalisyon kurmaları karşılığında yaptığı 'anlaşma'yı dile getirmek istiyoruz. Maliki, Kerkük'ün Kuzey Irak'taki Kürt oluşumunun kapsamına alınmasına yol açacak 140. maddenin hayata geçirilmesini engellemeyecek. Kentin Kürt Yönetimi'ne katılması Kürtlerin stratejik hedefi; Kürtler, bu petrol zengini kenti almaya çalışıyor. Böylelikle kuzeydeki Kürt oluşumu, kendisine ekonomik güç verecek büyük bir üssü ele geçirecek. Genelde Irak'ta ve özel olarak da Kerkük'teki şartların, durumu Kürtler lehine değiştirdiği şüphesiz. İşgalden bu yana büyük bir demografik değişim yaşanıyor. Kürtler Saddam döneminde tehcir edildikleri gerekçesiyle, Kerkük'e korkunç sayıda Kürt çekiyor. Önceki dönemin istatistikleri, kentin Türkmen çoğunluğa sahip olduğunu, Kürt, Arap, Asuri ve Keldanilerin sonradan geldiğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla Kerkük, Saddam'ın Araplaştırma hamlesine rağmen Türkmen olarak kaldı. Kürtler zulme uğradı ama Türkmenler de öldürme ve tehcir gibi uygulamalara maruz kaldı; milletlerini değiştirmeye zorlandı. Bir Türkmen ancak, 'Araplığa geçince' kentinde ev sahibi olabiliyordu. Türkmenler kültürel ve siyasi haklardan da mahrum bırakıldı. Hiç kuşkusuz Kürtler Maliki'yle kara kaşı kara gözü için koalisyon yapmadı. Bu koalisyon. Maliki'nin kısa vadede 140. maddenin uygulanmasını engellememesini öngörüyor. Kürtlerin böyle bir anlaşmayı, Maliki'nin devirdiği İbrahim Caferi hükümetiyle imzalayamadığı söylebilir. Caferi ikinci kez başbakan adayı olduğunda, bu anlaşmayı reddetmişti. Kürtler de Caferi'nin adaylığına karşı çıkmıştı. Kürtlerin bu vetosu, Caferi'nin 140. maddenin uygulanmasını engellemesine misillemeydi. Fakat Kürtlerle bu tür bir anlaşma, iç ve bölgesel birçok sebepten ötürü başarı sağlayamaz. Ayrıca, Kerkük Türkmen kimlikli olsa bile, hiçbir Türkmen bu kentin sadece Türkmen kenti olduğunu söylemeye cesaret edemez. Araplar, Türkmenler, ve Asuriler Kerkük'ün bir Irak kenti olduğunda hemfikir. Siyasete giren dinci Şii gruplar da dahil Şiiler, ihanet sayılacak tarihi ve stratejik bir ahmaklık yapamaz. Bunun en basit örneği Sadr akımı ve Fazilet Partisi gibi dinci Şiilerin, siyasete katılmalarına rağmen 140. maddenin uygulanmasını reddetmesi.
(Katar gazetesi Raye, 23 Ağustos 2007)

Salı, Ağustos 21, 2007

Türkmen Cüneyt Hamit Avrupa'nin Olimpiat Umudu

Danimarka Ulusal Taekwando Takımının Olimpiyat favorisi Türkmen Cüneyt Hamit.

Dünya Spor Olimpiyatlarında Avrupayı temsil edecek Taekwandocular başarı için önce İngiltere sonra da İstanbulda ülkeleri adına elemelere katılacaklar.

Avrupa ikinciliği ve bir çok uluslararası turnuvaralardan birincilik kazanan Türkmen sporcu son yılların tartışmasız Danimarka şampiyonu ve olimpiyat umudu.

Cüneyt'in hedefi Olimiyatlarda dereceye girerek Türkmen Bayrağını dünyaya göstermek.

Röportaj

Erbil Vakfı Sitesi tarafından yapılan Dr. Saadettin Ergeç röportajını yayınlıyoruz:
Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Türkmen Milletvekili Dr. Sadettin Ergeç, Irak'ın en son fotoğrafını çekerek, Türkmenlerin çilesini anlattı. Lider ve parlamenter olarak yaşanan zorlukları dile getirdi... Ergeç, Kerkük ile ilgili bir gerçeği, tek cümlede özetledi: “Kerkük Ateşten gömlek” .

Erbil Vakfı: IRAK'TA 2007 SONUNDA YAPILMASI BEKLENEN REFERANDUM KONUSUNDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
ERGEÇ:Kerkük’te normalleştirme olmadığı takdirde, Iraklı Türkmenler olarak 2007’de yapılması planlanan referanduma katılmayız. Mevcut Anayasa'ya göre, 2007 yılında Kerkük'te referandum yapılmaması gerekiyor. Ama anayasa referandumdan önce bir normalleştirme ve bir sayım öngörüyor. Normalleştirme öyle kolay bir iş değil. Nüfus ve mal rejiminin yeniden düzenlenmesi daha doğrusu işgal öncesindeki hale getirilmesi gerekiyor. Peşmergenin tapu ve nüfus dairesini talan ettiği Kerkük'te bunu sağlamak çok zor.. Dolayısıyla şartlar oluşmadığı takdirde referandumun gerçekleşmemesi için elimizden geleni yaparız. Bildiğiniz gibi, Kerkük’te demografik yapı Kürtler lehine bozulmuştur. Birleşmiş Milletler kayıtlarında, Saddam döneminde Kerkük’ten göçe zorlanan Kürtlerin sayısı 11 bin 700, Irak resmi kayıtlarında ise bu rakam 11 bin 885'tir. Hâlbuki Kerkük’e işgalden sonra getirilerek seçim kütüğüne kaydettirilen Kürtlerin sayısı 227 bin civarındadır. Bu bize göre 500–600 bin nüfusa tekabül eder. Üstelik bunların çoğunluğu Kerküklü değildir.. Çoğunluğu Irak'a komşu ülkelerden getirilmişlerdir.
Dolayısıyla Kerkük’ün demografik yapısı bozulmuştur. Bu nedenle normalleştirme bizim için büyük önem arz etmektedir. Bu haksızlıklar giderilir şartlar düzeltilir ve normalleşme sağlanırsa referandumdan niye korkalım. Biz normalleştirme sürecini takipçisi olacağız.. Zaten sağlıklı bir sayım yapıldığında her şey ortaya çıkar. Demografik yapı düzeltilmezse, yapılacak bir referandum kimseyi mutlu etmez... Şu anda Irak’ın sorunları çok büyük... Kerkük ise mihenk taşı.. Biz her zaman diyoruz ki öncelikle Kerkük üzerinde uzlaşalım.. Ama 2003’ün şartlarına göre anlaşalım. Bize ait olan arazileri teslim edin. Yani benim sende neyim varsa ver, senin neyin varsa al. Ancak, bugünün şartlarına göre değil. Bize ait araziler geri verilmedikçe bu sürecin içinde olmayacağız. “Kürt nüfusu ile doldurulmuş Kuzey Irak’ta yapılacak referandumu meşru saymıyoruz... Türkmen ve Arap grupların sayımda ve referandumda yer almayacaklarını söyledi.Normalleştirme sağlanmazsa Türkmenler de Araplar da, sayıma ve referanduma katılmaz. Böyle bir prensip anlaşmamız var. Zaten, bu koşullarda, referandum 2007 yılında yetişmez. Kerkük’te 'normalleştirme' olmadığı takdirde sayıma ve referanduma katılmayız ya da bunu yaptırmayız..
Erbil Vakfı: , ABD’NİN BİR BÖLGE POLİTİKASI VAR MI?
ERGEÇ: Amerika'nın başına Irak çorabını Beyaz Saray'daki şahinler ördü... Amerika çok büyük itibar kaybetti. İşgal ve sonrasındaki süreç, Bush'un siyasi kariyeri bile etkilemiştir... Biz, ABD’nin yanlış hesabının Bağdat’tan döndüğünü düşünüyoruz... ABD'nin ve Irak'ın kaderinin, 7 Kasım seçimleriyle birlikte zaman içinde değişeceğine inanıyoruz. ABD'nin yaptığı en akıllıca işlerden biri, Demokrat ve Cumhuriyetçi partinin önde gelen iki eski politikacının başkanlığında bir çalışma grubu oluşturmasıdır. 6 Aralık'ta açıklanan rapor, ABD'nin sadece Irak'ta değil Ortadoğu'daki geleceği için, milli bir stratejik belgesi olarak kabul edilebilir.. Bu rapora göre ABD'nin Irak'ta izlediği politikada değişiklikler beklenmektedir. 2008 yılı içinde bölgeden çekilmeye başlayabilirler. Yanlışlarını gördüler şimdi onları ortadan kaldırmak zorundalar. Köklü değişiklikler olacaktır.. ABD hatanın neresinden dönse kardır..
Erbil Vakfı: IRAK ÇALIŞMA GRUBUNUN RAPORU HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİZ?ERGEÇ:Irak Çalışma Grubu Eşbaşkanları Mr. James Baker ve Mr Lee Hamil ton’a mektup yazdım. Kendilerinin, Irak Çalışma Grubu'nda yer almasını dünya barışı için bir şans olduğunu, hazırlayacakları raporunda, Ortadoğu’nun ve özellikte de Irak'ın huzura ve istikrara kavuşmasında büyük katkısı olacağını düşündüğümü söyledim. Mektubumda, tezlerimizi dile getirdim... Görüşlerimiz rapora yansıdığını, çoğu tespitlerimizin raporla örtüştüğünü gördüm.. Bu da bizi umutlandırdı... İki deneyimli politikacı tarafından hazırlanan raporu akılcı ve gerçekçi buluyorum. Irak Çalışma Grubu'nun raporu, 142 sayfa ve 79 tavsiye içeriyor. Tavsiyelerin 30. maddesinde, Türkmenlerin de savunduğu gibi, Kerkük'te yapılacak referandumun ertelenmesi öneriliyor. Irak Çalışma Raporu'nun diplomatik çabalar bölümünde; Kerkük konusunda tarafların mutabık kalacağı bir anlaşmaya varılmasının önemi vurgulanırken, tavsiyelerin 30. maddesinde ise aynen şöyle söyleniyor: "Kerkük'te yaşanan vahim duruma karşın, etnik şiddeti durdurmak için uluslararası bir tahkime gidilmesi, bir barut fıçısı olan Kerkük'te Irak Anayasası'nın öngördüğü referandumun yapılmasının patlamaya neden olacağı ve dolayısıyla ertelenmelidir. Bu sorunun uluslararası Irak'a destek grubunun diplomatik çalışmalarının gündemine alınması gerekir." Bildiğiniz gibi, Irak Çalışma Grubu raporu Bush yönetimine, "Irak stratejisini derhal değiştirmesi" çağrısında bulunuyor. Bush bu çağrıya uyar mı uymaz mı zaman gösterecek. Bu çağrıya uyulması da işgali mazur göstermez ama hem ABD'ye hem de Ortadoğu'ya büyük hizmet edilmiş olur..

Erbil Vakfı: TÜRKİYE’NİN IRAK POLİTİKASI NEDİR?
ERGEÇ:Türkiye'nin Irak Türklerini birleştirip, bütünleştirmek için çabaları var. Bu amaçla, toplantılar düzenliyor. Türkmen milletvekilleri, önde gelen siyasi oluşumlar ve kişiler çağrılıyor. Bu toplantıların olumlu ve umut verici bulduğumu söyleyebilirim. Dikkat ederseniz, Irak Çalışma Grubu'nun raporun bir bölümünde, Türkiye'nin önemli bir Sünni Müslüman ülke olarak Irak'taki uzlaşma sürecine katkıda bulunabileceğine işaret ediliyor. 'Türkiye'nin Irak'ın bütünlüğünü koruması ve ülkenin PKK için bir barınak olmasının önlenmesindeki çıkarı dikkate alındığında, Ankara'nın çabalarının bilhassa yardımcı olabileceğinin' altı çiziliyor. Bu arada hemen belirteyim, Türkiye sadece Türkmen gruplarıyla değil, Irak'taki bütün gruplara görüşüyor ve eşit mesafede duruyor..
Erbil Vakfı: TÜRKMEN SİYASİ VARLIĞI VE POLİTİKASINI AÇIKLAR MISINIZ?ERGEÇ:Türkmenlerin sağduyusunun ve öngörüsü, Hükümete bir bakan ve Irak Ulusal Meclisi’ne de sekiz milletvekiliyle yansıyor. Demokratik mücadelelerinde artık her kesimden taraftar bulabiliyoruz. Irak’ta yalnız olmadığımızı, en azından bizim gibi düşünenlerin her geçen gün arttığını söyleyebilirim. Zamanın bizi haklı çıkardı ve bütün tezlerimiz bugün kabul gördüğünü söyleyebilirim. Biz Irak’tan koparıldığımız anda Irak’ta her şey biter. Biz, gücümüzü Irak’ın toprak bütünlüğünde gördüğümüz için bu yönde mücadele veriyoruz. Musul, Kerkük, Tikrit, Diyala bölgelerinden milletvekilleri ile bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda da Irak’ın birliği ve varlığını koruma kararlılığı çıktı.. Biz, başından beri Irak’ın toprak bütünlüğünden yanayız. “Türk-Kürt, Sünni-Şii ayrımına kesinlikle karşıyız. Kim kendini nasıl nitelerse nitelesin, hepsinin birleştiği ortak bir nokta olsun. Bu da Irak üst kimliğidir. Biz bunu istiyoruz. Irak'ın istikrarının olmazsa olmaz koşulu, Irak’ın toprak bütünlüğü ve Irak üst kimliğinde birleşilmesidir. Ayrıca Türkmenler, Anayasa'da 3. asli unsur olarak tadat edilmeli ve Kerkük özel statüye kavuşturulmalıdır.
Erbil Vakfı: KERKÜK GERÇEĞİNİ BİR DE SİZDEN DİNLEYELİM...
ERGEÇ: Kerkük, bugün işgal altındadır. Kürtler bugün Kerkük’teki bütün resmi daireleri işgal etmişlerdir. Vali, vali yardımcısı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığının hepsi Kürtlerdendir. Kerkük’te bütün önemli noktalara Kürtler yerleştirilmiştir. Benim bir Eğitim Genel Müdürümü öldürdüler. Bir genel müdür yardımcımız vardı. Bunu bile problem yaptılar. Ayrıca Türkmenleri kaçırılıyor. Fidye için de, siyasi nedenlerle de bu kaçırmalar gerçekleşiyor. İntihar bombacıları arttı, faili meçhul cinayetler ve suikastlar çoğaldı. Son zamanlarda Irak Türkmen Cephesi mensuplarına yöneldiler... Irak’taki Türkmenler üzerindeki baskının her geçen gün artmaktadır. Türkmenler Kerkük’ten göçe zorlanmaktadır. Şehirdeki bu can pazarı halkı göçe zorluyor. Bizim insanımızın göç etmesinden kimler istifade eder? Bu işi yapanlar kimler? Elimizde biri olmadığı için kimseyi suçlayamıyoruz... Kerkük ateşten bir gömlek oldu... Kerkük'te yaşamak yürek işi oldu...

Erbil Vakfı: KÜRT LİDERLERLE TEMASINIZ VAR MI, GÖRÜŞÜR MÜSÜNÜZ?
ERGEÇ:Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile iki defa görüştüm Bize yardım etmek istemiyor, daha doğrusu yardım etmek istiyormuş gibi yapıyor. Talabani’nin verdiği sözleri tutmuyor. İlk görüşmemde düşüncelerimizi sordu, anlattık. ‘Türkmenlere karşı hatalı hareketler yapıldığının farkındayız’ dedi. İkinci defa Kerkük valiliğinde yapılan toplantıda görüştüm. Bu görüşmede bana ‘11-12 yıldır Kürtler iktidar oldu. Biz iktidara doyduk. 80 yıldır Araplar hükmediyorlardı, artık sıra size geldi. Türkmenler de iktidar olsun. Onlar da görev yapsın’ diye konuştu. Ben de Türkmenlerin hakkının verilmesi için eski duruma dönülmesini istedim. Oturur konuşuruz dedim. Talabani Türkmen davasına Barzani’ye göre daha yakınmış gibi görünüyor. Ancak verilen sözler hiçbir zaman yerine getirilmedi. Biz hazırız her şey normale dönsün oturup o zaman kozlarımızı paylaşırız... Irak'ta bir “Kürt devleti” kurulmasını mümkün görmüyorum. Zaten, Iraklı Kürt vatandaşlarla bir problemimiz yok. Problem, aşırı istekleri olan siyasi lider ve kadrolardan kaynaklanıyor. Türkmenler, Kürt karşıtı değildir. Ancak bu şartlarda Türkmenlerin, Kürtlerin izledikleri politikaları onaylamaları düşünülemez.. Türkiye kabul etse bile...
Erbil Vakfı:TÜRK MİLLETİNE BİR MESAJINIZ OLACAK MI?
ERGEÇ:Türkmenler, Irak'ta sürekli baskı ve zulme maruz kalmaktadır. Nihai hedef, Türkmenleri yok etmek, yok edilemeseler bile, Türkiye'den, Türk milletinden ve hatta Türk dünyasından koparmaktır. Bu nedenle Türkmenler, haklarını kazanabilmek için siyasi mücadelelerini yoğunlaştırmalıdır. Türkiye'de de Türkmen propagandası ve siyasi bilinçlendirme kampanyası hızlandırılmalıdır.. Türkmen sevdalısı bütün sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir...

Cumartesi, Ağustos 18, 2007

AÇIKLAMA

18 Ağustos 2007


Irak sorunu, dünya siyasi arenasının en karmaşık örneğini teşkil etmektedir. Farklı etnik ve mezhep guruplarının çatışmaları, dış müdahalelerin de desteğiyle hergün biraz daha şiddet kazanmaktadır.

Silah ve savunma gücü olmadan sözkonusu çatışmalar karşısında can ve mal güvenliğimiz tehlikede oldğu gibi, diğer grupların Türkmeneli üzerindeki siyasi hedefleri de birliğimizi ve siyasi varlığımızı tehdit etmektedir.

Özellikle bu şartlar göz önünde bulundurularak Türkmen toplumunun kenetlenmesi hayatî önem taşıdığı bir dönemde başta Irak Türkmen Cephesi ve lideri, dış temsilcileri ve bünyesindeki kurum ve yöneticilerine karşı başlatılan sistematik haksız suçlama ve saldırıları toplumsal birliğimizi ve siyasi varlığımızı hedef alan girişimler olarak görmekteyiz. Her kurum ve yönetici veya şahsiyetine karşı özellikle yabancı mihrakların bilgisine servis yapan bireysel elektronik medya araçlarıyla her türlü saldırıyı bütün Türkmenlere karşı yapılmış addederiz.
Bu haksız girişimlere ve müsebbiplerine karşı olduğumuzu, ITC ve Türkmen toplumunun birliğini hedef alan hertürlü saldırıyı kınadığımızı beyan ederiz.


Saygılarımızla

Kurum ve Şahsiyetler :

Aydın Tayfur – Yöteborg Türkmen Kültür Derneği
Halit Sarıkahya – London Türkmen Merkezi
Fazıl Abdullah – Detroit Türkmen Center
Jamal Kerim – Norveç IRAQIYOON
Ümit Köprülü – Finlanda, Araştırmacı/Yazar
Amir Karanaz – Danimarka, yazar
Shokor Salih – Almanya, Irak Türkmen Fed.
M. Saleh Fuad – Danimarka Arhus Irak Türkmen Derneği
Remzi Jasım _ Almanya, Hamburg Irak Türkmen Derneği
Nurettin Hamit – Türkmen Mücadelesi Türkmeneli
Nejmettin Vali – Kanada Türkmen Merkezi
Sabah Kazancı – Kanada, windsor Türkmen Der.
Kasim Kazancı – Kanada, Ottowa Türkmen Der.
Nihat Bayatlı – Fransa, Irak Türkmen Derneği
Ömer Terzi – Hollanda, Irak Türkmen Eğitime yardım derneği
Halil Merden – Hollanda, Irak Tanış Türkmen Der.
Halil Halil – kanada, Hamilton Gürgür Baba Türkmen derneği
Ahmet Rauf – İsveç, Malmö Irak Türkmenleri Derneği
Necmettin Mustafa Rauf – Almanya, Stuttgart Irak Türkmen Derneği
Mahmut Rauf – Danimarka, IRAQIYOON
İbrahim Rauf – Danimarka Türkmen Radyosu
Ali Ali Hakkı - Yöteborg IHD
Muhammed Hurşit – İsveç, Malmö ITIHÖ
Savaş Nurettin Hamit – Danimarka, Kopenhag
Sinan Ali Sait – İtalya, bir ocak Türkmen der.
Ali S. Yılmaz – ABD Chicago Bir Ocak Türkmen Kül. Der.
Dr. Mehmet Fahri – İsveç, Vasteros Kerkük Kült.
Der.Kubilay Leylanlı – Stockholm, ITKD
İsam Demirci, Münih Türkmen Eğitim Derneği
Mehmet Bayatlı-Isveç, YANARKENT
Fuat TİGİN- Türkmeneli Aydınlar Derneği-Türkiye
Mahmut Kasap- Irak Türkleri KYD, Türkiye
Kasım Zeynelabdin- IRAQIYOON, Isveç



“Bir toplum, kendi içinden parçalanmadıkça fethedilemez.”
W. DURANT

Salı, Ağustos 14, 2007

Türkmenlerden Barzani'ye insanlık suçu davası


Türkmenlerden Barzani'ye insanlık suçu davası
14 Ağustos 2007, Salı
Irak Türkmen Cephesi'nin Türkiye temsilcisi Ahmet Muratlı tarafından da doğrulandı. Muratlı, "Barzani'nin Saddam'la bu işbirliğinde Türkmenler, Araplar ve Kürtler çok önemli isimlerini yitirdiler. 34 Türkmen'in hala nerede olduğuna dair hiçbir bilgimiz yok.
Iraklı Türkmenler, Barzani hakkında "Saddam Hüseyin gibi insanlık suçu işlediği" iddasıyla dava açtılar
Iraklı Türkmenler, son dönemde Türkiye'ye yönelik tehditkar açıklamalarda bulunan ve terör örgütü PKK'ya her türlü desteği sağlayan Irak Kürdistan Demokratik Partisi (IKDP) lideri Mesud Barzani hakkında "Saddam Hüseyin gibi insanlık suçu işlediği" iddasıyla dava açtılar.
Irak Türkmen Milliyetçi Hareketi (ITMH) tarafından 20 Haziran 2007'de Bağdat'taki Irak Merkez Savcılığı'na yapılan resmi başvuruda, Barzani'nin, Irak'ın idam edilen devrik lideri Saddam Hüseyin ile birlikte 1996 yılında Erbil'de ortak katliam gerçekleştirdiği, bundan dolayı da Saddam gibi yargılanması istendi.
BM RAPORU RESMİ KANIT
Türkmenlerin başvurusunda 31 Ağutos 1996'da Erbil'de yüzlerce Türkmen, Arap ve Kürt'ün öldürülmesi ile aralarında ITMH'nin o dönem önemli isimlerinden Aydın Iraklı'nın da bulunduğu 34 Türkmen ileri geleninin Barzani tarafından Saddam'a bizzat teslim edilip, Bağdat'ta katledildiklerini kanıtlayan BM İnsan Hakları Komisyonu'nun 18 Kasım 1996 tarihli A-51-496 dosya numaralı raporu da Irak Merkez Savcılığı'na kanıt olarak sunuldu. Başvuruda, çok sayıda Türkmen'in yanı sıra Arap ve Kürt ailesinin de Barzani hakkında dava açılması talebi yer aldı.
CESETLER BULUNAMADI
ITMH'nin bu girişimi, Irak Türkmen Cephesi'nin Türkiye temsilcisi Ahmet Muratlı tarafından da doğrulandı. Muratlı, "Barzani'nin Saddam'la bu işbirliğinde Türkmenler, Araplar ve Kürtler çok önemli isimlerini yitirdiler. 34 Türkmen'in hala nerede olduğuna dair hiçbir bilgimiz yok. Öldürüldükten sonra, parçalara ayrılıp Irak çöllerine atıldıklarını tahmin ediyoruz" dedi.
TALABANİ'YE KARŞI SADDAM'LA İŞBİRLİĞİ
Birinci Körfez Savaşı sonrası Erbil, 1991'de güvenli bölge ilan edildi ve şimdiki Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin liderliğini yaptığı Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (IKYB) denetiminde yer aldı. Bu duruma karşı çıkan Barzani, Saddam'a, "Birlikte Erbil'i Talabani'nin elinden alalım teklifi" götürdü. Saddam bu teklifi kabul etti ve 31 Ağustos 1996'da Barzani'ye bağlı Peşmergeler ile Saddam güçleri ortaklaşa harekat başlatarak, Talabani güçlerini 10 gün içinde Erbil'den uzaklaştırdı. Barzani'nin tek tek verdiği adreslere düzenlenen baskınlarda Türkmenlerin 34 ileri geleni evlerinden alınarak Bağdat'a götürülüp öldürüldü. ITC Türkiye Temsilcisi Muratlı, "Her şey BM raporlarında kayıtlı. Irak Merkez Savcılığı'na yapılan başvurunun kısa sürede sonuçlanmasını ümit ediyoruz" dedi. Vatan

Perşembe, Ağustos 09, 2007

Maliki'yi ITC TT sn. Muratli Karsiladi

Başbakan Maliki'yi Esenboğa Havalimanında Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Çelikkol, Irak Türkmen Cephesi Ankara Temsilcisi Ahmet Muratlı, Irak Hükümet Sözcüsü Ali Debbağ ve diğer yetkililer karşıladı.

Pazartesi, Ağustos 06, 2007

Telafer ve Bağdat'ta Şiddet


Meydana gelen şiddet olaylarında Telafer'de 25, Bağdat'ta 5 kişi öldü

Irak'ta Türkmen kenti Telafer ve başkent Bağdat'ta meydana gelen şiddet olaylarında 30 kişi öldü.
Irak'ın kuzeyindeki Türkmen kenti Telafer'de bir intihar komandosunun bomba yüklü araçla düzenlediği saldırıda 25 kişi hayatını kaybetti.
Saldırıda, 22 kişinin de yaralandığı haber veriliyor.
İntihar eylemcisinin, kamyondaki inşaat malzemelerinin altına gizlediği patlayıcıları, Telafer'de, kalabalığın arasında havaya uçurduğu bildiriliyor.
Saldırının ardından, kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Başkent Bağdat'ta da Şiilerin yaşadığı Diyala bölgesinde yola yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 5 kişi öldü.
Saldırıda, 8 kişinin de yaralandığı bildiriliyor.

Maliki'nin Kritik Türkiye Ziyareti

Washington Post: Türkiye, Maliki'yi terör konusunda son kez uyarmalı

Amerika Birleşik Devletleri'nde yayımlanan The Washington Post gazetesi, Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin yarın (07.08.2007) başlayacak Ankara ziyareti sırasında Türkiye'nin, terör örgütüne karşı harekete geçilmesi konusunda Irak'ı son defa uyarmasının beklendiğini yazdı.
Gazetenin haberinde, buna karşın Irak'ın terör örgütü PKK'ya karşı harekete geçmemesi durumunda Türkiye'nin sınır ötesi harekata girişebileceği kaydedildi.
The Washington Post'a konuşan uzmanlar da, Türkiye'nin yakın zamanda Irak'ın kuzeyine askeri operasyon gerçekleştirmesinin olası olduğunu belirttiler.
Amerika Birleşik Devletleri'nin eski Ankara büyükelçisi Morton Abramowitz de Washington'dan, terör örgütüne karşı harekete geçmeleri için Iraklı Kürtlere baskı yapmasını istedi.
Abramowitz, Iraklı Kürt grupların buna yanaşmaması durumunda Washington'un kendisinin harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Gazetenin haberinde, Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'tan sorumlu Merkez Komutanlığı'nın, bölgede yeni bir cephe açılmaması için Türkiye'nin "terör örgütüne karşı harekete geçilmesi çağrılarına" aylardır direndiği anlatıldı.

Çarşamba, Ağustos 01, 2007

Takvim işlemiyor, Kerkük referandumu ertelenebilir

01 Ağustos 2007, Çarşamba
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Ankara Temsilcisi Ahmet Muratlı, ortaya çıkan durumu Zaman'a değerlendirirken, "Normalleştirme yapılamadı, nüfus sayımı da gerçekleştirilemiyor.
Gelecekteki statüsüne ilişkin büyük tartışmalar yaşanan Kerkük'te nüfus sayımının gerçekleştirilememesi, yıl sonunda yapılması öngörülen referandumu tehlikeye soktu. Nüfus sayımı gerçekleştirilmeden referandumun yapılamayacağına dikkat çeken Türkmenler, referandumun tümüyle gündemden çıkarılmasından yana. Kerkük'ü, "Kürdistan'ın Kudüs'ü" olarak gören Kürtler ise nüfus sayımı takviminin kaçırılmasına tepkili. Bağdat merkezli El-Hurra Televizyonu'na konuşan Irak'ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetiminin başkanı Mesud Barzani, referandumun ertelenmesi ya da uygulanmadan kaldırılmasını kabul etmeyeceklerini yinelerken, "Yasal ve anayasal yolların tıkandığından umudumuz kesilirse, başka yollara başvurmamız da doğal hakkımızdır." tehdidinde bulundu. Irak hükümetinin referandum yapılmasını sürüncemede bıraktığını öne süren Barzani, "Anayasanın referandum öngören 140'ıncı maddesi uygulanmazsa, gerçek bir iç savaş başlayacak." diye konuştu.
İngiltere'de yayınlanan The Financial Times gazetesi, Irak merkezî hükümetinin Kerkük'ün gelecekteki statüsünü belirleyecek referandum öncesinde nüfus sayımını yapamadığını, seçmen listesini hazırlayamadığını yazdı. Nüfus sayımının yapılması için 31 Temmuz (dün) tarihinin son gün olduğuna dikkat çeken gazete, "Hükümetin bu tavrı, verdiği sözleri tutup tutmayacağı konusunda soru işaretleri doğurdu." yorumunda bulundu. Yıl sonunda yapılması öngörülen referandumdan önce, Saddam Hüseyin döneminde Kerkük'ten göç ettirilenlerin geri dönmesinin sağlanması (normalleştirme süreci) ve nüfus sayımının yapılması gerekiyordu. Normalleştirme süreci tamamlanamadığı gibi nüfus sayımı da dün itibarıyla gerçekleştirilemedi. Irak Türkmen Cephesi (ITC) Ankara Temsilcisi Ahmet Muratlı, ortaya çıkan durumu Zaman'a değerlendirirken, "Normalleştirme yapılamadı, nüfus sayımı da gerçekleştirilemiyor. Bu durumda referandum yapılamaz. Buna ne Türkmenler ne Araplar ne de bir kısım Kürtler izin verir. Kerkük'te referandum yapılmamalı ve Bağdat, Basra ile birlikte Kerkük'e de 'özel statü' verilmeli. Biz normalleştirmeden, yerlerinden edilenlerin Kerkük'e dönmesinden yanayız." dedi. Muratlı, referandumu düzenleyen maddenin Irak Anayasası'ndan çıkarılması hususunun anayasa tadilatı yapacak komisyonun gündeminde olduğunu ve konunun 4 Eylül tarihinde Irak Meclisi'nin yeniden açılmasıyla gündeme geleceğini de anlattı.
Bölgedeki Türkmenlerin yanı sıra birçok Iraklı Sünni ve Şii Arap, Kerkük'ün Kürt bölgesine dahil edilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Birçok düşünce kuruluşu referanduma karşı bu 'derin' muhalefete dikkat çekerek bunun ertelenmesi, hatta iptal edilmesin görüşünde. Ankara da işgal sonrası bölgeye binlerce Kürt ailenin yerleştirilmesiyle demografik yapının bozulduğunu belirterek erteleme istiyor.
'Silah zoruyla göç' iddiası
Anayasaya göre 31 Aralık tarihine kadar yapılması öngörülen referandumda Saddam'ın Araplaştırma politikaları öncesinde Kerkük'te yaşadığını ispat eden Iraklılar oy kullanabilecek. Bunu tespit için de 1957 ve 1971 sayımları ile tapu ve gıda karnesi gibi belgelerden yararlanılacak. Saddam döneminde bölgeye yerleştirilen ailelere, geri dönmeleri için 16 bin dolar tazminat ile gidecekleri bölgelerde toprak öneriliyor. Şimdiye kadar 16 bin ailenin tazminat karşılığında gönüllü olarak dönmeyi kabul ettiği ifade ediliyor. Ancak Sünni siyasiler, Kürtlerin Arap ailelerini, silah zoruyla bölgeyi terk etmeye zorladığını belirtiyor.
Süleyman Kurt
Zaman

ITC Bildiri

Wednesday, 01 August 2007
Irak Türkmen Cephesi-Genel Merkezi
Sayı:45
Tarih: 01.08.2007
BildiriIrak haklının yaşadığı acılar bundan fazla tahammül ve baskılara dayanılmaz oldu, Irak hür bir ülkedir, Kerkük Irak'ın bir parçasıdır. Çok tehlikeli bir açıklıkla kuzey bölge başkanı Mesut Barzani El-Hurra uydu kanalında bütün Irak siyasi taraflarına ve bölge ülkelerine tehditler savurarak 140. maddenin son bendi olan ve Kerkük'ün geleceğini belirtecek referandumu uygulayacaklarını ilan ediyor..
bunun olmaması halinde bir iç savaşın ne pahasına olursa çıkacağını açıkca sölüyor bu açıklamalar, halkından yana sorumluluk taşıyan bir şahstan çıkması bir siyasi iflastır ve dar görüştür. Irak hükümetinden, Barzani'nin teditlerine bir açıklık getirmesi ve görüşünü belirtmesini, bu bir terör suçudur buna göre icraat almasını talep etmekteyiz. Bütün Irak siyasi partilerini de bu açıklamalara karşı görüş belirtmelerini, iklim devletleri, Birleşmiş Milletler ve insan hakları kuruluşlarını hemen duruma müdahale etmeleri ve açıkca Barzani'nin işaret ettiği Kerkük'te bir iç savaşın önlenmesi için harekete geçmelerini talep ederiz.
ITC Siyasi Dairesi
Kerkük

BİLDİRİ

Kerkük başta olmak üzere Türkmeneli’nin bütün bölgelerinde Türkmenlere karşı artan terör ve şiddet olayları Türkmenleri yakın gelecekte bekleyen tehlikelerin başlangıcıdır.
Türkmen halkı ve özellikle Türkmen siyasetçilerine karşı başlatılan saldırılar ciddi boyut kazanmaktadır.
Kerkük’ün Irak’tan ayrılmasına karşı en önemli engel ITC ve Türkmenler, terörist saldırıların ve silahlı milis gruplarının hedefi konumundadır.
Irak ordusunun Türkmenlerin güvenliğini sağlayamadığı gibi muhtemel bir iç savaş durumunda Türkmenleri telafisi imkansız bir katliam beklemektedir. Türkmenlerin kendi silahlı güçleri bulunmamakta, saldırılara karşı savunmasız ve siyasi varlığını koruyacak yaptırım gücü de kalmamaktadır.
Bu nedenle Türkmenlerin can, mal ve siyasi varlığını koruyabilmesi amacıyla güvenlik ve caydırıcı güç niteliğinde gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Biz Türkmen sivil kuruluşları olarak Irak Türkmen Cephesi yetkililerine ve Türkmenlere karşı gerçekleştirilen hain saldırıları şiddetle kınıyoruz. Ayrıca Türkmenlerin ortak merkezde kenetlenmesi ve ITC’nin silahlı bir güç teşkil etmesi gerekliliğine inanmakta ve bu konudaki girişimleri desteklemekteyiz.

Türkmen Siyasi Komitesi
Genel Sekreterliği
turkmenkomite@gmail.com

Salı, Temmuz 31, 2007

Türkmenler savunmasız


31 Temmuz 2007, Salı
Ahmet Muratlı, saldırıların nedeni olarak Türkmenlerin kendilerini koruma gücünün olmamasını gösterdi Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı, Türkmenlerin kendilerini koruma gücünün olmamasının saldırganlara cesaret verdiğini söyledi.

Referandum yaklaştıkça Türkmenlere yönelik saldırılar da şiddetlenerek artıyor. Kerkük'ün Tuzhurmatu ilçesine bağlı Yengice köyünde ITC'ye yapılan ve 7 Türkmen'in hayatını kaybettiği saldırının ardından açıklamalarda bulunan ITC Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı, Türkmenlerin savunmasız olduğunu açıkladı. Muratlı, ITC'nin Yengice sorumlusu Adnan Rıfat'ın hem ev hem büro olarak kullandığı konutunun, önceki gün bölgeden geçen Toyota marka bir aracın içindeki silahlı kişilerce tarandığını kaydetti. Muratlı, saldırı sırasında Rıfat'ın aile üyeleriyle birlikte konutunda bulunduğunu, olayda Rıfat'ın ağır yaralandığını, iki oğlunun ve yeğenlerinin ise şehit olduğunu söyledi. Muratlı, saldırıda 5 Türkmen'in da hayatını kaybettiğini belirtti.
Düğmeye bastılarAhmet muratlı, "ITC'nin özellikle genel başkan ve yöneticilerine karşı çeşitli kanallardan düğmeye basıldığına ve Türkmenlerin siyasi kuruluşunun hedef seçildiğine" dikkati çekti. Muratlı, bu tip olayların, hiç kimsenin Türkmeneli bölgesini korumak için bir önlem almaması, Türkmenlerin de kendilerine özgü bir koruma gücünün olmamasından dolayı başlarına geldiğini söyledi. Muratlı, Türkmeneli bölgesine 6 bin peşmerge gücünün yerleştirilmesinin talep edildiğini ve bu güçlerin zaten bölgeye yerleşmeye başladığını belirtti. Kerkük'te son bir ayda düzenlenen saldırılarda 164 Türkmen hayatını kaybetti.