Pazartesi, Mayıs 29, 2006

Türkmen Sporcumuz Avrupa Şampiyonasında

Danimarka Televizyonunun Türkmen sporcu ile röportajını izlemek için tıklayınız TV2.
DR TV
Foto


Almanya'nin Bonn şehrinde gerçekleştirilen Avrupa Taekwondo Şampiyonasına katılan Iraklı Türkmen Cüneyt Nurettin Hamid Avrupa'nın en iyi ikinci Taekwondocu ünvanını kazandığı gümüş madalya ile aldı.
Danimarka Milli Takımıyla Avrupa Şampiyonasına katılan Türkmen Cüneyt bu başarısıyla Danimarkaya gümüş madalya kazandırırken Türkmenleri de gururlandırdı.
Aralarında Hırvat, güney kıbrıs Rum, fransız'ın bulunduğu dört rakibini farkla yenerek finale yükselen Türkmen sporcu Azerbaycanlı soydaşıyla kıyasıya bir final mücadelesinden sonra altın madalyayı kıl payı kaçırdı.
Litvanyalı rakibini teknik knock-out ile yendiği şampiyonanın ilk maçında sağ ayağından sakatlanmasına rağmen şampıyonada Avrupa ikinciliği kazanan Türkmen sporcumuz Cüneyt Nurettin Hamit'i ITC Berlin temsilciliği bir mesaj göndererek kutladı.
Türkmen sporcu, Avrupa şampıyonasındaki bu başarısını Türkmenlere armağan ettiğini söyledi.
Bir çok Danimarka şampyonluğu, skandinavya birinciliği de bulunan Türkmen sporcumuz Cüneyt'e 2008 yılında Pekin'de yapılacak Olimpiyatta başarılar diliyoruz.

'ABD'nin Irak'taki en büyük hatası'


ABD Başkanı George W. Bush, Irak konusunda artık daha mütevazı konuşuyor, zorlukları vurguluyor ve zaman zaman hatalar yapıldığını ifade ediyor. Kamuoyundaki desteği yüzde 30'un altına inen, çoğunluğun Irak Savaşı'nı iyi yönettiğine inanmadığı bir lider için kaçınılmaz bir üslup değişimi bu. Zaten imaj hocaları da Başkan'ın kulağına, "Samimiyet, en güçlü silahınız" diye fısıldıyorlar. Bush, geçen hafta, Britanya Başbakanı Tony Blair ile ortak basın toplantısında, bu öğüde bir ölçüde uydu. Irak'taki direnişçilere "Hodri meydan" çekmesi türünden eski açıklamalarını "hata" saydığını, ABD'nin Irak'taki "en büyük hatasının" ise Ebu Gıreyb olduğunu ve bunun "bedelini nicedir ödediklerini" .....yazinin devami

Kürd ve yeniden Gülbenkyan...

Ardan ZENTÜRK
Kalust Sarkis Gülbenkyan, Osmanlı’nın yetiştirdiği en ünlü vatandaşlardan biridir... 29 Mart 1869 yılında Üsküdar’da doğdu... Hayli uzun yaşadı ve 20 Temmuz 1955’de Portekiz’in başkenti Lizbon’da gözlerini kapattığında, arkasında petrolden elde edilmiş büyük bir servet bıraktı... Kuşkusuz, Gülbenkyan’ın ve beraberinde biz Türkler’in petrol serüveni, takvimlerin 1891 yılını gösterdiği günlerde, yolunun Bakü’ye düşmesiyle başlamıştı. İlk kez, dünyanın bu en bereketli petrol alanında geleceğin enerji kaynağının ne olacağını anladı ve Fransız dergilerine petrolle ilgili ...yazinin tamami

'Anadolu Güneşi' İran'ı mı Hedef Alıyor?

Elif Özmenek New York28/05/2006
Charles Ferguson'la Söyleşi - İndirmek İçin
Charles Ferguson'la Söyleşi
Geride bıraktığımız hafta Türkiye’nin ev sahipliğini yaptığı 'Anadolu Güneşi 2006' tatbikatı Kitle İmha Silahlarının Yayılmasına Karşı Güvenlik İnisiyatifi çerçevesinde düzenlendi.
Bu insiyatif nedir, Türkiye’deki operasyonu Amerikalı siyasi gözlemciler nasıl yorumluyorlar? Muhabirimiz Elif Özmenek Amerikan dış politikasında etkin bir düşünce kuruluşu olan Dışilişkiler Konsey’inin İran ve nükleer silahlar uzmanı Charles Ferguson’la konuştu.Elif Özmenek'in New York'tan geçtiği ayrıntılı habere yukarıdaki Real Audio bağlantısından ulaşabilirsiniz.

Türkmenler Danimarka'da Tekaful Hayır ve Yardım Toplantısında Buluştu

Türkmen Tekaful Hayır Cemiyeti 28 Mayıs tarihinde Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da bir toplantı düzenledi.

Tekaful Cemiyeti'nin daveti üzere toplantıya Holanda'dan Türkmen Tanış Derneği Yönetim Kurulu ve Denhaag Şubesi başkanı, Malmö Türkmen Derneği yönetici ve üyeleri, Danimarka Aarhus Derneği üyeleri ve Kopenhag Irak Türkmenleri Kültür Derneğinden yönetici ve bir çok üye katıldı.

Tekaful Hayır Cemiyeti yönetim kurulu üyeleri, hazırladıkları toplantıda, faaliyet raporu, muhasebe raporu, çalışma yöntemleri ve işbirliği yaptıkları Irak'ta faaliyet gösteren hayır ve yardım kuruluşları hakkında misafirlere video ve fotoğraf destekli bilgilendirmelerde bulundu.

Kuran-ı Kerim okunmasıyla başlayan toplantıda, dini sohbet yapıldı, şiir okundu, ilahiler söylendi ve lezzetli Türkmen yemekleri sunuldu.

Türkmenler arası muazzam bir hayırseverlik ve dayanışmanın gözetildiği toplantıda, Türkmen yöneticileri birer konuşma yaparak yardıma muhtaç Irak Türkmenleri ve yetimlerine hayır ve yardımın önemine dair mesajlarını iletti.

Toplatıda, Türkmen ses sanatçısı İbrahim Rauf ve müzik ekibi Türkmence ilahiler dinletisi sundu.

Cuma, Mayıs 26, 2006

Bu yıl savaş yok

MGK Genel Sekreteri Alpogan'ın Moskova'daki temasları sırasında Rus tarafına aktarılan görüş, kasımdaki Kongre seçimlerinin yönetimi müdahaleden caydıracağı beklentisinden kaynaklanıyor

Cenk Başlamış - MoskovaABD ile İran arasındaki nükleer gerginliği yakından izleyen ülkelerin başında gelen Türkiye, içinde bulunduğumuz yıl bölgede bir savaş çıkması olasılığının zayıf olduğunu düşünüyor.Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) ilk sivil genel sekreteri Büyükelçi Yiğit Alpogan'ın Moskova'da üç gün süren temaslarına İran'la ilgili gelişmeler damgasını vurdu. Alpogan, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri İgor İvanov'la beş saat süren görüşmesinde ABD-İran gerginliğinin ayrıntılı olarak ele alındığını söyledi. Alpogan, Moskova'da Türk gazetecilere yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer enerjiyi barışçı amaçlarla kullanma hakkı bulunduğunu bütün ülkeler gibi Türkiye ile Rusya'nın da kabul ettiğini söyledi.

Çarşamba, Mayıs 24, 2006

Salahattin Temsilcisi kaçırıldı



Necdet Akkoyunlu
Kerkukname/24.05.2006

İrak Türkmen Cephesi Salahattin Temsilcisi Ali Haşim Muhtaroğlu az önce başkent Bağdat'tan Tuzhurmatı kazasına dönerken kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldı .
Ali beyin babası sayın Haşim Muhtaroğlunun kerkuname'ye verdiği bilgilere göre, bugün öğleden sonra Başkent Bağdat'tan Tuzhurmatı kazasına dönerken beyaz renkli Opel marka bir araba Ali beyin kullandığı özel arabayı durdurrarak silah zoruyla kendi arabalarına aldılar. Daha sonra olay yerinden hızla ayrılarak bilinmeyen bir yöne doğru devam ettiler. Bir kaç saat sonra kimligi belirsiz bir kişi babasını telefonla arıyarak (500000)yarım milyon dolar fidye karşılığında Ali beyi serbest bırakabileceklerini iddia etti. Kerkuk muhabirimiz Sayın Necdet Akkoyunla olayı yakından ve direk babası Haşim Muhtaroğlundan takip etmektedir.

Büyük Kürdistan’a İlişkin Haritalar, Belgeler, Stratejik Planlar Ortaya Çıkıyor

Dunya Gundemi

Abdullah el Temimi El Watan el Arabi dergisi
MISIR, Kahire: Saddam rejiminin 9 Nisan tarihindeki düşüşünden bu yana, Irak Kürdistanı’nın tanık olduğu nitelikli siyasi yönelmeler ve olgular; başkenti Süleymaniye veya Erbil olacak ve Irak, İran, Türkiye, Suriye ve Ermenistan gibi beş ülkeye yayılacak büyük Kürdistan devletinin kurulması için Kürt stratejik planlarını ortaya koyuyor. Bu planlar, 1946 yılında Kadı Muhammed’in kurduğu ve ardından yıldızının söndüğü Kürt Mahabad Cumhuriyeti’nin yeniden yaşama kavuşturulması yolunda Kürtlerin düşlerini doğruluyor. Şimdiki Kürt liderliği, Irak ve bölgenin halen yaşadığı durumu altından bir fırsat bilip bu rüyayı gerçeğe dönüştürmeyi planlıyor. yazinin tamami..Kerkuk.net

ABD: Kürtlerle PKK'yı konuştuk

YASEMİN ÇONGAR


ABD Dışişleri'nin Irak Koordinatörü Büyükelçi James Jeffrey, PKK meselesini geçen ay Iraklı Kürt liderlerin dikkatine getirdiklerini açıkladı

WashingtonABD Dışişleri Bakanlığı'nın Irak Koordinatörü Büyükelçi James Jeffrey, Irak'ta yeni kurulan hükümetle işbirliğinde en üst düzeydeki önceliklerinden birini PKK konusunun oluşturacağını bildirdi. Jeffrey, PKK konusunu geçen ay Iraklı Kürt liderlerin de dikkatine getirdiklerini açıkladı. yazinin tamami

Salı, Mayıs 23, 2006

Kerkük Elden Gidiyor Millet Hala Uyuyor

Yazar: Ahmet Kava
İkinci Bölüm

"Kerkük elden gidiyor millet hala uyuyor" başlığı altında yayınladığımız birinci bölümünde , Kyb ve Kdp başta olmak üzere Kürt grupların, Türkmenler hakkında yaptıkları bölme, parçalama, Asimile ve Çökertme politikalarından bahıs etmiştik. Bu Yazının ikinci bölümünde ise, Türkmenleri bölmek ve parçalamak isteyen Kürt gruplar yanında başka grup ve bazı bölge devletler olmuş özellikle (İran devleti) tarafından hedef haline gelmiştir.
İran Hükümeti, 1991’de körfez savaşından sonra Irak’ın kuzeyinde kendi çıkarlarına hizmet etmek amacıyla bazı (Türkmen Siyasi Partiler) kurdurmuştur. Bu siyasi partileri, Irak Türkmen Cephesi ve Türkmen Milli Mücadelesine karşı zıd faaliyet göstermelerini yönlendirmiştir. İran devleti yolu ile kurulan bazı Türkmen siyasi partilerin, Türkmen Milli Mücadelesine karşın yaptıkları yanlış politikalarının gerçek ve hakikatların bazılarını aktarmasında bir çok faydası var:
1- Saddam döneminde yurt dışında yapılan Iraklı Muhalefet( Londra, Washinton, Selahattin ve Ankara) toplantılarında Irak Türkmen Cephesine karşın zıd tutum ve tavırlar sergilemişti. Özellikle Kürt Federalizm konusunda Kürt Gruplarını desteklemiştir.
2- Irak Türkmen Cephesi, yaptığı bütün kurultaylarında, Türkmenlerin genel menfaatleri için, Abbas Beyatlı başkanlığındaki Irak Türkmen İslami Birliği başta olmak üzere bütün siyasi partileri davet etmiştir. Ama Abbas Beyatlı, Türkmen İslami Birliği ve Vefa hareketi Türkmen kurultayına katılmalarını reddetmiştir.
3- İran İstihbaretinde Irak masa sorumlusu Haci Saidi, Şubat 2004 tarihinde İran’ı terk ettiğinde Londra’ya kaçmıştı. Saadi Londar’ da yaptığı basın toplantısında Türkmenlere ilgili açıklamasında ( İran İstihbareti, iki ayda bir defa Kuzey Irak’taki Türkmen Şii Partileri Liderleri ile görüşür, onlara para yardımı, bilgi alış verışi ve talimat verilir, Türkmen siyasi partileri karşın zid faaliyet göstermelerinide istenir). Hatta buna ilgili bir örnekte vermişti (( 22 ve 23 Ağustos 2003 tarihlerinde Tuzhurmatu ve Kerkük’te yaşanan olaylarda İran’ın büyük rölu olduğunu da açıklamıştır)). (kaynak: Haci Saidi basın toplantısı, El Şarık Avsat Ğazetesi, Tarihi Şubat 2004 Londra).
4- Irak Türkmen İslami Birliği başkan yardımcısı ve Irak Spor Gençlik Bakanı Sn Casım Mehmet Tuzlu, İmar ve İskan bakanlığıken 2005 tarihinde Irak başkanı Celal Talabani ile resmi bir görüşmesinde Talabani’ye öneri veriyor, diyor Biz Irak hükümeti olarak Halepce’de 500 Ev yapacağız siz de buna karşı Kürdistan Bölge Hükümeti olarak Kerkük Tisin Semtinde 500 Evin yapmasını istemiştir. (kaynak PUK haber ajansı). Biz Bakanımız eleştirmek istemiyoruz o bizim için değerli birisidir. Ama perda arkasından Bakanımız tahrik eden birisi vardır. Yorumunu size bırakıyoruz.
5- Irak İslami Devrimi Yüksek Konseyinin Kuzey Irak sorumlusu ve Irak ulusal Meclisi üyesi Mehmet Taki Mevlana, bu son günlerde sözde Türkmen Siyasi partilerin bir araya toplamak için bir (Kitle) kurulmasını önermişti. Zatan Siyasi partileri toplamak için bir Kitle var bir örgüt var oda Irak Türkmen Cephesidir. Taki, bahıs ettiği (Kitle)ya hiç gerek yok çünkü bu kitle bizi parçalayacak bunun yerine Irak Türkmen Cephesi çatısı altında toplanmalarını isteseydi daha mantıklı ve faydalı olurdu..Ama burda hedef belli Irak Türkmen Cephesini zayıf etmek için alternatif bulmaya çalışıyorlar.
6-Türkmen İslami Birliği yönetim kurulu üyesi ve Kerkük İl Meclisi üyesi Tahsin Kahya, geçtiğimiz günlerde Kerkük dışında olan ( Çamçamal, Tuzhurmatu, Kaler ve Kifri) ilçelerinden Vatandaşların Kerkük’ün resmi dairelerinde tain olmalarının önerisini Kerkük İL Meclisine sunmuştur.(kaynak: Puk haber ajansı, 2006)
Kerkük Meclisindeki Türkmen ve Arap üyeleri bu öneriye karşı çıkmış toplantıyı terk etmelerinden sonra Kürt grubu ile tahsin kahya öneriye imza atmışlardır.
Not: Kürt gruplerın, Kerkük’ü kürtleştirmek için bu öneri en önemli maddeleri olmuştur. İlk önce tain ve sonra bu bölgeleri Kerkük’e bağlanmasını planlıyorlar.
Bu ilçelerin etnik nüfuz dağılımı şöyle:
-Çamçamal
Nüfusu 70 bin, Kürttür
-Kalar
Nüfuzu 120 bin, Kürttür
-Tuzhurmatu
Nüfuzu 120 bin, Türkmen 70 bin, Arap 25 bin, Kürt 25 bin,
-Kifri
Nüfuzu 20 bin
Kürt 15 bin
Türkmen 5 bin
-Toplam: Kürt 235 bin, Türkmen 75 bin, Arap 30 bin.
7- Irak’ta yapılan seçimlerde başka liste ile seçime katılmalarında Türkmenlerin oyunu bölmeye ve parçalamaya neden olmuştur.
8- Şii Araplar Irak’ta iktidarda olmalarına rağmen, Irak’ın yeni hükümet bakanlık teşkilatında Türkmenlere verilen Spor ve Gençlik bakanlığı hariç, Şii Arap Siyasi partileri, Türkmenlere vaat ettikleri bakanlıkların hiç birisi de verilmedi. Ayrıca Irak Ulusal Meclisinin son toplantısında Irak’ın yeni Bakanlıklar ilanında Türkmenlere yine haksızlık yapılmasını gören Irak Türkmen Cephesi Başkanı Dr. Sadattin Ergeç, haksızlıkları kınamak için toplantı salonunu terk ederken yanında hiç bir Türkmen Millet Vekili’nin tutumu görülmedi. Çünkü bu Millet Vekillerimizin tutumları kendi ellerinde değil başkaların talimatı ile hareket ediyorlardır.
*Türkmenler adına Millet Vekili olan kişiler:
-Abbas Beyatlı, Şii İttilafı Üyesi, Dava Partisi Grubu,
-Mehmet Taki Mevlene , Şii İttilafı Üyesi, Yüksek Devrim grubu,
-Fevzi Ekram Terzi, Şii İttilafı Üyesi, Sadır Grubu,
-İzzetin Abdullah, Irak Uzlaşma Cephesi üyesi, Dülemi Grubu,
- Mehmet Beyat, Şii İttilafı, Badır Tugayı Grubu,
-Velit Şerika, Kürt Listesi üyesi, Kdp Grubu,
9 – İranlıların, Irak’ta kurulan yeni hükümete ilgili tavırı:
Bütün ülkelerden evval tutumunu açıklayarak Irak’ta kurulan yeni hükümeti desteklemiştir. İran Dışişleri bakanlığı sözcüsü Hamit Reza Asefi yaptığı basın toplantısında, Irak’ta kurulan yeni hükümetin, ülkeye istikrar ve özgürlük getirmesi temennisinde bulunarak yakın bir zaman içinde İki ülke ilişkilerini geliştirmek amacıyla İran’dan bir heyetin Irak’ı ziyaret edeceğini söyledi. Kaynak: KDP Peyamner Ajansı.
İran Desteğiyle Kurulan
Şii Türkmen Partiler
Şii Türkmen siyasi partileri, genel olarak İran devleti ve Şii Arap partileri tarafından desteklenen kuruluşlardır.
1- Irak Türkmen İslami Birliği (ITİB)
Irak Türkmen Cephesi dışında faaliyet gösteren, Irak Türkmen İslami Birliği Abbas Beyatlı başkanlığında 1991 tarihinde İran-Kum’da kurulan Şii Türkmen siyasi partisidir. Körfez Savaşından sonra 1991’da Irak’ın Kuzeyinde Süleymaniye bölgesinde siyasi çalışmalarına başlamıştır. ITİB, 1.kongresi 1991 Kum’da, 2.kongresi 1996 Tahran’da ve 3.genel kongresini 2000 yılında Kum’da düzenlemiştir.
İbrahim Elcaferi başkanlığındaki Şii Irak Dava Partisi’nin bir alt teşkilatıdır. Şii olması nedeniyle İran Devleti tarafından desteklenmektedir. ITİB, 2003’ta Kerkük’te düzenlenen 3.Türkmen Kurultayının hazırlık komisyonunda üye olmuş ve bazı nedenlerden dolay sonradan çekilmiştir. 15 Aralık 2005’ta Irak’ta yapılan genel seçimlerde Şii Lideri Ali Sisteni öndeliğinde kurulan Şii listesi ile katılıp ve parti başkanı Abbas Beyatlı Irak Ulusal Meclisi üyesi seçildi.

2- Türkmen Vefa Hareketi (TVH)
2001 yılında Tahran’da Firyat Tuzlu başkanlığında Türkmen Vefa Hareketi adı altında kurulan bir Türkmen Şii hareketidir. 2003 tarihlerinden sonra siyasi çalışmalarını Irak’a taşıdı. Türkmen Vefa Hareketi ve Türkmen İslami Birliği çok yakın ilişkiler içerisinde siyasi faaliyetlerini yapmaktadırlar .Firyat Tuzlu, Şii listesi yolu ile 30 Ocak 2005 tarihinde Irak Ulusal Meclisi üyesi seçildi. Şii parti Irak İslami Yüksek Devrim Konseyi’nin bir alt teşkilatıdır.
3- Türkmen Şii Meclisi
Saddam yıkılmasından sonra 2003 tarihinde İran devletinin desteğiyle kurulmuş bir Şii Meclisidir. Irak İslami Yüksek Devrim Konseyinin bir alt teşkilatıdır. Türkmen Şii Meclisi , 2004 tarihinde bir bilidiri yayınlarak , Türk askerlerin Irak’ta görev yapmalarına karşı çıkıp ve bunun yerine İran askerlerini Irak’ın kuzey bölgesinde görev yapmalarını talep etmiştir.
4- Türkmen Demokrat Partisi
2005 tarihinde Türkmeneli Partisinden ayrılarak KDP desteğiyle Nazım Kahya ( Ahmet Tezalı) tarafından kurulan bir kukla partisidir. Ahmet Tezalı ilk önce Kuze Irak bölgesinde İran İstihbareti için çalışmış ve sonra 2003 tarihinde KDP ile irtibat kurmaya başlamıştır. Tabanı yok Kerkük’te bir bürosu var sadece istihabaret çalışmasını yapmaktadır
Irak’taki Türkmenlerin tek meşru temsilcileri olan Irak Türkmen Cephesi kuruluşundan beri bügünümüze kadar bütün Türkmenlere ve siyasi partilere kapısını açık tutmuştur. Irak Türkmenlerinin haklarını savunan en önemli bir kuruluş olmuştur. Irak Türkmen Cephesi, büyük bir fedakarlık örneği sergileyerek Irak’ın bütün bölgelerinden seçilen temsilcilerle birlikte bir “Türkmen Meclisi”ni kurmuş ve Türkmenlerin hak ve hukuklarını hem Irak’ta, hem de uluslararası platformda koruma ve savunma görevini sürdürmektedir.
Sonuç olarak bütün Türkmenlere sesleniyoruz, bu tür oyunlara ve kompololara alet olmasınlar, yukarıdaki ve önceki bölümde bahıs ettiğimiz gibi bu (Parti Başkanları) ve kurdukları partiler hiç birisi Türkmenlerin menfaatinde çalışmamaktadırlar. Sadece kendi çıkaları ve bazı grupların çıkarları için çalışmaktadırlar. Irak Türkmenlerinin arasında Şii ve Sunni ayrımı olmamazken, Erbilli, Kerküklü, Telaferli ve bölgeçilik olmamazken , bunlar bilerek bu ayrımı yapmak istiyorlar, bizi parçalamk ve bölmek istiyorlar , burada mezhapçilik yok bölgeçilik yok sadece bize layık olan Türkmen vardır. ( Her Kes Türkmen Olamaz Türkmen Olmak Büyük Bir Şanstır). Türkmen Davasını korumak ve savunmak hapımızın milli görevidir.
(Allah Türkü Korusun ve Yüceltsin)
Türkmenoğlu
Irak Türkmenleri
22 Mayıs 2006
Birinci Bölüm
ABD ve Batılı Ülkerlerin desteğini arkasına alarak, KDP ve KYB başta olmak üzere Kürt Grupları, 9 Nisan 2003 tarihinden Kerkük’ü işgal ettikten sonra bugünümüze kadar Kerkük’ü Kürtleştirme politikası ve antidemokrasi çalışmalarınada hiç ara vermeden devam ettirmiştir. Kürtler ilk once Kerkük’ü Kürtleştirmesini ve sonrada geçmişte yapılan sahte seçimleri gibi 2007 yılın hayali ve kurulmuş bir Rafrendum ile Kerkük’ü sözde Kürt Bölgesine bağlanmasını hedeflemektedirler. Bugün KDP veya KYB olursa veya diğer Kürt grupları olursa hiç fark etmez ayni siyasi görüş prespaktifinde, Türkmenler, Irak Türkmen Cephesi ve diğer Turkmen siyasi partilerine ilgili ayni politikayı izlemektedir. Hedefleri Irak Türkmen Cephesi’ni yok etmek ve Türkmen Siyasi hareketini zayıf düşürmektir. Neyazik ki bugün Kürtler özellikle Kürt siyasi partiler, Türkmen Cephesini ve Türkmenleri kendilerine bir rakip bir düşman olarak görmektediler.
Irak Türkmenlerin temsilcisi olan Irak Türkmen Cephesi kuruluşundan beri bugünmüze kadar Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmuş ve Türkmen toplumunun milli çıkarlar için Irak’ta yaşayan diğer etnik gruplar ile fark etmeden iyi ilişkiler kurmaya çalışmıştır. Biz burada Irak Türkmen Cephesi’nin siyasi ve kültürel faaliyetlerinden bahıs etmemize gerek yok zatan Uluslararası Platformda tanılmış bir siyasi örgüttür. Tarih ve Millet önünde biraz gerçekçi olalım bugün hap beraber bu ilkeye savunalım Türkmen Milleti demek Irak Türkmen Cephesi demektir, Irak Türkmen Cephesi demek Türkmen Milleti demesi anlamına gelmektedir. İşte bu nedenle hak talibi olduğu için hedef haline gelmiştir. Biz burada demek istediğimiz Kürt siyasi partilerin Türkmenlere yaptıkları asimilasyon politikalarını aşağida sırayabiliriz:

1- İlk önce Erbili kürtleştirip ve sonra ITC’ya karşı 15’a yakın Türkmen Kukla Partileri kurması ve ardından Erbili Kürt bölgesi olarak ilan etmesi ve 7 Mayıs 2006 tarihinde kurulan Kürt Yerel Hükümetinde Türkmenlere sözde iki bakanlık vermiştir. Doğru iki Bakanlık Türkmenlere tanımıştı: Ama hangi gruba vermiş, verilen gruba siyasi parti mi yoksa siyasi bir harekettir. Her iki Bakan birisi Kürltür Ocağı başkanı diğer ise Kültür Müdürüdür. Neden diğer Kukla Türkmen Siyasi partilere bakanlık aday verilmedi. Çünkü Kürt siyasi partileri, Türkmenlerin siyasi olarak tanımıyor. Neden Kürt siyasi partiler kurulan hükümetlerinde Türkmenlere iki bakanlık tanıyorlar ama kurulacak yeni Irak hükümetinde Türkmenlerin haklarına karşı çıkıyorlar.

2- Kerkük’ü Kürtleştirme politikaları:

Bu son günlerde Kerkük’te Türkmen iş adamları ve şehsiyetlerine yapılan tehdit , kaçırtma ve suikast olayları görülmektedir. Bu olaylar Kerkük’ta yapılacak 2007 Refrandomu için kurulmuş bir plandır.
Kerkük Vilayetine bağlı olmayan ( Kaler, Kifri, Çamcamal ve Tuzhurmatu) ilçelerinden Kürt vatandaşlarını Kerkük’te tain etmeleri.
15 Mayıs 2006 tarihinde KYB Kerkük Bürosuna bağlı Kürt Yazarlar Birliği tarafından Kerkük’te Kürt yazarlarına 212 parça Arazi dağıtılması.
Binlerce Kürt kökenli vatandaşları Kerkük Polis Müdürlüğünde tain etmeleri.
Irak’ın Kuzeyinde kurdukları Yerel Hükümetin bütçesi üzerine Kerkük’ü kürtleştirmek maksadıyla, Sanatçılara, Edebiyatçılara ve diğer meslek gruplarına maaş dağıtımları.
Kürtler tarafından ITC ve Milliyetçi Türkmen Partilerine karşı kurdukları Türkmen kukla partiler şunlardır:

KDP Tarafından Kurulan
Türkmen Kukla Partiler
Türkmen Kardeşlik Partisi (TKP)
Körfez Savaşı sonrası 1992 yılında Irak’ın Kuzeyi Erbil’de önce KYB ve sonra KDP desteğiyle Velit Şerika başkanlığında Türkmen Kardeşlik Partisi adı altında kurulan bir Türkmen kukla partisidir.Kuruluşundan beri İran Devletiyle iyi ilişkiler içerisinde olmasına rağmen, Kürt grupların siyasi çıkaları içinde çalışmıştır. Partinin hiçbir siyasi amacı yoktu, sadece casusluk ve Irak Türkmen Cephesi karşına eylem yapmaktır. Velit Şerika, 30 Ocak Irak seçimlerinde KDP yolu ile Irak Ulusal Meclisi seçildi. Parti merkezi 2003 tarihinden sonra Erbil’den Kerkük’e taşındı.

Türkmen Birlik Partisi (TBP)
1993 yılında Erbil’de Dr Seyfattin Demirci başkanlığında Türkmen Birlik Partisi adı altında kurulan bir kukla Türkmen partisidir. 20 Kasım 2000 yılında Erbil’de düzenlenen ikinci Türkmen Kurultayı’nda Irak Türkmen Cephesi’ne katılmak istemiş, fakat KDP’nın etkisi altında kalınca çekilmek zorunda kalmıştır. Parti genel merkezi 2003’ta Erbil’den Kerkük’e taşındı.

Kürdistan Türkmen Demokrat Partisi (KTDP)
1996 yılında Erbil’de KDP desteğiyle Dilşat Nafii Kasapoğlu başkanlığında Kürdistan Demokrat Partisi adı altında kurulan tabela partisidir. Partinin tabanı yok sadece ITC’ya karşı faaliyet göstermektedir.

Irak Kürdistan Türkmen Kültür Derneği (IKTKD)
1998 tarihinde Erbil’de KDP tarafından Cevdat Neccer başkanlığında (IKTKD) adı altında kurulan bir Türkmen kukla kültürel cemiyetidir. Cemiyet başkanı Cevdat Neccer, Türkmeneli Partisinden ayrılarak KDP desteğiyle bir tabela Türkmen cemiyetini kurmuştur. Buna karşılık Cevdat Neccer, 2000 yılında KDP yerel hükümetinde Türkmenlerden sorumlu devlet bakanı tain edilmiştir.

Türkmen Milliyetçi ve Kurtuluş Partisi (TMKP)
1999’ta Erbil’de KDP desteğiyle Şirzat Üzeyirağalı başkanlığında Türkmen Milliyetçi ve Kurtuluş Partisi adı altında kurulan bir tabele Türkmen partisidir. TMKP, tabanı yok Erbil’de faaliyet göstermektedir.

Türkmen Liberal Hareketi (TLH)
2003 tarihinde Erbil’de Sami Şebek başkanlığında Türkmen Liberal Hareketi adı altında kurulan bir tabele partisidir. Sami Şebek, 2003 Eylül ayında Kerkük’te düzenlenen 3.Türkmen Kurultayı’ndan sonra Türkmen Bağımsızlar Hareketi’nden ayrılarak KDP yolu ile Türkmen Liberal Hareketini kurmuştur Sami Şebek kısa bir süreden sonra 2004 yılında KDP desteğiyle Irak Ulusal Meclisi üyesi seçildi.

Kürdistan Türkmen Demokrat Hareketi
Karhi Altıparmak başkanlığında Erbil’de 2005 tarihinde kurulan bir kukla siyasi partisidir. 30 Ocak 2005 tarihinde kdp desteğiyle Kürt Yerel Meclisi üyesi seçildi.
Türkmen İslah Hareketi (TİH)
22 Nisan 2005 yılında Kerkük’te düzenlenen 4.Türkmen Kurultayı’ndan sonra (KDP) desteğiyle Abdulkadir Bezirgan başkanlığındaki bir grupla 25 Nisan tarihinde Erbil’deki Irak Türkmen Cephesi’nin bütün bürolerini işgal ederek Irak Türkmen İslah hareketini kurmuşlardır.

KYB Tarafından Kurulan
Türkmen Kukla Partilet
Türkmen Halk Partisi(THP)
1993 yılında Irak’ın Kuzeyinde Süleymaniye bölgesinde (KYB) desteğiyle İrfan Kerküklü tarafından önce Irak Türkmen Birlik Partisi adına kurulmuş sonra 2003 tarihinde parti isimini Türkmen Halk Partisi olarak değiştirilmiştir. İrfan Kerküklü, 2003’ta KYB yolu ile Türkmen kontejesinden Kerkük Vali yardımcısı tain edilmiştir.

Türkmen Doğuş Partisi (TDP)
2003 yılında Kerkük’te KYB desteğiyle Muffak Koryalı tarafından Türkmen Doğuş Partisi adı altında kurulan bir kukla Türkmen partisidir.
Kürt gruplar özellikle KYB ve KDP, bunların yanı sıra Irak Türkmen Cephesi’ne bir alternatif olarak ortaya çıkatmak amacıyla, kukla partileri tek çatı altında toplayıp bir kukla cephe Türkmen Ulusal Topluluğu adı altında 2003 yılında oluşturdular.
KYB ve KDP tarafından kurulan bu kukla partilerin ve kukla cephenin amacları:
1- Irak Türkmen Cephesi’ne zid faaliyet göstermesi ve bir alternatif olarak ortaya çıkartırılması.

2- Irak Türkmen Cephesi’ni siyasi sahada zayıf düşürtmek.
3- Türkmen toplumunu parçalamak.
4- Türkmen milli davasını baltalayıp çökertmek.
5 -Kürt grupların emellerine hizmet etmek

Sonuç olarak hakiki ve gerçekçi Türkmen siyasi partilere ve Türkmen halkına sesleniyoruz, artık yeter bu kadar birbirimizi eleştirmek, kirletmek ve birbirimiz parçalamak, hiç bir yararı yok sadece karşı taraf fayda görmektedir. Biz ne kadar birbirimizden uzak durarsak bizi o kadar zayıf düşürdürecekler. Hapımız beraber bu Davaya hizmet vermek için Irak Türkmen Cephesine sahip çıkalım, bir arada olalım, ITC Türkmen davasına sahip çıkmak için yola çıkmış bizede hap beraber bu yolda yüriyelim, ITC’ya katılalım gerçek dava sahibidir. Kimsenin kuklası değil güçlendirelim. Biraz düşünün yarın tarih size ne diyecek Türkmenler için neler yaptığınız soracak , artık yeter bu kadar haksızlıklar, Kerkük elden gidiyor. Türkmen bölgesini Erbil, Kerkük, Telafer, Musul, Tuzhurmatu, Bakuba ve diğer Türkmen bölgelerini eski durumlarına döndermek için bir arada olmamız gerekiyor güçlü olmamız gerekiyor ve çatı altında toplanmamız gerekiyor…

Türkmenoğlu
18 Mayıs 2006
Irak Türkmenleri

“BÜYÜK KÜRDİSTAN” HAYALİ


Türkiye, hep aynı sıkıntı ile karşı karşıya. Kendi içindeki problemlere boğuluyor.Durum bu olunca da çevresinde olup bitenlerle pek ilgilenemiyor. Biz göremiyoruz... Durumu uzaktan izleyen Araplar ise, bizden daha iyi görüyorlar. Arap gazetelerinde Kuzey Irak'la ilgili olarak verilen bilgiler ve yapılan değerlendirmeler son derece ilginç. "Büyük Kürdistan" hayalinin, nasıl adım adım uygulamaya konulmaya çalışıldığını çok güzel anlatıyorlar... Şu tespitlere bakın: - Büyük Kürdistan arzusu, Irak tarihinde ABD ve İngiltere'nin desteği ile ilk defa uygulanması gereken bir belgeye dönüştü. Irak'ta federasyon ve hatta bölünme hakkı Irak Anayasası'nda tescil edildi. - Kürtler, beklenen devletin kurulma planlarına zemin hazırlayan Dışişleri ve Planlama gibi bakanlıkları ele geçirdi. ..devami

Pazartesi, Mayıs 22, 2006

Barzani medyası şekilleniyor...



Abdullah ÖZDOĞAN
oz_dogan2001@yahoo.com

Kuzey Irak`ta kendisine petrolden bir vaha kurmanın eşiğinde Massoud Barzani...`Dostları` da o da neyin üzerinde oturduğunun farkında...Ve bunun nimetlerinden de faydalanmaya başladı...Önce çevresideki aşiretleri zenginleştirdi. Bu zenginlik had safhaya ulaşmış durumda.Başta ABD olmak üzere dünyanın önde gelen ülkeleriyle yaptığı gizli anlaşmalar, onun bu ülkelere Kuzey Irak üzerinden sağlayacağı faydalarla birleştiğinde bölgede gelecek yıllarda üzerine oynanacak adam olma ayrıcalığı getiriyor. .. devami

Cumartesi, Mayıs 20, 2006

Türkmenler Hükümet Oylamasının Yapıldığı Oturumu Terketti


Türkmeneli/Bağdat
Savaş Nurettin

Bugün Irak Meclisinde bakanlıların ve Hükümetin güven oyu yapıldı. Türkmenlere spor bakanlığının verilmesi üzerine ITC başkanı Sayın Sadettin ERGEÇ oturumu terk ederek Suryaniler ve Salih Mutlak ile birlikte bakanlıkların dağılımındaki adaletsizliği protesto ettiler.

Şii Türkmen Casim Mehmet Tuzlu’nun spor bakanlığını aldığı oturumu protesto eden Türkmenler, en az iki bakanlık ve bir başbakan yardımcılığı talep ediyordu.

Sadettin ERGEÇ, Türkmeneli/Bağdat muhabirimize yaptığı açıklamada: ''Bakanlıkların dağılımında Türkmenlere karşı haksızlık sözkonusudur. Bu hükümet bir ulusal hükümet olamaz. Belli gruplar arasında kurulan bir uzalaşı hükümetidir. Itirazımız sayın bakana değil verilen bakanlığadır. Mücadelemize herzamankinden daha etkili bir şekilde devam edeceğiz'' dedi
ITC'nin konuyla ilgili bir protesto bildirisi yayınlaması bekleniyor.

Bu sonuçla ITC, hükümetin dışında tutulmuş oldu.
Yeni Irak Hükümetin Bakanlıkları:

1- Nuri Kamil Elmaliki Başbakan, Arap , şii, Irak islami Partisi başkan yardımcısı.
2- Berham Ahmet Salih , Başbakan Yardımcısı, Kürt, sunni, kyb siyasi büro üyesi,
3- Selam Zibeyi, Başbakan yardımcısı, arap, sunni, Irak Uzlaşma Cephesi aday..
4- Nuri Kamil El maliki, İçişler Bakanı Vekaletten...
5- Selam zibeyi, savunma bakanı vekaletten
6- Hüseyin şehrastani, petrol bakanı, arap, şii, şii tarafsız, iran yanlısı..şii listesinden..
7- Bakır cabir zübeydi, maliye bakanı, arap, şii, ırak islami devrim konseyi üyesi..eski içişler bakanı.
8- Vuşyar Zebari, dışişler bakanı, kürt, sunni, kdp siyasi büro üyesi.
9- Haşim Şebli, adalet bakanı, arap, sunni, ırak uzlaşma cephesi.
10- Ali Baban, Planlama Bakanı, kürt, sunni, kyb aday..kürt listesi.
11- Kerim Vahit, elektirik bakanı.
12- Ali Şemberi, Sağlık bakanı, arap
13- Hüzeyir el hazzaii, Eğitim Bakanı , arap
14- Abdulgiyap eluceyli, yök bakanı, arap
15- Abdulfelah Sudani, Ticaret Bakanı, Arap
16- Fevzi Franso Hariri, Sanayı Bakanı, kürt, kdp üyesi.
17- Kerim Mehdi Salih, Nakil Bakanı
18- Mehmet Töfik Allavi, iletişim bakanı
19- Beyan dizeyi, iskan bakanı, kürt, sunni, kyblı..
20- Riyaz Garip, belediyat bakanı, arap
21- Latif Raşit , Su Bakanı, kürt, sunni, kyblı
22- Mahmut Mehmet, sosyal ve çalışma bakanı
23- Rait fehmi, teknoloji bakanı.
24- Nermin Osman, Çevre Bakanı, kürt, sunni, kyblı
25- Casım mehmet cafer, spor ve genclik bakanı, türkmen, şii, abbas beyatlı aday..
26- Esat kemal mehmet elhaşimi, kültür bakanı, arap, sunni,
27- Vijdan mihail, insan hakları bakanı, hristiyen..
28- Abdulsemat rahman sultan, mülteci ve göçmen bakanı.
29- Liva simeysim, devlet bakanı siyahat işlerinden sorumlu.
30- Berham Salih, ulusal güvenlik işlerden sorumlu devlet bakanı vekaletten.
31- Adil Esadi, sivil toplum işleri bakanı
32- Rafii elisavi, dışişlerden sorumlu devlet bakanı.
33- Safa elsafi, temsilciler meclisi işlerinden sorumlu devlet bakanı.
34- Saat tahir abit hamat elhaşimi, vilayetler işlerinden sorumlu devlet bakanı, arap, sunni.
35- Fatin Abdurrahman, kadınlar işlerinden sorumlu devlet bakanı.
36- Ekrem Hakim, ulusal uzlaşma işlerinden sorumlu devlet bakanı.
37- Mehmet abbas elhüreyibi, devlet bakanı.
38- Ali mehmet ahmet, devlet bakanı,
39- Hasan razi kazim ,devlet\n bakanı,
40- Yairap nazim elabbudi, ziraat bakanı

Irak'ın yeni hükümeti güvenoyu aldı

20 Mayıs 2006, Cumartesi 14:05

A.A.Irak Meclisi, Başbakan Nuri El Maliki'nin sunduğu yeni “ulusal birlik” hükümetini onayladı. Maliki, yeni kabine hakkında oylama yapmak üzere toplanan meclis oturumunda kabine listesini okuduktan sonra bazı Sünni milletvekillerinin oturumu terk ettikleri bildirildi. Buna rağmen, Meclisteki ana Sünni blok olan Uyum Cephesi liderlerinin oturumu terk etmedikleri görüldü. Maliki'nin kabine listesini açıklaması ve hükümet programını okumasından sonra yapılan oylamada, yeni hükümet onaylandı. Meclisin daha sonra hükümet programı üzerinde oylama yapması bekleniyor. Başbakan El Maliki, kendisinin İçişleri Bakanlığı görevini, Sünni Başbakan Yardımcısı Selam El Zubaiye'nin de Savunma Bakanlığı görevini vekaleten yürüteceğini söyledi. El Maliki, üzerinde anlaşmaya varılamayan bir diğer bakanlık olan Petrol Bakanlığı görevinin de Şii Hüseyin Şehristani tarafından üstlenileceğini bildirdi. Yeni hükümette eski hükümetin Dışişleri Bakanı olan Hoşyar Zebari aynı görevde kaldı.

Peşmerge ve Irak Ordusu Arasında Çatışma



Türkmeneli/ Kerkük

Kürt Peşmergeler ile Irak Ordusu arasında iki günde iki ayrı çatışma yaşandı.

İlk çatıçma, 18 Mayıs 2006 tarihi akşam saatlerinde Tikrit-Kerkük yolu arasında hareket eden çoğunluğu Kürtlerden oluşan Irak Ordusu konvoyuna bölge Peşmergelerinin sardırısı üzerine başladı. Irak Ordusu Süleymaniye bölgesi 3. ordu 3. birlik komutanının yaptığı açıklamada: Duluiye kasabası yakınlarında hareket halindeki Irak ordusu konvoyuna Peşmergeler tarafından gerçekleştirilen saldırıda bir Kürt askerinin öldürüldüğü, biri subay ve diğeri asker iki ordu mensubunun yaralandığını söyledi. Seyir sırasında aynı konvoya iki bombalı saldırı daha gerçekleştirildiği, çıkan çatışmalarda saldırganlardan ikisnden birinin öldürüldüğü diğerinin de esir olarak ele geçirildiği öğrenildi.

Peşmergeler ile Irak ordu muhafızları arasındaki ikinci çatışma 19 Mayıs 2006 tarihinde Süleymaniye şehrinde yaşandı. Çatışmanın gerçekleştiği Süleymeniye’nin 85 km güney doğusunda bulunan Ahmet Ava kasabasındaki görgü şahitlerinin açıklamalarına göre, taraflar arasında çıkan tartışma sonucu silahlarla ateş edildiği öğrenildi. Halepçe emniyet müdürü Ahmet Bağvan Ordu mensuplarıyla, Kürt peşmergeler arasında çıkan çatışmayı onaylarken, çatışmanın sebebine dair herhangi bir bilgi vermedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir görgü şahidi, karşılık silahlı çatışmanın ardından bölgeye gelen ambulanslarla bir çok yaralının taşındığını söyledi.

Barzani, dün yaptığı açıklamada Peşmerge'nin Irak'ın resmi ordusu olduğunu söylemişti.

Cuma, Mayıs 19, 2006

Kerkük'te Kürt yönetici öldürüldü

19 Mayıs 2006, Cuma 14:14

DİYARBAKIR (A.A)

Irak'ın Kerkük kentinde, Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) Komite Başkan Yardımcısı Necm Abdullah Ömer'in uğradığı silahlı saldırıda öldüğü bildirildi. Ömer, dün gece Askeriye mahallesinde bir grubun silahlı saldırısına uğradı ve olay yerinde yaşamını yitirdi. Liderliğini Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin yürüttüğü KYB'nin Kerkük sorumlusu Kemal Celal de geçen hafta Kerkük'te uğradığı saldırıda yaşamını yitirmişti.

Prodi, Irak'tan asker çekecek



19/05/2006
ROMA - İtalya'da Senato'da güvenoyu almak için ter döken yeni Başbakan Romano Prodi, hükümet programına dair konuşmasında Irak'tan çekilme işareti verdi. "Irak'taki savaşı onaylamıyoruz. Askerlerimizi en kısa sürede çekeceğiz" diyen Prodi, Irak işgalini de "Vahim bir hata" diye niteledi. Prodi'nin bu sözleri üzerine eski Başbakan Silvio Berlusconi'nin lideri olduğu sağ ittifaka bağlı senatörler "Utanın, utanın" diye bağırdı. İtalya'nın Irak'ta 3 bin askeri bulunuyor. (bbc, aa)

Amerika için kötü haber: Irak batağı derinleşiyor...


ANTHONY ARNOVE *
19.05.2006 CUMA

Irak'ta ölen askerlerin sayısı iki bini aştığı gün, Başkan Bush, Bolling Hava Üssü'nde dinleyenlere şöyle seslenmişti: “Asla dönmeyeceğiz, asla gitmeyeceğiz ve asla gerçek bir zaferden başkasına razı olmayacağız.”
John F. Kennedy, Lyndon Johnson ve Richard Nixon da Amerika'nın Vietnam'a saldırısı konusunda benzer iddialarda bulunmuştu. Sonunda, ABD yönetici eliti, Vietnam'daki “komünist direnişe” karşı kesin bir zaferin boş bir hayal olduğunu keşfetmişti.
Birleşik Devletler ve onun müttefikleri ya Irak'ta bir yenilgiye zorlanacak ya da vahşet içerikli bir dayatma ile Bush yönetiminin savaşa girmesine yönelik meşruiyetsizlik lekesini kaldırabilecek yeni bir başkan yönetimi altında görünüşte bir “zafer” ilan edecek.
Gerçek sorun şu: Bu kanlı işgalin sonuçlanmasından önce kaç kişi daha anlamsız bir şekilde hayatını yitirecek? New York Times, “Bush yönetiminin, Irak güvenlik güçlerinin bağımsız bir biçimde ülkenin önemli bir bölümünde iş görür hale geldiğinde mevcut askerin büyük bir bölümünü geri çekebileceğini” bildirmiş, bazı askerî uzmanların bunun için iki yılın yeterli olmayabileceği açıklamalarına yer vermişti. Eric Schmitt, “Ordu, Irak'taki savaşı diğer modern direnişlerin izleyebileceğini ve bunun on yıl ya da daha fazla bir zamanda sona ereceğini gördüğü” yorumunu yapmıştı.
29 Ekim 2005'te, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General John Abizaid'in, Senato'nun Silahlı Hizmetler Komitesi'ndeki tanıklığında, sadece bir müfreze Irak askerinin ABD kontrolünden bağımsız biçimde operasyonlarda bulunabildiğini söylemişti. Irak ordusundaki müfrezeler üç yüz ila bin asker arasında değişiyor. Öyleyse, en doğru yorum Irak'ta “büyük ilerlemeler sağlandığı” yönündeki yalanlara rağmen binden fazla Iraklı askerin gerçek anlamda eğitilemediği ortaya çıkıyor.
Bush'un Ulusal Güvenik Danışmanı Stephen J. Hadley New York Times'a, “Eğitim sürecinin hızından memnunuz.” derken yönetimin planlarını ortaya koyuyordu. Ancak zaman geçtikçe, Bush yönetiminden bazı yetkililer de Beyaz Saray'ın bir yıl önceki eğitilen asker ve polis sayısını şişirdiğine işaret etmeye başladı.
İşgal tarafından yaratılan direniş, şimdilerde Birleşik Devletler'in işgali devam ettirmesi gerekliliğini açıklamak için kullanılır oldu. İşgale karşı oluşan geniş çaplı direniş, ABD ve diğer yabancı askerlerle işbirliği yapanlar için ciddi bir risk durumunda ve ABD askerinin ülkeyi terk etmesini isteyen Iraklıların Irak polisi içine sızmasını sağlıyor.
2005 yılında Londra merkezli düşünce kuruluşu IISS, Başkan Bush'un görevden ayrılması durumunda bile Birleşik Devletler'in Irak'ta geniş çaplı bir güç sahibi olduğunu ortaya koydu. Tıpkı Vietnam Savaşı'nın yönetimden yönetime devri gibi bir durum bu. Bir sonraki yönetimin de Irakta güçleri bulunacak.
Savaşın başlangıcından bu yana Birleşik Devletler Irak'ta uzun süreli askerî üsler kurmayı planlıyordu. Donald Rumsfeld, “Irak'ta daimi üsler kurma gibi bir niyetimiz yok” dese de, yönetimdeki üst düzey isimler New York Times'a, “uzun vadeli askerî üs planlarından” dem vurmuştu.
Vietnam'da savaşın sona erdiği dönemdeki gibi Irak'tan sonra pek çok alanda savaşmaya devam edeceğiz: Bunca yaşama mal olan savaş nedeniyle hükümeti ve askeri yetkilileri huzursuz etmek ve bunları meşrulaştırmak için yalan söyleyenleri sorgulamak, savaştan yarar sağlayanları deşifre etmek, konuşan, emirlere direnen askerleri teşvik etmek ve onları korumak. En önemlisi de sabırlı bir biçimde işgali sona erdirmek için çabalayan herkese destek olmak.
(Irak: Çekilmenin Mantığı kitabının yazarı)
(http://www.endthewartour.org)

ABD: Türkiye Irak'a desteğin karşılığını görecek


19 Mayıs 2006, Cuma 13:00

Dünya
WASHINGTON (A.A) ABD Dışişleri Bakanlığının Irak Koordinatörü James Jeffrey, hiçbir ülkenin Irak'ın ekonomik gelişmesine Türkiye kadar destek vermediğini ve Türkiye'nin bu katkısının karşılığını göreceğini söyledi.
Washington Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda Irak'ın yeniden yapılanması konusunda konuşma yapan Büyükelçi Jeffrey, bir soru üzerine, Türkiye'nin Irak'taki demokratik sürece büyük bir destek verdiğini ve bunun Iraklılar tarafından takdir edildiğini belirtti.
Türkiye'nin ekonomik faaliyetlerinin en çok Irak'ın kuzeyinde görüldüğünü, ancak ülkenin bütünündeki ekonomik yaşamda temel önemde katkısının olduğunu anlatan Jeffrey, bunun özellikle yakıt sağlanması ve elektrik üretiminde görüldüğünü kaydetti.
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Irak konusundaki kıdemli danışmanı olarak da görev yapan Jeffrey, Türk firmalarının, inşaat ve ulaştırma alanlarında da Irak'ta çok faal olduğunu dile getirdi.Jeffrey, “hiçbir ülke, Irak ekonomisinin gelişmesine Türkiye kadar büyük bir destek vermiyor. Türkiye, güvenlik alanında, siyasi ve ekonomik olarak bunun yararını görecek” dedi.

Perşembe, Mayıs 18, 2006

'Türkiye Kuzey Irak'ı bombaladı'




CNNTÜRK
Irak'ın kuzeyindeki Kürt yönetimi, Türkiye'nin bölgedeki bir hedefi bombaladığını iddia etti. Açıklamada bu hafta içinde ikinci kez böyle bir olayın yaşandığı belirtildi. Kürdistan özerk yönetiminin üst düzey isimlerinden Halid Salih, yaptığı açıklamada saldırıda kimsenin ölmediğini söyledi. Salih, Kani Masi kasabası yakınlarında bir köyün üç topçu mermisiyle hedeflendiği, olayda maddi hasar oluştuğunu söyledi. Bölgede PKK üyelerinin olmadığını söyleyen Salih, durumun başkent Bağdat'a bildirileceğini ve Türkiye'den konuyla ilgili açıklama isteneceğini söyledi

Wilson: PKK'ya karşı işbirliğimiz yetersiz



ABD Büyükelçisi Ross Wilson: Türklerin teröre dair sıkıntılarını biliyorum. Fakat dürüstçe söylemeliyim ki PKK ve terörizm konusundaki işbirliğimiz tatmin edici değil
18/05/2006
ZİHNİ ERDEM ANKARA - ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, PKK konusunda ABD-Türkiye işbirliğinin kendisini tatmin edici bir düzeyde olmadığını söyledi. TBMM Dışişleri Komisyonu'na bilgi veren Wilson, komisyon üyelerinin PKK terörü, laik demokrasi, Kerkük ve İran'la ilgili sorularını yanıtladı. Wilson şunları söyledi:

ITC Berlin Temsilciliği Basın Bildirisi



ABD’nin 2003 yılında Irakı işgal etmesinin ardından ülkede yaşanan kaos ortamı bir türlü durulmazken, Irak, hemen herkes için, özellikle bölge ülkeleri, Türkiye ve orta doğu için çok tehlikeli bir yer haline gelmiştir.

Irak’ta 30 Ocak ve 15 Aralık 2005 yılında yapılan seçimlerin ardından hükümet kurma çalışmaları sürerken, ulusal birlik hükümetini kurmaya çalışan taraflar yaklaşık 5 ay geçmesine rağmen hale bakanlar konusunda siyasi gruplar anlaşamadığı Sizlerinde bilgisi dahilindedir.

Irak’ta yaşamak, Irak’ta Türkmen olmak ve Türklüğü korumak hiçte kolay olmamıştır. Türkmenler, kimliklerinin yok edilmesi ve ülkedeki varlıklarının sona erdirilmesi amacıyla, sürekli insanlık dışı uygulamalara ve asimilasyona maruz bırakılmışlardır. Irak'taki yönetimin ve ABD’ güçleri PKK'ya destek verdiği açık ve net bir şekilde ortadadır...

Irak’taki son gelişmeleri, Türkmen’lerin durumunu, Kerkük sorununu Alman kamuoyuna basın aracılığıyla iletmek amaçlı Irak Türkmen Cephesi Berlin Temsilciliği 16.05.2006 tarihinde, saat 10,00 da ITC Berlin Bürosunda bir basın toplantısı düzenlemiştir:




IRAK TÜRKMEN CEPHESİ
BERLİN TEMSİLCİLİĞİ
Else – Lasker – Schüler Str. 22 , D. 10783 Berlin
Tel: 030 / 269 30 941 – 030 / 269 30 942 - Fax: 030 / 269 30 944
http://www.kerkuk.net/ e.mail: Irak.Turkmen @ t-online.de
Basın Bildirisi
Mayıs 2006
Sayın Basın Mensupları,
ABD’nin 2003 yılında Irakı işgal etmesinin ardından ülkede yaşanan kaos ortamı bir türlü durulmazken, Irak, hemen herkes için, özellikle bölge ülkeleri, Türkiye ve orta doğu için çok tehlikeli bir yer haline gelmiştir.
Irak’ta 30 Ocak ve 15 Aralık 2005 yılında yapılan seçimlerin ardından hükümet kurma çalışmaları sürerken, ulusal birlik hükümetini kurmaya çalışan taraflar yaklaşık 5 ay geçmesine rağmen hale bakanlar konusunda siyasi gruplar anlaşamadığı Sizlerinde bilgisi dahilindedir.
Saldırı, çatışma ve mezhep cinayetleri, Insan kaçırma olayları son dönemde Irak’ta yaşamın rutin bir parçası haline gelmiştir. İntihar saldırılarında binlerce insan ölürken, mezhebe dayalı faili meçhul cinayetlerin sayısı da her geçen gün artıyor. Polis kıyafeti giymiş kimliği belirsiz kişiler tarafından götürülen ve sonra cesedi bulunanlar arasında, doktorlar, mühendisler, öğretim üyeleri, pilotlar ve subaylar var. (Bu çok kıymetli insanlar kimlerin tarafından öldürüldükleri de çok net bir şekilde bellidir). Faili meçhul cinayetlerin sayısı 15 bini geçmiş durumdadır, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, sadece Nisan ayında Bağdat’ta 1091 kişinin öldürüldüğünü açıklamıştır. gerçek ölü sayısının bu rakamın çok daha fazla olduğu yönünde gelen haberler arasındadır.
Irak'ta geçen yıl yapılan rafrandum sonucu kabul edilen anayasa doğrultusunda Kerkük'ün gelecekteki statüsünün belirlenmesi için kentte 2007 sonundan önce Kerkük'te nüfus sayımı yapılmasını ve Kerkük'ün geleceğinin halkoyuna sunulmasını öngördüğünü 58. madde gereği, Iraklı Kürtlerin denetimini ele geçirmeye çalıştığı Kerkük'e ilişkin sorunun çok ciddi ve tehlikeli olduğu, Kürtlerin, Kerkük'ün kontrolünü ele geçirmeye kararlı olduğu, kente Kürt milislerin sürdüğü Kerkük halkına insafsızca baskı ve haksızlıkların devam etmesi halinde, bu durumun büyük gerginlik kaynağı olduğu, ve devam etmesi durumunda, kentte tüm ülkeyi, bölge ülkelerini ve Ortadoğu’yu sarsabilecek çatışmalar çıkabileceği bir gerçektir. Kürtler bağımsızlık istiyorsa, Kerkük'e ihtiyaçları var. Ancak, Kerkük'ün petrol kaynaklarını ihraç edemezlerse; hatta Kerkük'ü denetimleri altına almaları diğer toplumlar ve Bağdat hükümeti tarafından engellenirse, o zaman bağımsızlığa da kavuşamazlar. Kürt liderlerin pragma tik olduğunu düşünüyorum. Kerkük sorununu Iraklılara bırakma politikasının 'son derece yanlış olduğunu'' bilmeliğiz. Irak Türkmen Cephesi, Bölge ülkelerine, başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere Kerkük sorununa iş işten geçmeden el atmalarını ve birleşmiş milletlerin Kerkük’e derhal müdahale etmesini davalarca istemiştir, ne yazık şimdiye kader hiçbir taraftan yanıt alınmamıştır.
Değerli Basın Mensupları,
Irak Türkmenlerin zor şartlar altında yaşadıklarını ve Irak’a komşu ülkelerin özellikle Türkiye olmak üzere bölge konusunda önemli rolleri bulunduğunu, çünkü Irak`teki sorunların bu ülkelere sıçraya bileceğini çok iyi bilmeliğiz, Kerkük’e büyük oranda Kürt nüfusunun kaydırıldığı, Türkmenlerin çok zor şartlar altında yaşadıkları, Türkmenlere Türkiye’den ve bölge ülkelerinden manevi destek verilmesi gerekmektedir, Türkmenler Irak toprak bütünlüğü, barış, kardeşlik için mücadele veriyor, ancak Irak’ın 3. asil unsuru olan Türkmenlere verilen desteğin çok az olduğu kanaatindeyiz. Irak'ın işgalinden sonra çok kötü sonuçlar ortaya çıkmıştır, kırmızı çizgiler diye bir şey kalmamıştır. Türkmenlere verilen sözler hiç birisi yerine getirilmemiştir, Türkmenlerin içinde bulunduğu durum ortada. Bu sonuç, uygulanan politikalara çok güzel bir yanıttır diyebiliriz."
Irak'ın kuzeyindeki istikrarsızlığın kontrol edilmesi gerekmektedir, "Bu kontrol sağlanmazsa istikrarsızlık diğer komşu ülkelere de sıçrayacaktır. Ne tekim sıçramıştır, Özellikle de Türkiye bundan çok fazla etkilenecektir. Çünkü Türkiye'nin Irak'la bir tarihi bağı vardır". Terör örgütü PKK'nın Irak'taki varlığı sadece Kerkük'te değil, Bağdat'ta da ABD’nin bilgisi dahilinde faaliyetlerini sürdürüyor. PKK terör örgütü olmasına ve birçok ülkenin bunu kabul etmesine rağmen, kurduğu parti aracılığıyla ABD kontrolündeki seçimlere girdi". Irak'taki yönetimin ve ABD’ güçleri PKK'ya destek verdiği açık ve net bir şekilde ortadadır...
Irak’ta yaşamak, Irak’ta Türkmen olmak ve Türklüğü korumak hiçte kolay olmamıştır. Türkmenler, kimliklerinin yok edilmesi ve ülkedeki varlıklarının sona erdirilmesi amacıyla, sürekli insanlık dışı uygulamalara ve asimilasyona maruz bırakılmışlardır. Bu uğurda verilen şehitlerin kanı ise daha kurumamıştır. "Varlığımıza, toplumumuza yönelik hareketler çok büyük. İnsanların Türkmen olduğu için şiddete maruz kalmışlardır. Bu hareketler neticesinde toplumumuz sıkıntı yaşamaktadırlar. Kerkük'ümüze baktığımızda demografiyi bozmak için belli siyasi ve etnik gruplar tarafından yapılan büyük çabalar vardır . Türkmenlerin milli ve manevi değerleriyle oynanmıştır. Saddam rejimi döneminde Araplaştırma politikalarına maruz kalan Türkmenler, can ve mal güvenlikleri nedeniyle Arap kimliği lehine kendi etnik kimliklerini bırakmaya zorlanmışlardır. Bugün ise Kürtler, Türkmenlerin yaşadıkları şehirlerin demografik yapılarını bozarak, Türkmenleri azınlık durumuna düşürmek için uğraş vermektedir. Türkiye'nin savaşa katılmaması veya ABD'nin işgaline yardımcı olmamasının faturası, Türkmenlere kesilmiştir. Bu nedenle, Türkmenlerin yaşadığı bölgelerin siyasi ve demografik yapıları değiştirilmesine ABD sesini çıkarmamaktadır.
Artık Bizler ister Irak’ta ister Irak’ın dışında Türkmenler olarak bu olaylara dur demenin zamanı gelmiştir, Hak verilmez alınır düşüncesiyle haklarımızı kendi imkanlarımızla almasını da çok iyi biliriz ve Türkmen eli topraklarını hiçbir zaman kimselere yar etmeğiz, artık bundan sonra tehlike çanları çalmaya başlamıştır. Haklarımızı, topraklarımızı, hasiyetimizi, kendi gücümüzle çok kanlar dökülerek, son bir Türkmen insanı kalana kader savunmasını’da çok iyi biliriz.
Hepinizi tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum
Ganim Authman
Irak Türkmen Cephesi
Berlin Temsilcisi

Çarşamba, Mayıs 17, 2006

Kürtler: 'Dağlardan başka dostu olmayan millet' mi?

İbrahim KARAGÜL


ABD Genelkurmay Başkanlığı, 20 bin askerin 48 saat içinde Basra Körfezi'ne intikali için birimlere talimat verdi. George Bush ya da Donald Rumsfeld'den emir alır almaz bu birlikler derhal harekete geçecek. Tabiî bu emre kadar Basra Körfezi'nde ya da İran içlerinde nasıl bir savaş yapılacaksa askerler ona göre hızlandırılmış eğitimden geçirilecek.
İran krizinin tırmanış grafiğine dikkat etmek gerekiyor. Rusya ve Çin, "BM Güvenlik Konseyi'nden İran'a saldırıya kapı aralayacak hiçbir karara onay vermeyeceklerini" açıkladı. O zaman, ne yapılacaksa Konsey dışında, ABD ve yakın çevresindeki müttefikleri tarafından yapılacak. Ne yapılacaksa şaşırtıcı biçimde yapılacak, beklenmedik anda yapılacak.... devami

Gül: Wilson'la konu Irak-PKK

Murat Yetkin
Gül, 'Gelişmeden memnunum, ama beklentiyi yükseltmeyelim' derken, ABD'den gelen mesaj açıklanmıyor

17/05/2006
Koç Grubu'nun 80'inci kuruluş yıldönümü nedeniyle Ankara Sheraton Oteli'nde verilen davete Başbakan Tayyip Erdoğan geç katıldı. Eşi Emine hanımla gelidiğinde ana yemekler yenmiş, Erol Evgin ve Nükhet Duru sahneyi devralmıştı. Koç Grubu'nun öyküsünü şarkılarla anlatan Erol Evgin tam Atatürk'ün Samsun'a çıkışını anlatırken, Erdoğanlar salona girdi ve koruma ordularının eşliğinde şeref masasına yöneldiler. Artık gelmelerinden umut kesildiğinden midir, yoksa özellikle öyle istediklerinden mi, masada boş kalan iki koltuğa sırtları sahneye dönük oturdular. Bir ara masanın sahneye bakan kısmında eşi Hayrünisa hanım ile oturan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Erdoğan ile göz göze gelerek 'Yer değişebiliriz' anlamında bir jest yaptığı, Erdoğan'ın ise 'Böyle iyi' anlamında karşılık verdiği görüldü. ....devami

Talabani’den Tahran ve Ankara’ya heyet

NTV
Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, İran ve Türkiye’yle aralarındaki sorunların çözüme kavuşturulması için Tahran ve Ankara’ya heyet yollamayı planladığını söyledi.

BAĞDAT - Irak Devlet Başkanı Talabani, Londra’da Arapça yayımlanan El Şark Ul Avsat gazetesine verdiği demeçte, Irak’ın sınırlarına saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi.

Salı, Mayıs 16, 2006

Barzani: Irak İsrail ile ilişki kurarsa biz de kurarız

16 Mayıs 2006, Salı 23:03
Son Dakika

İhsan DÖRTKARDEŞ, (DHA) Kuveyt gezisi nedeniyle Irak İslam Alimleri'nin "İsrail ile işbirliği kurmak için gitti" eleştirilerine hedef olan Kürdistan Demokrat Partisi lideri ve 'Kürdistan Bölgesel Başkanı' Mesut Barzani, Irak yönetiminden ayrı hareket etmediklerini söyledi.
Geçen hafta Kuveyt'e giden, buradaki temasları ardından Çin'e gideceği bildirilen Mesut Barzani, bir Arap gazetesinin İsrail ile ilişkileri konusunda sorularını yanıtlarken, "Neden bu sorunun bana sık sorulduğunu bilmiyorum. İsrailliler bütün Arap ülkelerinde mevcutlar, fakat biz Irak'tan bir parçayız. Bağdat, İsrail ile diplomatik ilişki kurarsa biz de aynı şekilde ilişki kuracağız. İsrail, Bağdat'ta büyükelçilik kurarsa Erbil'de de konsolosluk açacaktır. Aksi durumda ise ilişki kurulmayacaktır" dedi.
İSRAİL İLE ARAMIZDA İLİŞKİ YOK
Gelişmelere KDP'nin yayın organı 'Peyamner' isimli internet sitesi de geniş yer verdi. Barzani, açıklamasında Kürt tarafı olarak Bağdat hükümetiyle paralel tutum izleyeceklerini, Irak yönetiminin alacağı kararların Kürdistan bölgesinde benzer yansıması olacağını söylerken, İsrailli temsilcilerin aynı zamanda Katar'da olduğunu savundu. Barzani, İsrail ile aralarında ilişki olmadığını ekledi.
Mukteda es-Sadr yanlısı 'Irak İslam Alimleri' adına yapılan açıklamada Barzani'nin İsrail'e ilişkin değerlendirmeleri eleştirilirken, Kürt liderin İsrail yönetimi ile işbirliğine hazır olduğu savunulmuştu. Barzani, bu tepkiler üzerine Çin gezisini ertelerken Erbil'e döndü.
SADR'A TEPKİ
Barzani adına yapılan açıklamada, Kürt liderin Arap gazetesine yaptığı açıklama tekrarlanırken, "Kendilerini İslam Alimleri heyeti diye adlandırılan bu grup haddini aşarak aslında hiç kimse tarafından seçilmeksizin 1.5 milyar Müslüman'ın yerine kararlar vermektedir" denildi. Mesut Barzani, açıklamasının devamında kendisini eleştiren gruba tepki gösterirken, "Söz konusu heyetin İslami duyarlılığı olsaydı ve Müslümanlar'ın maslahatları için çalışıyorsa neden Halepçe ve Enfal gibi katliamlarda ses çıkarmadılar. Açıklamanın devamında İslam Alimleri heyetinin ve Mukteda es-Sadır'ın Kürdistan Bölgesi üzerinde herhangi bir etkileri olamayacağına ve Kürk halkının da bunların fetvalarına ihtiyaçlarının olmadığı dile getirildi.

Barzani: Irak İsrail ile ilişki kurarsa biz de kurarız

16 Mayıs 2006, Salı 23:03
Son Dakika

İhsan DÖRTKARDEŞ, (DHA) Kuveyt gezisi nedeniyle Irak İslam Alimleri'nin "İsrail ile işbirliği kurmak için gitti" eleştirilerine hedef olan Kürdistan Demokrat Partisi lideri ve 'Kürdistan Bölgesel Başkanı' Mesut Barzani, Irak yönetiminden ayrı hareket etmediklerini söyledi.
Geçen hafta Kuveyt'e giden, buradaki temasları ardından Çin'e gideceği bildirilen Mesut Barzani, bir Arap gazetesinin İsrail ile ilişkileri konusunda sorularını yanıtlarken, "Neden bu sorunun bana sık sorulduğunu bilmiyorum. İsrailliler bütün Arap ülkelerinde mevcutlar, fakat biz Irak'tan bir parçayız. Bağdat, İsrail ile diplomatik ilişki kurarsa biz de aynı şekilde ilişki kuracağız. İsrail, Bağdat'ta büyükelçilik kurarsa Erbil'de de konsolosluk açacaktır. Aksi durumda ise ilişki kurulmayacaktır" dedi.
İSRAİL İLE ARAMIZDA İLİŞKİ YOK
Gelişmelere KDP'nin yayın organı 'Peyamner' isimli internet sitesi de geniş yer verdi. Barzani, açıklamasında Kürt tarafı olarak Bağdat hükümetiyle paralel tutum izleyeceklerini, Irak yönetiminin alacağı kararların Kürdistan bölgesinde benzer yansıması olacağını söylerken, İsrailli temsilcilerin aynı zamanda Katar'da olduğunu savundu. Barzani, İsrail ile aralarında ilişki olmadığını ekledi.
Mukteda es-Sadr yanlısı 'Irak İslam Alimleri' adına yapılan açıklamada Barzani'nin İsrail'e ilişkin değerlendirmeleri eleştirilirken, Kürt liderin İsrail yönetimi ile işbirliğine hazır olduğu savunulmuştu. Barzani, bu tepkiler üzerine Çin gezisini ertelerken Erbil'e döndü.
SADR'A TEPKİ
Barzani adına yapılan açıklamada, Kürt liderin Arap gazetesine yaptığı açıklama tekrarlanırken, "Kendilerini İslam Alimleri heyeti diye adlandırılan bu grup haddini aşarak aslında hiç kimse tarafından seçilmeksizin 1.5 milyar Müslüman'ın yerine kararlar vermektedir" denildi. Mesut Barzani, açıklamasının devamında kendisini eleştiren gruba tepki gösterirken, "Söz konusu heyetin İslami duyarlılığı olsaydı ve Müslümanlar'ın maslahatları için çalışıyorsa neden Halepçe ve Enfal gibi katliamlarda ses çıkarmadılar. Açıklamanın devamında İslam Alimleri heyetinin ve Mukteda es-Sadır'ın Kürdistan Bölgesi üzerinde herhangi bir etkileri olamayacağına ve Kürk halkının da bunların fetvalarına ihtiyaçlarının olmadığı dile getirildi.

Sünnilerden Barzani'ye 'İsrail'le ilişki' tepkisi


16 Mayıs 2006, Salı 12:06
Son Dakika
BAĞDAT (A.A) Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri ve kuzeydeki özerk bölgenin başkanı Mesut Barzani'nin İsrail ile ilişki kurabilecekleri yönündeki sözleri, Ulema Birliğinin sert tepkisine neden oldu.
Irak'ta Amerikan varlığına karşı olan etkin Sünni oluşumu Ulema Birliği, Barzani'nin Kuveyt'te yaptığı açıklamanın, “çok tehlikeli” olduğunu ve “dünyada doğrudan veya dolaylı İsrail'den zarar gören 1,5 milyar Müslümanın duygularını incittiğini” savundu.
Bu görüşlerin Irak halkına ait olmadığını ve ne bugün, ne gelecekte Irak'ın ulusal çıkarına hizmet edeceğini bildiren Ulema Birliğinin açıklamasında, “Eğer Barzani'nin İsraillilerle iyi ilişkileri varsa, onlardan Filistin'deki kardeşlerimize zarar vermeyi durdurmalarını istesin” ifadesi kullanıldı.
Barzani, Cuma günü Kuveyt'e yaptığı ziyaret sırasında, “İsrail ile ilişki kurmak suç değil. Eğer Bağdat İsrail ile diplomatik ilişki kurarsa, biz de Erbil'de bir konsolosluk açabiliriz” demişti.

Kürt petrolü!



Hüsnü Mahalli

Cumartesi ve pazar Kuzey Irak'ın yani Irak Kürdistanı'nın Süleymaniye bölgesindeydim.Bir grup meslektaşla birlikte özel bir program için oraya gitmiştik.Türk firması Genel Enerji ile yabancı Addax petrol şirketinin ortaklaşa bir çalışması ile Kürdistan'ın Tak Tak bölgesinde petrol çıkarılacak. Pazar günü ilk üretim sondaj kuyusunun açılımı ile ilgili özel bir tören yapıldı.Törene Kürtler büyük önem vermişti.

Bahçeli, ABD büyükelçisini şaşırttı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, devlet ve uluslararası ilişkiler söz konusu olduğunda titizlenen bir isim. Son olarak, ABD Büyükelçisi Ross Wilson'un randevu talebine verdiği cevapta, bunu gösterdi.
"Şu anda Meclis'te değiliz. Parlamentodaki siyasi partilere ziyaretlerinizi bitirdikten sonra gelin." Büyükelçi, 3 ay sonra Bahçeli ile görüşebildi. Sıcak bir atmosferde geçen görüşmede Irak, İran ve Amerika karşıtlığı konuşuldu. MHP'li kurmaylar ser verip sır vermese de görüşmeden bazı bilgiler ulaştı elimize. Buna göre, Wilson, tarihten gelen dostluktan, müttefiklikten bahsetmiş. Bahçeli de, hemen 'dostluğun gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini' bir güzel irdelemiş. Ardından, 'anti-Amerikancı' eğilimlerin artmasından yakınmış büyükelçi. Bahçeli ise şu karşılığı vermiş: "Bunun sebeplerini araştırmak size düşer. Sahi, eski Marksistler ABD'nin yanında yer alırken, bugüne kadar hiç ABD karşıtı olmamış insanların olumsuz düşünmesini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?" Ne cevap verdi bilmiyoruz ama büyükelçinin milliyetçi damardan nabız aldığı kesin.

İlnur Çevik Türk düşmanı

Kuva-yı Medya, Irak’ta bağımsız bir Kürdistan’ın kurulması için Talabani ve Barzani’ye danışmanlık yapmasının karşılığı 65 milyon dolarlık ihaleyle ödüllendirilen Tüccar Gazeteci İlnur Çevik’in çok değil 3 yıl önce borcunu ödeyemediği için evine haciz geldiğini ve hakkında hapis cezası verildiğini belgeledi.

İlnur Çevik 2001 yılında Ahmet Bayrak adlı bir işadamına 1 milyon 57 bin 109 Alman Markı borç taktı. Borcunu ödememesi üzerine Bayrak’ın avukatları önce evine daha sonra çalıştığı gazeteye haciz getirdiler.

Haciz memurlarına “Hiç malım mülküm yok” diye yalan söyleyen İlnur Çevik, Turkish Daily News gazetesini sattığı Aydın Doğan’dan aldığı paranın bir bölümünü oluşturan 200.000 $ ve 13.000 adet Doğan Holding hissesini mal beyanında bildirmeyince “yalan mal beyanında bulunmak” suçundan 1 ay hapse mahkum oldu.

Çevik’in görüldüğü yerde tutuklanması için hakkında çıkarılan ARAMA belgesi:

HAKKI İLNUR-
20/05/2002 ARANAN-EMİNÖNÜ İLÇE EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ BEYAZIT POLİS KARAKOLUNUN 01/02/2002 GÜN VE B-05.1.EGM.4.34.47.23.BTİ.01/659 NOLU SAYILI YAZISINA İSTİNADEN ARANMAKTADIR.


İLNUR ÇEVİK’İN YALAN MAL BEYANI

“Gayrimenkulum malım yoktur, menkul olarak otomobilim yoktur. Menkul olarak zorunlu ev eşyalarım vardır ve ancak bunlar Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2000/5102 esas sayılı dosyası ile hacizlidir.

Doğan Daily News AŞ’de Genel Yayın Yönetmeni olarak çalışıyorum. Aylık gelirim 275.000.000 TL’dir. Maaşımın üzerinde Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2000/5102 esas sayılı dosyası ile haciz vardır.

Mal beyanı olarak arz ediyorum.”

AYDIN DOĞAN’IN HİMAYESİNDE YALANLAR

Kuva-yı Medya’nun ulaştığı belgelere göre; hakkında icra takiplerinin sürdüğü ve polis tarafından Türkiye’nin dört bir yanında arandığı günlerde, İlnur Çevik’in Doğan Turkish Daily News’daki ortağı Aydın Doğan’ın himayesinde olduğu ortaya çıktı.

Mal beyanında kendisini sıradan bir gazete çalışanıymış gibi gösteren İlnur Çevik, oysa koskoca Doğan Turkish Daily News şirketinin yarıya yakınını elinde bulunduruyordu:

Turkish Daily News Doğan Grubu'na katıldı
21 Ocak 2000 Hürriyet

“39 YILDIR Türkiye'nin ilk ve tek İngilizce gazetesi olarak yayın hayatını sürdüren Turkish Daily News, Doğan Medya Grubu'na katıldı. Katılım anlaşması dün imzalandı. Buna göre, Doğan Yayın Holding, Turkish Daily News'un yüzde 51'ini aldı. Bu alışverişle birlikte Doğan Turkish Daily News adlı yeni bir şirket kuruldu.

TÜRKİYE'nin ilk ve tek günlük İngilizce gazetesi Turkish Daily News, Doğan Medya Grubu'na katıldı. Doğan Yayın Holding, 39 yıldır yayın hayatında olan Turkish Daily News'un yüzde 51'ini aldı. Bu alışverişle birlikte Doğan Turkish Daily News adıyla yeni bir şirket kuruldu. Katılım anlaşması dün Doğan Medya Grup Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Medya Grup Başkan Yardımcısı Ertuğrul Özkök ve Turkish Daily News Yönetim Kurul Başkanı İlnur Çevik arasında imzalandı. İmza törenine Doğan Medya Grup Başkan Yardımcısı Soner Gedik ile Turkish Daily News Yazıişleri Müdürü Mine Çevik katıldı.

Doğan Yayın Holding, Turkish Daily News gazetesinin yüzde 51 hissesini alırken, yüzde 49 Çevik Ailesi'nde kaldı. Turkish Daily News'un isim ve diğer hakları, Doğan Yayın Holding ve Turkish Daily News'un Doğan Turkish Daily News adıyla kurduğu yeni şirkete devredildi. Turkish Daily News Gazetesi'nin Doğan Medya Grubu'na katılmasına ilişkin tören Ankara'da dün yapıldı.”

Tüccar Gazeteci İlnur Çevik’in mal beyanında söylediği bir diğer yalan da Aydın Doğan’dan 275.000.000 TL maaş aldığını ifade etmesiydi. Milyon dolarlık şirketin hissedarlarından biri olan İlnur Çevik’in mal beyanında kendisini sıradan maaşlı bir çalışan gibi göstermesi ve beyanın yapıldığı gün (yani 20 Mayıs 2002 tarihinde dolar kuru Alış 1.425.000 TL Satış 1.440.000 TL) eline 192 dolar geçtiğini bildirmesi dikkat çekti.

Bu arada Çevik’in alacaklısına kaptırmamak için ev eşyaları, maaş ve hisse senetlerinin üzerinde olduğunu ifade ettiği haczin de, Doğan Yayın Holding tarafından konulduğu ve aralarında da Rehin Sözleşmesi imzaladıkları ortaya çıktı

Çevik’in yalan mal beyanında bulunmak suçundan çarptırıldığı 1 ay hapis cezasından çıkarılan af sayesinde kurtulduğu öğrenildi.

Bütün bu olaylar yaşanır ve İlnur Çevik Türkiye’nin dört bir yanında polis tarafından aranırken, Medya Patronu Aydın Doğan ile Doğan Daily News AŞ’de ortaklıklarının devam etmesi dikkat çekti. Bütün bu gelişmelerden haberdar olan Aydın Doğan Tüccar Gazeteci İlnur Çevik ile ortaklığını, Kürt Tacirleri Talabani ve Barzani’ye yanaşarak 65 milyon dolarlık ihale kaptığını açıklamasına kadar sürdürdü.

Gazeteci Yazar Emin Çölaşan’ın Tüccar Gazeteci İlnur Çevik’in Kürt Tacirlerinden 65 milyon dolarlık ihale kapmasıyla ilgili olarak 23 Haziran 2004 tarihinde kaleme aldığı Tüccar gazetecilik başlıklı ağır makalesi üzerine Aydın Doğan, İlnur Çevik ile ortaklığını ayırmak zorunda kaldı.

Ancak Çölaşan’ın yazısına ertesi gün 24 Haziran 2004 tarihinde Sabah gazetesinden cevap yazan Mehmet Barlas Aydın Doğan ile İlnur Çevik’in ortak olduklarını hatırlatarak “İlnur Çevik, "Doğan Daily News" şirketinde, Aydın Doğan'ın ortağı. Yani bir "Patron" aynı zamanda. İlnur Çevik, Irak'ta iş yapıyormuş ortak olduğu diğer şirketle. Aydın Doğan da, diğer şirketi "Petrol Ofisi" ile, Irak'ta dolaylı ve doğrudan iş yapmıyor mu?” diye sordu.


HAKKI iLNUR ÇEVİK KİMDİR ?

27 Haziran 1952
Ankara doğumlu
İngiltere Warwick Üniversitesi İşletme mezunu
1973 yılında babası İlhan Çevik’in sahibi olduğu Turkish Daily News Gazetesi’nde çalışmaya başladı.
Evli 5 çocuk sahibi

Gazeteleri Turkish Daily News 12 Eylül döneminde hükümet tarafından verilen “özel ödenekler” sayesinde son teknoloji baskı makinaları alarak atılım yaptı. Daha sonra Milli Piyango biletlerinin basım işlerini alarak işi büyüttüler.


Çevik meslek yaşamı boyunca başta Süleyman Demirel olmak üzere, Turgut Özal, Tansu Çiller (Özer Uçuran Çiller’i Başbakanlık Konutu’nda büyükelçiler ile buluşturup toplantının tutanakçılığını yaparak bir protokol skandalına imza attı) ve Necmettin Erbakan gibi isimlerin “Danışmanlığını” üstlendi.

ABD’de Beyaz Saray bahçesinde Demirel’in şapkasını taşırken çekilen fotoğraf Çevik’in meslek hayatını gözler önüne seren tipik bir örnekti.

ABD’de yapılan bir başka toplantıda kendi bastırdığı özel davetiye ile RP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül’ü Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak tanıtması skandalına da bulaştı. Hep yaptığı devlet büyükleri ile büyükelçilikler arasında mesaj taşıma işini abarttığı için Demirel tarafından yanından uzaklaştırıldı. Demirel kendisi ile uzun bir süre konuşmadı.

Gazetesini ticari amaçlarla kullanan Çevik hazırladığı yabancı ülke ekleri için büyükelçiliklerden büyük meblağlarda paralar aldı.

İlnur Çevik APO’nun İmralı’daki duruşmalarında Erbakan ile Apo arasında mesaj alışverişinde görev almakla suçlandı.

Duruşmada, Refahyol hükümeti döneminde bir mektuplaşma olduğunu ve Suriye'deki temsilcilerine iki mektup geldiğini ifade eden Öcalan, mektupların kapatılan RP'nin eski genel başkanı Necmettin Erbakan tarafından gönderildiğini söyledi.
Mahkeme Başkanı Okyay'ın sorusu üzerine Öcalan, bu mektubun yanında olmadığını, ancak arşivde bulunduğunu söyledi. Öcalan, ''Aracı olarak gazeteci İlnur Çevik gönderilecekti, ancak bunun yerine mektuplar geldi'' dedi. Öcalan, Erbakan'ın gönderdiği mektupta ekonomik ve sosyal paket açılmak istenildiği, şiddet ortamının bunu engellediği ve kendilerine ‘‘Bunu durdurursanız iyi olur’’ denildiğini anlattı ve kendisinin de bunu kabul ettiğini söyledi.

İlnur Çevik daha önce de sağ kolu İsmet İmset’i Özal ile Apo arasında PKK kuryeliği yapmakla görevlendirmiş ve bunun ortaya çıkması üzerine İmset’i Londra temsilcisi yapıp yurtdışına kaçırmıştı. Terör örgütünü tanıtım broşürünü andıran “The PKK” adlı İngilizce kitabı tesislerinde bastırıp TDN yayınları ibaresini koyduran Çevik, İngiltere’ye kaçmasının ardından uzun yıllar İmset’e TDN kadrosundan maaş ödemeyi de ihmal etmedi. Çevik’in sağ kolu İmset’in PKK’nın yayın organı Özgür Politika gazetesinde yazılar yazması bu ilişkilerin asla bir raslantı olmadığının en somut kanıtıydı.

Çevik ailesinin sahibi oldukları matbaanın 12 Eylül öncesi ve sonrasında radikal ve şeriat yanlısı yayınları bastığı için çok kereler Cumhuriyet Savcılıklarıyla başı belaya girdi.

Yaşamı boyunca hep “yanar döner” bir profil çizdi Erbakan’ın danışmanlığı yaptığı dönemde bir yandan türbana destek verip, 8 yıl eğitime karşı çıkarken, Ankara’nın en lüks semtlerinden Arjantin Caddesinde açtığı TDN Cafe’de “içki ruhsatı olmadığı halde” içki sattı. Çankaya Emniyet Müdürlüğü “ruhsatsız içki satışından” TDN Cafe’yi 2 kez bastı.

Bosna Hersek için toplanan paralı iç etmekle suçlanan Süleyman Mercümek’in aklanması için Hulki Cevizoğlu tarafından hazırlanan danışıklı dövüş programda Refah ve Mercümek’in sözcülüğünü üstlendiği için başta Emin Çölaşan olmak üzere bütün medya ve kamuoyunun tepkisini üzerine topladı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile birlikte Türk Dışişleri Bakanlığı’nın ambargo yasağına rağmen Güney Afrika’dan kömür getirtilmesi işini organize etti. Bu ticareti daha sonra Çin ile devam ettirdi. Bu ilişkilerin devamı olarak yine Ankara Büyükşehir Belediyesinin milyarlarca tutarındaki baskı ve tanıtım işlerini matbaasında yaptırdı. Gökçek de Çevik’in İncek’teki dağ başındaki villasının kapısına kadar asfalt döşettirdi.

Fener Rum Patriği Bartholomeos'un babası vefat ettiğinde Turkish Daily News olarak yayınladığı 3 sütunluk ölüm ilanı metninde Bartholomeos'tan "Greek Ecumenical Patriarch" yani "Rum Ekümenik (Evrensel) Patriği" olarak söz ederek diplomatik bir skandala imza attı.

Kombassan’ın ABD’de satın aldığı giyim mağazasının hisselerinin alımı, yasal işlemler ve tanıtım kokteylini organize etti.

AKP'den siyasete atılan İlnur Çevik ön seçim yoklamasında umduğunu bulamadı. Çevik, 125 oy almasına rağmen listeye giremedi.

Sahibi olduğu Turkish Daily News'un yüzde 51'ini Doğan Yayın Holding’e satarak Aydın Doğan’ın ortağı oldu. Satışın ardından Doğan Turkish Daily News adlı yeni bir şirket kuruldu.

Aydın Doğan’ın ortağı iken Barzani tarafından Kuzey Irak’ta kurulan Kürt Televizyonu için bütün altyapı ve donanımın satın alınması ve kurulması işini üstlendi. Aynı dönemde aldığı 65 milyon dolarlık ihale ile Erbil’de Selahattin Üniversitesi Kampusünü ve Süleymaniye Havaalanı’nı ortaklarıyla birlikte yaptı.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile çok yakın ilişkiler içinde bulunan ve ona danışmanlık yapan İlnur Çevik ve Cengiz Çandar Talabani ile İstanbul'da gizlice buluştu. 2,5 saat süren yemeğe katılanların Dışişleri Bakanlığı'nın protokol arabasıyla taşınması dikkat çekti.

ÇEVİK’İN ŞİRKETLERİ

TDN Eğlence ve Turizm AŞ
Sermayesi 5 milyar TL
“Turizm ve eğlence sektörüne yönelik tesisler kurarak işletmek ve seyahat acentaları oluşturmak”
Yönetim Kurulu Başkanı yüzde 50 hisse sahibi

TDN İthalat İhracat Taşımacılık Taahhüt Ticaret ve Sanayii AŞ…
Sermayesi 30 milyar TL
Şirketin kurucuları arasında babası, karısı, kız kardeşi ve eski AP milletvekillerinden Recep Özel vardı.

ISC Özel Tıp Hizmetleri Eğitim, Ticaret ve Sanayi LTD
Sermayesi 500 milyar TL
“Çocuk hastalıklarına yönelik teşhis ve tedavi merkezleri oluşturmak”
Yüzde 50 hisse sahibi

PAN-EV Ltd
“Amerika ve Kanada’dan ithal edilen lüks ahşap prefabrik villa üretimi”

EMBRACE Ltd
Giyim iç çamaşır üretim ve ithalat

FLU İÇ GİYİM Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Sermayesi 100 milyar TL
Örme ve tekstil

ABD ve Kürdistan bayrağı Helgurd Dağı'nın zirvesinde
KK-Haber

ÇOMAN, 24/8 2003 — ABD askeri birlikleri ile Kürdistan peşmergesi, iki gün önce (22/8) Kürt ulusu ile Amerika halkının arasındaki dostluğun bir göstergesi olarak, resmi bir törenle ABD bayrağı ile Kürdistan bayrağını Kürdistan güneyinin en yüksek dağı olan Helgurd dağının zirvesinde göndere çektiler. Amerikalılar bu sembolik ifadeyle, Kürtlere dostlarınız sadece dağlarınız değil aynı zamanda Amerikan halkı da dostunuzdur mesajını verdi.
Helgurd Kürdistan güneyinin en yüksek dağıdır(3 607 m); Çoman ve Haci Omran'ın arasında bulunuyor. Helgurd, Kürt ulusal kurtuluş savaşında, sürekli Kürdistan peşmergelerinin savunma kalesiydi. Kürt folklor ve edebiyatında da Helgurd dağının büyük bir yeri bulunuyor.

Pazartesi, Mayıs 15, 2006

Kürtlerin başı belaya mı girmek üzere?


13.05.2006 Sehet: 14:06
Andrew Lee Butters / TIMES
Kendi kayda değer Kürt nüfuslarının ayrılıkçı isteklerinden kaygılanan iki komşu ülke, Türkiye ve İran, son haftalarda Irak Kürtlerinin çevresindeki ilmiği sıkılaştırdılar. Türkiye'nin ayrılıkçı Kürt gerillalara -Kürdistan İşçi Partisi veya PKK olarak bilinen bağımsız radikal grup- karşı iç savaşı bu yılın başından itibaren tırmandığı için Türk Ordusu Irak sınırına yığınak yapmaya başladı. Irak'a sığınan Kürt savaşçıları takip etmek için Türk komandoları geçen hafta sınırın karşı tarafına geçmeye başladı. Bu arada, İran ordusu pazartesi günü Irak'ın kuzeyinde PKK gerillalarının yaşadığı ve İran'da özerklik arayan Kürt asiler için sıçrama tahtası olarak kullanılan Kandil dağlarındaki köyleri top ateşine tuttu.Kürtler sadece sınırlarının karşı tarafından kaynaklanmayan aynı zamanda, büyümesi muhtemel başka sorunlarla da karşı karşıyalar. Irak'ın Arap çoğunluğu uzun zamandır Kürtlerin ülkelerini parçalayıp Irak'ın kuzeyindeki zengin petrol yataklarını alacağından kaygılanıyor ve bu kaygı son zamanlarda yüzlerce Şii milisin kuzeydeki Kerkük kentine girdiği haberlerini körükledi. Kürtlerin komşuları açısından bakıldığında, Türkiye'nin bir çatışmadan belirli oranda ticari kaybı olur. Amerikan liderliğindeki işgalden bu yana Türkiye'nin Irak ile özellikle petrol ürünleri ticareti birdenbire yükseldi ve bu ticaretin nerdeyse tamamı Kürt bölgesinden geçiyor. Bu durumdaki joker kartı İran. ABD uzun zamandır İran'ı, Irak'ın istikrarsızlaşmasına yardımcı olmakla itham ediyor ve İran'ın Irak topraklarındaki askeri baskısının zamanlaması anlamlı. Nitekim, nükleer zenginleştirme programı nedeniyle İran uluslararası tecritle karşı karşıya ve Washington'da olası ABD askeri harekatı yüksek sesle konuşuluyor. Irak'ta şu anda olaylar ne kadar vahim olsa da hatta daha da kötüleşme ihtimali olsa bile bu saldırı ABD için hesaplanmış bir uyarı gibi görünüyor. Ve trajik tarihlerinde sürekli olduğu gibi, sadece kendileri olmasa da, ilk kazazedeler Kürtler olacak. 4/11 Mayıs 2006 - Andrew Lee Butters

Barzani, kalkınma için Türkiye’den yardım istedi

ZAMAN
15.05.2006 PAZARTESİ
Çukurova Grubu’nun şirketi Genel Enerji, Kuzey Irak’ta Türkiye’nin bilinen rezervine eşit miktarda potansiyelin bulunduğu Taq-Taq sahasında petrol çıkarmak için ilk sondajı vurdu.

Kürtler Türkiye'yi izliyor



Kuzey Irak'taki istikrarın son bulmasını istemeyen Kürtler, sınıra asker yığan Türkiye ile müttefikleri ABD arasındaki temasları yakından izliyor

FARUK HACI MUSTAFA
Tüm Kürtler, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Ankara ziyaretini yakından izledi. Bu ziyaret önemliydi, çünkü Türkiye 200 binden fazla askeri Kuzey Irak sınırına yığmış durumda. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de bu takviyeyi PKK'nın eylemlerini yoğunlaştırmasıyla gerekçelendirdi. Aslında Türkiye'nin Kuzey Irak sınırına asker yığması, 'burada PKK varlığına tahammül edilmeyeceği' yönünde ABD'ye verilen bir mesajdı. PKK'ya göre ise olayları ateşleyen Türkiye. Ankara iki taraf arasında olumlu bir gelişme sağlayacak hiçbir harekette bulunmadı. Kürtleri en çok endişelendiren de, PKK ile savaşmak için ABD'den izin alırsa, Türkiye'nin harekete geçmekte gecikmeyeceği. Bu, sadece Kuzey Irak'taki istikrarı değil, tüm bölgeyi etkiler. Ancak, gözlemcilere göre Ankara'nın Washington ile Kuzey Irak'a girmek için uzlaşması zor. Hatta, Türkiye bunun için ABD'ye diğer tüm alanlarda işbirliği teklif etse bile... Bazıları, Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas'ın ziyaretinin zamanlamasının ve İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in Ankara'ya yapacağı ziyaretin tarihinin açıklanmasının, Türkiye ile ABD arasında yeni bir anlaşmanın imzalanması olarak görüyor. Fakat İran'ın PKK hedeflerini vurmasının, Ankara'nın ABD'ye gönderdiği tüm mesajların üzerinde bir etkisi olduğunu düşünenler de var. İran ile Türkiye arasında PKK konusundaki muhtemel bir güvenlik anlaşması, Türkiye'nin ABD ile anlaşmasının önündeki en büyük engel olur. Bazıları da, Kuzey Irak sınırındaki askerlerin, PKK'ya son vermek için Ankara'ya destek olmak isteyen Iraklı Kürtlerle ilişkilere zarar vereceğini düşünüyor. Rice Türkiye'deyken Kürtler şunu düşünüyordu: Acaba Türk diplomasisinin Rice'tan bir şeyler koparma imkânı var mı? (Bahreyn gazetesi Vasat, 1 Mayıs 2006)

KÜRDİSTAN BÖLGE YÖNETİMİ-ANKARA DİYALOĞU KAÇINILMAZ...


Nereden nereye geldik. Korkularımız yüzünden başımızı kuma gömmemiz, bölgemizde ve dünyada, bize rağmen meydana gelen gelişmeleri engellememizi tabii ki sağlamadı.Bu türden bir gelişme, yanıbaşımızda, hem bize rağmen hem de bizim, 1991’deki dolaylı desteğimizle meydana geldi. Irak Anayasa’nın öngördüğü biçimde, Kuzey Irak’ta, Kürdistan Bölge Yönetimi’nin,- ki kimileri hükümet diyor- pek çok ülke temsilcisinin katılımıyla geçen hafta düzenlenen bir törenle resmen kurulması yolundaki gelişmeden bahsediyorum. Ankara, Irak’ın benimsediği bir anayasaya “hayır” deme yetkisi bulunmadığına göre- ki aklın yolu bunu gerektirir- Kürdistan Bölge Yönetimi’yle, ülke anayasasının öngördüğü sınırlar içinde diyalog kurmak zorunda. Ama Türkiye içindeki engelleri de aşması gerekiyor. Örneğin, Kürdistan Bölge Yönetimi’nin kuruluş törenine, Türk yetkililer, Irak anayasası henüz yürürlüğe girmediği için katılmadıklarını belirtiyorlar. Türkiye içi engeller belki de törenlere resmi katılımı engelledi. Ama bu törene, Amerikan, Rus, İngiliz, Çin ve hatta İran temsilcileri katıldı. Törenlerde, Türkiye’nin yokluğunun altında, Ankara’da halen siyasi otorite ve askerler arasında, Kürdistan hükümetine karşı nasıl bir tavır takınılacağı konusundaki görüş ayrılıkları yatıyor zannediyorum. AKP hükümeti, Kuzey Irak bağlantılı sorunlara, salt asker gözlüğünden bakan dar kapsamlı politikalardan ayrılarak, Irak’taki tüm etnik gruplarla diyaloğunu geliştirdi. Bir hükümet yetkilisinin deyimiyle, “Yapıcı ve Soft Power (Yumuşak Güç- Politikaların, askeri önlemler son çare olmak kaydıyla, öncelikle siyasi araçlarla yürütülmesi) Projeksiyonu” yapan bir ülke haline geldi. Ancak işin içine özellikle Kürtler girince hükümetin, “Yumuşak Güç” politikası engellerle karşılaşıyor. Nitekim, dünyada kriz yaratan sorunların çözümüne katkı sağlama arayışlarındaki saygın fikir kuruluşlarından Uluslararası Kriz Grubu (ICG) Başkanı Joost Hiltermann, geçen hafta başında, merkezi Washington’daki Ortadoğu Enstitüsü’nde yaptığı konuşmada, hükümet ile askerlerin, hem Türkiye içindeki hem de Irak’taki Kürtler konusunda görüş ayrılığı içinde bulunduğunu ve ordunun, her iki konuda da sert bir pozisyon aldığını belirtiyordu. Ancak geldiğimiz noktada, siyasi otorite ve askerler arasında, Kürdistan yönetimine yönelik nasıl bir yol izleneceği konusundaki görüş ayrılıklarının giderilmesi gerekiyor. Çünki bu yönetim ile diyalog kurulması, Kuzey Irak’ın, Irak’a açılan bir penceresi olduğu düşünüldüğünde, ticari ve siyasi nedenlerle daha da gerekli hale geliyor. Görüş ayrılığı giderilmese de, hükümetin, Irak Anayasası nasıl bir ilişki öngörüyorsa Kürdistan hükümeti ile öyle bir ilişki kurması kaçınılmaz hale geliyor. Örneğin, Kuzey Irak üzerinden Irak’a yük taşıyan kamyonların, Kürdistan yönetimine vergi ödemeleri gerekiyorsa, bu Ankara’nın, Kürt yönetimi ile diyalog kurmasını zorunlu hale getiriyor. Irak’ta Türkiye açısından bir diğer önemli gelişme de, Irak Kürtleri’nin, Cumhurbaşkanı, Başbakan Yardımcısı ve hatta Dışişleri Bakanı Kürt olan merkezi otoriteden kopmak ne kelime yeniden entegre olmaları yolundaki süreçle yaşanıyor. 1991 yılındaki Körfez Savaşı’nın ardından, İncirlik üzerinden, ABD ve İngiltere’nin, Kuzey Irak Kürtleri’ni koruma işlevine yardımcı olurken, fiili bir Kürt devletinin de kurulmasına dolaylı destek olan Ankara, bugün, Kürtlerin Bağdat’a yeniden entegre olmaları sürecine kuvvetle destek olunması gerektiğini düşünüyor. Kürdistan yönetimini yok saymak, bu önemli entegrasyon sürecine de köstek olmak anlamına gelecek. İşimize gelmez herhalde...

Pazar, Mayıs 14, 2006

Şehit M. Kemal Yayçılı ve Türkmen Hareketi


Bazı insanlar vardır, davası uğruna şehit düşeceklerini bilirler. Bu yüzden de mücadelede korku nedir bilmezler. Milli hislerin herşeyin üstünde olduğu bu muazzam sıfat M. Kemal Yayçılı’da vardı.

1992 yılında Şaklava’da açılan ilk IMTP bürosunda gönüllü hizmet veren 18-25 yaşları arası dört Türkmen gencinin, Kerkük’e bir görevle gidip Saddam rejimi tarafından tutuklandıktan sonra şehit oldukları haberi geldiğinde Yayçılı, ‘’bu olay haklı Türkmen davasının muvaffak olacağına dair bir delildir, ancak şehitlerimizi hiç unutmamalı ve onları ömür boyu sevgiyle anmalıyız’’ sözlerini oradaki herkes hatırlmaktadır.
O dört genç Türkmen şehidinin isimleri uzun süre gizli tutulduğu için isimsiz kahramandırlar.

Yayçılı’nın bu sözlerinden, bir gün haklı Türkmen davası uğruna şehit olmak istediğini anlıyoruz.
Nitekim o yıldan, şehit düştüğü güne kadar vatan topraklarından ayrılmayı hiç istemedi. Çünkü davanın ve liderliğin merkezden yapılacağına inanmştır. Bu inanç öyle büyüktü ki ailesine çok bağlı olmasına karşın yıllarının büyük kısmını vatan topraklarında geçirmeyi tercih etmiştir.

Bu yıllar içerisinde yapıcı ve birleştirici bir Türkmen lideri olduğunu gördük. Nitekim özellikle bugünlerde onun eksikliğini hepimiz hissediyoruz. Siyasi ve tarih bilgisi çoktu. Özellikle Türklüğü ve Türk tarihini çok iyi bilirdi ve bilgilerini sürekli yeniler ve kendini geliştirirdi. O bir Türk aşığı idi. Yayçılı köyünde tek başına kaldığı zamanlarda bir ağaç daldasında Nihal Atsız romanlarını okuduğunu bizzat kendisinden dinledim. Dilimizin esir tutulduğu topraklarımızda Türklük şuurunun yüceliğinden sözediyordu.

Son derece samimi bir insan olduğundan çevresiyle ilişkileri imrenilmeyecek gibi değildi. Siyasi müzakere kabileyeti nedeniyle nerdeyse bütün görüşmelerden galip çıkıyordu. Son derece gelişmiş ikna kabiliyeti vardı. En gergin ortamlarda dahi sakinliği ile çok hızlı ve rasyonel kararlar alabiliyordu. Diğer önemli bir özelliği de tarafların ortak menfaatlerini çok iyi analiz edip bileştirici formüller kurgulayabilmesiydi. Yayçılı için, davada sınır ve başarısızlık sözkonusu değildi.

Vatan aşkıyla yaşayan bizlerin O’nu rahmetle andığımız bugünlerde, hizmetimize Yayçılı’nın cesur ve kabiliyetli kişiliğinden feyz alarak devam etmeliyiz.

Savas NURETTIN

Cumartesi, Mayıs 13, 2006

KYB Kerkük'ten siliniyor

Turkmeneli TR

KYB'nin Havice büro sorumlusu Kemal Celil ve Yardımcısı Ahmet Hurşit 12.05.2006 tarihinde saat 22:00 civarından kimlikleri belirsiz kişiler tarafından suikasta uğradılar.
Kerkük’ün El Kadisiye semtinde siyah renkli opel markalı bir araçta bulunan kimlikleri belirsiz kişlerce açılan ateş sonucu Kemal Celil olay yerinde hayatını kaybederken yardımcısı Ahmet Hurşit ağır yaralanarak Kerkük’ün Azadi hastanesine kaldırıldı.

Ali Kasapoğlu
Türkmeneli tv Haber Şefi

PKK'dan kaçanlar peşmerge oluyor


12 Mayıs 2006
A.AIrak'ın kuzeyindeki terör örgütü PKK'ya ait kamplardan kaçan teröristlerin, örgütün infaz emrinden kurtulmak için Celal Talabani'ye bağlı Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB) ve Mesut Barzani'ye bağlı Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nin (IKDP) peşmerge birliklerine katıldığı bildirildi. Terör örgütünden kaçarak IKYB'ye bağlı silahlı güçlere katılan ve isminin açıklanmasını istemeyen peşmerge, yıllarca terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki kamplarında eğitim gördüğünü belirterek, kaçış macerasını, AA muhabirine anlattı.Bir arkadaşının telkinleri sonucu terör örgütüne katıldığını, ancak daha sonra pişmanlık duymaya başladığını ifade eden peşmerge, şunları söyledi: “Örgütün kamplarında yaklaşık 3 yıl boyunca bulundum. Bana anlatılanlarla oradaki yaşam arasında çok fark vardı. İsteyerek katıldığım örgütten artık ayrılmak istiyordum. Gidip kamp sorumlusuna, (Ben artık örgütten ayrılmak istiyorum) dedim. Bunun üzerine bana hücre cezası verildi. Bir süre hücrede kaldım. Sonra kamp sorumlusuna, (Tamam, ayrılmaktan vazgeçtim. Sizinleyim) deyince, hücre cezam sona erdi. Ama kaçmayı kafaya koymuştum. Bir gün eğitim sırasında birlikten ayrılarak, Süleymani'ye gittim.” Süleymaniye'deki yakınlarının yanına yerleştikten kısa süre sonra takip edilmeye başlandığını kaydeden peşmerge, “Örgütten kaçanlara ölüm cezası verildiğini biliyordum. Beni takip edenler de bu nedenle peşimdeydiler. Ben de, IYKB'ye giderek, (Peşmerge olmak istiyorum) dedim. Yapılan araştırmadan sonra beni peşmerge birliğine aldılar. Böylelikle infazdan kurtuldum. Benim gibi örgütten kaçan ve peşmerge olan çok sayıda kişi var. Çünkü örgüt, bir peşmergeyi öldürmeyi kesinlikle göze alamaz” dedi.

IKYB'nin Kerkük sorumlusu silahlı saldırıda öldü



Anneler Gününde Türkmen Annelere Armagan Olsun

Son Dakika
13 Mayıs 2006
Hurriyet

Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin liderliğini yaptığı Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (IKYB) Kerkük sorumlusu silahlı saldırıda öldü. Polis, Kerkük'te aracında silahlı kişilerin saldırısına uğrayan Kemal Celal'in öldüğünü, saldırı sırasında Celal ile aynı araçta bulunan bir belediye mensubunun yaralandığını belirtti. Bu arada, başkent Bağdat'ta kurşunlanarak öldürülmüş 2 kişinin cesedi bulundu. Güvenlik kaynakları, cesetlerin Bağdat'ın doğusundaki El Raşid ve El Kemaliye mahallelerinde bulunduğunu açıkladı. Öte yandan, Bağdat'ın güneyinde yol kenarına yerleştirilen bombanın infilak etmesi sonucu bir Amerikan askeri öldü.

Cuma, Mayıs 12, 2006

Şiiler hükümet görüşmelerinden çekildi...

Milliyet
10:45
12 Mayıs 2006 / Cuma
Irak'ta küçük ancak etkili olan bir Şii partisi, hükümet kurma çalışmaları çerçevesinde yapılan görüşmelerden çekildi. Birleşik Şii İttifakı'nda yer alan Fazıla Partisi'nin sözcüsü Sabah El Saadi, gazetecilere yaptığı açıklamada, görüşmelerden çekildiklerini, bu kararlarının değişmeyeceğini belirterek, halkın sesini duyurmak için parlamentoda kalmayı sürdüreceklerini ve muhalif bir cephe oluşturacaklarını söyledi. El Saadi, diğer partilerin yeni ulusal birlik hükümetini kurmakla görevlendirilen Nuri El Maliki'ye bakan adayları için bastırmasını ve ABD'nin müdahalesini eleştirerek, ''Görüşmelerin kişisel ilgi ve bencilce istekler doğrultusunda ilerlemesi ve bakanlıkların buna göre dağılmasının, gerçekten yeni bir Irak'ın kurulmasıyla sonuçlanmayacağını gördük. Şu anki görüşmeler, Irak'taki Amerikan büyükelçisinin baskılarına maruz kalıyor'' dedi. Parlamentoda 15 sandalyeye sahip Fazıla Partisi'nin, hükümeti kurma çalışmalarında kilit görevlerden biri olan petrol bakanlığı konusundaki çatışmaya son verebileceği düşünülüyordu. Parti, bu göreve adayı Hüseyin El Şahristani'nin getirilmesini istiyordu.

Perşembe, Mayıs 11, 2006

Irak'ta petrol bakanlığı paylaşılamıyor


12:10
11 Mayıs 2006 / Perşembe Milliyet
Irak'ta 15 Aralık 2005'te yapılan seçimlerin ardından hükümet kurma çalışmaları sürerken, ulusal birlik hükümetini kurmaya çalışan tarafların petrol bakanı konusunda anlaşamadığı bildirildi. Adının açıklanmasını istemeyen bir parlamenter, petrol bakanının kim olacağı konusunun hükümetin kurulmasının önündeki temel engel olduğunu belirttiği açıklamasında, ''Hala 3 aday var. Eski Petrol Bakanı Tamer El Hadban, bağımsız Şii milletvekili Hüseyin El Şahristani ve Haşim El Haşimi'' dedi. Bu arada, Şii blok içinde yer alan Fadhila Partisi sözcüsü Hasan El Şemari, bakanlığın kendi partilerine üye El Haşimi'ye verilmesi konusunda ısrar ettiklerini belirterek, ''Fadhila bu bakanlıkta hali hazırda çok iyi sonuçlar aldı. Bu, bizim istediğimiz tek önemli görev'' ifadesini kullandı. Adının açıklanmasını istemeyen bir başka milletvekili de ''Bakanlık Şahristani'ye verildi gibi bir şey. Kendisinin arkasında Başbakan Nuri el Maliki'nin desteği bulunuyor ve El Maliki de ülkenin en önemli ekonomik kaynağından sorumlu olan Petrol Bakanlığı'nı yürütecek namuslu ve yetkin birini arıyor'' dedi. 22 nisanda hükümeti kurmakla görevlendirilen El Maliki'nin 1 aylık süresi bulunuyor. Meclisin bir sonraki oturumunun 14 mayısta yapılması bekleniyor.