ANTHONY ARNOVE *
19.05.2006 CUMA
Irak'ta ölen askerlerin sayısı iki bini aştığı gün, Başkan Bush, Bolling Hava Üssü'nde dinleyenlere şöyle seslenmişti: “Asla dönmeyeceğiz, asla gitmeyeceğiz ve asla gerçek bir zaferden başkasına razı olmayacağız.”
John F. Kennedy, Lyndon Johnson ve Richard Nixon da Amerika'nın Vietnam'a saldırısı konusunda benzer iddialarda bulunmuştu. Sonunda, ABD yönetici eliti, Vietnam'daki “komünist direnişe” karşı kesin bir zaferin boş bir hayal olduğunu keşfetmişti.
Birleşik Devletler ve onun müttefikleri ya Irak'ta bir yenilgiye zorlanacak ya da vahşet içerikli bir dayatma ile Bush yönetiminin savaşa girmesine yönelik meşruiyetsizlik lekesini kaldırabilecek yeni bir başkan yönetimi altında görünüşte bir “zafer” ilan edecek.
Gerçek sorun şu: Bu kanlı işgalin sonuçlanmasından önce kaç kişi daha anlamsız bir şekilde hayatını yitirecek? New York Times, “Bush yönetiminin, Irak güvenlik güçlerinin bağımsız bir biçimde ülkenin önemli bir bölümünde iş görür hale geldiğinde mevcut askerin büyük bir bölümünü geri çekebileceğini” bildirmiş, bazı askerî uzmanların bunun için iki yılın yeterli olmayabileceği açıklamalarına yer vermişti. Eric Schmitt, “Ordu, Irak'taki savaşı diğer modern direnişlerin izleyebileceğini ve bunun on yıl ya da daha fazla bir zamanda sona ereceğini gördüğü” yorumunu yapmıştı.
29 Ekim 2005'te, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General John Abizaid'in, Senato'nun Silahlı Hizmetler Komitesi'ndeki tanıklığında, sadece bir müfreze Irak askerinin ABD kontrolünden bağımsız biçimde operasyonlarda bulunabildiğini söylemişti. Irak ordusundaki müfrezeler üç yüz ila bin asker arasında değişiyor. Öyleyse, en doğru yorum Irak'ta “büyük ilerlemeler sağlandığı” yönündeki yalanlara rağmen binden fazla Iraklı askerin gerçek anlamda eğitilemediği ortaya çıkıyor.
Bush'un Ulusal Güvenik Danışmanı Stephen J. Hadley New York Times'a, “Eğitim sürecinin hızından memnunuz.” derken yönetimin planlarını ortaya koyuyordu. Ancak zaman geçtikçe, Bush yönetiminden bazı yetkililer de Beyaz Saray'ın bir yıl önceki eğitilen asker ve polis sayısını şişirdiğine işaret etmeye başladı.
İşgal tarafından yaratılan direniş, şimdilerde Birleşik Devletler'in işgali devam ettirmesi gerekliliğini açıklamak için kullanılır oldu. İşgale karşı oluşan geniş çaplı direniş, ABD ve diğer yabancı askerlerle işbirliği yapanlar için ciddi bir risk durumunda ve ABD askerinin ülkeyi terk etmesini isteyen Iraklıların Irak polisi içine sızmasını sağlıyor.
2005 yılında Londra merkezli düşünce kuruluşu IISS, Başkan Bush'un görevden ayrılması durumunda bile Birleşik Devletler'in Irak'ta geniş çaplı bir güç sahibi olduğunu ortaya koydu. Tıpkı Vietnam Savaşı'nın yönetimden yönetime devri gibi bir durum bu. Bir sonraki yönetimin de Irakta güçleri bulunacak.
Savaşın başlangıcından bu yana Birleşik Devletler Irak'ta uzun süreli askerî üsler kurmayı planlıyordu. Donald Rumsfeld, “Irak'ta daimi üsler kurma gibi bir niyetimiz yok” dese de, yönetimdeki üst düzey isimler New York Times'a, “uzun vadeli askerî üs planlarından” dem vurmuştu.
Vietnam'da savaşın sona erdiği dönemdeki gibi Irak'tan sonra pek çok alanda savaşmaya devam edeceğiz: Bunca yaşama mal olan savaş nedeniyle hükümeti ve askeri yetkilileri huzursuz etmek ve bunları meşrulaştırmak için yalan söyleyenleri sorgulamak, savaştan yarar sağlayanları deşifre etmek, konuşan, emirlere direnen askerleri teşvik etmek ve onları korumak. En önemlisi de sabırlı bir biçimde işgali sona erdirmek için çabalayan herkese destek olmak.
(Irak: Çekilmenin Mantığı kitabının yazarı)
(http://www.endthewartour.org)