Çarşamba, Nisan 12, 2006

İşgal Türkiye'nin Kürt sorununu da tetikledi



SAHAR BAASIRİ

Irak işgalinin ortaya çıkardığı sorunlara ve uzantılarına bir yenisi eklendi: Türkiyeli Kürtler. En azından Türkiye güvenlik güçleri ile Kürt göstericiler arasında süren çatışmalar buna işaret ediyor. Türkiye'nin Kürt sorunu eskiye dayanır. Ve ne PKK lideri Abdullah Öcalan'ın tutuklanması ne de PKK'nın bir süredir bağlı kaldığı ateşkes sorunu çözebildi. Şimdi Kürtlerin vatanı Türkiye'nin güneydoğusunda tekrar çatışmalar başladı. Üstelik kıvılcımlar İstanbul'a kadar ulaşırken PKK'nın Kuzey Irak'taki binlerce savaşçısı da harekete geçmeye hazır. Sorun sadece bununla da sınırlı değil. Türkiye, insan hakları sicilini iyileştirmek ve AB'nin baskılarını olumlu yanıtlamak için Kürtlere sınırlı radyo ve televizyon yayını gibi kültürel haklar vermesine rağmen, yine de ihmalkâr. Oysa AB, bu konuyu üyelik müzakerelerinde önemli bir eksen olarak görüyor. Türkiye, Kürt bölgelerindeki kalkınma projelerinde de ihmalkâr. Bölge fakir, hizmetler istenen düzeyde değil, işsizlik oranı da yüksek. Bunlar çatışmalar için yeterli.
Özerk bölgenin cazibesi Ama sorunun derinliği PKK'nın halk desteğini açıklayan bir başka yerde daha saklı: Kürtlerin bağımsızlık hayali ve Iraklı Kürtlerin sahip olduğu model. Türkiye, İran ve Suriye'de ayrımcılığa maruz kalan Kürtler, Iraklı Kürtlerin özerk yönetim bölgesindeki başarısını dikkatle izliyor. Bu bölge birçok Kürt için ideal bir çekim noktasına dönüştü. Türkiye Kürtleri bu bölgede ticaret ve yatırım yapıyor, Kürt üniversitelerine öğrenci yolluyor. Kürtler uluslararası çıkarların kendilerine devlet kurma fırsatı vermediğini anlayınca, Irak'taki gibi bir özerk yönetimin mümkün olduğunu düşünmeye başladı. Bu eğilim Türkiye'de açıkça görülmekte. Türkiye'deki çatışmalara ilk bölgesel tepkinin de İran'dan gelmesi tesadüf değil. Türkiye'deki İran elçisi, Türkiye, İran ve Suriye'nin ortak bir Kürt politikası geliştirmesi gerektiğini, yoksa ABD'nin bağımsız bir Kürt devleti kurmak için bu üç ülkeden toprak alacağını ifade etti. ABD ve İran'ın Irak konusunda görüşmeye ve diğerine baskı yapmaya hazırlanması endişeyi artırıyor. Türkiye açısından ise kâbus kat kat fazla. Zira Türkiye, Iraklı Kürtlerin gücünün artmasının kendi Kürtlerini etkilemesinden ve İran'ın Irak'taki rolünün artmasından endişeli. Ankara, Kürt kapısından ABD ile İran arasındaki soruna sürüklenmek istemiyor. Üç ülkenin de Kürt sorunu, farklı derece-lerde de olsa Irak'taki durumla bağlantılı ve Irak'ın akıbeti ile ABD-İran diyaloğuyla şekillenecek. Türkiye'nin bu bağlantıyı en az düzeye indirmesi ancak kendi Kürtlerine daha fazla açılmasıyla mümkün olabilir. Sorunu sırf güvenlik açısından ele almak ise sadece bölgede yeni bir cephe açmanın reçetesi olur.
(Ürdün gazetesi Nehar, 6 Nisan 2006)