18 Haziran 2006
Emin ÇÖLAŞAN
SEVGİLİ okuyucularım, geçtiğimiz pazar günkü "Kahraman" başlıklı yazımda sizlere gerçek bir kahramandan söz etmiş ve ismini de vermiştim.Sabah Ketene. Kendisinden daha önce "Şu Benim Gazetecilik. Yaşadıklarım" isimli kitabımda söz etmiş, ancak ismini vermemiştim... Çünkü o kitap yazıldığında, nerede olduğunu bilmediğim Ketene herhalde yaşıyordu. Geçtiğimiz nisan ayında Kerkük’te taranarak öldürüldüğünü bizi tanıştıran kişiden haber aldım.Pazar günkü yazımdan sonra bizim entel-liboş-şeriatçı kesimi yazılar döktürdü! Özetle şöyleydi: "Kahraman değil katildi... Ketene meğer MİT görevlisiymiş..."Evet, ülke çıkarları uğruna kelle koltukta görev yapan Sabah Ketene, bu kesimler tarafından bir anda "katil" ilan edildi, fotoğrafları yayınlandı.Şimdi bir an gözlerinizi kapayın ve 1980’li yılların sonuna, 1990’lı yılların başına dönün. Ülkede PKK terörü azmış, her gün köyler basılıyor, insanlarımız öldürülüyor, kentlerde bombalar patlıyor. Güneydoğu elden çıktı çıkıyor. Can ve mal güvenliği tümüyle yok olmuş. Yollar kesiliyor, 33 silahsız askerimiz şehit ediliyor, askeri birlikler bile basılıyor. Abdullah Öcalan, Suriye’den esip gürlüyor. . yazinin tümü